01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 AYŞE YILDIRIM DERSİM üzerine bir “inat hikâyesi” düştüğünü biliyoruz ki bir bölümü bizde. Babası o dönem ordu fotoğrafçısı olan birisiyle de konuştuk. 12 Eylül öncesi “Solcular bu fotoğrafları bizde görürlerse bizi öldürürler” diye korkup binlerce fotoğrafı sobada yakmışlar. Ama ellerinde 1015 fotoğraf vardı, bize verdiler. Hani şu kesik başlı fotoğrafları onlardan aldık. O subay hâlâ yaşıyor, kötürüm. Oğlu, “Biz çocuktuk gördük fotoğrafları. Kesik baş tarlaları vardı, annem çok korktu ve yaktı” diyor. bir İNSAN Güneşe döndüler son mermileri... Kaymakam raporlarında “Biz bunları niye öldürmüyoruz” diyenler var. Mesela Ovacık Kaymakamı çatışmaları takip ediyor; “Biz Dersimlileri kovalıyoruz” diyor, “aralarında bir de kadın vardı. Son mermilerini güneşe döndüler kafalarına sıktılar, kadın da kendini uçurumdan aşağı attı.” Henüz açıklamadığım raporlarda “Bunlar insan değil, bunları ne zaman öldüreceğiz, biz bunları ehlileştiremeyiz” diye yazanlar var. Seyit Rıza oğluyla idama giderken. Hasan Saltık, on yıldır Dersim üzerine belge ve fotoğraf topluyor. Eğer bir komisyon kurulursa arşivini vermeye hazır. Yeter ki gerçekler ortaya çıksın. Kim vuracak? Dersimliler ilk başta çocuklarını köyde bırakıyorlar, nasılsa çocuklara bir şey olmaz diye. Kendileri de meşeliklere, ormanlara kaçıyor. Sonra meşeliklerden, ormanlardan bir bakıyorlar ki çocuklar da öldürülüyor. Bu, duyulmaya başlanınca çocuklar da kaçmaya başlıyor. O sırada kurtlara yem olan var, açlıktan ölen var. Ot yiyip hayatta kalanlar da var. Bazıları da yakalanıyor tabii. Hatta öyle ki bu yakalananlar için askerler “kim vuracak, kim vuracak” diye yarışmalara başlıyorlarmış. ugüne dek ne kadar belgesel, haber ya da kitap Fotoğrafların hepsi doğal olarak asker kökenlilerin evinde yapıldıysa hemen hepsinde bir “Hasan Saltık’ın çıkmış. Dönemin müfettişleri, valileri, vali yardımcıları... Bir arşivinden” alındığını gösteren ibare vardır. Dile kolay çoğunun evindeki belgelerin aslına ulaşmış. Şimdi de bu olay 10 yıldır sözlü tanıklıkların yanı sıra belge ve fotoğraf topluyor ondan takıntı olmuş. Hâlâ belge topluyor. Bu konudaki en Hasan Saltık. “Zaten devletin elindeki arşivden sonra o da kapsamlı kaynak kitabı hazırlayacağını söylüyor. Bu iş için çok hangi kurumundadır bilmiyorum ikinci en büyük arşiv bende para ve emek harcadığı ortada. Ama onun için bunların hiçbir Dersim konusunda” diyor. Unkapanı İMÇ’de sahibi olduğu önemi yok. Yeter ki tarihle yüzleşilsin ve özür dilensin. Kalan Müzik’te konuşuyoruz. Peşi sıra belge ve fotoğraf İşte Saltık’ın anlattıkları... gösteriyor. Yayımladıklarının yanı sıra yayımlamadıkları o kadar çok ki. Kimi fotoğraflara bakmayı insanın içi kaldırmıyor. Hani geçen hafta bazı gazetelerde çıkan kesik başlı Bu olay askerler açısından da çok travmatik. fotoğrafların orijinalleri de bunlar arasında. Harekâta katılmış askerlerle de konuştum, çoğu Kendisi de Dersimli ama ilk başlarda Dersimle görüntü ve ses vermek istemedi. Sadece bir ilgili bir arşiv oluşturma fikri yokmuş Hasan ikisinin görüntüsü var elimizde. O askerlerin Saltık’ın. Aslında bir inatlaşmayla başlamış her çoğu sonra travma yaşamış, delirenler var. Parası şey. “Etnik müzik yaptığınız zaman ister istemez olanlar ise hacca gitmiş. Çünkü o kadar çok sivil tarihine de giriyorsunuz. Dolayısıyla bir sürü insan öldürülüyor ki... Kendisini bir odaya belge, fotoğraf ve dokümana da ulaşıyorsunuz, kapatanlar var, anlatamıyorlar yaşananları. inceliyorsunuz. Süryani müzikleri, Laz müzikleri Onların çocukları ve torunlarıyla konuştuk. “Bu yaparken de aynı şeyleri yaşamıştım. Yaklaşık 10 olayı anlatamazdı, eli ayağı titremeye başlardı, yıl önce de Dersim ağıtları hazırlıyorduk. Hasan Saltık ağlamaya başlardı” diyorlar. İlk önce “Düşman Almanya’da yaşayan bir Dersimlinin elinde yaşlı öldürmeye gidiyoruz, Ermeni dönmelerini Dersimlilerin okuduğu ağıtların orijinal kayıtların öldürmeye gidiyoruz, Ruslara, Ermenilere yardım eden olduğunu öğrenmiştim. Onları almak için gittim Frankfurt’a. Dersimlileri öldürmeye gidiyoruz” diye büyük bir gazla Yaptığımız çalışmayı anlattım, ‘Sen de Dersimlisin, bu kayıtlarla gönderilmiş bunlar. Oysa hangi ailede, aşirette ne kadar silah ilgili yardımcı ol bize’ dedim. Çok ısrar ettim ama vermedi var, bunlar belli. Ve bunlar daha olay olmadan toplanıyor. kayıtları. Ben de dedim ki ‘Unutma bunu. Dersim tarihi Sonuçta bir karakol baskınından veya bir köprü yakılma diyorsunuz ama bize yardımcı bile olmuyorsunuz. Ben de öyle olayından müthiş bir katliama dönüşüyor bu iş. bir malzeme toplayacağım ki siz dönüp benden isteyeceksiniz.’” Dediğini de yapmış Hasan Saltık. Dersimle ilgili kim ne yapmışsa araştırmaya başlamış. Harekâta katılan subaylar, Benim annem de annesinin karnındaymış. Nenemin kayıtları Ragıp Gümüşpala’dan tutun da o dönemde görev yapmış var, 102 yaşında öldü. Tek tek anlatıyor. Köyün meydanına gazetecilere kadar kimin elinde ne varsa araştırmaya, tanıkları toplamışlar herkesi. Askerin bir tanesi demiş ki neneme “Sen dinlemeye koyulmuş. Sahaflara düşen her dokümandan, hamilesin, şu aşağıdan dereye doğru kaç”. Nenem de kaçmış. fotoğraftan önce Kalan Müzik’in haberi olmuş. Dersim’den Ankara katliam olduğunun farkına varana kadar iş işten geçmiş Ankara’ya, İzmir’den Samsun’a kadar gitmediği yer kalmamış. oluyor. Ankara’ya göre orada sadece bir harekât düzenlendi, Londra dahil. Telefonda söylenen “Şurada şu kişide bir belge işte orada eşkıya var, müfettiş raporlarında da zaten “onları var” sözü yola düşmesine yetmiş. “Kimini para verip satın sürgüne göndeririz, eşkıyanın reislerini de öldürürüz” falan aldım, kimini de iş karşılığı. Kiminin işsiz çocuğunu torununu deniyor. Ama sivil katliamın olduğu anlaşılıyor ki hemen apar işe yerleştirdim. Çünkü adam diyor ki ‘Benim torun ya da topar bir şeyler oluyor. Kurtulan Dersimlilere sorsanız, “Beyaz çocuk işsiz, yerleştirin işe verelim size fotoğrafı ya da belgeyi’. bayraklı atlılar geldi” derler. Katliamın önü alınamıyor çünkü. Biz de hepsine tek tek iş bulduk.” B İngiliz arşivlerine girdim Ben İngiliz arşivlerine baktım. İngilizler ayaklandırdı deniyor ya İngiliz arşivlerinde öyle bir şey yok. Hatta haberleri yok. Hükümet de Ankara’ya soruyor; “orada ne oldu” diyor. Yani Londra merkez elçiliğe soruyor, “Dersim’de bir şeyler oluyor, ne oluyor” diye. Elçilik telaşlanıyor hükümete soruyor. Hükümet de diyor ki “Ruslar silahlandırdı orayı, isyan çıkarttırdı, biz de harekât yapıyoruz, kendi iç meselemiz.” İngilizler de diyor ki “Biz Türklerin verdiği bu cevaptan tatmin olmadık. Ruslara sorduk”. Ruslar da diyor ki, “Biz de sorduk, İngilizler orayı silahlandırmış, siz silahlandırmışsınız.” Hatta İngilizler şöyle bir şey yazıyor; “Yahu bu Ankara hükümeti ne zaman doğru bir şey söyleyecek.” Komisyon kurulmalı AKP çok iyi kullandı bu işi, CHP maalesef bu işten çok iyi bir manevrayla haklı çıkabileceği yerde kendi kalesine gol atmış gibi oldu. O dönemde parti CHP de olsa bunu çok iyi kullanabilirdi, maalesef sınıfta kaldılar. Şimdiye kadar Dersimliler bir travma yaşadılar, bunların çocukları ezik oldular. Korkudan Elazığlıyım, Erzincanlıyım, Malatyalıyım dediler. Erdoğan’ın tek başına özür dilemesi yetmez. Çünkü ya meclis kararı ya bakanlar kurulu kararı çıkması lazım. Dolayısıyla eğer samimiyse Erdoğan bu konuda mecliste bir komisyon kurulur, ben de elimdeki belgeleri vereyim. En azından böyle bir isyanın çıkmadığı, olayın gerçekliği ortaya çıkar. [email protected] Deliren çok asker var Alamadığım fotoğraf Görüp de alamadığım belgeler de var ki bir tanesi çok etkileyici; çocuk katliamı. Yerlerde ölüler ve yine Dersimlilere gömdürüyorlar. O dönemde gazetecilik yapmış insanların çoğunun fotoğrafları sahaflara düştü. Mesela Ragıp Gümüşpala’nın bu konudaki fotoğraf arşivinin hurdacılara bir EYLEM Mektup maratonu B u yıl kuruluşunun 50. yılı olan Uluslararası Af Örgütü, insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için dünya çapında mektup yazma maratonu düzenliyor. 3 ila 17 Aralık tarihlerinde sürecek olan maratonda insan hakları savunucuları ülkelerden seçilmiş vakalara ister dayanışma mektubu gönderiyor, isterse de hükümete endişelerini dile getiren mektuplar yazıyor. 10 Aralık günü de tüm şubeler seçtikleri vakayı şehirlerinin simgesi haline gelmiş bir binanın üzerine yansıtıp, vakanın konusu kişinin resminin olduğu fenerlerle toplanacak. Türkiye’nin bu maraton için belirlediği isim ise Halil Savda. Siz de isterseniz halkı askerlikten soğutma suçlamasıyla hapis cezası verilen vicdani Sen hamilesin, kaç Halil Savda Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty ile birlikte... retçi ve insan hakları savunucusu Halil Savda’ya dayanışma mektubu ya da Başbakanlık’a mektup yazarak Savda’ya destek verin. 10 Aralık günü için seçilen mekân ise Galata Kulesi. (www.acileylem.org) ADNAN BİNYAZAR Araç ve amaç enjamin Franklin, “İnsan, araç yapan hayvandır,” diyor. Buna, “İnsan, aracı kullanma bilincine erdiği oranda insanlaşır,” savı eklenirse, uygarlık kavramına küçük bir ışık daha tutulmuş olur. Nesneyi biçimleyen el, varlığı sürdürmenin de aracıdır; yarattığını var da eder, onun yok edicisi de olabilir. Rodin, mermerden B C M Y B C MY B yonttuğu ellere neden “Tanrı’nın eli” adını vermiş olabilir?.. Einstein’a, “Siz atomu keşfettiniz. Hiroşima ve Nagazaki’nin tepesinde atom bombası patlattılar. Ne düşünürsünüz?” diye bir soru yöneltirler. Einstein’ın yanıtı şudur: “Ben atomu insanlığın yararı için keşfettim. Ama insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar. Böyle olacağını bilseydim ayakkabı tamircisi olurdum.” “Araç kullanma bilinci”, insanın insanlaşma sürecinin ilk aşamasıdır. Bu yargı bilgisayar kullanımına indirgendiğinde, insan zekâsının olağanüstü emeğinin ürünü olan bilgisayarın, çağımıza yoğun bir iletişimetkileşim alanı açtığını görürüz. Bilgisayar, amacı doğrultusunda kullanıldığında bir kültür hazinesidir. Amacından saptırıldığında ise, kokuşuma uğramış bilgi çöplüğü... Uzağa gitmeyelim; elimizden düşmeyen dikiş iğnesi, giyimin kuşamın kaçınılmaz aracıdır. Aynı iğne birinin gözüne batırıldığında ona dünyayı zindan eder! Her an karşılaşılabilecek şu örnek, bilgisayarın, internet yoluyla insanın önüne neler serdiğini kanıtlamaya yetiyor. Ayhan Görür, avukatlığının yanında yaşamını bilgisayarla bütünleştirmiş bir aydın. Sitesine girmeye görün, kapsamlı diziniyle, sanatsal nitelikli fotoğraflarıyla, beğeni ürünü desenleriyle, göreni bilginin ferahlatıcı bahçelerinde gezdiriyor. Şu linki tıklayın, olağanüstü bir gösterimle karşılaşacaksınız! https://mail.google.com/mail/?shva=1#search/Rain/1334 41e7150ae3b7 Konu “Yağmur. Orkestra şefi, yönettiği insanların elinden yağmur yağdırma sesi çıkarttırıyor. Aynı elin ortaparmakla başparmağı hafif tempoda birbirine vurulmasıyla yağmurun ilk tıpırtı sesleri sağlanıyor. Bacağın dizüstü ön bölgelerine el ayasıyla vurularak da sağanak yağmur yağdırılıyor. Gök gürültüsünün aracı ise davulla tokmak... Bir iki dakika sonra her şey susuyor ama gösterim insanı öyle bir duygu ortamına sokmuş oluyor ki, izleyen, o kadarla yetinmiyor, içinden “daha,” diyor; istiyor ki, ses dakikalarca sürsün... “Dahası var mı?” Yok sanılır. Oysa vardır! Sanat, arandıkça dahasına varılan yaratıcı bir eylemdir. Yaratıcılık devinimseldir, durağanlığa gelmez, ötesini arar; aynını değil, daha gerçeğini, daha özgününü... Balıkçıların “heyemola” diyerek denizden topluca ağ çekmelerini andıran bu gösterim, kadını erkeği, genci yaşlısıyla insanı dostça birbirine de yakınlaştırıyor. Bu görüntüler, insanın yalnızca yaptığı araçlarla değil, elini araç eyleyerek de bir şeyler yapabileceğini kanıtlıyor. Anlıyoruz ki el, yarattığını göze, kulağa armağan etmenin de aracı. Japon yazar Haruki Murakami’nin Sahilde Kafka (Doğan Kitap) adlı dev romanını okuyorum. Romanın bir yerinde Franz Schubert’in “D Major Sonatı”nın yorumundan söz edilirken, “Schubert’in sonatları, özellikle ‘D Major Sonatı’ nota defterine bağlı kalınarak çalınırsa sanat olmaz. Böyle bir şeyi olduğu gibi çalmaya kalkarsan, tatsız tuzsuz bir antika olur. İşte o yüzden piyanistler, bunu aşmak için bazı yollar deniyorlar. Cilalıyorlar. Ritim serbestliği ekliyorlar, hızlı çalıyorlar, ara geçişlere ton farklılığı ekliyorlar” deniyor. Sanat, arandıkça bulunan güzelin daha da güzelini yaratma edimidir... [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle