01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 İnsanla makinenin havadaki sevişmesi nsanlar kafalarını yere indirmeden, gözlerini yakan güneşe rağmen hiç kırpmadan onu izliyorlar. Gökyüzünde süzülüp, dalışa geçmesini, sonra yeniden yükselmesini... Takip etmesi zor. Denize dalacak kadar alçalıp, bir duman huzmesini üzerimize salıyor, sonra tekrar en tepeye, bulutların arasında sadece küçücük bir kırmızılık olacak kadar tepeye yükseliyor ve dalışa geçiyor, göğün mavisiyle denizin mavisinin kesiştiği yere kadar iniyor ve... Ali İsmet Öztürk’ü ilk defa, kendisi de bir pilot olan Belediye Başkanı Kadir Uçar’ın Side’de geleneksel hale getirmeyi amaçladığı Side Airshow’daki gösterisinde izledim. Ali İsmet Öztürk, dünyadaki 13 akrobasi pilotundan biri. Uçmak, yemek yemek, uyumak kadar doğal onun için, macera düşkünlüğüyle değil, içine sindirdiği bir felsefeyle çıkmış yola. Dinleyelim mi? İlk kez uçağa, kaç yaşınızdayken bindiniz? Neler hissetmiştiniz? 40 günlük bir bebekken! Ailem beni İstanbul’dan Bandırma’ya uçurmuş... 30 dakikalık bu uçuş hakkında tabii ki hiçbir şey hatırlamıyorum ama bilinçaltında bir yerlerde iz bırakmış olabilir. Zira daha sonra aynı rotayı yüzlerce kez uçtum ve bana hep tanıdık geldi. Sizi akrobasi pilotu olmaya nasıl bir his, düşünce götürdü? Ya da sizin deyişinizle, bir insan durduk yere hayatını neden tehlikeye atar ki? Eğer yaptığım hayatımı tehlikeye atmaksa hiçbir akıllı insan bunu yapmaz! Dışarıdan böyle görülebilen hava akrobasisinin aslında hiçbir hesaplanmamış risk taşımadığı çok az insan tarafından bilinir. Dünyada, akrobasi uçuşunu “hobi” kavramında algılayan ve yapan binlerce kişi varken, tüm dünyada bir o ülkede bir bu ülkede yasal olarak ve profesyonel kategoride uçan sadece 13 akrobasi pilotu var! Siz de o 13 kişiden birisiniz... Sizi o “hobi”cilerden ayıran ne? Ticari Pilot Lisansı’nın yanında uluslararası arenada, unlimited kategoride akrobasi uçuş yetkisi sağlayan ve DA (Display Authorization) tabir edilen bir yetki belgemiz var. İ Ancak daha da önemli fark, sadece “iki tono, bir takla” ile profesyonel akrobasi pilotu olmak da mümkün değil. “En üstün iradenin kendini aşma çabası” olarak nitelendirdiğim profesyonel anlamdaki hava akrobasi sporu, bir ileri uçuş tekniği olduğu gibi, içinde felsefesi olan kutsal bir uğraş. Zira; milyonlarca 1988’de yapılan sadece birkaç akrobatik insana vesile olmak, işini hareketin yapılmasından ibaretti ve seyircisi yoktu. doğru ve düzgün yapan Yani gösteri sayılmaz. Feci korkmuştum! Ticari pilot insanların başarısını olmama rağmen çok korkutucu gelmişti, çünkü yansıtmak, bedavacılık ve dünyayı hiç öyle görmemiştim… Her şey tersyüz kolaycılıktan uzak kalmak, olmuş... Aman Tanrım! Beyin ister istemez “sen derin bir sabır ve tevazu gibi öldün” mesajını veriyor. insanı insan yapan unsurların ESRA Zaman ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle ara hepsini onda bulabilirsiniz. AÇIKGÖZ vermek zorunda kaldınız, derken 2000’de her şeyi Şuna yürekten inanıyorum ki; bırakıp, kendinizi tamamen akrobasi pilotluğuna “Bu dünyada var olmak için, verdiniz. Yeteneklerinizle iyi para kazanabileceğiniz bir başkasının hayatına işler yapabilecekken, neden bunda bu kadar direttiniz? rehber olabilecek bir rüyayı ona vermekten daha büyük bir Mühim olan yapılmamışı yapmaktır. Profesyonel akrobasi sebep yoktur”. İşte doğru yapılan bir akrobasi uçuşunun içinde pilotluğu ilk çıkışta kafamda yoktu, ama hadiseler beni bu işin bu gizem ve mesaj vardır. Akrobasi uçuşu bugüne dek gelmiş içine itti ve kendimi dünya arenasında geçmiş en derin ve en anlamlı iletişim uçarken buldum. sanatlarından biridir... Siz bu iletişimi 1988’de keşfettiniz, ilk hava akrobasisi tecrübenizi gerçekleştirdiniz. O gün kaç dakikalık ve nasıl bir gösteri yapmıştınız? Fotoğraflar: ERZADE ERTEM Şu anda geçiminizi bu işle sağlayabiliyor musunuz? Yani işin riskine değer bir maddi getirisi var mı? Evet, hatta ben uçtuğum zaman eve ekmek götüren altı ayrı aile var yani yer ekibim… Elbette bu işin getirdiği riskle orantılı hiçbir maddi değer olamaz ancak her şey parayla olsa da her şey para değil. Uçağınızın bir adı var mı? Onunla kurduğunuz ilişki nedir? Mor Menekşe onun adı ve elbette nefis bir kız... Zaten bütün hava taşıtları kadındır… Onlara karşı nazik ve ince davranmak, kibar olmak gerekir... Mor Menekşe ve ben aslında kendi halinde varlıklarız, ama bir araya gelince ortaya acayip bir şey çıkıveriyor… Benim sevgim onun şefkati birbirine dolanıyor, bir harman oluyor… Tanrının mekânı varsayılan bir yerde, yani gökyüzünde, dünya sahnesinde, bir insan ve bir makinenin en anlamlı sevişmesi belki de budur... Bu işi iyi yapabilmek için ne gerekli; delilik, cesaret, disiplin?.. Sabır, sabır, sabır... Çünkü sabır cesaret ister, çünkü sabır delilik ister, çünkü sabır disiplin ister… Biliyorsunuz, hayatımızın tamamı bir riski diğerine tercih etmekle geçer. Akrobasi yaparak hayatını kazanan pilot ise, bunu büyük bir itina ve hünerle yapan kişidir. İşte onun için akrobasi pilotunun, onu seyreden yüz binler önünde kendisini öldürme hakkı yoktur. Yine de sizi şaşkınlık ve hayranlıkla izleyen insanları daha da heyecanlandırmak için sınırlarınızı zorladığınız olmaz mı? Daha sükseli uçmak, hava atmak gibi bir düşünce akrobasi pilotları için çok sığ kalır. Tam tersi, kalabalık arttıkça sorumluluk artar. Kendi performans limitlerini seyirci önünde asla aşmazlar. Kendini aşma çabası sadece antrenman uçuşlarında ve çok yüksek irtifalarda olur. Eğer başarı olursa bu seyirciyle paylaşılabilir. Zira profesyonel bir akrobasi pilotunun önce ayakları yere iyi basmalıdır. Ali İsmet Öztürk, dünyadaki on üç profesyonel akrobasi pilotundan biri. Uçağıyla gökte dans ediyor. Havada olmak onun için bir tehlikeyi değil, hayatına sindirdiği bir felsefeyi taşıyor. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle