Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 MAYIS 2010 / SAYI 1261 Özgür filmlerin tutsak yönetmeni İranlı yönetmen Cafer Panahi’nin ülkesinde tutuklu olduğunu dünya, Cannes Film Festivali sayesinde duydu. Siyasilerin ve sanatçıların serbest bırakılması çağrısına sessiz kalan İran hükümetine göre Panahi’nin suçu sabit: Baskıcı rejime sanatıyla başkaldırmak. Panahi şimdi açlık grevine başladı. Cannes Film Festivali’nde jüri üyeleri Cafer Panahi’nin koltuğunu boş bıraktı. ŞİRİN GÜVEN afer Panahi. Dünya onu Beyaz Balon, Ayna, Daire, Kanlı Altın ve Offside gibi filmleriyle tanıyor. İran Yeni Dalga Sineması’nın öncülerinden olan ve şimdiye kadar Venedik Film Festivali Altın Aslan, Berlin Film Festivali Gümüş Ayı da dahil olmak üzere pek çok ödüle layık görülen yönetmen Panahi, mart başından beri ülkesinde tutuklu. Suçu baskıcı rejimi eleştiren özgürlükçü filmleri... Bu yıl Cannes Film Festivali’nde jüri üyeliği de yapacaktı ancak tutukluluğu dolayısıyla bugün sona erecek festivale katılamadı ve jüri koltuğu boş bırakıldı. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ile Kültür Bakanı Frederic Mitterrand, Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ve Kanada hükümeti Panahi'nin serbest bırakılmasını talep etti. Martin Scorsese, Ken Loach, Steven Spielberg, Oliver Stone, Steven Soderbergh, Paul Thomas Anderson, Joel Coen and Ethan Coen, Francis Ford Coppola, Jim Jarmusch, Ang Lee, Richard Linklater, Robert De Niro ve Robert Redford gibi sinema dünyasının yıldızları da İran hükümetine Panahi’yi serbest bırakma çağrısında bulundu. Ancak İran hükümeti tüm bu çağrılara kulaklarını tıkadı. Peki, onlarca güzel filme imza atan, son derece naif bir dille düşünce özgürlüğünü savunan ve baskıcı rejimi eleştiren Panahi sinemaya nasıl başladı, bugüne kadar neler yaptı? O bu işe çok küçük yaşta başlayanlardan. Panahi henüz 10 yaşındayken ilk kitabını yazıyor ve bir edebiyat yarışmasında birincilik kazanıyor. Aynı yıl 8 mm filmler çekiyor, birinde de oyunculuk yapıyor. Askerlik yılları boyunca İranIrak Savaşı'yla ilgili bir belgesel çekiyor. Tahran'da Sinema ve Televizyon okuduktan sonra İran televizyon kanalları için filmler yapmaya başlıyor. Bugüne kadar kırkın üzerinde film yapan, bol ödüllü İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin 1994 yılında çektiği Zeytin Ağaçları Altında filminde yönetmen asistanlığı yapması onun için bir dönüm noktası oluyor. Panahi o günden sonra sinema filmleri çekmeye başlıyor. İlk filmi Beyaz Balon’u bir yıl sonra, yani 1995’te çekiyor. Filmin senaryosu Abbas Kiyarüstemi’ye ait. Genç yönetmen sinemaya iddialı bir adım atarak başlıyor ve o yıl Cannes Film Festivali’nde Camera D’or yani “En İyi İlk Film” ödülünü alıyor. “The Guardian” da filmi “Tüm Zamanların En İyi 50 Aile Filmi” listesine koyuyor. Panahi ikinci filmi “Ayna” ile de başarısını sürdürüyor. Film, Locarno Film Festivali’nde “En İyi Film” ödülünü alıyor. 2000 yılında tamamladığı Daire ise yönetmenin en iddialı filmlerinden oluyor. İran’ın baskıcı rejimi altında kadınların konumunu ve yaşayışlarını gösterdiği film tüm dünyadan övgüler alıyor. Venedik ve San Sebastian Film Festivalleri’nden ödüllerle dönüyor ve tüm dünyada “En İyi Filmler” listelerine giriyor. 2003'te çektiği Kanlı Altın filmiyle de başarısını ve dünyaya bakışını sürdürüyor. Bu film ona Cannes Film Festivali Jüri Ödülü’nü kazandırıyor. Stadyuma girmeleri yasak olan genç kızların erkek kılığına bürünerek maçı izlemek için stadyuma girmeye çalışmalarını anlatan Offside filmi ise 2006 yılında Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı’ya layık görülüyor. Panahi yaptığı filmlerden dolayı 30 Temmuz 2009’da gözaltına alınıyor. Birkaç gün sonra bırakılsa da İran hükümeti Panahi’nin pasaportunu elinden alarak, ülke dışına çıkmasına engel oluyor. Bir başka deyişle ona özgürlükçü filmlerini çektirmemek için yasaklara devam ediyor. Panahi Şubat 2010’da İran sineması hakkındaki bir panel için davet edildiğini ve bu nedenle Berlin Film Festivali’ne gitmek istediğini söylüyor. Ancak İran hükümeti onun bu isteğini reddediyor. 1 Mart Cumartesi günü Panahi’yi tekrar tutukluyorlar. Evinden karısı, kızı ve 15 arkadaşıyla götürülüyor. Panahi bugün hâlâ Evin Hapishanesi’nde tutsak. Üstelik muhalif internet sitesi Jaras’ın açıklamasına göre geçen Pazar günü sorguya alınarak suçlandığı için açlık grevine de başlamış. Yapılan çağrılara ve başlatılan imza kampanyalarına rağmen İran hükümeti Panahi’yi serbest bırakmıyor. Sinemadaki sosyal gerçekçi bakış açısıyla, sosyal sorunlara değinmesiyle tanınan ve bu anlamda kuşkusuz İran sinemasının en önemli yönetmenleri arasında olan Panahi’nin film yapmasına izin verilmiyor! G C Beyaz Balon C M Y B C MY B