Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 TARİHTE BU HAFTA 3 MAYIS 2009 / SAYI 1206 Aradan 40 yıl geçti ama... Tarih 3 Mayıs 1969. Yer Ankara Maltepe Cami. Vefat eden Yargıtay Başkanı İmran Öktem’in cenaze töreninde, gerici bir grup cenaze namazının kılınmasını engellemeye kalkıştı. “Allahsızın namazı kılınmaz” diye bağıran gruptan etkilenen imam görevini yerini getirmeyince, olaylar daha da büyüdü. Saldırgan grubun arasında kalan İsmet İnönü’yü korumak isteyen Tuğgeneral Nabi Alpartun silahını çekti. İnönü’nün, “Namaz kılınacak, namaz kılınmadan gitmem” diye diretmesi üzerine Öktem’in cenaze namazını Milli Birlik Komitesi hükümeti bakanlarından Abdullah Polat Gözübüyük’ün ağabeyi İzzet Gözübüyük kıldırdı. 3 Mayıs 1993: Birleşmiş Milletler 3 Mayıs’ı “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” ilan etti. 6 Mayıs 1972: Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde idam edildi. 8 Mayıs 1972: İsmet İnönü, Bülent Ecevit listesinin olağanüstü kongrede kazanması üzerine 33 yıl 4 ay 11 gün süren CHP genel başkanlığından istifa etti. 4 Mayıs 1979: Margaret Thatcher, İngiltere’nin ilk kadın başbakanı seçildi. 9 Mayıs 1984: Ünlü yazar 5 Mayıs 1960: Ankara’da öğrenciler 555K (beşinci ayın beşinde akşam üstü saat 5’te Kızılay’da) koduyla gösteri yaptı. 7 Mayıs 1924: Yunus Nadi Cumhuriyet Gazetesi’ni kurdu. Yaşar Kemal’e Fransız devlet nişanı “Legion d’Honneur” verildi. Hazırlayan: ALİ SELİM EMEÇ PAZAR SÖYLEŞİLERİ Ahret ve kimya ATAOL BEHRAMOĞLU irbiriyle ilintisiz kavramların bir araya gelmesi tuhaf çağrışımlar yaratır. Söz konusu olan şey şiirse, bu pek fena bir şey değildir. Çünkü mantık dizgesinin bozulması yoluyla mantık ötesi metaforlar elde edilir. Aşırıya götürülmediğinde, özellikle gerçeküstücü şairlerin uyguladığı, olumlu sonuçları olan bir yöntemdir bu. Fakat bu ilintisiz kavramlar birlikteliği şiirde değil de günlük hayatımızın içinde yer alıyorsa, deli saçmasından söz ediyoruz demektir. Ahret ve kimya örneğindeki gibi... B *** Ahret dinsel bir kavramdır. İnanır ya da inanmazsınız. Kimine ahmaklık, cahillik, budalalık, zavallı bir yanılsama olarak görünen “ahret” kavramı, kimileri içinse yaşadığımız şu dünyadan çok daha gerçek ve önemlidir. Hatta zaten yaşadığımız şu dünya için değil ahret için yaşamak gerekir. Fakat öyle de olsa ahret yine de bir bilgi konusu değil inanç konusudur. Çünkü ahrete gidip dönmüş olan biriyle henüz karşılaşılmadı. Gerçi ruh çağırma seansları bu konuda bazı ipuçları veriyor. Fakat ben bu seanslardan herhangi birine katılmadığım için bir görüş ileri süremem. Sonuç olarak, ahret kavramını, tersi kanıtlanıncaya kadar, bir inanış konusu olarak görmeyi sürdüreceğim... *** Ya kimya? Ulusça bu alanda bir katkımız olduğuna ilişkin bilgi sahibi değilim. Yazılarımda sık sık sözünü ettiğim bazı bilim tarihi kitaplarında, insanlığın kimya alanındaki buluş ve başarılarına geniş ölçüde yer verilir. Onları okuduğunuzda, bugün yaşamakta olduğumuz dünyanın temellerinin, uygarlık dediğimiz şeyin, özellikle fizik ve kimya alanındaki buluş ve başarılarının ürünü olduğunu görürsünüz. Fakat hiçbirinde kimyanın ahretle ilişkisi üzerine tek satıra rastlanmaz. *** Böyle bir ilişkiyi 21. yüzyıl Türkiyesi’nde bir öğretmenimiz, Diyarbakır Rekabet Kurumu Anadolu Lisesi Kimya Öğretmeni Zeki Kılıçarslan kurmayı başarıyor! Nasıl mı? Öğrencilerine özetle şöyle bir soru yönelterek: Filan kişi yaşamı boyunca şu kadar iyilik şu kadar kötülük yapıyor. Ahrette iyilikler ve kötülükler tartılıp da bu kişinin “hesabı görüldüğünde”, acaba cennete mi, cehenneme mi, yoksa arafa mı (hayvanların ve delilerin barındığı yer) gidecek? Derin hoca olduğu kadar büyük bir matematik zekâsı da olduğu anlaşılan bu kimya öğretmenimizin sorusundaki rakamları ve başkaca ayrıntıları merak edenler “Kimyada Ahret Sorusu” başlıklı haberi (M. Pişkin, “Cumhuriyet” 15.04.09) okuyabilirler. Diyarbakır Rekabet Kurumu Anadolu Lisesi Kimya öğretmeni Zeki Kılıçarslan, bilim tarihine büyük katkısı nedeniyle ödüllendirilmeyi hak ediyor. Bu ödülü kendisine Milli Eğitim Bakanı Doç Dr. Hüseyin Çelik vermelidir. Yer olarak ise, yine bu lisemizde, öğretmen ve öğrencilerin ders aralarında namaz kılması için mescide çevrildiğini öğrendiğimiz sınıf en uygun olanıdır. G ataolb@cumhuriyet.com.tr C M Y B C MY B