22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 ŞUBAT 2009 / SAYI 1194 3 DERGİDEN AYŞE YUMLİ YETER (Bağımsız, İstanbul Bahçelievler Belediye Başkan Adayı) Uzun yıllardır işçi sınıfı yanında yer alan sosyalist bir sendikacıyım. 2003 seçimlerinde milletvekili adayıydım. Bu seçimlerde yine bir sendikacı, ortak platform adayı olarak sürece girmek benim açımdan anlamlı. Başta başkanlığını yaptığım TekstilSen işçileri olmak üzere Bahçelievler’deki işçi kitlesine seslenmek, onların sorunlarını yerel yönetimler etrafında çözmek istiyorum. Yerel yönetimler İstanbul gibi metropollerde daha çok AKP, CHP gibi partilerin elinde. Mücadeleci, ilerici, demokrasi ve özgürlükten yana pek çok yerel kitle örgütü var, bunlar yönetimlerde neden yer almasın, dolayısıyla sermaye sınıfının çıkarlarını değil, gerçekten kadınların, işçilerin, gençliğin çıkarlarını koruyan, sınıfsal, ulusal, mezhepsel, cinsel kimliğinden dolayı sorunları, talepleri olan emekçilere yanıt veren bir yerel yönetim neden olmasın? Bahçelievler bölgesinde bunu başaracağımı düşündüğüm için aday oldum. Siyaset ve kadın tartışması yürütüldüğünde, kadınlar maalesef geri planda bırakılıyor. Birçok siyasi parti kadınları göz önüne çıkarsa, kadın eksenli politika yaptığını söylese de erkekler egemen. Kadın adayların sayısının arttırılması gerek. Bir kadın olarak da adaylığımı önemsiyorum. Kayıt dışı alanlarda sigortasız, sağlıksız koşularda çalışan kadının yaşadığı sorunları biliyoruz. Bu anlamda yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor. Buna yönelik çalışmalar yapacağım. Barınma evleri, meslek edindirme girişimlerinin başlatılması, ev emekçisi kadınlara yönelik üretim kooperatiflerinin kurulmasını sağlayacağım. Sosyal ve kültürel alanlara katılım açısından pozitif ayrımcılığa dikkat edeceğim. Belediye çalışanı kadınların kreş ve benzeri ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayacağım. Kadın istihdamını öne çıkartan bir anlayışla hareket edeceğim. G İRİS ŞENTÜRK (CHP Antakya Belediye Başkan adayı) 1961 Antakya doğumluyum. Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan mezunum. Antakya Çevre Koruma Derneği’nde başkanlık yaptım, Hatay Genç İşadamları Derneği, Tüketici Koruma Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği gibi sivil toplum örgütlerinde çalıştım. Tarihi Kentler Birliği kurucu üyeliği, ÇEKÜL temsilciliği yaptım. Önce SHP sonra CHP’de uzun yıllar il yöneticiliği yaptım. 1999’da önseçimle Antakya Belediye başkan adayı oldum, 19992004 yılları arasında Antakya Belediye Başkanlığı’nı kazandım. Dönemin tek kadın il belediye başkanıydım. Evliyim, iki kızım var. Kadın başkanların belediyelerde etki ve ilgi alanları daha fazla, çünkü ağırlıklı olarak sorunlar kadınları etkiliyor; yol, su, ulaşım, sosyal projeler, temizlik... Kadın bakış açısı barışçıdır, üretkendir, pratiktir, ayrıntıları, ayrıntının bütünü oluşturduğu gerçeğini atlamaz, uzlaşmacıdır, çözüme kitlenir, dinlemesini bilir, öğrenmeye, gelişmeye daha açıktır... Kadın belediye başkanları, kadınların, çocukların, yaşlıların ihtiyaçlarına öncelik verirler. Sosyal kültürel projelere ağırlık verirler, ama diğer ihtiyaçları da atlamazlar, kent halkını temsil ettiklerini unutmaz, kentle özdeşleşirler. Sorunları anlık çözümlerle geçiştirmekten ziyade kalıcı çözümlere yönelirler. Kenti, evleri, kent halkını; ailesi, çalışanları, mesai arkadaşları olarak görürler. Başkan olduklarının yanı sıra anne, eş, evlat, kardeş, arkadaş, gelin, görümce, baldız olduklarını unutmazlar. Belediye başkanlıklarında kadınlara maalesef öncelik tanınmıyor. CHP bu dönem 5 il belediye başkanlığına kadın aday çıkardı. Bu sevindirici, umut verici, ama yeterli değil. Kadınların sosyal, siyasal, ekonomik, akademik... her alanda yer alması gerekir. G 3 bin 225 belediye başkanının sadece 18’i kadın, 81 ilin 80’inde erkek belediye başkanı var. 29 Mart’taki yerel seçimler bu tabloyu değiştirebilir. Tabii partiler kadın temsiline gerekli önemi verirse... Kadınlar ve erkeklerin mekânları kullanımı da sorunları da farklı. Oysa erkek belediye başkanlarının çoğu ne bunun farkında ne de kadına yönelik hizmeti aileye yapılan yardımdan ya da zarafet kurslarından ayırabiliyor. İşte o yüzden de kadınlar, mahallelerini, ilçelerini, şehirlerini yönetmeye adaylar. MÜJGAN ALAGÖZ (CHP Kastamonu Belediye Başkan Adayı) 1957 Kastamonu doğumluyum. Gazi Üniversitesi Sosyal Politika bölümü ve Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdim. 21 yıl Kastamonu Köy Hizmetleri Müdürlüğü’nde görev yaptım. Çalışma hayatım boyunca yol, köprü, sanat yapısı, içme suyu, bina projelerinde kontrol mühendisi olarak hizmet verdim. 97’de emekli oldum, halen serbest mühendis ve müteahhit olarak Kastamonu’da çalışıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim. Memuriyetten ayrıldığımdan beri siyasi hayatın içerisinde oldum. 23. Dönem milletvekili seçimlerinde CHP’nin 4. sıra milletvekili adayı oldum. Milletlerin kalkınmışlık düzeyini ölçmek için kadının siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik hayattaki konumuna bakmak gerekir. Kadın, hep idareci, toparlayıcı, hayatın en kötü şartlarına karşı yaşama hazırlıklıdır, savaşandır. Bunun yanında geniş yürekli ve iyimserdir. Birçok şeye aynı anda yetişebilir. İnatçı, ne istediğini bilen ve doğru hedeften şaşmayandır. Kadın eli değdiğinde her alanda her şeyin çok farklı boyutlarda değerlendirileceğini, güzel, iyi ve uygun olanın gerçekleşeceğini biliyorum. Kadın, kadınların sorunlarını ve ihtiyaçlarını en iyi bilendir. Bugünkü kentler kadınların sorunlarını göz önünde bulundurmayan bir zihniyetle örgütleniyor ve yönetiliyor. Kadın belediye başkanının, ev içi tutsaklığa mahkum edilen kadını sosyal yaşam içine çekeceğine ve ekonomik özgürlüğünü kazanması adına birçok projeler üreteceğine inanıyorum. Partiler kadınların siyasi alanda temsil edilmesi için yeteri kadar imkân vermiyor. Kastamonu kadını Kastamonu’nun olduğu kadar ülke geleceğinde de söz sahibi olmanın tarihsel altyapısına sahiptir. Kastamonu’daki kadınlar da şehirde bir kadın aday gösterilmesinden çok memnun. G esaret yüzleşmektir, yüzleşmek ise kendi sorumluluğunu yüklenmek ve özgürleşmektir. Zordur elbette kendi sorumluluğunu almak… İktidarın gölgesine sığınıp koşulsuz biat etmenin sağladığı güvenden ve kazanımlarından vazgeçmek, açığa çıkmak, açıkta yaşamak, hayatı zafer ya da yenilgilerle tanımlamayı reddetmek, varım, buyum, demek ancak sıkı bir yüzleşmenin işidir. İşte kadınlar bu yüzleşmeyi yaşıyorlar. Kamusal ve özel hayatlarında, iktidarı temsil eden ne varsa onunla hesaplaşıyorlar. Baba, ağabey, sevgili, koca, patron, oğul, arkadaş, hatta anne, kız kardeş… Kimse, kişilikleri üzerine iktidarının gölgesini düşürüp onları kendileri olmaktan alıkoyan, soruyorlar: Neden? Neden kocamı tanrı, patronumu baba yerine koydum? Neden sevgilimin her isteğine koşulsuz boyun eğdim? Neden sözümden çıkan oğlumu babasıyla korkuttum? İrili ufaklı, zorlu ya da görünürde basit sorularla kendilerine ulaşmaya, kendilerini var kılmaya çalışan kadınların yolu uzun elbette… Bir kez yola çıkıldıysa belki durup soluklanılabilir ama daha ilk adımda yaktıkları köprülerin yeniden inşası mümkün değil… İktidar kendine yeni şekiller bulsa, şefkat ya da şiddet silahını kuşansa da bir kez sorular başladıysa aklın isyanını bastırmanın olanağı yok… Şimdi kadınlar işte o isyanla politikanın ana yollarına çıkıyorlar. Önlerine çıkan “erkek” barikatlarına dikleniyor, erkekleri o barikatları kaldırmaya zorluyorlar. İstekleri yönetmek. Mahalleleri, kasabaları, kentleri yönetmeye adaylar. Erkek korkusuyla yani iktidarla yüzleşmenin sağladığı deneyimle, erkek iktidarının foyasını ortaya çıkarmanın sağladığı bilgiyle, daha yaşanılabilir bir dünyayı inşaya soyunuyorlar… Elbette diklenen erkekler var. Kadınları siyasete hazırlayan KADER’in afişlerindeki kendini iktidarının yerle bir edilişi olarak gören MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin itirazı bir erkekten çok erkekliğin isyanıydı. Çünkü o ve bu itiraza itiraz etmeleri gerekirken sessizliği yeğleyen diğer parti başkanları da biliyorlar ki, kadınların politikadaki varlıkları kendileri gibi yukarıdan değil, tabandan bir değişimi esas alıyor. Gündelik hayatı olduğu gibi düşünceyi de dönüştürüyor, tek kişinin iktidarını değil, katılımcılığı, dayanışmayı içeriyor. Bu hafta Esra Açıkgöz, yerel seçimlerde başkan adayı olan kadınlarla konuştu, partilerine bakmaksızın, vaatlerini ve nasıl bir kenti, yönetimi hedeflediklerini sordu. Ortaya çıkan kadın adayların büyük vaatlerden çok hayatı kolaylaştırmaya, eşitlemeye yönelik, uzun vadede ama kalıcı politikalara meyilli olduğu… Büyük vaatlerin ardından yaşanan büyük hayal kırıklıklarını giderecek olanlar kadınlar… Siz de oyunuzu netleştirmeden önce semtinizin, ilçenizin, kentinizin kadın adaylarını dinleyin bir kez de… Yarın için… İyi haftalar... Berat Günçıkan (bguncikan@yahoo.com) C Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı / Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Dilşad Özkaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri/Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul * Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr MACİDE ŞAHİN (DP Sıvas Belediye Başkan Adayı) 1953 Sıvas/Gürün doğumluyum. 27 yıl devlet bankasında çalıştım. Emeklinin, orta direğin durumunu yıllarca gördüm. Halen bir kurumun bayiliğini yapıp halk ile iç içe bir hayat sürüyorum. Siyaseti seviyorum, eski Demokrat Partili bir aileden geliyorum, evli ve 3 çocuk annesiyim. Demokrat Parti il başkanı Burhan Tavmaşat geçmişteki çalışmalarımı takip etmiş, yaptıklarımı yapacaklarımın teminatı olarak görmüş. Ben de Sıvas’ta bir ilki gerçekleştirmek, Demokrat Parti’nin kadına verdiği önemi vurgulamak için yaptığı teklifi büyük bir onurla kabul ettim. Kadın başkan olarak hedefim erkek başkana göre daha temiz, titiz, ayrım yapmadan en ücra köşelere dahi hizmet götürmek. Erkek belediye başkanları bir günde birçok erkek ziyaretçinin dertlerini ve isteklerini dinlerken kadın ziyaretçilere gereken önemi vermiyor ve diğer ziyaretçiler kadar zaman ayırmıyorlar. Kadın başkan olarak farklı çalışacağımı tabii ki düşünüyorum. Farklı projem de; kadınların tüketici değil, üretici hale gelmesini sağlamak, şiddet gören kadınların en üst düzeyde korunmalarına yardımcı olmak, belediyeye gelen kadın ziyaretçinin beklemeden talebini almak ve ayrım yapmadan muamele görmesini sağlamak. Yıllardır siyasi partiler kadınlara yeterli temsil imkânı sağlamadı. Her seçim öncesi kadınların daha çok aktif siyasette yer alması gerektiği söylenip seçime gelindiğinde vaatlerin tam aksi yapıldı. Genel başkanı kadın olan hatta Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olan tek parti ise Demokrat Parti. G GÜLŞEN DEĞER (DTP Muş Varto Belediye Başkan Adayı) 1965 Varto doğumluyum. Evli ve iki çocuk annesiyim. Çocuklarım belli olgunluğa eriştikten sonra aktif bir şekilde siyasete atıldım. Son beş yıldır Varto Belediyesi’nde belediye meclis üyesiyim. Bu sırada kazandığım tecrübeler sayesinde partimin siyasal anlayışı ve yerel yönetimler siyasetinin devamlılığını düşündüğümden aday olma kararı aldım. İlçeyi, hem siyasal hem de hizmet anlamında daha ileri hedeflere taşımak en temel görevlerimden. Belediye meclis üyeliği dönemimde ilçenin demokratikleşme sürecinin cinsiyet özgürlüğünden yoksun işleyemeyeceğine ve bu alanın en fazla tahrip edilmiş özelliğine tanıklık ettim. Kadına hizmet çocuğayaşlıya, demokratikleşmeye ve topluma hizmet etmenin en önemli ayağı. Belediye genel bütçesinin toplumsal cinsiyet eksenli planlanmasını, politik tasarrufu kent kadın meclisi elinde olmak şartıyla “Kadın Bütçesi” adıyla özel bir payın kadınla ilgili hizmetlere tahsisini sağlayacağız. Belediyede kadın kurulunu oluşturacak ve kadınları bu platformda toplayacağız. Ayrıca cinslerin katılım eşitliğini sağlaması amacıyla kadın kotası önemli. Bu anlamdaki temel hak ve hürriyetler çerçevesinde, kadın ve çocuk hakları bilinçlendirme çalışmalarının yürütülmesi projelerimizden biri. Ayrıca bir kadın olarak, kadın özgürleşmesinin eşitlik ve adaletin yön verdiği bir toplumsal yeniden kuruluş ruhu olduğunun bilincindeyiz. Bu bilinç bizi ileri taşıyacaktır. DTP’nin cinslerin katılım eşitliğini sağlamak amacıyla, yüzde 40’lık kadın kotası uygulaması var. Bizler bununla da yetinmeyip belediyenin ve ileriki aşamalarda oluşturacağımız kent meclisi, mahalle meclislerinde de bu cins kotasını ilkesel bir bağlayıcılıkla uygulayacak, böylece kadının siyasette aktif rol üstlenmesi yolunda gerekli açılımları sağlamış olacağız. G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle