Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 DERGİDEN K eşke umutlu, güzel şeylerden söz edebilseydik, şimdi, zamanın şu diliminde… Olmuyor… İnsan benim yaşadığım taş çatlasın yetmiş yıl, insanlık tarihi içinde nedir ki, diye düşünse de kendi zamanının acılarını kuşanıyor. Gazze kanıyor, dünya durmaksızın yanıyor, sonunda insan kendi küçük, çamurlu cephesine dönüyor… Adorno Auschwitz’den sonra şiir yazılmaz, demişti, yazıldı, hatta Auschwitz’in kendisi yazıldı ama şiir barıştan yana olanların cesaretini savaş çığırtkanlarının korkusundan koruyamadı. Savaşlar korkunun zaferi, yoksa niye artık cephesi bile olmayan savaşlarda ölüler kutsanıp, öldürürken yüzde biriken korkudan beter manasızlık gözlerden saklansın ki… Masumiyetin katillerin kalkanı olduğu bir zaman değil mi bu? Pazarlarını neşeye bağışlayanlar, karanlık yazılar okumak istemiyor, biliyorum. Pazarın Pazar’ının kasvete tahammülü yok. Gazetelerin arasından düşen altın, emlak, bilgisayar, alışveriş merkezi reklamlarına bakılacak, birazdan. Burcun bir yıllık geleceğini satan broşürler elden ele dolaştırılacak. Haftalık ihtiyaç listesi çıkarılacak ya da sırf seyir için alışveriş merkezlerinin soğuk ışıklarının altına saklanılacak. Yeni yılın bu ilk pazarında, yılbaşı gecesi dillendirilen temennilerin, gülüşlerin asılsızlığından kaçmak için, daha fazla cesaret gerekiyor oysa… Çekin elinizi haber kanallarının tuşlarından, kim yılbaşı gecesi neredeymiş, ne yapmış, sokulun eski geceye kendinize en yakın yerinden… İşte gerçek cesaret bu! Kaçacak yer yok! Madem cehennemden önceki son çıkıştayız ne zamandır, hayata dönelim yüzümüzü… O yüzün Pazar Dergi tarafında bu hafta Esra Açıkgöz ve Asuman Çetiner’in İstanbul’da toplanan dünya solunun söz sahibi isimleriyle yapılmış röportajlar var. Dünyanın bütün solcularını, muhaliflerini, işçilerini küresel sermayeye karşı birlikte tavır almaya çağırıyorlar. Büyük vaatleri yok ama biliyoruz ki esas olan direnmek. Zekeriya S. Şen, geçen yılın dünya müziğine damgasını vuran kadınları yazdı, ayrıca Natacha Atlas’ın 910 Ocak’ta Babylon’da olacağının müjdesini verdi. Deniz Yavaşoğulları polisin şiddetini bir kez daha görünür kıldı, Deniz Ülkütekin pistlere veda eden jokey Süleyman Akdı’yla konuştu. Ali Deniz Uslu savaşlarla ve şiddetle baş edemeyen insana bir yol daha açma ihtimali olarak ortaya atılan “vicdani zekâ”yı Sinan Yaman’la konuştu. Daha yapılacak çok iş, yazılacak çok yazı, okunacak çok kitap, dokunulacak çok sevgili, öpülecek çok çocuk var… Gazze mi? Doğu cephesinde yeni bir şey yok! İyi haftalar... Berat Günçıkan (bguncikan@yahoo.com) Evet, başka bir dünya mümkün Esra Açıkgöz / Asuman Çetiner 1. Sayfanın devamı İ talyan Komünist Yeni Oluşum Partisi’nin uluslararası bölüm başkanı Fabio Amato da kapitalistlerin, krizi bahane ederek, işçi haklarını bastırmaya, emeklilik ve sosyal sistemi kendi lehlerine çevirmeye başladıklarını söylüyor. Üstelik İtalya’da faşizm de yükseliyor. Amato, krizin bu yükselişi hızlandırmasından korkuyor. “Böyle buhran dönemlerinde birçok kişi ‘Bize kanun ve kural lazım’ diyen otoriter rejimleri tercih ediyor” diyor; “Yine de Yunanistan’daki gibi neoliberal politikalara da karşı çıkan hareketler de var”. İtalya’da böylesi büyük bir protesto olup olmayacağından emin değil. Eğitimin özelleştirilmesine karşı yapılan öğrenci yürüyüşlerine tanık olsa da, genç nesillerin artık gelecekten yana ümitli olmadıklarını düşünüyor. “Birçok arkadaşım günlük yaşıyor” diyor, “Neoliberaller insanların düşünce yapılarını değiştirdiler. Artık yardımlaşma gibi şeyler yok, herkes bir birey ve sorununu kendi çözmeli. Bu zihniyeti değiştirmeli, dayanışma bilincini insanlarımıza yeniden kazandırmalıyız”. İtalya’da krizin vurduğu en önemli sektör otomobil. Sendikalar, bir iki yıl içinde bir milyon işçinin daha işini kaybedeceğini tahmin ediyor. “Uzun vadeli sözleşmeleri olmayan gençleri kapının önüne koydular bile” diyor Amato; “Gençler genelde sigortasız çalışıyor. İşsiz kaldıklarında devlet yardımı da alamıyorlar. Hükümetin verdiği, ayda 40 avro para ile geçinmek zorunda kalıyorlar, bu gülünç bir rakam, her gün bir kahve bile içemezsiniz!” Le Dinke parti üyesi Kadriye Karci. İşsizlerin, yoksulların sayısı artıyor. Üretim duruyor. Ülke bütçelerinde açılan gedikler, zamlarla onarılmaya çalışılıyor. Bunlar sadece Türkiye’de yaşanmıyor, dünyadaki gidişat da bu. Sol, küresel krize karşı birlikte mücadele etmek için birleşiyor, ancak bu o kadar kolay değil. İtalya’da faşizm korkutuyor, Fransız Komünist Partisi üyesi Christine Mendelsohn. Fotoğraflar: Vedat Arık İran’da baskılar artıyor, Almanya’da milli Portekiz Sol Blok üyesi Carmen Hilario. politikalar güçlendiriliyor... Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı / Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Dilşad Özkaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri/Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul * Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr Oysa hükümet bankaları ve finansal sistemi korumak için milyonlarca avro harcıyor. Amato’ya göre, gelinen nokta, son 20 yıldır dünya ülkelerinin çoğunda egemen olan neoliberal sağ partilerin işi. İtalya’da nüfusun yüzde 10’u ülkedeki zenginliğin yüzde 50’sine sahip. Nüfusun yüzde 20’sinin gelirin yüzde 80’ine sahip olduğu Türkiye için bu rakam normal olsa da, İtalya için yeni. Amato, Berlusconi’nin politikalarının fakirlerin arasındaki savaşı tetiklediğini söylüyor. “Onun ifadesi şöyle, işçiler, sizin düşmanınız sistem değil, siyaset değil, kamu paralarının zengin bankacıların ceplerine inmesi değil, sizin maaşlarınız kısılırken patronun kâr paylarının artması değil, sizin düşmanınız yeni gelen genç işçiler, iş gücüne katılan kadınlar, belki en çok da işyerlerinizi ‘çalan’ yabancılar... Fakirleri birbirilerine düşüren bu politikaya karşı durmanın tek yolu, insanları bilinçlendirmek. Halk bunu anladığı zaman birlik içinde hareket edebilir” diyor. Ya sol? İtalya’da solun önceliği, siyasi ve kültürel savaşı durdurmak, krizin insanların üzerine yıkılarak aşılacak bir şey olmadığını göstermek. “Artık Berlusconi’nin bile itiraf ettiği gibi devlet piyasaya karışmalı. Biz sol olarak tüm işsizlere devlet yardımı verilmesini talep ediyoruz. İşyerlerinin kapanmasına karşı çalışmalar yapacağız. Paralar işçinin cebinden değil patronlarının kar paylarından alınmalı” diyor. Amato, tüm solcular için bir platform olan San Paulo Forumu gibi bir yapılanmanın yeniden oluşturulmasını istiyor. “Marcos uluslararası yeni bir umuttan bahsediyor. Böyle bir şeyi gerçekleştirebilirsek insanların ihtiyaçlarına cevap verebiliriz. G 20 ülkeleri kısa sürede kendilerini yeniden düzenleyecek, ufak değişiklikler yapacaklar, ancak gerçekten yararlı bir çözüm peşinde değiller. İnsanlar bir alternatifimiz var mı, diye soruyor. Ben olduğuna inanıyorum, ancak bunun için uluslararası bir örgütlenme, tüm solcuların bir araya gelip tartışabileceği bir platform gerekiyor” diyor. Portekiz’de de işsizlik giderek artıyor. Ülke gelirinin yüzde 74’ünü sağlayan orta çaplı işletmelerin çoğu iflasın eşiğinde. En çok da tekstil sektörü yara aldı. Portekiz Sol Blok üyesi Carmen Hilario’ya göre, hükümetin Fabio Amato. politikaları bu yaraları daha da derinleştiriyor. Almanya’da işsizlik oranı yükseliyor, Karci’ye göre devletin sözüm İşçiler haklarını kaybediyor, devlet tarafından korunmuyor. 40 yaş ona geliştirdiği reformlar çok yetersiz, insanlara verilen yardımların altındaki çalışanların çoğunun iş sözleşmeleri yok, yaptıkları işe göre arttırılması gerekiyor. İktidar buna karşı çıkıyor, ancak büyük para alıyorlar. Hükümet, onlara fon ayırmaktansa, altyapıya, yollara, yatırımcılara, çok büyük mali destek paketleri çıkarmaktan otobanlara, yeni havalimanlarına para yatırıyor. “Tipik bir Keynesçi çekinmiyor. Belki Almanya’da da Türkiye’deki gibi, Marx’ın ekonomi” diyor Hilario, “böylece iş kaybının önüne geçmek eserlerinin, Kapital’in en çok satan kitaplar listesine girmesinde istiyorlar. Tabii bunu Avrupa Birliği’nden gelen fonlarla bunun etkisi var. Ancak Karci, Alman halkının “yavaş hareket eden gerçekleştiriyorlar. Ayrıca bankaların iflasını önlemek için onlara bir halk” olduğunu hatırlatıyor. “Yunanistan bildiğim kadarıyla askeri krediler sağlıyorlar. Bizim partimiz ve ülkenin solcuları fonların harcamalarına ayırdığı bütçe sıralamasında dünyada 13. sırada, insanlara aktarılmasını istiyor. Ekonominin yeniden canlanmasını eğitime ayırdığı bütçe ile 83. sırada. Bu Türkiye için de geçerli. Bu istiyorsak ailelerin alım gücünü kuvvetlendirmeliyiz. Bunu sadece tür rahatsızlıklar da oradaki patlamayı etkiledi. Krizin yansımaları insanlara iyi iş imkânları sağlayarak, aldıkları ev kredilerini ve genel Almanya’da da insanların canını yakacak hale gelince elbette banka faizlerini düşürerek başarabiliriz. Bunun için sol savaşıyor. eylemler olacaktır. Önümüzdeki dönemde sivil toplum örgütleriyle, Avrupa Merkez Bankası’na talebimiz de bu yönde”. sendikalarla birlikte siyasi bir hareketlenmeye geçmek istiyoruz. Hilario, krizin Portekiz’de solu güçlendirdiğini söylüyor, “İnsanlar İstemler konusunda daha inatçı olunabilecek, sistemli bir hareketlilik artık bizim önerilerimize kulak kabartmaya başladı, sağ kesime düşünüyoruz, ancak henüz büyük çaplı bir eylem olmadı”. faturayı kesiyorlar. Anketlere göre solun desteklendiği çok açık” diyor. Yunanistan’daki ayaklanmalar, Portekiz’de de bazı hareketlenmelere neden olmuş. Büyük yürüyüşler yapılmış, farklı İRAN: GENÇLER HUZURSUZ... sektörlerden 100 bin işçi sokaklara dökülmüş. Daha dökülecek de. Ancak bunlar İranlı Fadai Khalk Partisi (AKSARYAT) de şiddet yüklü eylemler olmayacak. Avrupa Sol Partisi’nde faaliyet gösteriyor. “Ülkemizin tarihinde aşırı, radikal Onları bu partiye iten, örgütün İran’da ayaklanmalar yok. Biz 40 yıl süren bir yasaklı olması nedeniyle üyelerinin diktatörlükten demokrasiye hiç kan yurtdışında yaşamak zorunda kalması. Parti dökmeden geçiş yaptık” diyor. O da solun üyesi Hossein Khorrami, Almanya’da birlikte hareket etmesi gerektiğinin farkında, yaşıyor. İran’da örgüt kurmak mümkün “Şimdiye kadar tek yönetici Adam Smith’in olmasa da, aydınların, gazeteler, kitaplar, görünmez eliydi. Bu serbest ekonomide imza kampanyaları ile faaliyetlerini faturayı hep fakirler ödedi. Buna karşı sürdürdüğünü söylüyor. Şu süreçte, gelebilmek için uluslararası bir yapılandırma İran’daki en güçlü hareket, kadın hareketi. için çalışıyoruz. Aileleri korumak üzere Şimdi cinsiyet eşitliği için bir milyon imza dünya çapında bir örgütlenme hedefliyoruz. toplamaya çalışıyorlar. Kampanyanın G 20 ülkelerine ve Birleşmiş Milletler Genel yürütücüsü kadınlar tutuklanmış, ancak hâlâ Kurulu’na başvurarak taleplerimizi dile imza toplanıyor. Krizle ilgili eylemlerin ön getiriyoruz. Onlara bu konuda faaliyete saflarında da kadınlar var. Petrolün fiyatının geçmeleri için baskı yapıyoruz. Uluslararası 140 Avro’dan, 45 Avro’ya düşmesi İran’da Hossein Khorrami. bir örgütlenme için Birleşmiş Milletler bütçe açığı yarattı. Khorrami, “Geçen hafta platformunu kullanıyoruz, çünkü tüm eski bakanlardan biri, Cumhurbaşkanı’na iki ülkelerin bir araya geldiği yer orası. Solun senede petrolden kazanılan 250 milyon daha kat etmesi gereken uzun bir yol var. Farklı ülkelerden insanlar avroyu nasıl harcadınız, diye sordu. Paraların yeri boş, yani hükümet bir araya gelerek, fikir tartışmaları yapmalıyız” diyor. içinde rahatsızlıklar başladı. 145 Avro petrol fiyatıyla memleketi iyi idare edemediler, açlık, pahalılık çok fazlaydı. Bu krizde nasıl idare edecekler? Herkes bunu düşünüyor. Pek çok firma, fabrika kapandı. ALMANYA: İŞSİZLİK ARTIYOR, GELİRLER... İşsizlik arttı” diyor. Dışarıya yansımasa da İran’da eylemler olduğunu söylüyor. Beş ay sonra Cumhurbaşkanı seçimi olması nedeniyle Almanya’da krizin etkileri henüz kendini göstermemiş. Yine de eylemlerin artacağını ekliyor sözlerine. Khorrami “Hükümet, sonuçlar hakkında yorum yapmak zor değil. Çünkü büyük endüstri üniversitelere giremiyor” diyor, “Öğrenciler sokmuyorlar. Firmalar kollarında, otomotiv sektöründe işçilere işçilerine çıkış verdiler, işçiler şu anda haklarını istiyorlar. Eylemler şimdiden izinler verildi, ocaktan sonra da var. Hükümetin eylemlere hiç hoşgörüsü yok. En küçük bir kısa süreli çalıştırmalar başlayacak. Yani harekette insanları hapse atıyorlar”. işçilerin gelirleri çok düşecek. Oysa Merkel İran’da internet kullanımının bütün ülkelerden fazla olduğunu de Tayyip Erdoğan gibi krizin Almanya’yı vurguluyor. Bunda internetin sağladığı özgürlüğün payı büyük. etkilemeyeceğini, Almanya’nın bankalarının Oradan forumlar yapılıyor. Hükümet bazı siteleri yasaklasa da, çok güçlü olduğunu söylemiş başta, sonra da öğrenciler sitelere ulaşmanın yöntemlerini buluyor. “İran’da” diyor, krizden çıkma yönlerine dönük mali destek “70 milyon nüfustan, 40 milyonu 30 yaştan aşağı. Büyük bir paketleri çıkarmaya başlamış. Bu paketlerin potansiyel var. İran’daki öğrencilerin yüzde 65’i kadın. İran camiası ilki 500 milyon avro civarında, devamı da aydın, ancak hükümet onu örtmek istiyor. Bir gün bu örtü kalksa siz gelecek. Le Dinke Partisi üyesi, Kadriye de başka şeyler göreceksiniz”. Karci, “Sol parti olarak krizle ilgili gelişmeleri Baskıların, büyük patlamaları doğuracağına inanıyor Khorrami. izliyoruz” diyor, “aslında krizin olacağı bize “Bizim memlekette” diyor, “yalnız solcular yasak değil, her şey göre çok belliydi, neoliberal dönemde, yasak olduğundan bizde patlama ihtimali her yerden daha fazla. spkülatif sermayeye sağlanmış serbest piyasa Hükümet de şu anda bunun farkında, askeri kuvvetlerini sokaklarda ekonomisinin sınırlarının olabildiğinde esnek gezdirtip, korku salmaya çalışıyor. Bu yüzden tutuklamalar tutulmasının ceremesini büyük firmalar değil, yaşanıyor. Ancak insanlar sokaklara çıkacaklardır. 30 senelik insanlar çekecek. Sol parti olarak bu diktatörlük korkuyu tüketti, alışkanlık yarattı”. anlamda politikalar geliştirmeye çalışıyoruz”. C M Y B C MY B