Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 4 OCAK 2009 / SAYI 1189 Bir dünya dolusu kadın... Zekeriya S. Şen Rokia Traore, Albüm: Tchamantche (Nonsuch/Tama) Afrika’nın hiç şüphesiz en maceraperest söz yazarı Rokia Traore. Yarattığı müzik modern olmasa da Afrika köklerinden de vazgeçmiyor. Özellikle Mali’deki kadın sanatçılar için geleceği temsil eden sanatçı basmakalıp geleneksel ezgilerin sınırlarına sığınmadan kendi harmanlamasını yaratmasıyla tanınıyor. 2008 tarihli son çalışma “Tchamantche” bunun en iddialı göstergesi. Umamali, Albüm: The Garifuna Women’s Project (Cumbancha) Honduras, Guatemala ve Beliz’de yaşayan Garifuna kabilelerinden kadınların yer aldığı “Umamali: The Garifuna Women’s Project” adlı albümde Garifuna kabilesi içerisinde kadınların sosyal, kültürel ve ruhsal yaşamları müziksel olarak anlatılıyor. Natacha Atlas & The Mazeeka Ensemble, Albüm: Ana Hina (World Village) Geleneksel Arap ezgilerinden oluşan “Ana Hina” (Ben Buradayım) adlı çalışma akustik ve geleneksel ritimlere sokularak Arap dünyasındaki tanıdık melodileri yansıtıyor. Dünya platformunda bir kadın olarak hep ön planda olmayı başaran Natacha Atlas bu karizmasını kalitesinden ödün vermeden devam ettiriyor. “Ana Hina” 2008’in Arap Her yeni yıl, biten yılın haritasıdır aynı zamanda… Biz de dünya müziğinde kadınların yerini gösteren bir harita çıkardık... Bu arada bir de müjdemiz var, listemizdeki kadınlardan Natacha Atlas, 910 Ocak’ta Babylon’da ekibi “The Mazeeka Ensemble” ile konser verecek. Mor Karbasi. Chiwoniso Maraire. Mor Karbasi, Albüm: The Beauty & The Sea (Mintaka) İsrail asıllı İngiliz Mor Karbasi, geçen yılın dünya müziği platformundaki en dikkat çeken sanatçısı. İnanılmaz bir esnek sese sahip olan bu genç sanatçı, daha yeni yeni adını duyurmaya başlamış olsa bile dünya müziği kulvarında önemli bir diva olacak özelliklere sahip. Ladino (Judeo Espanyol) müziğini temsil eden Mor Karbasi, ilk albümü “The Beauty And The Sea” ile bu müziği bir adım öteye taşıyor. Niyaz, Albüm: Nine Heavens (Six Degrees Records) İran kökenli Azam Ali tarafından kurulan ekip mistik ritimleri, büyüleyici elektronik müzik ile harmanlayan, kalabalık dünya müziği kulvarında sivrilerek kendine haklı bir yer edinen bir üçlü. 2008’in sonunda çıkan “Nine Heavens” (Dokuz Cennet) aldı ikinci albümünü sadece kültürel veya üslupçu sınırları geçmekle kalmıyor yüzyıllar arasında gidip geliyor.. Masha & Marjan Vahdat, Albüm: I Am Eve (KKV) İranlı kız kardeşlerin gizlilik içerisinde İran’daki İtalyan Konsolosluğu’nun bahçesinde kaydettikleri canlı performansın ürünü ilk albümleri “Songs From The Persian Garden” oldukça beğeni topladı. İkinci albümleri “I Am Eve” ise ilk kadın Havva’dan başlayarak kadınlar üzerindeki baskıları İran geleneksel müziği ile sunuyor. Çalışma özellikle baskı altındaki İranlı kadınların sesini yansıtmasıyla geçen yılın en başarıları arasında yer alıyor. Chiwoniso Maraire, Albüm: Rebel Woman Zimbabveli şarkıcı Chiwoniso Maraire yeni çalışması “Rebel Woman”da ağırlıkta barış, eşitlik ve aşk üzerine konulara değiniyor. Angelique Kidjo’nun ateşini, Oliver Mtukudzi’nin ilhamını, Thomas Mapfumo’nun asiliğini ve insan olmanın anlamını taşıyan albüm günümüz dünya müziğinde geçen sene Kuzey Afrika’dan çıkan en derin çalışma. G Umamali. Lila Downs. Niyaz. Dünyası’ndan çıkan en başarılı kadın çalışmasından biri. Albüm ülkemize AK Müzik tarafında getirildi. Les Amazones de Guinee, Albüm: Wamato (Stern’s) Les Amazones de Guinee Batı Afrika’da kadınların eşit haklara sahip olmasının sembolü. Grubun tüm üyesi kadın ve hepsi aynı zamanda Gine ordusunda birer rütbeli asker. “Wamato” bir ilk albüm. Büyüleyici gitar ezgileri üzerine yapılandırılan parçalar dinleyeni anında kavrıyor. Lila Downs, Albüm: Shake Away (EMI) Lila Downs dünya müziğine nur gibi düşen büyüleyici bir sese sahip ve kültürler, tarzlar, sesler, diller, dinler ve politikalar arasında eşsiz bir harmanlama kuruyor. Bu harmanın en büyük unsuru ise Meksika’nın Oaxaca şehrinde doğan sanatçının zengin müziği. Altı albüm ve bir Grammy ödülünden sonra bu tutkulu folklorcu, en kişisel ve hayat dolu çalışması olan “Shake Away” ile geçen yılın en başarılı dünya müziği kadın albüme imza attı. Albüm ülkemize EMITürkiye tarafında getirildi. Concha Buika, Albüm: Nina de Fuego (Warner Spain Classics & Jazz) Concha Buika İspanya’nın son zamanlarda gördüğü en üretken ve beğenilen yerel sanatçısı. Genç müzikseverler sanatçının geleneksel flamenko ezgilerine getirmiş olduğu yaratıcılığın cazibesine kapılırken pek yeniliğe açık olmayan tutkulu ve mütevazı flamenko âşıkları ise sanatçının yoğun geçmişine ve müzik bilgisinin cazibesine kapıldı. “Nina de Fuego” sanatçının üçüncü albümü. Natacha Atlas. CEM ADRİAN Belki de büyüdüm... Ali Deniz Uslu em Adrian’ı bundan yaklaşık dört yıl önce tanıdık. Sesine de müziğine de şaşırdık, çünkü o neredeyse tüm seslerin buluşma noktasıydı. “Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım” ile sesini yalnızca Türkiye’ye değil, tüm dünyaya duyurdu. Bir yıl sonra ikinci albümü “Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti”yi yayımladı. Konusu yalnızlık ve metanetti. Albümdeki çoksesli bas, tenor, mezzo, soprano ve koloratür soprano seslerin tümü ona aitti. Müziği sesiyle işliyordu. Şöhretin getirdikleri onu bir peri masalına taşımadı. Yalnızca müzik için çalışmak istediğini söylemişti o günlerde; “Bir işle uğraşıp arta kalan zamanlarda müzikle uğraşmak beni üzüyor” diyordu. Adrian şimdi de yeni albümü “Aşk Emirdir Tanrı’dan”ı yayımladı. Bu albümde aşka teslim olan, aşkı Tanrı’nın emri olarak gören bir çocuğun hayalleri var. Adrian, “Aşk konuşulduğu kadar yaşanmıyor, zaten yaşansa konuşulmaz” diyor, “Biz tükettiğimizin peşinde, saf olduğuna inandığımızı arıyoruz”. C Albümün prodüktörlüğü, tüm söz, müzikler ve düzenlemeler Adrian’a ait. Sözlerdeki kelime oyunları hemen fark ediliyor, ama müzisyen anlaşılır bir ironi kullanıyor. Her şeyiyle birebir ilgilendiği albümünün samimiyetine inanıyor, çünkü artık müzikal anlamda yeteneklerini daha iyi kullandığını söylüyor. Artan tecrübesi ile müziğini kimyasını daha iyi çözdüğünü düşünüyor. Albümün enerjisi, tonların sertliliği ve elektronik müziğin kullanımı da değişimin kanıtı. Adrian yeni gösterime giren “Sıcak” filminin müziklerini de yaptı. Müzisyen “Aşk Emirdir Tanrı’dan”da tanıdığımız o mucizevi sesini fazla kullanmıyor, akustiğinden uzak. Adrian, bunun bir seçim olduğunu söylüyor, “Evet, tüm o sesler benim oyuncaklarımdı. Daha önce enstrüman kullanmayı bilmediğim için, enstrümanım olmadığı için şarkıları sesimle düzenliyordum. Şu an böyle bir şeye ihtiyaç duymuyorum. Belki de büyüdüm”. Büyüse de yeni oyunları var. Bunlardan biri de “endüstriyel akapella”. Adrian, seslerini elektronize edip bir akapella yapmış. Duyup da etkilenmemek elde değil, ama yine de onu akustik dinlemek daha bir keyifli... Ses performansı açısından ise “EssenitalsSeçkiler” albümündeki türküpiyano birlikteliğinin referans olduğu görüşünde. Adrian’ın bu albümünde de konukları var. “Anladım” parçasında Pamela Spence, “Kelebek” parçasında da Hayko Cepkin’le düet yapıyor. Cem Adrian şarkısı denildiğinde akla ilk gelen yağmur. Pek derinine inmese de, yağmurdan ve onun ondaki anlamından hiç kopamayacağını düşünüyor. Özellikle de konser günlerinin yağmurlu gecelere denk gelmesinden memnun,“Şehirler ve insanlar çok gri, kirli. Yağmur temizlemezse kim yapacak bunu? O inatçı, gelmekten vazgeçmiyor, biz de kirletmekten. Ben böyle bir diyalektik kuruyorum onunla aramızda” diyor “Tüm bu söylediklerim dünyayı nasıl algıladığınızla alakalı. Yani caddenizdeki sokak lambası kimi için bir belediye aydınlatması kimi içinse yalnızlıktır”. Adrian, yeni albümünün ilk klibi “Bir Melek Ölürken”in RTÜK’ten önce “karanlık ve ümitsiz” görüldüğü için kanallar tarafından sansürlenmesinden yakınıyor. “Bir yandan alternatif işler istiyorlar, yeni bir şeylere açlar, ama o işler gelince de korkuyorlar” diyor, bu ikiyüzlü tavrın sürdürülebilir olmasından endişeli. Adrian yeni albümü “Aşk Emirdir Tanrı’dan”da profesyonel olmanın kayıplarını verip, o alışılmadık, ama vazgeçilmeyen sesinden taviz verse de yitirilen, zamana direnemeyen duygulara daha güçlü sahip çıkmak için çabalıyor. Aşkı anlamak ve keşfedebilmek için doğru adresin sahne olduğu gerçeği ise değişmiyor. G C M Y B C MY B