Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YIL 22 SAYI 1155 / 11 MAYIS 2008 Fransa’dan Türkiye’ye 68 Daniel Chauchat, 68’li bir Fransız. 70’lerin başında dünyayı gezmeye başladı, amacı Nepal’e kadar gitmekti ama İstanbul’da arabası bozuldu ve bir kızla tanıştı. Fransa’dakilerin ardından Türkiye’deki 68 olaylarına da tanık olan Chauchat, o gün bugündür Türkiye’de. Deniz Yavaşoğulları Sayfa 6 Fotoğraf: Vedat Arık Acaba bu kez nasıl oynadım? Geçen sezonun bol ödüllü oyuncusu Özgü Namal bu kez “O...Çocukları” filmiyle izleyici karşısına çıkıyor. 12 kez izledikten sonra ancak kendi oyununu benimseyip beğenen Namal, son filminde naif, hassas, kırılgan İtalyanTürk karışımı Dona’yı canlandırıyor. Film yakın tarihin kırılmalarını ve sızılarını anlatıyor. Renklendirme: Eylem Zor Müge Serçek Sayfa 4 Sessizliğin arkasından Tülay German 68 Mayıs’ına iki yıl kala Paris’e göçtü. Nedeni siyasal baskıydı. Paris’te gençliğin arasına karıştı, isyan etti, özgürlük istedi. Türkülerini Fransızlara ulaştıran da bu özgürlük rüzgârı oldu. “Burçak Tarlası” türküsü onlarca yıldır büyüsünü yitirmeyen German kendi 68’ini anlatıyor... Erdem Öztop T ülay German’a ulaşmak zor oldu aslında. Gerçi geçen yıl, 60’larda seslendirdiği yabancı klasikleri Sound of Love (Aşkın Sesi) albümünde toplamıştı, ama bu vesileyle olsun kimseye demeç vermemişti. German’ınki uzun bir sessizlik. Her şeyden önce dostu ve aşkı Erdem Buri’nin erken kaybı derin bir sessizliğe itmişti onu. Geçenlerde Hıfzı Topuz’u ziyaretimde telefonda konuşmalarına tanık olmuştum. Sonra da Hıfzı Bey’in de ricasıyla söyleşi konusunda ikna etmiştik. Sonunda gerçekleştirdik Tülay German’la söyleşiyi. Söze sessizliğin hallerinden başladık, 40. yılını andığımız Mayıs 68’e geldik, Erdem Buri’yle Türkiye’den zorunlu ayrılıklarına vardık ve Türkiye’ye dönüşü konusuna geldik… İsminizi bilmeden, sesinizi duymadan büyüyen bir iki kuşak oldu, bilenler de size nasıl ulaşacaklarını uzun süre bilemediler, ta ki Kalan Müzik eski albümlerinizi yeniden yayımlayana kadar. Neden yeni müzik yok, neden bu sessizlik? Ben, şarkıcılık hayatımın en iyi, en yetkin döneminde, en tepedeyken; sesim bozulmadan, coşkum azalmadan, eskimeden çekilmeye kararlıydım. Önceden hazırlanmış tantanalı veda konserlerini de sevmediğimden, Hollanda’da verdiğim konserin son konserim, Nâzım Hikmet’e Saygı’nın yaptığım son albüm olduğunu yalnız ben biliyordum. Sonra Kalan Müzik son yıllarda piyasaya çıkardığı Yunus’tan Nâzım’a, Burçak Tarlası (19621987), Sound of Love (Aşkın Sesi) albümleri ile beni Türkiye’deki dinleyicilerimle buluşturdu. Devamı 67. sayfalarda C M Y B C MY B