Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 2 EYLÜL 2007 / SAYI 1119 İLHAN KOMAN’IN DOĞDUĞU EVİN GELECEĞİ EDİRNELİLERE BAĞLI... Konak müze olsun mu? Ceren Duru İ lhan Koman ismini resimle, heykelle az buçuk ilgilenen hemen herkes duymuştur. Duymayanlar için tek cümleyle özetlemek gerekirse İlhan Koman bizim dünyaca ünlü heykeltıraşımız… Edirne’de doğdu, Edirne’de büyüdü, ama sanat yolculuğu onu İstanbul’a, Paris’e ve sonra da Stockholm’e sürükledi… Onun heykelleri bugün dünyanın en önemli müzelerinde sergileniyor, matematiksel hesaplarla yaptığı heykellerin sırrı hâlâ tartışılıyor… Can Yücel’in tıraşsız heykeltıraş diye isimlendirdiği İlhan Koman’ın en ünlü eserinin, bir süre önce nereye yerleştirileceği uzun tartışmalara konu olan Akdeniz Heykeli olduğunu da hatırlatalım… Peki İlhan Koman’ın doğup büyüdüğü Edirne’deki ev ne oldu dersiniz? İlhan Koman’ın 1986 yılında ölümünden sonra kızkardeşi Gönül Dilan Koman, başlı başına bir sanat eseri olan aile yadigârı evi korunması için sembolik bir ücret karşılığında Kültür Bakanlığı’na verdi. Tek bir şartı vardı: Ev, İlhan Koman müzesi olarak kullanılsın... Buraya kadar her şey normal görünüyor. Ama sonrası, adeta bir film senaryosu gibi… Müze olmak koşuluyla evi alan Kültür Bakanlığı, önce, bu eski konağın üst katındaki bir odaya, İlhan Koman’ın kimi eserlerini ve özel eşyalarını koyarak sergilemeye başladı. Alt katını ise, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, ofis olarak kullanmaya başladı. Bu böyle 2,3 yıl kadar devam etti. İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerinden biri, Meclisi Mebusan’da Misakı Milli’yi okuyan ilk kişi ve aynı zamanda bir Malta Sürgünü olan büyükbaba Şeref Bey’in güzel konağı, torunu İlhan Koman’ın müzesi olacakken yarı devlet dairesi yarı sergi salonu, ne idüğü belirsiz bir hal alıverdi. Bu durum sık sık baba yadigârı eski konağı gezip görmeye giden Gönül Dilan Koman’ı üzüyordu. Oğlu Hasan Dilan bundan sonra olanları şöyle özetliyor: “O bina birinci dereceden tarihi eser ve bakımı da çok zor, ama verilen sözü yerine getirmediler. Eve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu girdi ve orası tam bir devlet dairesine dönüştü. Annem evi müze olarak kullanılması koşuluyla verirken aileye ait bazı eşyaları, özellikle de dayım İlhan Koman’a ait özel eşyaları ve kimi eserlerini bırakmıştık. Ama bir gün bıraktığımız heykellerden birinin kırıldığını duyduk. Durumu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürü’ne sorduk. Bize, evin tavanından bir bölümün düştüğünü ve heykelin bu yüzden kırıldığını söyledi. Büyükanneme ait dantel işlemeli, üstünde balıkçıl kuşları olan perdenin de ortadan kesilmiş olduğunu gördük. Kimi eserleri ise yerlerinde bulamıyorduk. Evin kendisi de kötü durumdaydı, bakımsızdı. Önce Edirne Valisi’ne başvurduk, ama dönemin valisi pek ilgilenmedi. Sonra Kültür Bakanlığı’na başvurduk, evin ve içindekilerin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu hatırlattık, yine cevap alamadık. Sonunda bir gün annem çok kızdı ve kapının önüne bir kamyon çekti… Dayıma ve bize ait tüm eşyaları topladık, aldık.” Trakya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı olan İlhan Koman’ın yeğeni Hasan Dilan’ın ve üniversitedeki kimi dostlarının çabalarıyla evden toplanan eserler, Edirne’deki 2. Bayezıd Külliyesi’nin içinde yer alan Resim ve Heykel Müzesi’ne konuldu. Bugün İlhan Koman hâlâ oradalar… Peki sonra ne oldu dersiniz? KONAKTA MEMURLAR VAR! Eski konak yıllarca bir devlet dairesi olarak kullanılmaya devam etti. Ta ki geçen yıla kadar. Yaklaşık 10 yıl sonra, neredeyse yok olmak üzereyken, Kültür Bakanlığı ödenek çıkardı ve konak içindeki memurlarla birlikte boşaltıldı. Kurul başka bir yere taşındı ve restorasyon başladı. Bugün artık konak eski haline getirilmiş durumda… Tabii bunda ailenin tüm fertlerinin, Kültür Bakanlığı’nın kapılarını, bıkmadan usanmadan yıllardır aşındırmalarının etkisi büyük, ama konak ne yazık ki hala bir müze değil. Artık Edirne dünyaca ünlü sanatçısına sahip çıkar, bir müze ev kurulur diye beklerken tam tersi oldu. Bir yıl önce konağı boşaltan memurlar geçen günlerde konağa tekrar yerleştiler. Yani konak yine bir devlet dairesi olup çıktı. Fakat akademik çevreler ve sanat camiası pes etmedi. Eski konağın “İlhan Koman Müzesi” olarak kullanılması için girişimler sürüyor… Edirne Valisi ve Belediye Başkanı’nın kapısı sık sık çalınıyor… Ayrıca yerel basın da bu girişime destek oluyor. Edirne Haber gazetesi düzenlediği ankette “restorasyonu biten İlhan Koman Evi ne yapılmalı?” diye soruyor. Oylama sürüyor ama şimdilik yüzde 77.1, “İlhan Koman Müzesi yapılmalı” diyor. “Anıtlar Kurulu Çalışma Binası” yapılmalı diyenler yüzde 10.7, fark etmez diyenler ise yüzde 12.1. Son karar ise valinin… Edirne Valisi şayet eski konağın müze yapılmasını isterse 20 küsurluk yılan hikayesi son bulacak ve Edirne yeni bir müzeye kavuşacak. Yok olmaz derse… ?