Katalog

12 SAYI 1119 İp cambazları... Aslı Selçuk ünümüzde yıldız olmak, peşine paparazzi ordusu takmak, kozmetik ürünlerinin reklamlarına çıkmak, herkesçe tanınmak, Oscar kazanmak, salt yetenekli bir oyuncu olmak anlamına gelmiyor. Halkla bütünleşmeniz, özdeşleşmeniz, onlardan biri olduğunuzu, onların arasından çıktığınızı göstermeniz gerekiyor. Julia Roberts, Kim Basinger, Charlize Theron, Jennifer Aniston, Halle Berry gibi birçok ünlü halkın sevgisini, ilgisini kazanabilmek için türlü yolları denediler. Kimileri çok başarılı oldu, ününe ün, servetine servet kattı, kimileri de unutulup köşelerinde casting ajanslarının onları hatırlamasını bekler duruma geldi. G Çekiciliğini yitirdiğini düşünen, kendini içkiye veren, aktör kocası Alec Baldwin’den olaylı bir şekilde ayrılan, kızının vesayeti için savaşan Kim Basinger’ı sonunda Cellular (2004), The Sentinel (Fedai/2006) gibi filmlerde yan rollerde izlemeye başladık. Julia Roberts, Hollywood’un en çok kazananlarından... 80’lerin cinsellik simgesi Kim Basinger şimdi yan rollerin oyuncusu... Magazin haberlerinin manşetlerinden düşmeyen Jennifer Aniston’sa hâlâ arayış içinde... Bıçak sırtı dengelerin kurulduğu Hollywood’da hayat kadınlar için daha zor. Üstelik yıldız olmak için iyi oyuncu olmak da yetmiyor... CHARLIZE THERON Güney Afrikalı Charlize Theron mesleğinin ilk döneminde Woody Allen’ın Celebrity’sindeki (1998) süper model, çekici güzel olarak anıldı. Ardından Keanu Reeves (Şeytanın Avukatı/1997, Sweet November/2001), Johnny Depp (Astronotun Karısı/1999), Mark Wahlberg (The Italian Job/2003) gibi başrol aktörlerinin yanındaki kadın oldu. Mucize beklemektense kendi mucizesini yaratmayı seçen Theron, Aileen Wuornos adlı seri katili canlandırdığı Monster’ın (Canavar/2003) yapımcılığını da üstlendi. Görünümünü tümüyle değiştiren, kilo alan oyuncu bu şaşırtıcı rolüyle Oscar kazandı. Sosyal dram North Country’de (2005) kadın madencilerin hakları için savaşan Josey Aimes’te de unutulmaz bir yorum sundu. JULIA ROBERTS Bu starların içinde en başarılısıysa 90’ların başında Pretty Woman’la (Özel Bir Kadın) aniden megastar konumuna yükselen Julia Roberts’di. Flatliners (Çizgi Ötesi/1990), Sleeping with the Enemy (Yatağımdaki Düşman/1991), Dying Young (Genç Ölmek/1991) gibi vasat yapımların yanı sıra The Pelican Brief (Pelikan Dosyası/1993), My Best Friend’s Wedding (En İyi Arkadaşım Evleniyor/1997) gibi gişe getirisi yüksek projelerde yer alan Roberts Notting Hill’de (Aşk Kapıyı Çalınca/1991) kendisini, bir starı oynadı. Mary Reilly’de (1996) sıradan bir hizmetçiyi, Michael Collins’te (1999) de İrlandalı devrimcinin sevgilisini canlandırarak oyunculuk becerisini kanıtlayan Roberts, sosyal özdeşleşmesine ona Oscar getiren işsiz, bekar anne Erin Brokovich’le ulaştı, bu sıradan, halk kızı Erin’le sinemadaki yerini iyice pekiştirdi. Hollywood’un en çok kazanan yıldızı, ikizlerini doğurduktan sonra iki yıl ara verdiği sinemaya Tom Hanks’le karşılıklı oynadığı politik taşlama Charlie Wilson’ın Savaşı (2007) ile geri döndü. KIM BASINGER Seksenli yılların cinsellik simgesi, Nine 1/2 Weeks’teki (9,5 Hafta/1986) seksi sarışın rolüyle hızla ünlenen Kim Basinger’ın şansı Roberts kadar yaver gitmedi. İzleyici, Batman’in (1989) nişanlısı olduktan sonra Peugeot, Pepsi, şampuan reklamlarında oynayan Basinger’ın sinema oyuncusu olduğunu unuttu. 1997’de Curtis Hanson ona L. A. Confidential’da (Los Angeles Sırları) düşmüş bir yıldız rolü verdi. Buradaki yetkin yorumuyla yardımcı kadın Oscar’ını alan Basinger daha sonra I Dreamed of Africa (Rüyamdaki Afrika/2000), Bless the Child (Kutsanmış Çocuk/2000) gibi yanlış rol seçimleri yaptı. Hanson ona ikinci bir şans daha verdi: 8 Mile’da (8 Mil/2002) onu Eminem’in annesi yaptı. Jennifer Aniston. Kim Basinger (solda). Halle Berry (üstte). Derailed’da (Raydan Çıkanlar/2005) evli bir erkeği baştan çıkaran meşum kadın rolüyle oyuncu cici kızlıktan uzaklaştı. Jennifer Aniston hâlâ bir arayış içinde, yeniden sevimli kız rollerine mi dönecek, yoksa yeni bir başlangıç mı yapacak? HALLE BERRY Julia Roberts. The Last Boy Scout’ta (Son Görev/1991) Bruce Willis’e, Boomerang’ta (1992) Eddie Murphy’ye eşlik edebilen dekoratif oyuncu olarak tanınan Halle Berry, Losing Isaiah (1995) ve Introducing Dorothy Dandridge’te (1999) oyunculuk becerisini gösterdi. Swordfish’te (Kod Adı Kılıçbalığı/2001) göğüslerini açması için Berry’ye 500 bin dolar verildi gibi çeşitli söylentilerin ardından oyuncu Monster’s Ball’da (Çarpık İlişkiler/2002) çırılçıplak oynadı. Kocasını asan gardiyanla ilişkiye giren obez çocuk annesinde bedeniyle değil rol yeteneğiyle Oscar aldı. Basinger gibi bu ödül ona da pek iyi gelmedi, XMen (2000), Die Another Day (Başka Bir Gün Öl/2002), Cat Woman (Kedi Kadın/2004) gibi orta halli yapımlarda gözüktü. Hollywood, aklın, ilişkilerin, öngörülerin, ticari ve sanatsal projeler arasında ince, bıçak sırtı dengelerin kurulduğu, starlık taktiklerinin pazarlandığı, bir rol için çok sayıda alternatifin bulunduğu, 40 yaşından sonra kadın oyuncuların ıskartaya çıkarıldığı bir düş fabrikası... Bu endüstride kalmak ise ip cambazı olmakla eş değerde... JENNIFER ANISTON On yıl süresince Friends (19942004) dizisinde oynayan, L’Oréal şampuan reklamında yer alan, Brad Pitt’le boşanmasından ötürü magazin basınının manşetlerinden düşmeyen, son günlerde eski kaynanasıyla dostluğundan ötürü “Angelina Jolie’yi kıskandırdı” haberleriyle gündeme gelen Jennifer Aniston’sa ne yapacağını henüz bilemeyen, arayış içindeki bir yıldız görünümü çiziyor. The Object of My Affection (Aşkımın Hedefisin/1998), The Thin Pink Line (1998) gibi romantik komedilerin ardından bağımsız yönetmen Miguel Arteta’nın The Good Girl’ünde(2002) mutsuz, evli bir kasiyeri canlandıran, makyajsız oynayan Aniston, Bruce Almighty (Aman Tanrım/2003), Along Came Polly (Polly Gelince/2004), Rumor Has It’de (Gerçek Dedikodu/2005) yeniden cici kız imajına döndü. Charlize Theron.