02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 4 20/9/07 15:00 Page 1 PAZAR EKİ 4 CMYK 4 23 EYLÜL 2007 / SAYI 1122 Müziğimizle resim yapıyoruz Ali Deniz Uslu 110’un yeni albümünün adı “Kontrol”. Bu aynı zamanda bir mesaj. Grup, bu isimle kontrolün her zaman kişinin kendisinde olmasını ve dayatmalara karşı durulması gerektiğini hatırlatıyor. 110 grubu üyeleri yeni albümlerinde eksiklerini giderdiklerini ve müziklerinde bir adım ileri gittiklerini söylüyor. Müzikleri de artan elektronik altyapılara karşın daha sert ve yoğun. Grup üyeleri Ozan Yılmaz, Candan Tezel ve Mehmet Esemen yeni albümleri “Kontrol”ü anlatıyor: Yeni albümünüz “Kontrol”de elektronik altyapılar daha bir belirgin, ama gitarlar aynı sertlikle ona karşılık veriyor. Nedir ikinci albümün müzikal derdi? Candan: Bu albümde ilk albüme göre daha iyi bir iş çıkardık. İlk albümdeki hatalarımızı yapmadık. Neydi o hatalar? Candan: Parçalar gitarla yani rock felsefesiyle yapılmıştı. Biz onların içine elektronik müziği sokmaya çalışıyorduk. Elektronik müzik ile gitar soundunu bir araya getirirken de sesin fiziği ile ilgili çok fazla sorun yaşıyorduk. Bu albümde kaamızda her şey daha netti. Ozan: 110 yeni bir grup. Ortak müzik dilimizi kurmamız, müzikte yerimizi almamız zaman aldı. Mehmet: İlk albümde parçaların çoğu hazırdı. Yeni albümde ise pek çok şarkıyı stüdyomuzda çalışarak üretme fırsatı bulduk. Müziğe dair fikirlerimiz yerli yerine oturdu. Yani daha olgun, sonuca yönelik bir çalışma yaptık. Candan: Örnek alabileceğimiz bir grup olmadığı için pek çok şeyi kendimiz öğrenmeye çalışıyoruz. O yüzden ilk albümde eksiklerimiz çoktu. Artık büyüdük. Bu şarkı sözlerinize de yansımış. Candan: İlk albümdeki parçalarımız 20’li yaşların başında yapılmıştı. O yaşlarda çevremizde nelere tanık oluyorsak onlar vardı sözlerde. Genel her şey aşk temalıydı. Hayat kaygı 110 grubu iki yıl önce “Atomların Harika Dünyası” albümü ile müzik dünyasına adım atmıştı. Şimdi ise yeni albümleri “Kontrol”ü yayımladılar. 110 bu albümünde de karanlık melodileri ile sinematografik anlatımını koruyor, müzikleri ile zihinlerde resimler çizmeye devam ediyor. mız yoktu, kendimizi sorgulamıyorduk. Dünyayı pek tanımıyorduk. Yaşımız ilerledikçe kaygılar, gereksinimler, tatminler ve gördüklerimiz değişti. Bunlar da sözlerimize yansıdı. Kızgınlığımızı, öfkemizi, çaresizliğimizi, söylemek isteyip zamanında söyleyemediklerimizi daha sert bir tavırla dillendirebiliyoruz artık. Elektronik müzikte gitar ve davul dengesi müziğin rengini veriyor. Bu albümde bunu daha iyi yakalamışsınız. Ozan: Bu dengeyi miks aşamasında kurduk. Mesela davulun trampetini, doğal sesinin karakterini teknolojiden yararlanarak değiştirdik. Yani karakterini yönlendirebildiğiniz bir davul da size müzikal avantajlar sağlıyor. Candan: Bir enstrüman tek başına kulağa çok hoş gelebilir. Ancak bunu müziğe yediremezseniz o da güzelliğini kaybeder. Zaten elektronik müzik akustik enstrümanlarla ilgili ciddi sorunlara neden olabiliyor. Trampet de böyle. Bi Müziğinizde karanlık melodiler var. Dinlediğinizde zihninizde resimlere kolaylıkla yerleşiyor. Parçaları yaparken bunu yakalamak için özel bir çaba harcıyor musunuz? Candan: Sinematografik bir anlatıma sahibiz. Mehmet: İlham kaynağımız oluşturduğumuz görüntüler. Yani görsel bir hikâye yazıyoruz. Albümün çıkış parçasında “Düştüm”de “acımaz canım benim, bir düş bir gerçeğim bu senin seçimin” diyorsunuz... Candan: Bu karamsar bir aşk şarkısı. Aslında karşındakine derdini anlatamadığın, tüm kaygıların sırtına biriktiği, depresyona yakın bir ruh halini anlatmanın derdindeydim. Yani sevdiğin kişi için bir parça var, pek çok parça yoksundur. Bu da bir iç çatışma ve ilişki yorgunluğu yaratır. Zaten rock müzik son yıllarda daha içsel ürünler veriyor. Sanırım bu da hayata dair bilinmezliklerden geliyor. Hem Türkiye'deki siyasal kaos, hem sosyal değişim, insanları daha yalnız ve uçurumlara yakın bir hale getirdi. Albümün adı “Kontrol”. Bu ismin özel bir anlamı var mı? Ozan: Bu bir mesaj! Kontrolün her zaman kişinin kendisinde olduğuna gönderme yapıyor ve dayatmalara başkaldırın diyor. İleride farklı bir şeyler denemeyi düşünüyor musunuz? Üçüncü albümde birkaç şarkıda etnik elektronik rock müzik denemeleri yapmayı düşünüyoruz. Türkiye distribütörlüğünü A.K. Müzik üstlendi Çağdaş müzik edisyonu: ECM Zekeriya S. Şen M anfred Eicher Berlin Müzik Akademisi’nden mezun olduktan sonra, çeşitli orkestra ve oda müziği kayıtlarında yapımcı asistanı olarak görev aldı, klasik müzik kayıtlarına gösterilen titizlik ve detaylı çalışmayı yaşayıp hayran kaldı. Aynı detaycı, titiz ve duyarlı çalışmanın caz müziği kayıtlarında gösterilmesi gerektiği düşüncesiyle de, biraz borç alarak ECM müzik şirketini kurdu. Özgür cazdan doğaçlamaya, oda müziğinden çağdaş klasik bestelere, yaylılardan nefeslilere, sofistike müzikten senfonik bestelere kadar çok geniş bir müzik yelpazesi yaratan ECM’in ilk üretimi 1969 yılında Amerikalı Mal Waldron’un “Free At Last/ECM 1001”di ve şirket çok kısa sürede Avrupa caz dünyasının en önemli söz sahiplerinden biri oldu. 1975’te çoğu müzik şirketinin göze alamayacağı ticari bir riske girerek Keith Jarrett’in “The Köln Concert” adlı doğaçlama piyano çalışmasını piyasaya sürdü. Albüm tüm tahminleri altüst ederek günümüze kadar dört milyon gibi inanılmaz bir satış grafiği sağladı. Müzik piyasasının nadide bağımsız şirketlerinden biri olan ECM’nin arkasında bir ordu çalışanı olduğu düşünülse bile aslında 10 kişiden az bir ekibi var. Ağırlıkta tüm kayıtlar Oslo’da yer alan Rainbow Stüdyosu’nda kaydediliyor. Yetenekli ses mühendisi Jan Erik Kongshaug ile birlikte Manfred Eicher şirketten çıkan her albümün birebir prodüktörlüğünü üstleniyor. ECM her zaman müzik kalitesi ile ön sırada yer almayı başardı. Her üretimini dinlediğinizde sanatçının yanınızda çaldığını, uzanıp ona dokunabileceğinizi hissediyorsunuz. Şirketten çıkan ürünlerin bir önemli özelliği de; titiz, aşırıya kaçmayan, kendine özgü gösterişsiz albüm kapakları. Ağırlıkta caz müzisyenleri ile çalışan ECM, cazın her şey olabilirliği üzerine müziksel bir mimarlığı benimsiyor ve sanatçılarla uzun vadeli çalışmayı yeğliyor. Bunun en büyük örneği ECM ile 61 albüm kaydeden Amerikalı caz ilahı Keith Jarrett ve 21 albüm kaydeden Norveçli saksofoncu Jan Garbarek. ECM’nin Jarrett ve Garbarek’in yanı sıra, Chick Corea, Gary Burton, Bill Frisell, Art Ensemble of Chicago, Terje Rypdal, Bobo Stenson, Pat Metheny, Dave Holland gibi sanatçılardan oluşan kataloğunun Türkiye distribütörlüğünü A.K. Müzik üstlendi. Albümlerin kitapçıkları da yakında Türkçe basılacak. Bunun ilk örneği ise Kayhan Kalhor (kemençe), Erdal Erzincan (bağlama) ve Ulaş Özdemir (divan bağlama) üçlüsünün kaydettiği ve çok özel fiyata Türkiye’de satılan “The Wind” (rüzgâr) albümü. Keith Jarrett.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle