02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 3 20/9/07 16:39 Page 1 PAZAR EKİ 3 CMYK 23 EYLÜL 2007 / SAYI 1122 3 BAĞIMSIZ BİR KADIN rüyalarında hâlâ öldürdükleri insanları görüyorlardır. Sonny Boy kitabı okudu mu? Kitabı bitirince basılmadan ona yolladım. En heyecanlı andı, beğenmeyebilirdi, okuduktan sonra telefon etti, “Çok güzel” dedi “Ama bir yanlışlık yapmışsın, saçlarım düz değil kıvırcıktı”. Çok heyecanlıydı, bu kitapla ailesini geri kazandığını söyledi, çünkü onların sonunun ne olduğunu kitabı okuyana kadar bilmiyordu. Anne ve babasını o 14 yaşındayken alıp götürmüşler ve uzun zaman geri dönmelerini beklemiş, sonra akıbetlerini merak ettiği için gazeteci olmuş, ama duygusallığı nedeniyle araştırmasını sürdürememiş. Kitabınızın film hakları satın alınmış, çekimler başladı mı? Senaryo hazır, 2008 Nisan’ında da çekimlere başlayacaklar. Yönetmen Maria Peters. Rika’yı ünlü bir oyuncu oynayacak, ama adını şimdi söylemek istemiyorum. Rika’yı nasıl tanımlıyorsunuz? Yanlış bir zamanda doğmuş biri olarak düşünüyorum onu, çok bağımsız ve ileri görüşlü. Bugün Hollandalı bir kadın kendisinden 17 yaş küçük, siyah bir erkekle olsa, Hollandalılar nasıl bakar? Renk artık o kadar önemli değil. Yaş farkı yaşlı adamla genç kadın arasındaysa sorun yok, ama tersi olursa ortalık ayağa kalkar. Yani Hollanda’da da mı kadınlar “özgürleşemedi”? Bence bunun din ya da Doğu Batı ile hiçbir ilgisi yok, daha çok gelişmeyle ilgisi var. Annem de gazeteciymiş, 19 yaşında evlenmiş ve işten atılmış. Hıristiyanlarda da kadını aşağılayan, erkeğin çok gerisinde gören akımlar var. Şimdi Türk kadınlarını izliyorum, gençlerin gelecek ümidi var, kolay teslim olmuyor, bunu bazen canlarıyla ödüyorlar. AİLEMİ GERİ KAZANDIM Hiroşima’da yüz binlerce kişi öldü, ama kimileri için Hiroşima barışın başlangıç tarihiydi. Kitabınızda da, toplama kamplarından alınıp, Alman gemilerine bindirilen, bu arada kurtuluşa an kaldığına inanan tutsakların İngiliz savaş uçaklarının bombardımanı sırasında öldürüldüğünü yazıyorsunuz, anlaşılan savaş, barışı bile öldürerek geri veriyor… Bu, İngiltere tarihinde bir tabu, hiç konuşulmuyor, ama eminim İngiltere’de bu süreci yaşayan ve hâlâ hayatta olan birkaç yaşlı pilot vardır. Savaş ne olursa olsun, hangi amaç için olursa olsun, çok korkunç… Gemiden kurtulan Waldemar’ı kıyıdan açtıkları ateşle öldüren o asker ya da askerler kimdi peki? Bulabildiğim tek bilgi 1516 yaşındaki Alman gençlere, kıyı şeridini korumaları için üstlerine büyük gelen üniformaların giydirildiği oldu. Büyük bir ihtimalle yaşlılar evinde onlardan birkaç kişi vardır ve EDİTÖR’DEN S RikaSonny Boy. Lahey, 1933. avaşı, yıkımı, yangını, deliliği, kaçışı anlatan 200 fotoğraf arasından sıyrılıveriyor. WorldPress Photo’nun seçtiği 2006 En İyi Haber Fotoğrafları’ndan biri bu. Şu sıralar İngiltere’de sergileniyor, ihtimal İstanbul’a da gelecek… Fotoğrafı çeken Brezilyalı gazeteci Joa Kehl, ödül aldığı alan ise spor haberciliği. Baktığınızda spordan çok bir çaresizliğin hikâyesini okuyorsunuz. Hayatla baş edebilmek için sürekli hareket eden, yumruk attığı lastiği hayatın toplamına çeviren bir adam var kadrajda, diğer adam ise ellerini görülmeyen, belirsiz hasmına karşı kavgaya hazırlıyor. Biri yan yatmış, diğeri boşluğa çıkan dört basamaklı iki merdiven, kondisyon aletleri, çaresizliği daha da büyütüyor. Buradan çıkış yok. Yenilginin baştan kabullenildiği bir hareketler silsilesinden başka bir şey değil lastiğe atılan yumruk da. Geriye öfke kalıyor… Her vuruşta birine, bir yerlere değiyor lastik, sonra dönüp yumruğun sahibine geliyor. Kadraja böyle sıkıştırılmış olmak, dünyanın geriye kalanından atılmış olmak anlamına mı geliyor? Kehl bu fotoğrafı Garrido’nun boks salonunda çekmiş. Salon, San Paolo’nun merkezinde bir köprü altında, müdavimleri ise evsizler… Yoksulluğun, işsizliğin sokağa kustuğu, sokağın, şiddetle baş edebilmenin bedenin toz tutmazlığına bağlı olduğunu öğrettiği evsizler… Hayatla başa çıkabilmenin çeşitli yolları var, savaş ve ölümle de… Hollandalı gazeteci ve yazar Annejet van der Zijl Türkçe’ye de çevrilen “Sonny Boy” adlı kitabında, savaşın ve ölümün karşısında inatla dikilen Rika ve Waldemar’ı koyuyor. Yaşamları toplama kampında bitse de önce geleneklere baş kaldıran aşklarının onları savaş sırasında direnişçilere destek olmaya yönlendirmesini aşkın iyiliğine bağlıyor. “Hollanda’da bir söz vardır” diyor Zijl “Acı insanı güçlendirir, oysa gerçekten güçlendiren aşk ve sevgi”… Aşkın, inancın, özgürlüğün, umudun karşısına dikilenler de var elbette, Hrant Dink’i öldürecek birilerini yaratan düşmanlığı körükleyenler, göz yumanlar, tetikçiler ve tetikçiyle, azmettiricilerine övgüler düzenler… İsmail Türüt’ün katillere armağan ettiği şarkısı, şarkının üzerine çekilen klibi alkışlayanlar arasında İzmir Baro Başkanı’nın da olması çevremizin nasıl da şiddetle kuşatıldığını gösteriyor… Onların saldırmak için silahları var, bizlere de birer lastik mi gerekiyor, dersiniz, öfkemizi dillendirmek ve hayatı savunabilmek için… Berat Günçıkan [email protected] Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212)343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/ İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle