Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 2 5/4/07 15:39 Page 1 PAZAR EKİ 2 CMYK 2 8 NİSAN 2007 / SAYI 1098 İstanbul’un zulasındaki müzik Zekeriya S. Şen R h Pozitif Müzik yapımın yeni markası Zula Müzik etiketi ile piyasaya sürülen “Homegrown İstanbul” İstanbul’dan kalkan bir DoğuBatı müzik ekspresini andıran albüm. İstanbul’u çıkış noktası alıp, Anadolu’nun müziksel zenginliğini doğuya, sonra batıya uzanan gelgitlerle derleyen albüm, klişe müzik kuyusunda boğulmak üzere olan müzikseverlere uzun bir nefes aldırıyor. Albüm Ankara’da doğan, uzun yıllar tek başına ritim bilgisini geliştiren darbuka virtüözü Mısırlı Ahmet veya Mısırlılar için Türk Ahmet’in 2001 tarihli “The Search” albümünde yer alan “Meçhul” parçası ile açılıyor. Bu tür bir derleme albüm için oldukça anlamlı bir parça, çünkü yer aldığı albümün başlığı ile aynı olan, çok kültürlü bir dünya müziği deneyimi için gerekli, gerçek bir arayışı ifade ediyor. İşte böyle bir kavram ile başlayan albüm Metin ve Kemal Kahraman kardeşlerin misafir anlamına gelen altıncı albümleri “Meyman”da yer alan “Xiro Seker” parçası ile devam ediyor. Çok zengin bir enstrüman ordusuna sahip olan parça Zazaca söyleniyor. Bu dilin köklerini ve ifade zenginliği örnekleyen çok güzel bir parça. Albüm klarnet üstadı, Selanik asıllı, 1936 Bursa doğumlu Barbaros Erköse ile devam ediyor. Daha sonra karşımıza Hüsnü Klarnet albümü ile en çok albüm satanlar arasında yer alan Hüsnü Şenlendirici çıkıyor. Klarnetinden akan melodi ise Onno Tunç ve Sezen Aksu’nun “Geri Dön” bestesi. Selim Sesler Türkiye coğrafyasından birçok farklı müzikal tınıya yer verdiği en son albümü “Oğlan Bizim Kız Bizim”de yer alan “Meşk Havası” ile yolculuğumuza eşlik ediyor. Bu albümde ne isterseniz var; Sabahat Akkiraz’ın sesinden “Kavaklar”, Hüsnü Şenlendirici’nin yorumuyla “Geri Dön”… Selim Sesler, Nejat Yavaşoğulları, Cahit Berkay, Burhan Öçal… Albüm, dünya müziği meraklılarına Türkiye’den bir armağan. İlkay Akkaya Sonra 1968 Irak doğumlu Yinon Muallem anonim “Klezmer For The Sultan” adlı parça ile treni Ortadoğu’ya savuruyor. Trenin diğer kompartımanlarında karşımıza Metin Altıok’un “Kavaklar” şiiri ile kusursuz vokal Sabahat Akkiraz ve melodi profesörü Erkan Oğur, kültürler arası sentez çalışmalara ilgi duyan 1981 Trabzon doğumlu Zeki Çağlar Namlı, yılların müzik adamı Cahit Berkay, darbukaya dil veren Burhan Öçal ve Trakya Ekibi, Dünya Müziği ödüllerine aday Mercan Dede ve konuğu Boşnak Zerina Cokoja, kanun ile ilahi duygular yaşatan Göksel Baktagir, Osman Eren’in şiirine hayat veren Orient Expression’dan tanıdığımız Cem Yıldız ve Zelal Gökçe, Megrel halk şarkısı anne anlamına gelen “Nana”yı ölümsüzleştiren İlkay Akkaya ve Sabahat Akkiraz Kazım Koyuncu ve son olarak “Felluce” parçası ile farklı bir yüzünü gördüğümüz Bulutsuzluk Özlemi çıkıyor. Elbette, trenin kondüktörleri Ali Coşar ve Gonca Öncel’e de şapka çıkartmak gerekiyor. Albümün bir diğer önemli özelliği ise daha önceden yayımlanmamış parçalar içermesi. Sadece bu nedenden ötürü bile albüm ayrıcalıklı. Bu parçalar sırasıyla Hüsnü Şenlendirici’nin “Geri Dön”, Sabahat Akkiraz ve Erkan Oğur’un “Kavaklar” yorumu, Mercan Dede ve Zerina Cokoja’nın “Moj Dilbere Ku Se Seces” parçası ve Zelal ile Cem Yıldız’ın ortak çalışması olan “Dilo”. Genel akımdan sıkılan, farklılıklara aç olan müzikseverler için biçilmiş bir kaftan olan “Homegrown İstanbul”, içerdiği antropoloji, folkloriktik, performans ve etnomüzikoloji terimleriyle kaçırılmaması gereken bir tren... muzik@tikabasamuzik.com Zeki Çağlar Namlı EDİTÖR’DEN G ürültü. Her an, her yerde… Konuşulmasa kelimelerin ortasında boğulup kalmaktan duyulan korku mu bu? Herkes kendi halinde görünüyor, yolda, işte, otobüste, vapurda. Çoğu birbiriyle, azı kendisiyle konuşuyor! Yalnızlar bir türlü yalnız kalmayı beceremiyor, ya kulaklığına elindeki bir aletten gümbür gümbür müzik akıtıyor, cep telefonuna aciliyeti ve sonu olmayan cümleler kuruyor, oyunlar oynuyor. Dolmuşta, kuyruğunda, birileri diğerlerine hep “ara beni” diyor. Söz bir türlü bitmiyor, iki “ara beni”, bir “dur ben seni arayayım”la örtülüyor zamanın üstü… Zamanın başına musallat olmasından kaçıyor herkes. Zamanla ne yapacağını bilememenin arsızlığıyla bulduğu her nesneye saldırıyor. Birileri gazetelerin bulmaca sayfalarını topluyor vapurdan, hiç dokunulmamışları bulunca seviniyor, az dokunulmuşların eksiklerini dolduruyor… Birileri kişisel gelişim kitapları okuyor soluksuz, nasıl hızla zirveye çıkabileceğini hesaplıyor, hastalıkları “düşüncenin gücü”yle yenebilmenin peşine düşüyor, “geçmişteki hatalarım için kendimi bağışladım” diyor, günde on kez, bel fıtığını alt edebilmek için. Kimse, başkalarıyla dil kurmaktan kaçındıkça, kendi dilinin kuruduğunu, kelimelerinin, cümlelerinin düşüp tuzla buz olduğunu görmek istemiyor. Kırılmış cümlelerle bir gelecek kurulamayacağını da. Başkalarının sesine, kokusuna, derdine kulak kapadıkça düşüncenin çürüyüp küf bağladığını algılamıyor, algılayamıyor… Diken üstünde herkes, herkesle. Yanından tinerci çocuklar geçenler, çantalarına daha bir asılıp, yollarını değiştiriyor. Yaşlı dilencilerin gözlerine kimse doğrudan bakamıyor. Anneler çocuklarına yalan söylüyor, çocuklar babalarının kendilerini terk ettiğini erken kavrıyor. Şehrin kalabalığından en çok yakınanlar, en büyük suç iştirakçisi olduklarını görmüyor. Kimi mazisini yücelterek, kimi bilgiyi terkisine alarak çiziyor sınırlarını. Küçük krallıklarında muhayyilelerini öldürenler, aşağıdan gelen her dalgada ıslanmaktan korkuyor! Herkes deli gibi yoksullaşmaktan korkuyor, kaybedeceklerinin miktarını artırdıkça, korku gözbebeklerine vuruyor. En çok “tutunamayan” oynanıyor, ele yüze bulaştırarak, tutunmaktan morarmış elleri ovuşturarak. Herkes kendinden daha "yoksul"unu arıyor, etkili bir sakinleştirici niyetine. Bulup gözlerindeki karanlığa perde çekiyor… Hayat giderek daha da küfleniyor… Tam bu sıralarda Forbes’un listesine, dünyanın dolar milyarderleri arasına Türkiye’den de 25 kişi giriyor. Japonya bile geride kalıyor… Küf kokusu ise kolay kolay silinmiyor… İyi haftalar... Berat Günçıkan bguncikan@yahoo.com Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212)343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu / Mustafa Doğan (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/ İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr