02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 4 1/11/07 14:43 Page 1 PAZAR EKİ 4 CMYK 4 PAZARIN PENCERESİNDEN 4 KASIM 2007 / SAYI 1128 Bizanslı çocuklar Selçuk Erez ostum Costa Carras ile Aya Sofya’yı gezmiştim. İkinci kattaki galeride, uzun ve bıktırıcı bir ayin sırasında canları sıkılan Bizanslı çocukların mermer parmaklıklara kazıdıkları resimleri göstermişti. Amerika’dan gelmiş bir ailenin büyükleri, Taksim’deki Aya Triada’yı görmeye yeltendiklerinde küçük çocuklarının, her pazar taşındıkları kiliselerden birine götürüleceklerini sanıp “Gitmeyiz! gitmeyiz!” diye tepindiklerine de şahit olmuştum... Meğerse onlar da kilisede çok sıkılırlarmış. Çocuklar kiliselere, tapınaklara götürülmeli mi? İstatistikler, birçok ülkede sadece çocukların değil büyüklerin de ayinlerde sıkıldıklarını yansıtmaktadır: Nijerya’da yüzde 89, İrlanda da yüzde 84 olan kiliseye, tapınağa devam etme oranı, Hollanda’da yüzde 35’e, İngiltere’de yüzde 27’ye Fransa’da 21’e, Azerbaycan’da 6’ya, Norveç’te 5’e İsveç’te de 4’e düşmüş (www. nationalmaster. Com/church attendance). Bu oran, hemen her ülkede giderek azalıyor.. ABD’de oran, resmi istatistiklere göre yüzde 40 civarındaymış ama birileri “Pazar günü kiliseye gittin mi?” yerine “Geçen hafta sonunda ne yaptın” diye sorunca gerçek ortaya çıkmış ve doğru oranın yüzde 26 olduğu anlaşılmış. (American Sociological Review 63:137.1998) Din elden mi gidiyor? Din elden gitmesin diye ne yapmalı? Suudi Arabistan’da namaz vakti camiye gitmeyenleri polis tartaklıyormuş. Birçok ülkede çocukları vaktinde alışsın diye zorla sürüklüyorlar tapınaklara... Londra Piskopos’u Richard John Chartes’ın, “Ben bu olumsuz gidişe, ülkenizdeki Ortodoks Patriki Muhterem Bartholomeos’un formülüyle ‘dur’ denebilineceğini düşünüyorum” dediğine şahit olmuştum: Çareyi çevreciliği ele almakta, Yumurta, daktilo, boya yani protesto Politikacılara karşı bireysel bir protesto eyleminde bulunmak istiyorsanız, nerede olduğunuza, kime karşı eylem yaptığınıza ve hatta kim olduğunuza dikkat etmeniz gerekiyor. Yoksa ummadığınız sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. D Rice’a: Sen kanlı bir savaşın suçlususun... Avrupa BirliğiLatin Birliği zirvesinde Greenpeace eylemcisi... Deniz Ülkütekin akın zamanda ABD’li kadınları Irak’taki savaş konusunda bilinçlendirmek amacıyla kurulan ve hükümet karşıtı eylemlerde sık sık adı geçen Code Pink adlı örgüte mensup bir eylemcinin, Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleeza Rice’ın kongredeki konuşması öncesinde, kan rengine boyanmış bir halde yanına yaklaşarak “Sen kanlı bir savaş suçlususun” diye ortalığı inletmesi geçen haftanın en çok dikkat çeken olaylarından biriydi. Rice, manidar bir şekilde kafasını sallamakla yetinirken, güvenlik görevlileri tarafından apar topar götürülen protestocu kadın şu an mahkemede alacağı cezayı bekliyor. Ancak her politikacı Rice kadar şanslı olmayabilir. Bazen bu tür eylemler sembolik bir konumun ötesine geçip can ve mal kaybına neden olabilecek sonuçlar doğurabiliyor. Bu tür bir eyleme maruz kalan ABD Başkanı George Bush da aslında şanslı sayılırdı. 2005 Temmuz’unda Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te yaptığı bir konuşma sırasında kürsünün yakınına el bombası konulmuş, ama patlamamıştı. Gürcü yetkililer, bombanın tahrip gücünün olmadığını açıklamış, fakat Vladimir Arutyunian adlı bir şüpheliyi de gözaltına almışlardı. 27 yaşındaki Ermeni, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı fakat bunda yakalandığı çatışma sırasında bir polisi öldürmekten suçlu bulunması büyük rol oynuyordu. Liderleri protesto için her zaman patlayıcı maddeler kullanılması gerekmiyor. Greenpeace üyesi Ururguaylı Evangelina Carrozzo, 2005 Mayıs’ında, Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapılan Avrupa BirliğiLatin Amerika zirvesine bir gazeteci gibi akredite olmayı başardı. Tam bu Y global ısınmanın durdurulması için yapılması gerekenler konusunda cemaatı seferber etmekte bulmuştu. Demek ki tapınaklara gidenler azalmaktaysa toplumu bugün ilgilendiren gerçeklere eğilmek, insanları bu konuda yüreklendirmeye, olumlu davranmaya kalkışmak, onları korkutup zorlamaktan daha iyi sonuçlar verebilirmiş.. Yeter mi? Ayinlerin de hem çocukların hem de büyüklerin sıkılmamasını sağlayacak kadar kısa ve öz olması gerekir... Şiirle daha güzel anlatılabilir: Pagoda Tapınakta tespih çekenlerin ellerine sinekler konmaktaydı.. Başlıkları yaldızlı, tahta, maun kolonlar belki yedi yüz yıl önce, belki daha eskiden gergef gibi işlenmiş, sonra bin kez boyanmış bir tavanı, eğri tutuyorlardı. Ortada, yana yatmış Koskoca bir Buda, ayaklarının dibinde ödağacı tüten buhurdanlıklara bakıyordu . Bakşinin harmaniyesi ipekten, terlikleri sazdandı; gözlerini yere dikmiş ilahi okumaktaydı.. Ve… bu ilahiyle vecde ermesine ramak kalmış, gözleri kaymış bir kadının çocuğu, sıkıntıdan patlamaktaydı. [email protected] Bono hakaret ediyor, Blair dinliyor... tür zirvelerin geleneği olan aile fotoğrafı çektirilirken üstünde sadece bikinisiyle sahneye fırladı. Elinde ise nükleer santralları protesto eden bir pankart vardı. Ancak çok güzel bir kadın olan Carrozzo, maalesef dikkat çekmek istediği sorundan daha çok ilgi çekti. Hatta Chavez, sadece kadına baktığını ve neyi protesto ettiğini görmediğini söyledi. Tabii bu kadar güzel bir protestoya herhangi bir ceza verilmesi düşünülemezdi. Politikacılara karşı eylem yapmak için onlar kadar ünlü olmak, ceza almamak için iyi bir yöntem. “Albümlerimizi almayın, çalın” diyen İngiliz anarşist müzik topluluğu Chumbawamba’nın solistlerinden Danbert Nobacon, 1998 Brit Ödülleri Töreni sırasında İşçi Partisi’nden başbakan yardımcısı John Prescott’un başından aşağı bir kova dolusu buz dökmüş, “değerli politikacı” bu durum karşısında sadece gülümsemekle yetinmişti. Yine küreselleşme karşıtı eylemlere verdiği destekle tanınan U2’nun solisti Bono davet edildiği Dünya Ekonomi Formu’nda liderlere ağza alınmayacak küfürleri de içeren bir konuşma yapmış, dünyayı yönetenler ise sessiz kalmayı yeğlemişlerdi. Ülkemizde de protesto eylemleri değişiklik gösteriyor. Bunlardan en bilineni Ahmet Çakmak adlı bir esnafın dönemin başbakanı Bülent Ecevit’e yazar kasa fırlatması. Ekonomik sıkıntılar yüzünden bunalan vatandaşın yaptığı hareket, Türk Ceza Kanunu’na göre para cezası gerektiriyordu. Ancak Ecevit, olaya hoşgörülü yaklaşıp Çakmak da başbakandan özür dileyince olay tatlıya bağlandı. Yine borçlarını ödeyemeyen bir vatandaşın, Çankaya Köşkü’ne kamyonunu bırakma girişimi de hafızalarda yer eden olaylar arasında. Recep Tayyip Erdoğan da protestolardan en çok nasibini alan başbakanlardan. “Ananı da al git” polemiği dışında Mersin ziyareti sırasında Kemal Özcan adlı bir çiftçi tarafından “bizi mahvettiniz lan” suçlamasıyla karşı TÜRKİYE’DEN... karşıya kaldı. Ancak başbakan için önemli olan çiftçinin 21.7.2007: Bulut problemleri değil, lan Yıldırım adlı protestocu kelimesiydi. Sonuçta genel şeçimlerdeki Kemal Özcan gözaltına başarısızlığı protesto alındı. etmek için parti genel merkezi önüne “Baykal istifa” yazılı bir dövizle geldi. Ancak partililer tarafından bina dışına çıkarıldı ve polis tarafından gözaltına alındı. 2.4.2003: Ankara’yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’ı Yargıtay binası önünde ellerinde yumurtalarla bekleyen birkaç öğrenci amacına ulaşamadı. DÜNYADAN PROTESTOLAR... 20.4.2006: Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun Beyaz Saray’daki konuşması sırasında basın mensuplarının arasına karışan yasaklı Falun Gong tarikatı üyesi, başkana “Günlerin sayılı” tehdidini savurdu. 26.9.2005: Beyaz Saray’ın önünde uzun süre kamp yaparak Irak savaşını protesto eden Cindy Sheehan polis kuvvetleri tarafından tutuklandı. Çıkarıldığı mahkede ise suçsuz bulundu. Sheehan’a protestosu sırasında bir ara Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez de eşlik etmişti. (Solda) 17.2.2005: Demokrat Parti lideri Howard Dean ve eski Pentagon danışmanı Richard Perle, Irak savaşı hakkındaki görüşlerini açıklarken kalabalık arasından birisi “yalancı” diye bağırarak Perle’nin kafasına ayakkabı fırlattı. Polisler zanlıyı apar topar gözaltına aldı ve hakkında soruşturma başlattı. 29.10.2004: Bu kez Tony Blair’in işadamlarına konferans vereceği binanın çatısına çıkan bir Greenpeace üyesi, inşa edilmesi planlanan iki nükleer tesisi protesto etti. 20.5.2004: İngiltere Başbakanı Tony Blair, Avam Kamarası’ndaki bir toplantı sırasında, boşanmış babaların çocuklarını görme hakkını savunan Adalet Babalar grubu üyesinin toz boya dolu balonlarına hedef oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bireysel protestodan nasibini aldı. Başbakan yardımcılığı döneminde Kudüs’deki Mescidi Aksa’yı ziyareti sırasında Filistinli bir eylemci yaklaşıp “Sizin İsrail’le ilişkiniz var. İslam’da Yahudilerle ilişki yasaklanmıştır. Bizim onlara ihtiyacımız yok. Onlarla ilişkinizi kesin” çağrısında bulundu. CHP lideri Deniz Baykal ise Antalya ziyareti sırasında ülkeyi gerip erken seçime götürdüğü yönündeki bir protestoyla karşılaştı. Ancak vatandaşa yapılan tek yaptırım Baykal'ın etrafındaki partililerin gösterdiği tepkiydi. Gördüğünüz gibi bireysel protestolar, bikiniden el bombasına kadar çok geniş bir yelpazede değerlendirilebiliyor. Artık eylemlerin niceliğinden çok niteliği önemli. Yani ne kadar yaratıcıysanız o kadar dikkat çekiyorsunuz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle