Katalog

Hayat Fatih Türkmenoğlu ggeüziznecle fatih@fatihturkmenoglu.com En unutulmaz 5 cruise seyahatim • Yunan Adaları: Ege’nin kokusunu, mavisini, mutfağını, rüzgârını, dünyada hiçbir şeye değişmem… Rodos, San Torini, Mikanos, Girit, Simi, Midilli ve sonrasında da bizim kıyılar. Muhteşem bir yaz tatili için, denizin, eğlencenin, yemenin ve içmenin tadını çıkarmak için en ideal cruise bana göre. • Baltık Denizi: Kopenhag’dan başlayıp Sen Petersburg’a kadar giden 10 günlük müthiş bir yolculuktu. Her şehir başka güzeldi. Belki Amerika menşeli cruise seyahatleri gibi sınırsız lüks ve büyüklük yoktu, ama Avrupa, hatta o Kuzey Avrupa’nın küçük ama gelişmiş şehirleri arasında yolculuk yapmak, ruhumu çok dinlendirmişti. • Alaska ve Grönland: Ben Alaska’ya gitmedim ama Grönland gezim unutulmazdı. Kuzey ışıklarını, buzulları görmek, küçücük şehirlerde dolaşmak, fiyortlar, neredeyse Kanada karasularına kadar gidip dünyanın ne kadar muhteşem bir yer olduğuna bir kez daha karar vermek… En ileri cruise gezilerinden, ama en heyecanlı olanlarından. İlk fırsatta Alaska’da da dolaşmayı arzu ederim. O gemide ben de olsaydım • Karayipler ve Meksika: Genelde Miami’den yola çıkıp, Fort Lauderdale, Key West, birkaç Karayip adası ve Meksika’da da Cozumer’de bir gün kalınıyor. Uygun fiyatlı ve çok seçenekli bir rota hali de var, acayip lüks, en büyük gemilerde. Bütçeye göre. Bir de ben hiç denemedim, ama son dakikacılar çok iyi fiyatlarla gemiye binebiliyorlarmış. Bir gün çocuklarla Fort Lauderdale’e gidip şansımızı deneyelim istiyorum. • Boydan boya Avrupa: Roma yakınlarındaki Civitavecchia’dan kalkıyor. Floransa, Pisa, Monte Carlo, Toulon, Barselona, Valencia, Sicilya, Venedik, Valencia, Sardunya Adası, Tunus ve Türkiye’den de genelde Kuşadası’na uğruyor. Kalabalık Avrupa şehirlerini gemiyle gezmek çok zevkli. Bundan yıllar evvel, Amerika’da bir gazete yazısında okumuştum, eskiden kruvaziyer seyahatlerine katılmak o kadar pahalı ve ender bir deneyimmiş ki sadece “yeni evliler veya çok yaşlılar” bu gezilere vakit ve para bulabilirlermiş. Hatta nasıl söylendiğini bile hatırlıyorum: “newly weds or nearly deads!” Bugün durum çok farklı. Orta gelir düzeyine de hitap eden çok sayıda gemi seyahati var artık. Pandemi, tüm dünyada, turizm sektörünü fena vurdu. Otellerin çoğu kapalı, havayolları ardı ardına iflas ediyor. Turizm sektörü, dünyanın her yerinde bitme, durma, yok olma raddesinde. Bir kocaman otelin kapanması ne demek, düşünsenize. Kaç aile perişen, kaç evin ışıkları sönmüş... Devasa gemiler teker teker limanlara çekildiler. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen tüm çalışanlar, süresiz ve ücretsiz izne gönderildiler. Öyle sıkı bir cruise hayranı değilim. Yine de şimdi düşününce, ne muhteşem bir tecrübeymiş meğer. Baltık Denizi’nde bir gemi Yıllar içinde çok sayıda gemi yolculuğu yaptım. Yaz aylarında Yunan adaları turuna bayılmakla birlikte, sanırım geçen yıllarda gittiğim Baltık Denizi gezisi, bende bambaşka bir lezzet bıraktı. Her şeyden önce, Danimarka gibi medeniyetin ve demokrasinin en üst düzeyde yaşandığı bir ülkeden geziye başlamak bile yetiyor. Bavulları bırak, koca bir gün var önünüzde. Gülümseyen ve sessiz insanlarla, kolayca anlaşılan bir şehir Kopenhag. Günlük turlar almak mümkün, ama istenirse rahatlıkla keşfediliyor. Meşhur Küçük Denizkızı heykeli, mahzun bakışlarıyla selamlıyor önce. Staget’te mağazalara şöyle bir bakıp, Christiana’da başka bir dünyanın kapıları aralanıyor. Tam bin kişinin yaşadığı, hippi geleneğinin her anlamda hayatta olduğu bir özerk bölge burası. Hemen ardından, nefes kesici güzellikteki Tivoli Bahçeleri’nde uzun bir öğleden sonrasının rehaveti… Yazın olmalı bu gezi, hatta beyaz gecelere yakın. Ben geçen haziran ayında oradaydım, günler neredeyse hiç kararmazken. Tivoli’den çıkıp Modern Sanat Müzesi’ni gezdim, sonra da yarım saatlik araba yolculuğuyla Viking Gemileri Müzesi’ne gittim. Deniz seyahatlerinin bin yıl önceki halinin nasıl olduğu çok güzel anlatılıyor. Ayrıca her an bir sergi veya aktivite de var. Bir de hatırladığım, girişler tüm 18 yaş altındaki çocuklar ve gençlere bedavaydı. Hâlâ geminin kalkmasına vakit varsa; hadi bir gayret de Botanik Bahçesi’ni gezin. Şehrin merkezinde ve tarihi kış bahçesi çok güzel. Baltık turlarında çok büyük ve lüks seyahatler yapmak mümkün, benim gittiğim orta karar bir gemiydi. Fena olmayan şovları, küçük bir piyano barı, güzel bir spor salonu vardı. Bunlar çok önemli, çünkü bazen iki şehir arasında iki, hatta üç gün gemide oluyorsunuz. Bir film, güzel bir spor, üstüne sauna. Akşam yemeğinden sonra gösteri, biraz beyaz geceleri seyretme ve kamarada en kalın perdeleri sıkı sıkı kapatarak uyumaya çalışarak geçiyor. Sonra başka bir ülkede, bambaşka bir limanda uyanmak, müthiş bir his… orhun.atmis@gmail.com ÖYKÜLER BAHARIN ETTİKLERİ Orhan Veli 1. Baskı, 48 syf. Kupa Orhan Veli AY BÜYÜRKEN UYUYAMAM Necati Cumalı 16. Baskı, 280 syf. GİZEMLİ ÖYKÜLER 1 Charles Dickens (Çev: Saadet Akıncı) 1. Baskı, 144 syf. Orhun Atmış Ajanda Kupa Cumhuriyet Kupa Cin Ali Cin Ali ve Atı Dünyanın ilk fast food’larından... TADINA BAK Dışı kızarmış, içi yumuşacık falafeller dünyanın ilk fast food’larından biri olarak adlandırılıyor. Aynı zamanda vejetaryen ve veganların da kurtarıcısı olan bu lezzetli yiyecek için İstanbul’da artık birçok alternatif var. Kadıköy’de Jeni Falafel, Rulo ve Tonton, ayrıca Tahin, Taksim’de Falafel House, Beşiktaş’ta Yalla Falafel gibi mekânlar bulunuyor. Öte yandan çeşitli sipariş uygulamalarından da kendi bölgenizden sipariş verebileceğiniz mekânları keşfedebilirsiniz. Susel, yeni şarkısıyla sizlerle Susel’in ikinci DİNLE teklisi “Bak Yine” Universal Music Türkiye tarafından yayımlandı. Sözlerini Susel’in yazdığı parçanın yapımcılığını ise ünlü yapımcı Selim Öztürk üstlendi. Orijinal kompozisyonu Tiziano Ferro ve Roberto Casalino’ya ait olan “Bak Yine”, olumlu hisler yaratan sakin bir parça olarak dinleyicileriyle buluşuyor. Genç sanatçı “Bak Yine” hakkında şunları söyledi: “Yeni single’ım tamamen içimden gelerek yazıya döktüğüm sözlerden oluşan, çok sevdiğim bir parça. Umarım bu içimdeki parçayı alıp sizin yapar ve onu benim kadar seversiniz.” Reha Erdem’den izle ‘Zoom’ komedisi! l Sinemamızın “auteur” yönetmenlerinden Reha Erdem’in yeni filmi “Seni Buldum Ya!” ilk kez ve sadece MUBI’de yayımlandı. Erdem’in yazdığı ve 2020 Nisanı’nda karantinaya kapanan İstanbul’da Zoom üzerinden çektiği komedi, karantinayı fırsat bilip çevrimiçi bir suç ağı kurmuş iki dolandırıcının ve bu ağa yakalanan insanların yaşadığı trajikomik olayları konu alıyor. Serkan Keskin, Nihal Yalçın, Bülent Emin Yarar, Ezgi Mola, Taner Birsel, Tilbe Saran, Esra Bezen Bilgin, Tansu Biçer ve Ecem Uzun’u bir araya getiriyor. l Baksı Müzesi’nde ilk kez sanatseverlerin beğenisine sunulan “Maske/Çağrışımlar” sergisi 21 Nisan’a kadar Contemporary Istanbul Vakfı’nın ilk üretim ve sergi mekânı Cocoon’da görülebilir. ‘Mükemmel Plan’, ne kadar mükemmel? Editörsenarist Elçin Barlas’ın ilk romanı “Mükemmel Plan”, sandığımız planları var. Ama oku hayatın da “bazı” planları var! 2021 yılında yayıncılık hayatına Başarıyla inşa edilen karakterler başlayan 25m2 etiketiyle raflarve yazarın mizahi üslubu, romada yerini aldı. Hepimizin mükemmel nın en güçlü yanlarından.