Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 Şubat 2021 Cumartesi 5 Zehirli davranışlar Elif tokbay özgüven eksikliğinden Almanya Stuttgart doğumlu, annesi Giresunlu, babası Trabzonlu. Konuşmasındaki hafif aksan onu daha da tatlı yapıyor. Avukat olmak isterken, hatta staj yaparken kuralların ona göre olmadığını anlıyor ve yolu oyunculukla kesişiyor. Akrep’in Hacer’i Demet Gül, zehirli insanlar için “Zehirli davranışlar, özgüvenin eksik olduğunu saklamaya yarar. Ben çok pozitifimdir, etrafımda da öyle insanlar olsun isterim. Negatif insanların enerjimi, zamanımı harcamalarına izin vermek istemem” diyor. Almanya’da birçok dizi ve filmde yer alan oyuncu Türklere verilen klişe olan rol tekliflerinden şikâyetçi. “Bazı Almanların Türklere bakışları çok klişe olduğu için bunları senaryolara da yansıtabiliyorlar. Mesela Türkleri genelde mafya ile ilişkilendiriyorlar, illegal karakterler çiziyorlar, Almancayı konuşamıyormuş gibi gösteriyorlar ya da mutlaka başörtüsü takmasını istiyorlar” diyor. Burcum yengeç. Derinlemesine duygulara, hayallere dalan bir burç. Mantığı ikinci plana atma eğilimi var. Ben de bu özellikleri taşıyorum ama mantığımı arada sırada ön plana alıyorum tabii ki. Duygularımız bazen gerçekleri görmemizi engelleyebiliyor. Biri kendinden çok bahsettiğinde; kendini çok beğenen, üstün gören ve karşısındaki insanı konuşturmayan insanlardan çok fena sıkılırım. Gencecik ve mimiksiz u Kadınların yaşı, kilosu özellikle oyunculuk sektöründe bir dezavantaj olabiliyor. Hollywood da bu konuyu çok tartıştı. Türkiye’de de zaman zaman konu gündeme geliyor. Bu konuda neler düşünüyorsunuz, siz neler yaşadınız, Almanya’da ve Türkiye’de? Bu, her ülkede yaşanan bir sorun. Oyunculuğun kilolusu, zayıfı olmaz. Biz mankenlik yapmıyoruz, oyunculuk yapıyoruz. Her vücut şeklinde oyunculuk yapılır, önemli olan yetenek ve bu işi anlamak. Eğer rolde zayıflık önemli ise durum ayrı tabii. Bir de en çok şaşırdığım botoks meselesi yani oyuncuların yüzündeki mimikleri kaybetmesi... Mimik yok! Üzüldü mü, sevindi mi, sinirli mi belli değil. Üstelik bunu gencecik kızlar yapıyor. Eskiden doğallığa değer veriliyordu. Tabii ki herkesin kendi kararı, kendi bedeni ama mimik bizim işimizin en önemli kısımlardan biri. FOTOĞRAF: Vedat Arık u Oyunculuk çocukluk hayaliniz miydi? Sizi kimler yönlendirdi, oyuncu olmanızda etkili olan birileri var mı, kimler onlar? Çocukluk hayalim değildi aslında oyuncu olmak. Avukat olmak istiyordum. Staj yaptım bir avukatın yanında ve aslında pek bana göre olmadığını anladım. Her şekilde yine kuralların arasında hareket etmek gerekecekti. Bana göre değildi yani. Okulda katıldığım tiyatro derslerinin çok hoşuma gittiğini fark ettim. Anneannem çok hastayken Türkiye’ye gelmiştik ziyarete. Gece uyanıp onun uyumadığını gördüm. Yanına gidip eğlenceli oyunlar oynayıp onu güldürdüm. Sanırım bu bende bir etki bıraktı. İnsanları güldürebilmek ya da farklı bir dünyaya çıkarabilmek hoşuma gitmişti. Annem ilk başta oyuncu olmamı çok desteklemedi, hatta karşı çıktı. Ama sonra çok zor geçilen sınavları atlatıp Münih’te iyi bir konservatuvara kabul edildiğim günden itibaren beni her zaman destekledi. u Maşuka ve Tuval gibi eğlenceli rollerden sonra hayranlarınız Akrep’teki rolünüzü biraz yadırgadı. Ama karakterinizin sürprizleri de son bölümlerde ortaya çıkmaya başladı. Rolü kabul ederken neler düşündünüz? Yadırgadılar mı, bilemiyorum ama oyunculuk her tür rolü oynayabilmektir. Ben yurtdışında dramlarda da yer almıştım ama Türkiye’de beni komedi ile tanıdı insanlar. Ben dram da oynamayı istiyordum. Hem senaryoyu hem rolü çok beğendim. Ben genelde sınırlarımı zorlayan farklı rolleri oynamayı seviyorum. Hacer’in karakter analizini okuyunca heyecanlandım. Şimdiye kadar oynadıklarımdan farklı, sırlarla dolu olan bir karakter. u Hacer karakteri insan sarrafı bir tip, vefalı, cesur, hazırcevap... Benzerlikleriniz var mı? Benzerliklerimiz var evet. Ben başkaları için de kendim için de haksızlığa gelemem mesela. İnsan sarraflığı bölümünü biraz daha geliştirsem iyi olur tabii. Fazla iyi niyetliyim bazen. u Hacer olsanız nasıl davranırdınız? Sanırım aynısını yapardım. Ailemi korumak ve onlara zarar verebilecek olanları uzak tutmak için elimden geleni yapardım. u Akrep, kadınların dizisi. Annelerin ve kızlarının zehirli ilişkilerini anlatıyor. Kendilerine, birbirlerine ve çevrelerine zarar veriyorlar. Sizin zehirli tiplerle/olaylarla aranız nasıl? Nereye kadar mücadele edersiniz? Hangi noktada vazgeçip çekip gidersiniz? Bazı insanların zehirli davranışları özgüvenlerinin eksik olduğunu saklamaya yarar. Aynı zamanda kişinin kendine olan sevgi eksikliğinin yerini de narsistik özellikler alır. Ben çok pozitifmidir, etrafımda da öyle insanlar olsun isterim. Negatif insanlar beni çok yoruyor. Genelde onlardan uzak dururum. Enerjimi, zamanımı harcamalarına izin vermek istemiyorum. Hayat zaten yeterince zorluklar getiriyor bir de kötü enerjilerle uğraşmaya gerek yok. u Hayattaki büyük düğümleri bazen umulmadık insanlar çözüyor. Hacer de cesaretiyle olayların akışını değiştiriyor. Var mı sizin hayatınızda, sizin hayatınızın akışını değiştiren insanlar, kimler onlar? Aslında tanıştığımız her insan ya da yaşadığımız pek çok olay bizi ummadığımız yerlere yönlendiriyor. İlla bunların çok büyük ve keskin olaylar olmasına gerek yok. u Sizi Perran Kutman’a benzetiyorlar. Hatta kızı olduğunuzu sananlar olmuş. Kendinizi benzetir misiniz? Öyle mi, bilmiyordum bunu. Perran Hanım’ın da haberi var mı bundan?! Perran Kutman gibi yetenekli ve çok başarılı gibi bir oyuncuyla benzetilmek gurur verici. Kendisini izlemeyi çok severdim. u Almanya’daki sinema ve dizi sektörü nasıl? Türkiye ile farklılıklar neler? Almanlarda disiplin gerçekten çok yüksek. Ben Türkiye’de sete ilk geldiğimde “Tamam, Alman disiplini geldi” diyenler oldu. Çok değer verdiğim bir şey disiplinli çalışmak. Bizim dizi sürelerimiz maalesef çok abartılı bir şekilde uzun olduğu için kısa bir süre içinde çok iş yapıp çok hızlı çalışmamız gerekiyor. Bu yüzden bazen istediğiniz kalitede iş çıkması zorlaşabiliyor. Almanlar ise daha yavaş daha düzenli çalışıyorlar. Hatta bana bazen biraz fazla yavaş geliyorlar. Ama onların çalışma şartları farklı tabii. Türkiye’deki tempoya alışınca yavaşlamak insana tuhaf hissettiriyor. Türk ve Almanların karışımı bir çalışma olsa her şey harika olurdu. u Oynadığınız rolden çabuk çıkar mısınız? Role ve o günkü sahnelere bağlı. Ben genelde oynadıktan sonra tüm sahnelerimi ve oyunumu düşünürüm. Eleştiririm. Karakterin duygusunu sahnede en iyi şekilde çıkardım mı diye düşünürken tekrar o duyguya girebiliyorum. Aklımda sahneyi tekrarlarken buluyorum yani kendimi. Bazen de kendimi izlerken ağladığım bir sahnede tekrar o duygunun içine girip gözlerimin dolduğunu fark ediyorum. Mesele duygu olduğu zaman onu bir anda kesip kapatmak kolay olmuyor. Takipçiye göre rol sinir bozucu u Geçenlerde oyunculuk sektöründe bir Instagram tartışması oldu. Oyuncuların takipçi sayısına göre seçildiğinden dert yandılar. Sizin bu konudaki görüşünüz ne? Başarı Instagram’la mı ölçülüyor artık? Ne yazık ki öyle bir şey oluşmuş. Gerçekten çok sinir bozucu bir durum. Bu işi bu mesleği profesyonelce yapan insanlara, ayrıca seyirciye de saygısızlık bu. Herkes oyuncuyum diye dolaşıyor ortada. Oyunculuk dünyanın en eski mesleklerden biridir ve şu geldiğimiz nokta beni üzüyor. Kaliteli ve profesyonel bir oyuncu yeteneğine göre seçilemiyorsa, onun yerine takipçiye göre seçim yapılıyorsa iş de kalitesiz oluyor bana göre. u Sevmediğiniz huylarınız neler? Çok hızlı konudan konuya atlayabiliyorum bazen, konuşurken aklıma başka bir konu geliyor ve hemen oraya geçiş yapıyorum. Sinirlenince sakinleşmem biraz uzun sürebiliyor. Fazla takıyorum kafama her şeyi. Bazı şeyleri boş verip bu kadar kafamı boş yere yormasam daha iyi olur. Marie Malcolm’a karşı basakbicak@gmail.com Tüm dünyayı, dolayısonra karakterlerine ve sıyla hayatlaiçinde bulunrımızı dönüşdukları duytüren pandegusal atmosfeminin etkileBaşak Bıçak re evin dışınrinin sinemadan bakmaya yansıması kaçınılmaz mızı isteyen yönetmen, nidı; öyle de oldu. Küçük hayet buzdağının altındabir bütçeyle tek mekânda, kilerle tanıştırmaya karar pandemi koşullarında çe verdiğinde karakterlerikilen Malcolm & Manin yüzlerine odaklanıyor. rie, bir çiftin tek gecelik İlk kez, Marie’nin peynirli hikâyesini merkezine alır makarna (mac’n cheese) ken, bir yandan da seyir yaptığı anda yüz planını ciyi karantinanın getirdiği tercih eden yönetmen, filklostrofobik etkilerle yüz minin peynirli makarnaleştiriyor. nın üzerine yansıttığı isSam Levinson’ın, Zen miyle de ikilinin, metafodaya ve John David rik bir dille “ayrılmazlığıWashington’dan mürek nı” açık ediyor. Gerçekkep kadrosuyla teatral bir ten de film, kısa bir süre tonda çektiği filmi Malsonra başlayan ve geceyi colm & Marie, yönetmen bir boks maçına dönüştüMalcolm Elliot ile sevgilisi ren, her iki karakterin de nin bir film galasının dö yoruldukça dinlenip, güç nüşünde yaşadıkları tar kazandıkça saldırdığı bir tışma ekseninde şekille arena halini alıyor. nen tek perdelik bir heKendisine teşekkür edilsaplaşma öyküsü… He mediği için eteğindesaplaşma çünkü bu film, ki tüm taşları döken nevsalt Malcolm ve Marie’nin rotik bir kadın ile teşekilişki muhasebesi değil, kür edip kurtulmak yerine aynı zamanda yönetmen karşısındakini suçlamaLevinson’ın eleştirmenler yı tercih eden narsist bir den aldığı intikamın bir adam arasındaki bu düelparçası. Malcolm’un filmi lo gecesi, bir anda ilişkinin galasında sevgilisine lerinin kabarık suçlar listeşekkür etmeyi unutma tesinin ortaya dökülmesisıyla fitili ateşlenen tartış ne yol açıyor. Filminin gamanın bir benzerini ken lasının ertesinde kendisini disi de yaşayan Levinson, bir harbin içerisinde bukaraktere yüklenen otobi lan öfkeli Malcolm ile döyografik öğeler meselesi nüp dolaşıp konuyu ayni hikâyeyle sınırlandırmı nı noktaya getirerek müyor. Assassination Nati cadeleyi kazanmaya çaon (2018) filmini yerden lışan Marie’nin davranışyere vuran LA Times ya larının ve tepkilerinin gerzarı Katie Walsh gibi ya çekliği ise filmin özenli dizarlardan Malcolm ara yaloglarının bir sonucu… cılığıyla adeta öç alıyor. Şüphesiz Malcolm & MaSözgelimi, eleştirmenlerin rie, erkeklerden ziyade filmleri politik bir zemikadınların seveceği türden ne oturtma ısrarları ile si bir film. Çünkü haksızlıyahi bir yönetmenin asla ğa uğradığımızı düşünbir William Wyler olama düğümüzde, haklılığımıyacağına ilişkin söylem zı kanıtlamak için konuleri bunun bir kanıtı ola yu tekrar tekrar aynı nokrak gösterilebitaya getirmemiz velir. Filmde sıklıkla bahsi geçen Spike Lee’nin, Puanım: 7/10 yahut pire için yorgan yakma hallerimiz pek çoğumuza John David tanıdık gelecektir. Washington’ın daha önce Öyküsünden mütevelBlacKkKlansman (2018) lit Scenes From a Marrive Malcolm X’te (1992) age (1973) ve A Marriabirlikte çalıştığı isim olma ge Story (2019) gibi filmsı ve aktörün, babası Den leri andıran fakat oyuncu zel Washington’ın can performansları bakımınlandırdığı Malcolm X ka dan muadillerinin altınrakteriyle aynı ismi taşı da kalan Malcolm & Maması da elbette yine tesa rie, yine de yalın anlatısı, düf değil. şık kadrajları ve karakterKlasik Hollywood film lerin ruh halleriyle kontlerini hatırlatan bir jene rast oluşturan şarkı seçimrikle açılan film, siyah be leri sayesinde göz dolyaz renkte ve gösterişsiz durmayı başarıyor. Tek bir sanat yönetimiyle kar mekânda geçen bu gerişımıza çıkıyor, zira yönet lim yüklü gecenin pek çok menin odaklanmamızı is çifte, bilhassa karantina tediği tek şey, Malcolm ve koşullarında karşılaştıklaMarie ile ilişkilerinin ar rı “sıkışmışlık” duygusunu dındaki giz… Nitekim çif hatırlatacağını söylemek tin eve girişinden hemen yanlış olmayacaktır.