Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hayat Fatih Türkmenoğlu ggeüziznecle fatih@fatihturkmenoglu.com Tüm şehir yürüyerek rahatlıkla keşfediliyor. Tsimiski ve Proxanou Caddeleri, tam şık mağazaların, güzel kafelerin olduğu yerler. Nişantaşı gibi diyebiliriz. Tüm markalar oralarda. Tabii Benizelous ve Solomou caddelerinin kesiştiği yerdeki “Bezesteni” de es geçilmemeli. Peynir çeşitleri ve iyi bala meraklıysanız, civardaki dükkânlarda çok uygun fiyatlara bulacaksınız. Bir de Selanik, daha doğrusu tüm Yunanistan, bir kahve memleketi. Her tür kahve bulmak mümkün. Sadece kahve satan dükkânlar var; tiryakilerin hoşuna gidecek… Son olarak da uzo, şarap ve sakız likörü derim. Bence Yunanistan gezilerinin vazgeçilmezleri. İçinden İstanbul geçen bir İzmir: Selanik Alışveriş Mutlaka görün Burası sanki “içinden İstanbul geçen bir İzmir”. Bazı sokakları kalabalık, karmaşık; deniz kenarı, hani neredeyse İzmir. Eski usul mağazalar, eski moda kıyafetli yaşlılarla Türkiye’nin 60'larının hayatından esintiler, birden karşınızda beliren Osmanlı izlerine karışıyor. Deniz, bildik deniz, püfür püfür Ege kokuyor. Sadece 330 bin nüfuslu Selanik merkezi, gezmekle bitmiyor. Bu üçüncü gidişim Selanik’e. İlk seyahatimi hatırlıyorum da pek etkilenmemiştim galiba. İşte, herhangi bir deniz kenarı şehriymiş gibi hissettim. Yüzeysel kalmış, bir iki iyi lokanta ve Atatürk’ün Evi’ni görüp dönmüştüm. Üç beş sene evvel bir şans daha doğdu; bu kez şehrin kalbine dokundum. Sonra geçenlerde bir Selanik gezisi daha; tamam, işte bu sefer şehrin ruhu benliğimi sarmıştı. Magma tabakasına kadar inmiş, M.Ö. 315’te ilk kurulduğundan bu yana geçirdiği tüm evreleri hissetmiştim. Mübadeleyle, büyük yangınla, Nazi kamplarına gönderilen Yahudilerle acı çekmiştim. Bizans, Roma ve Osmanlı’yı yaşamıştım. Ben, Selanik olmuştum. Henüz döndüm İstanbul’a. Hâlâ “Selanik çarpması” yaşıyorum. O basit görünen yaşamın sonsuz derinliğini, o kapılarında bodyguard’ların beklemediği çılgın gece hayatını, o fışfışlı olmayan cıvıltıyı hala içimde taşıyorum. Bir tarafıyla hala masumiyet çağında yaşayan Selanik’i hiç aklımdan çıkartamıyorum. Sanki çocukluğumun Tarabyası’ndan bir sokak geçip, Dario Moreno’nun İzmir’ine dalıyorum… Gece hayatı, kafeler, ne ararsan var Selanik, Yunanistan’ın ikinci büyük şehri. “Büyük” dediysem, aklınıza itiş kakış bir kalabalık gelmesin sakın. Şehir merkezinin nüfusu 330 bin civarında. Banliyöleri ve şehir merkezinde olmayan ilçeleriyle birlikte tüm nüfus ancak 1 milyona yaklaşıyor. Selanik bugün tüm Avrupa’da “metrekareye düşen en yüksek oranda kafe ve bar” olan şehir. Evet, ekonomik kriz var; ama bunu gecelerde anlamanız mümkün değil. Gündüzleri kapanan işyerleri, iflas etmiş dükkânlar göze çarpsa da, akşamlarda gençler, eğlence, müzik ve kahkaha var. Birçok gezi sitesine, blogger’a, hatta Lonely Planet’a göre, Selanik “ultimate party city”, yani “sabaha kadar dans!” Gece hayatı Ladhadika bölgesi, gece hayatının kalbi. Her yer birbirine çok yakın. Çok iddiasız görünen çok sayıda bar var ama her biri çok özellikli. Şahane bir elektronik müzik performansı seyrettim. Rock barlar muhteşem. Bizim Nevizade usulü dışarıda oturup yenen, aynı zamanda da canlı müzikle coşulan yerler de çok keyifli. Bulgaristan’dan ve Romanya’dan gelen Romenler, Türk olduğunuzu anlarlarsa hemen Türkçe birkaç şarkı patlatıyorlar… Ama ille de Yunan müziği diyorsanız, çok haklısınız. Bir kere rembetiko mekânlarına mutlaka uğrayın. Özellikle bir adres vermeme gerek yok, nasılsa hepsini göreceksiniz. Anadolu’dan Yunanistan’a mübadeleyle gidenlerin müziği. Üstelik Selanik rembetikosu, farklı enstrümanları barındırdığından, çok özellikli. Bunun yanı sıra, Buzuki mekânları, çok eğlenceli. Mutlaka gidilmeli. Hele zeybekiko başladığı zaman, mekânlarda keyif tavan yapıyor. Gene buralarda da hemen Türkçe şarkılar, türküler çalınıyor… Bizim eski usul gazinoların çok iyi ses düzenine sahip olanlarsa, biraz daha şehir dışında. Ben, otelin yanında bir tane vardı, çok da meşhur sanatçılar sahne alıyorlarmış, oraya gittim. Ne yazık ki kapalıydı, meğer bayram gününe denk gelmişim. Ama daha evvel çok gitmişliğim var; kesinlikle bir rüya ortamı. Kafe Her yer kafe! Terkendis, içlerinde en ünlü olanlarından. Benim bildiğim iki şubesi var. Tatlıları, soğuk kahveleri, frappeleri, börekleri ve dondurması çok güzel. Garsonlar da çok güler yüzlü. Hemen Aristo Meydanı’nda ve biraz daha ileride iki ayrı Terkendis’i denedim. Bir de yeni bir modadan bahsedeyim: Beyaz Kule’nin karşısında cafebotların demirlemiş olduğunu göreceksiniz. Bir kahve içimlik zamanda, kesinlikle normal kahve parasına, Selanik sahilinde turlayıp geri geliyorlar. Yanlış hatırlamıyorsam bir saat içinde. Harika bir tecrübe. Otel Excelsior, Hyatt Regebcy, The Bristol, çok sayıdaki iyi otelden birkaç tanesi. Bu kez “The Met”te kaldım. Eski limanda, biraz hip, bayağı tarz bir otel. En üst katındaki havuz, sanki bulutlarla birleşiyor. İnternet sitesinden rahatlıkla ulaşabilirsiniz: www.themethotel.gr Adres: 48, 26th October Street, Salonika. Tel: 00 30 231 001 70 00 l Atatürk’ün doğduğu evi mutlaka ziyaret edin. Türk Konsolosluğu’nun hemen yanında. l Aristo Meydanı, şehrin kalbinin attığı yer. l Çok sayıda Osmanlı eseri kalmamış ne yazık ki. Yangın, bombalar, biraz da ilgisizlikle, şehrin Osmanlı döneminin izleri bir dönem “kasten” unutulmuş. Ama Yeni Cami, inanılmaz güzel bir yapı. Posellini’nin eseri. Atatürk’ün doğduğu ev. l Alaca İmaret, bence Selanik’teki en güzel Osmanlı yapısı. 15. yüzyılda inşa edilmiş. İbadet yerinşa edilmiş. Rengi beyaza dönüştürülerek bir nevi “vaftiz” edilmiş. l 300’lü yıllarda inşa edilen Rotonleri olmayan Selanikli Türk da, mutlaka görülmeli. azınlığın arzusu, tekrar cal Roma dönemi saray kalıntıları, mi olarak açılması. l Osmanlı döneminden şehrin ortasında. l Yine 300’lerde, Sezar Galerious’a kalan Yahudi Hamamı, görülmeye değer. l 15. yüzyılda, 2. Mehmet tarafınatfen yapılan ark, Selaniklilerin buluşma noktalarından. l Selanik belediye binası, bir mimadan inşa ettirilen Bezesten, o dönemlerde şehrin tek pazarı. Restore edilri dehanın eseri. Mutlaka gezin; kapıda kontrol falan yok. Ayrıca ben Bemiş, mutlaka görülmeli. lediye Başkanı Yiannis Boutaris’le de l Bizans Kültürü Müzesi mutlaka ge tanıştım. 78 yaşında, dövmeli, küpeli, zilmeli. l Selanik Arkeoloji Müzesi’ni de görmeden dönmeyin. yoga yapan, bisiklete binen bir Türk dostu. Kahve içtik ve birbirimize sarılarak vedalaştık. l Ayios Dimitrios Kilisesi ve Osmanl Halkidiki, mutlaka görülmeli. Selılar döneminde cami olarak da kullanik otobüs garından kalkan otobüslanılan Aya Sofya’nın yerleri apayrı. Her ikisi de çok ayrıcalıklı yapılar. lerle, nereye gideceğinize bağlı olarak 24 saatte ulaşabilirsiniz. Üç parl Beyaz Kule veya Lefkos Pirgos, maklı bir ele benzetilen bu yarımada, Selanik’in simgesi. Kanuni döneminde tüm Yunanistan’ın en bozulmamış taYemeiçme til beldesi. Selanik, bir yemeiçme başkenti. Çok sayıda lokanta ve kafe var. Deniz ürünleri ve balık lokantaları bence bir numara. Glikanisos, Frutti di Mare ve 7 Seas, müthiş mutfaklarıyla baş döndürüyor. 7 Seas’de havyarlı levrek tartar, pesto soslu karides, incir tatlılı balık yumurtası, şehriyeli yengeç bacağı ve alabalık ve dil fileto yedim. İnanılmazdı… Yunan mutfağı, hani bolca meze ve beyaz peynirli çobansalatası, kalamar, karides, anneanne usulü patates kızartması ve köfte, susuz cacık yemek isterseniz, Panellinion, Plaisir veya Myrsini’yi öneririm. Kışın ayva tatlısı yenir! TADINA BAK Kış mevsiminin en gözde tatlılarından birisi de ayva tatlısı... İstanbul’da Seraf (www.seraf.com.tr), verdiğiniz siparişi aynı gün içerisinde evinize kadar getiriyor. Onun dışında Sütiş, Yeşilköy’deki Dürümcü Baba, Ali Kestaneci gibi restoranlar da eve sipariş getiren yerler arasında. Orhun Atmış Ajanda Taylan, ‘kısıtlı bütçeyle’ İstanbul’u geziyor izle l Yeni nesil video içerik platformu GAİN’in İstanbul’u semt semt dolaşan yeni programı “Ahmet Mümtaz Taylan ile İstanbul Hesabı”, yayın hayatına başladı. “Kısıtlı bütçeyle İstanbul’u dolu dolu yaşayıp, gezip, uygun bütçeyle lezzetli şeyler yiyip içmek mümkün mü?” sorusunun cevabını Taylan’ın bizzat deneyimleyerek seyirciye aktardığı programda, hem İstanbul’un farklı bölgelerinin ünlü yemekleri tanıtılıyor hem de yerel halkla oranın kültürü ve tarihi üzerine eğlenceli sohbetler izleyicinin beğenisine sunuluyor. l Zorlu PSM, YouTube sayfasında “Sahne Tozu Yutanlar” programına başladı. Sahneyi aynı heyecanla tecrübe etmiş farklı disiplinlerden sanatçıların birbirlerine merak ettiklerini soracağı ve sahne tozu yutmanın kendileri için anlamını konuşacakları program 19 Ocak Salı günü Beyhan Murphy ve Harun Tekin’le başladı. Her hafta sürpriz isimlerle devam edecek. orhun.atmis@gmail.com Pera Müzesi Öğrenme Programları, katıl gençlere ve yetişkinlere yönelik çevrimiçi sanatçı atölyeleri düzenliyor. Sanatçı Kıymet Daştan’ın yürüteceği “Unutma Taşları: Değişen Formlar” ismini taşıyan atölye 13 yaş ve üzeriÇevrimiçi atölyeler ne yönelik olarak tasarlandı. Atölye, 19 Şubat Cuma günü saat 19.00 20.30 saatleri arasında yapılacak. Güneş Terkol “Mesafe Sözlüğü: Dikiş” başlıklı bir atölye ise 25 Şubat Perşembe günü saat 19.00 20.30 arasında olacak. (Detaylı bilgi: ogrenme@peraYeşilçam havası estiriyor muzesi.org.tr) DİNLE Melike Şahin son üç yılda birçok tekli yayımladı, milyonlarca kez dinlendi, Türkiye’nin dört bir yanında konserler verdi. Şimdi ilk albümüyle yepyeni bir hikâye anlatmaya hazırlanıyor. Şahin’in şubat ayında yayımlanacak ilk solo albümü “Merhem”in çıkış parçası “Uykumun Boynunu Bükme”. Parça sound’uyla Yeşilçam filmleri havasını estiriyor... ‘Yakın İlişkilerde Şiddet ve İstismar’ “Yakın İlişkilerde oku Şiddet ve İstismar” kitabı Apamer Psikoloji Yayınları’ndan çıktı. Kitap, kişiler arası şiddetin geleneksel alanlarını ve aile dışındaki yakın istismar biçimlerini incelemesiyle hem sosyolojik hem de psikolojik bir odak sunuyor. Yakın ilişkilerde istismar sorununu ele almak için uygun sosyal, yasal, politik ve kişisel yanıtlar için bir çağrı ile sona eriyor. Kitabın yazarları Cindy L. MillerPerrin, Robin D. Perrin ve Claire M. Renzetti. Üçü de konu hakkında uzman isimler. Kitabın Türkçe çevirisine ise Sena Gürdoğan imza attı.