24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 23 Ocak 2021 Cumartesi Soyadın ve kimliğin senin tercihin olsun Ey kadınlar bugün benim ta küçüklükten beri önceleri anbu soyadı ile anılan marka yaratmış olsa bile izni nemi “Niye böyle oluyor ki” diye olmaksızın kocanın soyadını darladığım, ikna edici yanıtlar alamayınca babama sardırdığım, sonraları günlük hayat içinde Bu senin taşıyamıyor. Böylece önceki soyadına dönmek ve bütün bu belgebazen artan bazen azalan bir hakkın leri yeniden düzenletmek düzeyde dert ettiğim bir konu var zorunda kalıyor. Medeni gündemimizde: Soyadı. halindeki değişikliğe bağlı Şimdi düşünün, bir kız çocuğu olarak soyadını değiştirmek olarak dünyaya geldiniz. Bir ad ve zorunda kalmaları kadınları soyad verildi. Okul çağına geldik. OLCAY BÜYÜKTAŞ Kayıt yaptırıldı. Bu ad ve soyadla mağdur ettiği gibi “kimlik sorunu” yaşamalarına yol biraz daha bütünleştik. Okullar açıyor. Hele bir de evlilikten devam etti. Oturan bu kimlik artık kişiliğimizin bir çocuk varsa o zaman işler daha da zorlabir parçası. Kişiliğimizin somutlaştığı bir şeye şıyor. Çünkü, çocuk okula gittiğinde, babadönüştü. İşe girdik. Bu isimle, tatile gitmek iste sının soyadını taşıdığı için annesi ile soyadı dik, yurtdışına çıkmak istedik pasaport aldık bu farklı oluyor. Arkadaşları sorduğunda çocuğu isimle. Ehliyet aldık, ev kiraladık, ev aldık ne istemediği bir dizi şeyi anlatmak zorunda bileyim işte hayatımız boyunca neler yaptıysak bırakıyor. artık bizim bir parçamız hatta biz olduğumuz bu kimlikle yaptık. Sonra bir adam sevdik. EvHakkınız var lenmeye karar verdik. İşte can sıkıcı durumların Medeni yasada var olan aile soyadı durumu ilk adımı da böylece atılmış oluyor. Evlenme açılan bazı davalarla kakararı ile değil tabii... İş resmiyete dönüşmeye dınların soyadı konusunda başlayınca... Yasaların önümüze koyduğu önemli kazanımlar elde ve erkeği esas alan bir mantıkla başlıyor etmesini sağladı. Çetredeğişim. İlk adım, soyadı ile başlıyor. filli konularda imdadıma Evlilik cüzdanı verildiğinde bir de ne yetişen avukat Canan görüyorsunuz. Siz artık siz değilsiniz. Arın’dan bir kez daha yardım Sizin bir yarınız var diğer yarınız alarak rahatlıkla yazıyoruz ki soyabaşka. İş bununla kalsa iyi, nüfus dınızı kullanmanız hakkınız... Yani cüzdanını değiştirdiğinizde bir baçocukluğunuzdan kalan, sizi siz yapan kıyorsunuz ki siz artık hayatınızda kişiliğinizin ve kimliğinizin aynısı gibi belki de hiç görmediğimiz ve hatta olan soyadını evlendiğinizde de boşandıhiç görmeyeceğiniz bir kentin, bir ğınızda da kullanmak artık hakkınız... Ama kasabasına bir mahalle ve sokağına kendiliğinden değil tabii... kaydedilmişsiniz. Sizin babanızın Bir kere evlenmek için başvurduğunuzbir önemi yok, evlendiğiniz adamın da kendi soyadınızı kullanmak istedibaba ocağı esas. Yani tamam bağinizi işlemler yapılırken bildirmeniz balara saygımız sonsuz ama niye? gerekiyor. İster yalnız kendi soyadınızı Hele bir de ikinci evliliği yaparsıister kendinizle birlikte eşinizin soyadını nız işler iyice çığırından çıkıyor; kullanabilirsiniz. Kendi soyadınızı tek memleketin bir müstesna köşesinden bir başına kullanma hakkı verilmiş mahkeme başka müstesna köşesine gidiveriyorsukararları olmasına karşın ilgili yasa ve nuz... Neyse bu da ayrı bir mevzu. maddede değişiklik yapılmadığı için tek Bir de adam lütfedecek başına kullanma hakkını mahkeme ile elde ediyorsunuz. Yani otorite kadınlara diyor Evlilikle birlikte 1926 tarihli yasada ki sizin bu hakkınız var ama öyle kolay olduğu gibi 2001 tarihli yeni Medeni değil, önce biraz uğraşın. Kanun’a göre de kadın, doğumla aldığı soyadını evlenince terk etmek ve kocasının Çocuğa soyadını verebilirsin soyadını almak zorundaydı. Daha sonra Asıl devrim niteliğinde olan bir başka karar medeni halindeki her değişiklikte, boşandığın ise ayrılmış ebeveylerde kadın eğer çocuğun da ve yeniden evlendiğinde, kadın soyadını velayetini almışsa ona kendi soyadını da her defa değiştirmesi gerekiyordu. Medeni verebiliyor olmasıdır. Kanun’un 187 ve 173. maddelerine göre Anayasa Mahkemesi tarafından boşanma evlendiğinde veya boşandığında soyadını sonrası çocuğuna kendi soyadını vermek istedeğiştirmek zorunda olması kadının kimliğini, yen annenin talebinin reddi, temelde bir hak pasaportunu, banka hesaplarını, kredi kartını, ihlali olarak görüldü ve emsal teşkil edecek sürücü belgesini ve birçok benzer resmi veya bir karar çıktı. 2018 yılındaki bu karara göre özel belgeyi yeniden çıkarmasını gerektiriyor. boşanan ve çocuğunun velayetini alan bir Evlenince zorunlu olarak soyadını terk eden anne artık çocuğuna kendi soyadını verebilikadın, bu soyadı ile tanındığı, çalışma ve yor. Böylece boşanan kadınlar ve çocukların sosyal yaşamında kendisine yeni bir kimlik önündeki soyadı farklılığı sorunu kalkmış oldu. oluşturduğu için boşanınca kocasının soyadını Ancak bu da yine örnek mahkeme kararları taşımak istese bu da pek mümkün değil. Zira olmasına karşın yasaya teşmil edilmediğinbu defa da “boşandığı kocasının soyadını den, dava açıyor ve var olan kararı emsal kullanmakta menfaati, bulunduğunu ve bunun göstererek bu hakkınızı kullanıyorsunuz... kocaya bir zarar vermeyeceğini” ispatlamak Şimdi yapılması gereken yasa koyucunun zorunda. Eğer eski koca inat ve ısrar ederse bu emsal kararlar doğrultusunda Medeni kadın yeni soyadı ile tüm tanınmışlığına hatta Yasadaki ilgili maddelerin değiştirilmesi... ’nda... Ataol Behramoğlu’nun önsözü ve seçkisiyle “Şiirler”, Güzin Dino’nun önsözüyle “Baharın Ettikleri”, Turgay Fişekçi’nin önsözüyle “Bir Takvim Yaprağında”, ve çocuklar için “La Fontaine’in Masalları” ile “Nasrettin Hoca Öyküleri”... Makineyağından tablo tozuna Şehriban Kıraç’la İş’te Mola Kadınların hem sanayide hem siyasette söz sahibi olması kolay değil. Ama Fidan Aslan Eroğlu’nun hikâyesi birçok kadını yüreklendirebilecek cinsten. Mücadeleye devam “İş yaşamımın çoğu sanayi tesislerinde geçti. Gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında uzun yıllar yöneticilik yaptım. Fabrika ortamını, makineyağı kokusunu, problem çözmeyi, takım yönetmeyi hep sevdim. Başka bir işte olmayı hayal etmedim. Lise yıllarımdan beri siyasete ilgi duyuyordum. Siyasette aktif bir rol almak hayatıma bambaşka bir dinamizm kattı. İstanbul için tutku ve heyecanla çalışıyorum. Şu anda siyaset iş hayatımın önüne geçmiş durumda. Sorumluluklarımı paylaşarak ikisini, hatta anneliği de sayarsak üçünü bir arada yürütmek için çabalıyorum. Mücadeleye devam.” Türkiye’nin ilk ve tek kadın Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Fidan Aslan Eroğlu, aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Beşiktaş Belediyesi Meclis Üyesi. Marmara Üniversitesi’nde Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nü bitiren Eroğlu, ardından Londra’da MBA yapmış. Eroğlu, aslında fabrikaların içinde doğmuş bir kadın. “Fabrika ortamını, makineyağı kokusunu hep sevdim. Ama şu anda siyaset iş hayatımın önüne geçmiş durumda” diyor. Sanata meraklı. Çalışma odasının bir tarafında takı tasarım atölyesi diğer tarafında yağlıboya atölyesi kurmuş. Hatta bir dönem sanat galerisinde 6 ay staj yapmış, tablo tozu bile almış. Kırklareli Vize’de kurulu PAGDER&ASLAN Plastik İhtisas OSB’nin Yönetim Kurulu Başkanı Fidan Aslan Eroğlu’na kulak verelim. u Türkiye’nin ilk kadın OSB başkanısınız, nasıl başladı bu iş? Hikâyemiz özkaynaklarımızla satın aldığımız arazinin 2002’de özel OSB olarak ilan edilmesiyle başladı. 2012’de, tanıştığımız Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) ile birlikte bölgeyi plastik sanayi üreticilerine kazandırdık. Bu işbirliğine daha sonra ToyKoop ve Evsid ile devam ederek hem bölgenin kalkınmasında hem de ülkemize katma değer yaratacak yatırımların başlamasının startını verdik. u Erkek egemen bir işkolunda faaliyet göstermenin ne tür zorlukları var? İş hayatı toplumsal cinsiyet ayrımcılığını en nesnel olarak gözlemlediğimiz alan maalesef. Kadınlar erkeklerin tekelinde görülen işlerde kendini kanıtlamak için çok çalışmak ve herkesten çok çaba sarfetmek zorunda kalıyor. Hem kadın hem de bir anne olarak yoğun bir tempoda mesai vermek, önyargılarla sürekli mücadele etmek ve gerektiğinde masaya yumruk vurmak gerekti. Ancak ben bir kadının karar verince başarılı olamayacağı herhangi bir işkolu olduğunu düşünmüyorum. Siyasette de durum böyle. Siyaset alanında liderlik görevi almış bir kadının ne kadar başarılı olduğunun örneklerinden biri Canan Kaftancıoğlu’dur. Kadın olmak zorluk değil ayrıcalık u Belediyede kadın olarak nasıl bir vizyonunuz var? İBB çatısı altında Şehir Tiyatroları’nın yönetim kurulu üyeliğini ve AB ve Dış İlişkiler Komisyonu üyeliğini yürütüyorum. Ekrem İmamoğlu’nun yönettiği İBB’de kadın olmak bir zorluktan çok ayrıcalık. Kadınlarla ilgili oldukça kararlı ve yenilikçi adımlar atıyoruz. Kadın istihdamı konusunda kısa zamanda çok yol kat ettik. Kadın yönetici oranı yüzde 9.5’ten yüzde 30’a çıktı. 150 mahalleye 150 kreş projesiyle kadınların iş hayatına ve sosyal hayata katılımını teşvik etmeyi hedefliyoruz. 04 yaş arası çocuğu olan annelere ücretsiz ulaşım imkânı tanıdık. Kadın Dayanışma Evi kurduk. u Kadına şiddet de çok arttı neye bağlıyorsunuz? Şiddetin önüne geçmek için hangi adımlar atılmalı? Üzülerek söylüyorum ki ülkemizde kadınların yüzde 38’i şiddete maruz kalıyor. 2020 yılında 300 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 171 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Aldığımız her haberde paramparça oluyoruz tüm kadınlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini körükleyen politikalar ve maalesef kadının iradesini yok sayan bir zihniyetin varlığı, toplumumuz için büyük bir utanç kaynağı olan bu olaylara sebep oluyor. Kadınların büyük mücadelelerle elde ettiği 6284 sayılı kanunun ve İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir biçimde uygulanması gerekiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bütçesinde şiddeti ortadan kaldırmaya ve şiddet görenlerin hayatlarını iyileştirmeye yönelik yeterli bir pay ayrılmalı. İBB çatısı altında kurduğumuz kadınları güçlendirici ve bağımsızlaştırıcı dayanışma evlerinin sayısı arttırılmalı. u Kadın çalışan sayısını artırmak için neler yapılmalı? Kadınlara özel, istihdam yaratacak politikaların planlanması ve hayata geçirilmesi; bu politikaların kadın işierkek işi ayrımına karşı eşitlikçi bir yaklaşımla düzenlenmesi gerekiyor. Kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin çocuk ve yaşlı bakımına yönelik merkezlerin sayılarını arttırmaları gerekiyor. İBB’nin ‘Yuvamız İstanbul’ projesi tam da bu nedenle çok çok önemli. Biyografi, bilimkurgu ve fantastik filmler en sevdiklerim. En son bir İngiliz kadın aktivist olan Sally Alexander’ın yaşamından bir kesiti anlatan bir film izledim. Takı tasarlar kursa giderim l En büyük tutkum öğrencilik. İlgimi çeken, merak ettiğim her konuda bir kursa ya da seminere katılırım. Siyah/ beyaz analog fotoğrafçılık, dünya mutfakları kursları, dijital müzik eğitimi, işimle bağlantılı stress yönetimi ve zaman yönetimi konularında eğitimler ilk aklıma gelenler. Öğrenciliği daha da ileri götürerek bir sanat galerisinde 6 ay boyunca haftanın 1 günü stajyer gibi çalıştım. Tablo tozu da aldım. Pandemi döneminde de SODEV’in düzenlediği eğitimlerin hiçbirini kaçırmadım. l Zamanı unuttuğum, tüm streslerden arındığım, çok keyif aldığım bir hobim takı tasarımı. Çalışma odamın bir köşesinde ufak bir atölyem var. Takıları eşe dosta hediye ediyorum. Doğal taşlar ve pirinç malzeme ile tasarımlar yapıyorum. Bir köşede fırçam, boyalarım; yağlıboya resim yapıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle