Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 2 Ocak 2021 Cumartesi Gücünün farkında mısın? Kadına şiddet Türkiye’nin kanayan yarası. Sivil toplum kuruluşları soruna dikkat çekmeye çalışırken şirketler de geliştirdikleri projeler ve maddi desteklerle kadınların daha yanında olmaya başladı. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ile Avon, kadına şiddete karşı güçlerini birleştirdi. En acil konu ise yardım isteyen kadının yanında olabilmek. u Kaç kadına meme taraması yapıldı? Türkiye’de proje kapsamında bugüne kadar 8.3 milyon TL’nin üzerinde fon topladık. 20 binden fazla kadına ücretsiz mamografi taraması sağladık. 8 hastaneye mamografi cihazı bağışladık. Avon Türkiye Kuzey Afrika ve Ortadoğu İletişim Direktörü Hande Orhan, “Biz kadınların ‘Şimdi Sıra Bende’ diyerek gücünü göstermeleŞehriban Kıraç’la İş’te Mola rini, seslerini özgürce duyurmalarını istiyoruz” ifadelerini kullanıyor. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de pandemide Türkiye’de işsiz kalan, ev yükü artan ya da aynı çatı altında erkek egemenliğinde ezilen bir sürü kadın olduğunu, bu noktada fonlarla bu kadınlara can simidi olunduğunu dile getirdi. Hande Orhan ile kadına dokunan projelerini konuştuk. u Kozmetik şirketi olarak odak noktanız kadınlar… Kadınlara hangi açılardan destek oluyorsunuz? Güzelliğin gücünü, kadınların kendi şartlarına göre para kazanmalarına yönelik imkân yaratmak için kullanırken bir asırdan fazladır kadınların karşı karşıya kaldıkları engel ve sorunlarla mücadele ediyor, onlara her alanda destek olmak için çalışıyoruz. Aile içi istismar ve meme kanseri gibi mücadeleleri destekliyoruz. u Meme kanseriyle ilgili bugüne kadar ne gibi çalışmalarınız oldu? Meme kanseriyle mücadele kapsamında 24 yıldır kadınlarımıza destek olmak için çalışıyoruz. Meme kanseri vakalarında erken teşhis ve kontrolün öneminin farkında olarak, dünyada 5 milyonu aşan temsilcilerimizle çalışıyoruz. Her 8 kadından birinin tehdit altında olduğu bu hastalıkla ilgili kadınların hastalığın erken teşhisinin önemini bilmeleri için çalışıyoruz. Türk Kanser Derneği ile işbirliği kapsamında, Türkiye’nin her ilinde ücretsiz meme taraması yaptırıyoruz. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü. Avon Türkiye Kuzey Afrika ve Ortadoğu İletişim Direktörü Hande Orhan. KONTROLLER AKSADI u Bu yıl çalışmalar yavaşladı mı neler yaptınız? Meme kanseri farkındalığı kampanyamızı, bu yıl pandemi nedeniyle, #hayatınseninelinde etiketi ile online olarak gerçekleştirdik. Türk Kanser Derneği’ne yapacağımız destekle 15 bin kadına ücretsiz meme kanseri taraması sağlanacak. Bu dönemde en fazla duyduğumuz konu pandemi nedeniyle kontrollerin aksaması oldu. u Pandeminin etkisiyle iyice arttığını gördüğümüz aile içi şiddetle mücadele konusunda ne gibi çalışmalar yaptınız? Pandemi döneminde artan aile içi şiddete dur demek amacıyla Evdesin Ama Yalnız Değilsin kampanyası başlattık. Tüm dünyada kadına şiddetle mücadelede doğrudan etki yaratan sivil toplum kuruluşlarına toplam 1 milyon dolar yardımda bulunduk. Fon, aralarında Türkiye’nin de olduğu 37 ülke arasında paylaşıldı. Kampanya kapsamda Türkiye’de de KAMER Kadın Merkezi, Eğitim Üretim Danışma ve Dayanışma Vakfı ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’na (TKDF) toplam 100 bin dolar bağış gerçekleştirdik. Valiler, belediye başkanlarının da aralarında olduğu tüm devlet yetkililerine işbirliği yapmak üzere bir mektup gönderdik ve Alo 183 Sosyal Destek Hattı’na ulaşım desteği istedik. DAHA AKTIVIST OLACAĞIZ u “Evdesin Ama Yalnız Değilsin” projesi ne kadar sürecek? Karantina sürecinde başlattığımız kampanyayı uzun süreli olarak devam ettirme kararı aldık. Bu yıl hem meme kanseri hem de Evde Yalnız Değilsin projemiz kapsamında Türkiye’de 3 milyon kadına erişim sağladık. Kadınlara yol açıyoruz Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, şiddetin Türkiye’de kanayan bir yara olduğunu ama bu konuyla ilgili farkındalık yaratılması adına özel sektör, kamu kurumları ve yurttaşların ilgisinin arttığını söyledi. Güllü, Covid19 döneminde Türkiye’de işsiz kalan, ev yükü artan ya da aynı çatı altında erkek egemenliğinde ezilen bir sürü kadın olduğunu belirterek “İşte tam da bu noktada Avon bu kadınlarımıza adeta can simidi oldu. Gelen maddi destek neticesinde hayat yolculuğuna kendi ayakları üzerinde devam etmeye çalışan ihtiyaç sahibi kadınlarımızın faturalarını veya kiralarını ödemelerine destek verdik” dedi. Pandemi sürecinin başlangıcı sayılan mart ayında Acil Yardım Hattı’na gelen çağrı sayılarına ilişkin de Güllü, “2019 Mart ayına göre karşılaştırmasından bahsetmem gerekirse oranların fazlasıyla arttığı görülmekte. Hattı arayan sayısı artışı yüzde 7, sığınma evi talebi artışı yüzde 78, acil vaka artışı yüzde 30, psikolojik şiddet mağduru artışı yüzde 93, fiziksel şiddet mağduru artışı yüzde 80, komşudan kadına yönelik şiddet ihbarı artışı yüzde 100 oldu. Korkarak ya da sinerek, sürdürülebilir hale gelen ve devamlı olarak artan şiddette karşı koymak için bir cesaretle bize gelenlere bu yolda yürümeleri için Türkiye’de var olan mevzuatı ve korunma yollarını anlatarak güçlü olmaları anlamında onlara yol açıyoruz” bilgilerini paylaştı. Her evde şimdiye kadar görmezden gelinen, belki sesi daha az çıkan kadınların daha fazla sesini çıkarabilmesini sağlamak istiyoruz. Gelecekte daha fazla kadın haklarını ve sorunlarını konuşan daha aktivist bir marka haline geleceğiz. u Daha aktivist derken... 135 yaşındayız. Kadınlar güçlerinin farkına varsın diye ‘Şimdi Sıra Bende’ kampanyasıyla daha yenilikçi, cesur olmayı hedefliyoruz. Biz kadınların “Şimdi Sıra Bende” diyerek gücünü göstermelerini, seslerini özgürce duyurmalarını istiyoruz. Şimdiye kadar görmezden gelinen, evde, işyerinde ve sosyal yaşamda maruz kaldıkları adaletsizliğe ve şiddete dur diyen kadınların arkasında olduğumuzu onlara hissettirmek için çıktığımız bu yolda, hayallerine inanan, geleceğe heyecanla bakan gençlerin hikâyelerini anlatmak adına bir platform oluşturmayı amaç edindik. Yılın başında Brezilya merkezli Natura&Co’nun hisselerini satın alma işlemi tamamlandı. 27 yıldır Türkiye pazarındayız. Türkiye tüm pazarlar arasında ilk 10 içerisinde yer alıyor. koleksiyon değeri taşıyan özel kutulu tasarımıyla 10 yıl sonra okurlarıyla... BU Cam tavanlar yıkılsın, SENIN HAKKIN yönetmek hakkın OLCAY BÜYÜKTAŞ Aslında öyle bir toplum olsak ki yöneten ve yönetilen olmasa... Ancak hayatın akışında işten eğitime, mahalleden ülkeye toplum örgütlenmesinde bir yönetenler tayfası var. İşleri organize eden birilerine gereksinim duyuluyor nitekim. Sivil toplumdan resmi topluma, aileden ülkeye pek çok kesimde yöneticiler var. Madem ki yöneticiler var o zaman kadınlar da yönetebilmeli değil mi... Yönetmek denildiğinde hemen akla gelen seçilme hakkından söz etmiyorum. Çok çok önemli tabii ki seçilme hakkı... Ama yetmez. Madem ki kadınlar hayatın her alanında, o zaman her alanda yönetmeli kadın... Evde, işte, faaliyet yürüttüğü sivil toplum örgütünde, işyerinde, akla gelebilecek her yerde... 90 YILLIK HAK 1930 yılında Belediye Kanunu’nda yapılan yasal düzenlemeyle belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına kavuştu ve kısa sürede çok sayıda kadın, belediye meclislerine girdi. 1933’e gelindiğinde de Köy Kanunu’nda yapılan değişiklikle kadınlar artık muhtar ve heyetlerine seçme ve seçilme hakkına da sahip oldu. Aynı yıl ilk kadın muhtar Aydın’da seçildi. Bütün bunlarda elbette Kadınlar Halk Fırkası’nı kuran Nezihe Muhiddin ve arkadaşlarının 1800’lerin ikinci yarısından itibaren başlattıkları mücadelelerin, kurulan derneklerin ve çıkarılan dergilerin büyük katkısı oldu. Hatta 1935 yılına gelinip de milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde ettiğinde kadın milletvekili sayısıyla dünyada ikinci sırada yer aldı Türkiye... 395 vekilin 18’i kadındı ve bu da yüzde 4.6’lık bir oranla dünyada ikinci sıraya karşılık geliyordu. 90 yıllık mücadelenin ardından halihazırda meclisteki 600 milletvekilinin sadece 102’si, yani yüzde 17’si kadınlardan oluşuyor ve bu oranla Türkiye dünyada 118. sırada yer alıyor. İsviçre’de ise bu oran yüzde 42. Yani övündüğümüz erken elde ettiğimiz seçilme hakkının pek de hakkını verememişiz ne yazık ki. Bugün eşit temsil için mücadele ediyor kadınlar. Bir ülkede gerçek demokrasinin var olup olmadığına bakmak için kadınların siyasal mekanizmalardaki varlığı önemli bir referans noktası. Ama siyasal yaşamda var olmak yetmez. EŞITLIK BILINCI ARTMALI Ekonomik yaşamda da mutlaka ve mutlaka olması gerekir kadınların. Zaten ürettikleri alanda söz sahibi de olmalılar. Tıpkı yıllardır atılan slogan gibi; madem ki üreten kadınlar yöneten de kadınlar olmalı... Ekonomide önemli bir gelişme olarak 2007 yılında Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle; hane içinde kadınlar tarafından üretilen ürünlerin, düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması sonucu kadınların elde ettikleri gelirlerin, vergiden muaf tutulması esası kabul edildi. Bu, kadınlara ekonomik alanda önemli bir katkı sağladı. İş yasaları ile sağlanan eşit işe eşit ücret yanı sıra, cinsiyet eşitliği ilkesi ile de yalnız işyerlerinde değil toplumun her alanında kadının temsili ve yöneticiliğe giden yolların açması sağlandı. Ancak teorik olarak. Kadınlar hâlâ ailelerinden, toplumsal geleneklere, değer yargılarından siyasetteki eril duruma kadar her adımda tüm yasal düzenlemeleri karşın dezavantajlı bir konumda ne yazık ki... Bütün bunların çözülmesi için sosyal ve siyasal yaşamda erkek egemenliğine karşı kadınerkek eşitlik bilincinin yükseltilmesi şart. Bunun için kapsamlı bir toplumsal dönüşüm sürecinin yaşama geçirilmesi gerekiyor adım adım... Zira kadınların güçlenmesi, haklarını kullanmasından geçiyor. Çoğu zaman bu hakları kullanabilmek için mücadele etmek gerekse bile...