Katalog

4 Taylan Kümeli’den Püf Lokmaları Bu hafta sizlere sık sık duyduğunuz acaba bunu beslenmeme alsam iyi olur mu diye merak ettiğiniz besinlerle ilgili bilgi vermek istiyorum: Fonksiyonel besinler. 26 Eylül 2020 Cumartesi FOTOĞRAF: Kurtuluş Arı Çok çalışkan gıdalar Fonksiyonel gıdalar, temel besin değerlerinin ötesinde ek veya gelişmiş faydalar sağlayan besinlerdir. Bazı fonksiyonel gıdalar, örneğin probiyotikler, prebiyotikler veya bitki stanolleri ve sterolleri içeren gıdalar gibi belirli bir fonksiyonel bileşen etrafında üretilir. Probiyotikler Probiyotikler, yeterli miktarda alındığında sağlık açısından fayda sağlayan canlı mikroorganizmalar olarak tanımlanır. Probiyotik bakteri içeren yiyecekler binlerce yıldır tüketiliyor. Örneğin yoğurt ve lahana turşusu gibi fermente gıdalar... Bununla birlikte, yüz yıllardır kullanılan bakteri türlerinin çoğu bağırsaklarda hayatta kalamamaktadır. Bu, sağlık üzerinde herhangi bir yararlı etkinin meydana gelmesi için hayati önem taşımaktadır. Yeterli sayıda bakteri hayatta kaldığında ve kalın bağırsakta çoğaldığında bağırsak florasının bileşimini etkilemeye başlayabilir. Bağırsak florasının, sağlığımıza çeşitli şekillerde katkıda bulunduğu nispeten yakın zamanda kabul edilmiştir. Spesifik bakteri suşlarının (özellikle Lactobacillus ve Bifidobacterium türleri) daha dirençli olduğu ve na potansiyel olarak zararİşte geleneklı olan bakterilerin büsel fonksiyonel yiyeceklerden bazıları: Meyveler; kivi, armut, şeftali, elma, portakal, muz. Sebzeler: Brokoli, karnabahar, lahana, ıspanak, kabak. Fındık, yümesini de engellerler. Bu, bağırsaklardan kalın bağırsağa geçebilen canlı bakteriler olan probiyotiklerin tam badem, kaju fıstığı, tersidir. Prebiyobağırsaktan kalın bağırsağa geçişte daha fazla hayatta kalabildikleri bulunmuştur. Bu probiyotik bakteri türleriantepfıstığı, fındık, probiyotik yoğurt, turşu tiklerin “iyi” bakteri miktarının artmasına yardımcı olarak banin çoğu artık gıdalara (örneğin süt ürünleğırsakta sağlıklı bir ortari) eklenmektedir. Kapsüller veya poşetler şekmı teşvik ettiği ve bu nedenlinde takviyeler olarak mevcuttur. Probiyotik le potansiyel olarak sağlık yararları olabileceler, sindirim sağlığını olumlu yönde etkiliyor ği düşünülmektedir. gibi görünüyor. Doğal olarak prebiyotik özelliklere sahip Prebiyotikler maddeler içeren yiyecekler arasında pırasa, hindiba, kuşkonmaz, muz, enginar, sarmısak, Prebiyotik terimi ilk olarak 1995 yılında soğan, buğday, soya fasulyesi ve yulaf bulukullanılmıştır ve kolondaki spesifik sağlığı ge nur ve son zamanlarda bazı balların prebiyoliştirici bakterilerin büyümesini ve / veya ak tik özelliklere sahip olduğu öne sürülmüştür. tivitesini seçici olarak uyararak sağlık üzerinDüzenli prebiyotik tüketiminin, mineral emide faydalı etkiler sağlayabilen sindirilemeyen limine yardımcı olmak (örneğin kalsiyum), babir gıda bileşeni olarak tanımlanabilir. Başka ğışıklık fonksiyonunu iyileştirmek, kan kolestebir deyişle, prebiyotikler bağırsak sağlığına rol seviyelerini düşürmek, kanserin önlenmefaydalı olan belirli bakterilerin bağırsakta bü sinde rol oynamak ve kabızlığı ve irritabl bayümesini destekler. Ayrıca bağırsak sağlığı ğırsak sendromunu hafifletmek gibi çok çeşitli potansiyel sağlık yararları olduğu öne sürülmüştür. Bununla birlikte, kanıtların gücü, bu iddiaların bazıları için diğerlerinden daha güçlüdür ve prebiyotik içeren gıdalar normal bir diyetin parçası olarak tüketildiğinde bu faydalardan bazılarının var olup olmadığını belirlemek için insanlarda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Bugüne kadar en umut verici alanlar kalsiyum emilimi ve bağışıklık sistemi etkileridir. Prebiyotiklerin bağırsaktaki ‘iyi’ bakteri sayısını artırarak bebeklerde bağırsak florası üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu gösteren, giderek artan sayıda kanıt vardır. KOLESTEROLÜN DÜŞMANLARI Steroller, hücre zarlarının temel bileşenleridir. Birçok meyve, sebze, kuruyemiş, tohum ve baklagillerde doğal olarak küçük miktarlarda bulunurlar. Stanoller kimyasal olarak sterollere benzer. Kabuklu yemişler, tohumlar ve baklagiller gibi benzer kaynaklarda ancak sterollerden daha küçük miktarlarda bulunurlar. Diyete bitki stanolleri ve sterollerin dahil edilmesinin kolesterol emilimini azalttığı düşünülmektedir. Emilmeyen kolesterol, kalınbağırsak yoluyla atılır. Toplam kolesterolün yaklaşık yüzde 3060’ı bağırsaktan emilir; ancak bitki stanol ve sterol esterleri mevcut olduğunda kolesterol emilimi yaklaşık yüzde 20’ye düşer. LDL kolesterolün azalması yüzde 6 ile 15 arasındadır. Kan toplamını ve LDL kolesterol düzeylerini düşürmek, koroner kalp hastalığı riskini azaltmada yararlı etkiye sahip olabilir. EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi) ayrıca, yoğurtlar ve sürülebilir ürünlerin, bitki stanolleri ve sterollerinin kolesterol düşürücü etkilerini vücuda ulaştırmak için en uygun yiyecekler olduğu sonucuna varmıştır. Bugünlerde, bitki stanol veya sterol esterler ile takviye edilmiş ürünler yaygın olarak bulunmaktadır. Türkiye’nin önde gelen iş insanlarından Limak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir ile işe bir mola verip sosyal sorumluluk projelerini, kadınları, hayallerini, tutkularını, konuştuk. Şarkı söylemek isterdim Şehriban Kıraç ile İş’te Mola u Kariyer planlamanızı nasıl yaptınız, gerçekten inşaat mühendisliği mi okumak istediniz? Annem de babam da mühendis, zaten üniversiteden sınıf arkadaşları. Hep şöyle söylerim: Babam Nihat Özdemir çok pratik insan, hem eşini hem ortağını (Sezai Bacaksız) aynı sınıftan bulmuş. Babam iki kardeşini mühendis yapmış, dayım mühendis. Ben ve kardeşim de mühendis olduk, Sezai Bey’in çocukları da mühendis. Tatillerde hep şantiyelere gittik. Doğuştan kariyer planım inşaat mühendisliği üzerineydi. Sonra ABD’de MBA yaptım. u Türkiye’ye döndüğünüzde şirketin hangi kademelerinde çalıştınız? 1997’de Türkiye’ye döndüm ve valizimle şirkete geldim. İhale hazırlığı ile başladım. Finans alanında yüksek lisans yaptığım için proje finansmanına geçtim. Gece gündüz sabaha kadar ihale hazırladığım da oldu. Dilekçeleri yazdım. Faks yolladım. u Hayalinizdeki meslek de bu muydu? Hiç şikâyet etmem. İyi bir şirketin ikinci jenerasyonuyum. Limak Vakfı, sosyal sorumluluk projeleri, kadın konusu. Tüm bunların hepsi benim yapmak istediklerim ve o büyük resmin içine girdi. İnşaat mühendisi değil de bir moda tasarımcısı ya da bir piyano sanatçısı olsaydım diye hiç düşünmedim. Sarılmaya ihtiyacı var u Limak Vakfı olarak Türkiye’nin Mühendis Kızları projeniz var, nasıl gidiyor? Bir proje başlatalım, hemen bitsin istemedim, etkinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. İnşaatlara bakıyorsunuz hiç kadın yok. Fırsat eşitliği önemli. Tabii ki herkese mühendis ol demiyoruz. Evet, kadınların paraya ihtiyacı var ama rol modellere, mentörlere de ihtiyacı var, staja, sarılmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin Mühendis Kızları projesi böyle doğdu. İlk 5 tercihi mühendislik olana destek olunuyor. u Bu şekilde kaç kadına dokundunuz? 120 kişideyiz. Ama 500’e yakın kıza dokunduk. Mezun olanların yerine yenilerini alıyoruz. Hazırlıktan da son sınıftan da alıyoruz. Darüşşafaka ve Sevgi Evleri’nden mühendisliği seçen kızları alıyoruz. Engelli öğrencimiz var. İki Suriyeli göçmen var. Şu anda Türkiye’nin 30 üniversitesinde yapıyoruz. Vakfın bütçesi 10 milyon TL’den fazladır. 5 bin 600 metreye çıktım Çağdaş sanatla ilgili tutkum var. Klasik müzik festivalleri, opera, bizim Limak Flarmoni, seyahat yeni yerler görmek bunlar benim tutkularım. Dağ yürüyüşü seviyorum. Everest’te 5 bin 600 metreye çıktım. Alışveriş tutkum yok, bir şeyler alacaksam hızlıca alırım, çok seçenek sevmem. MURAKAMI’NİN TÜM KİTAPLARINI OKUDUM Hem şarkı söylemek hem estrüman çalmak isterdim. Haruki Murakami’nin tüm kitaplarını bitirdim. Şu an Covid19’un etkileriyle ilgili Dünya Ekonomik Forumu bir kitap çıkardı The Great Reset (Büyük Sıfırlama) onu okuyorum. Biyografi okumayı seviyorum. Düz ve direktim u Son yıllarda kadına şiddet çok arttı, ne düşünüyorsunuz, buna karşı ne tür önlemler alınmalı? Çok üzülüyorum. Bunu nasıl engelleyebiliriz diye de kendi aramızda da çok konuşuyoruz. Bakıyorum eğitim alan insanlarda da şiddet var. Ekonomik bağımsızlığını almış, özgüvenli kadınlar yetiştirirsek o zaman kendilerine şiddet uygulatmaz. Sonuçta bizim amacımız mutlu kadınlar yetiştirmek. Mutlu kadınların mutlu çocukları olur. Böylece toplum dönüşür. Aile içi şiddete karşı da sürekli bir şeyler yapmak gerekiyor. Cezaların daha caydırıcı olması gerekiyor. Hem caydırıcılık hem eğitimle çözülecek bir konu. Gececi değilim u Günlük rutininiz nasıl, neler yapıyorsunuz? Sabahları daha olumlu bir güne başlamak için mutlaka hareket etmem lazım. Saat 06.00’da kalkıyorum. İstanbul’daysam sabah yürüyüşe gidiyorum. Ankara’daysam tenis oynuyorum. Erken kalkıp erken yatmaya çalışanlardanım. Çok gececi bir insan değilim. Mesela saat 22.00’den sonra arayanlara çok cevap vermiyorum. Haftanın yarısında Ankara yarısında İstanbul’dayım. Pandemiyle birlikte yer değiştirme daha az olduğu için görüşmeleri, toplantıları internet üzerinden yapıyoruz. Vakıf çalışmaları zamanımın yüzde 30’unu alıyor. Kadın konusuna çok önem veriyoruz. Kıraç ve Sabancı u İş hayatında örnek aldığınız biri var mı, kimden etkilendiniz? Suna Kıraç ve Güler Sabancı’dan çok etkilendim. u Dostlarınızı nasıl seçersiniz? Ben çok düz ve direkt bir insanım. Hiç arkaön plan yoktur bende. Güveniyor olmam lazım. Sürekli problem problem diyen insanları sevmem. Paylaşmayı seven insanlardan seçerim, güzel şeylerden konuşan insanları. Kimle arkadaş olmazsınız diye sorsanız çok şikâyet edenle olmam. “Herkesin birbirine saygılı, hoşgörülü olduğu bir dünya. Sabahları bankların altında çekirdek kabuklarının olmadığı bir dünya. Herkesin çevreye ve birbirine saygılı olduğu, sıra beklediği bir dünya. Hem çevreye hem insana saygı. Bunu çocuklarımıza da tüm çevremize öğrettiğimiz zaman o zaman ideal dünyaya ulaşabiliriz. Zorbalık beni acayip rahatsız ediyor. Her şeye şiddet kadına, hayvana, çocuğa, çalışana şiddet... Bunların olmadığı bir dünya istiyorum.“