Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 19 Aralık 2020 Cumartesi 1938’den beri değişmeyen koku Atelier Rebul Kurucu Ortağı Nüket Filiba: Bizler 1938’den beri, aynı koku standardını yakalayabilmek için bize özel o sihirli formülü kullanıyoruz. Temelleri 125 yıl önce Fransız eczacı Jean Cesar Reboul’ün Şehriban Kıraç’la İş’te Mola Beyoğlu’nda Büyük Paris Eczanesi’ni kurmasıyla atılıyor. Daha sonra Rebul Eczanesi’ne dönüşüyor. Rebul Eczanesi 1938 yılında ise Türk halkını Rebul Lavanda Kolonyası ile tanıştırıyor ve bu koku nesilden nesile taşınıyor. Atelier Rebul Kurucu Ortağı Nüket Filiba, “125 yıldır sahip olduğumuz eczacılık deneyimi ve koku uzmanlığımızdan yola çıkarak eski arşivlerimizdeki formülleri ve uzmanlık alanımız olan bitkileri kullanarak ürünlerimizi geliştiriyoruz” diyor. Nüket Filiba ile kolonyanın yolculuğuna tanıklık ettik. u Rebul’un hikâyesi çok eskilere gidiyor, başarının sırrı nedir? Bundan tam 125 sene önce 1895’te, genç Fransız bir eczacı olan Jean Cesar Reboul’ün, Beyoğlu’nda, ‘Grande Pharmacie Parisienne’ Büyük Paris Eczanesi adıyla Türkiye’nin ilk eczanelerinden birini kurmasıyla başlıyor hikâyemiz. Osmanlı’nın son dönemine tanıklık eden ve günümüze kadar yaşamını sürdüren tek eczane. Rebul Eczanesi o dönemde, kişiye özel kremleri, saf gül suyu tonikleri, kolonyalarıyla bir kozmetik atölyesi gibi çalışıyor. Sene 1939’u gösterdiğinde Mösyö Reboul ülkesine dönerken, gözü gibi baktığı eczanesini, hayattaki tek yakını olan genç eczacı Kemal Müderrisoğlu’na devrediyor. Akabinde eczanenin ismi Rebul olarak değişiyor. Pera’daki hikâye yıllar boyu etkisini sürdüren bir bağa dönüyor. Atelier Rebul’ün hikâyesi de 2013’te başlıyor. Asırlık tecrübemizi, koku uzmanlığımızı, bilgi bicılık deneyimi ve koku uzmanlığımızdan yola çıkarak eski arşivlerimizdeki formüller, uzmanlık alanımız olan bitkiler, eczanede kullanılan geleneksel yöntemleri modern ve bilimsel yaklaşımla harmanlayarak ürünlerimizi geliştiriyoruz. SARI ETIKETLI rikimimizi, formüllerimizi; kuKOLONYA ŞIŞESI rucumuz Jean Cesar Reboul sayesinde genlerimizde bulunan Fransız zarafeti ve farmakolojik uzmanlık ile harmanlayarak 2013’te ‘Atelier Rebul’ markasını ve mağazalar konseptini yarattık. Başarımızın sırrına gelince… Kurucumuz Jean Cesar Reboul’ün ‘’Kalite ve Güven Rebul Ailesinin En önemli Mirasıdır’’ sözü sanırım marka sahipleri olarak bizim en büyük sorumluluğumuzdu. 125 yıldır sahip olduğumuz eczau Sizin Rebul ile yolunuz nasıl kesişti? 2004’te tesadüfler sonucu, Rebul’un 4. kuşak temsilcisi Kerim Müderrisoğlu ve aile dostumuz Korel Bingöl ile yollarımız kesişti ve ortak olduk. Ortaktan öte Rebul ailesi olduk. Rebul’e ortak olmadan önce Rebul, benim için, 56 yaşlarımda dedemin evindeki, mis kokulu sarı etiketli kolonya şişesiydi. Çok açık söyleyeyim; şimdi Rebul ve Atelier Rebul benim 3. çocuğum. u Rebul’un kuşaktan kuşağa aktarılan özel bir formülü olduğu doğru mu? Evet doğru. Hâlâ her yıl, Fransa’nın güneyinde, Grasse kentine yakın aynı tarladan, gün ağarana kadar toplanan aynı lavanta çiçekleri ile üretilir. Tabii her yıl, yağmurun çok ya da az olması, lavantanın biraz farklılaşmasına sebep olabilir. Ama bizler 1938’den beri, aynı koku standardını yakalayabilmek için bize özel o sihirli formülü ve özel üretim sürecini uyguluyoruz. Şimdiye kadar taklitleri oldu ama başarılı olamadı. İLK LAVANTA KOLONYASI u Rebul Lavanda Kolonyası’nın girmediği ev var mı? Türk halkının ikonik ürünü ve evlerimizde bir asır misafirliğini sürdüren Rebul Lavanda Kolonyası’nın hikâyesi de 1938’de başlıyor. Türkiye’yi ilk lavanta kolonyası ile tanıştıran markayız. Rebul Lavanda, kısa süre içinde Pera’nın erkekleri başta olmak üzere, İstanbul beyefendilerinin kokusu haline geliyor. Rebul Lavanda kolonyadan ziyade, daha çok babadan oğula geçen farklı bir mirasa dönüşüyor. Öyle ki, Beyoğlu’nda dolaşmak için Rebul’un lavantasının sürülmesi gerektiği, kuşaktan kuşağa bir efsane olarak aktarılıyor. Rebul Lavanda Kolonyası neredeyse hepimizin ninelerinin, dedelerinin evlerinden tanıdığımız, şimdi kendi evlerimizin baş köşesine taşıdığımız bir değer. u Atelier Rebul ile hedefiniz nedir? Daha ortak olduğumuz ilk gün benim Rebul ile ilgili hayallerim vardı. Tüketiciye yakın olabileceğimiz, köklü hikâyemizi ve mirasımızı anlatabileceğimiz perakendecilik alanına da el atmak istiyordum. Koku ile hayatın her noktasına dokunabileceğimiz bir servis alanı yaratmamız gerekiyordu. Aslında Atelier Rebul’e, Rebul’ün modern yüzü diyebiliriz. Rebul’ün mirasını, Atelier Rebul ile dünyaya taşıyoruz. u Yıllık üretim kapasiteniz nedir, pandemi döneminde normal kolonya üretiminizin üzerine mi çıktınız? Ocak ayında taşınacağımız Çerkezköy’deki 20 bin metrekarelik yeni fabrikamızda, aylık 3 milyon 600 bin adet üretim kapasitesine ulaşmış olacağız. Kolonya özelinde konuşacak olursam; satışlarımızın geçen yıla oranla, martekim arası 3.5 katına çıktığını söyleyebilirim. Eski fabrikamızdaki tüm üretim hatlarını kolonyaya çevirerek tam kapasite kolonya ürettik. ESANSA DIKKAT u İyi kolonyanın sırrı nedir, yurttaş nasıl anlayacak? Kolonyanın kalitesi, esansın ve alkolün birleşiminden ortaya çıkan hoş kokudan anlaşılır. Bir kolonyayı kokladığınızda acı, rahatsız edici, petrol ve sentetik hammadde gibi kokular koklarsanız, alkol kalitesinde problem olduğunu düşünebilirsiniz. Merdiven altı üretim yapan markaları ayırt etmek ciddi analizler gerektirir fakat; ürünü kullandığınızda elde yapışkanlık hissi bırakıyorsa, alkol oranı 80 derece altındadır. Kokusu zayıf geliyor ise esans oranı düşüktür. KADINLAR, GÜCÜNÜZE İNANIN! u Günlük rutininiz nasıl, zamanınızı nasıl yönetiyorsunuz? Saat 07.30 gibi kalkıyorum, 09.00 gibi ofiste oluyorum. Hafta içi, günlerim çok planlıdır. Markanın yurtdışı açılımı, yatırım planları, bütçe toplantıları, ürün veya ambalaj kreasyonları, mimari konular, koku seçimleri derken bir bakıyorum akşam olmuş. Eve geldiğimde, çocuklarım ve eşim ile vakit geçiriyorum. En mutlu olduğum yer ve zaman. Çocukların pozitif enerjisi, tüm yorgunluğumu alıyor. u Size neler ilham verir? Seyahat etmek, doğada olmak bana ilham verir. Denize yakın ve denizin üstünde olmayı çok severim. u Şu an başucu kitabınız hangisi, ne dinler, ne izlersiniz? En son, Fütürist Michio Kaku’nun ‘Physics of the future’ı 2. kez okudum. The Queen’s Gambit’i seyrettim. Yeni Klasik tarzında, enstrümantal parçaları seviyorum ve dinliyorum. u Dostlarınızı neye göre seçersiniz? Samimiyet ve güven benim için en önemli iki kriter. u Başarıyı yakalamak isteyen kadınlara neler önerirsiniz? Hayallerinin, tutkularının peşinde gitmeyi, pes etmemeyi, çok çalışmalarını tavsiye ederim. Kadın oldukları için güçlerine inansınlar. cumartesi@cumhuriyet.com.tr cumhuriyetcumartesi 19 ARALIK 2020 SAYI: 14 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA n Yayın Danışmanı İPEK ÖZBEY n Görsel Yönetmen ELİF TOKBAY n Sayfa Tasarım ECE KURTULUŞ DURSUN n Reklam Genel Müdürü AYLA ATAMER TÖRÜN Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@ cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın SEÇMEK VE SEÇILMEK HAKKIN Devrimleri’nden biri. 1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine Bir kere baştan söyleyelim. Atalarımızın bazı doğru sözlerinden biridir: “Ağlamayana meme yok.” Yani öyBU Seçme hakkını yalnız oy kullanma hakkına indirgemek haksızlık olur... Çünkü kadınlar seçme hakkı olarak seçim yasası ile kazandıkları oy kullanma hakkının yanı sıra medeni kanunla eşini seçme, ilgili yasa ile işini seçme gibi le olması gerektiği için değil ne SENIN bir dizi hakkı da elde etti. yazık ki hep öyle süregeldiği için. Yani kimse durup dururken HAKKIN ÖNCE ZENGINLER mento seçimlerinde oy kullandılar. Türkiye, al sana bunu birgün işine yarar 1881’de Man Adası’nda diye vermiyor genellikle. Getoprak sahibi kadınlara oy nellikle diyoruz çünkü bazı kükullanma hakkı tanındı. çük istisnalar her zaman mümkün. Misal, Türkiye’de kadının OLCAY BÜYÜKTAŞ 1893’te o dönemde Britanya İmparatorluğu koloseçme hakkı. Seçme hakkını sanisi olan Yeni Zelanda kadece ve sadece oy kullanmak olarak görmek dınları oy hakkını elde etti. Bu hak 1894’te bu hakkın alanının kısıtlanması anlamına ge Güney Avustralya’ya, ki burada kadınlalir. Neden, çünkü kadınlar, 1930 yılların son ra seçilme hakkı da tanındı, 1899’da Batı Fransa ve İtalya’dan 11, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ülke olarak tarihe geçti. Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması, 1930’larda, Türkiye’de kadınların siyasi haklarını kazanması için gerekli yasaların çıkarılmasını ifade ediyor. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları tanındı. HAKKINIZA SAHIP ÇIKIN Ülkenin yurttaşı olarak ve 18 yaşını doldurmuş biri olarak her türlü yerel ve genel seçimde, seçme ve seçilme hakkınız var. Yani mahallede muhtarı, belediye başkanı ve meclis üyelerini, ülkede milletvekillerini, parti içinde delgeleri ve parti organ üyelerini ve yeni sistemle cumhurbaşkanını seçmek hakkınız var. Eşinizin, babanızın, çocuğunuzun, patronunuzun kısaca aklınıza kim gelirse onun değil sizin sorunlarınıza doğru yanıt veren, doğru proje geliştiren, doğru işler yapacağına inandınığız adayları siz, seçmelisiniz. larına doğru bir dizi kanunla bir dizi hak elde Avustralya’ya yayıldı. etti; oy kullanma bunlardan biri. Ama kadın, Avrupa’da kadınların oy hakkını ilk kazanbaşka ve en az oy kullanma kadar yaşamsal dığı ülke, 1907’deki parlamento seçimlerinbaşka seçme hakları el etti. Örneğin, evlenir de dünyanın ilk kadın milletvekillerinin seken resmi nikâh kıyma hakkı. Yani evlenece çildiği Finlandiya Büyük Dukalığı oldu. Norği erkeği seçme hakkı. Sonucu ne olursa olsun veç 1913’te Finlandiya’yı takip etti. 1917’de hayır demek hakkı. Ve başka yazıların konusu Geçici Hükümet altında Rusya’da bu hak kaolacak bir dizi seçme hakkı. dınlara tanındı. 1918’de Azerbaycan Halk Biz gelelim kadının oy kullanma hakkına Cumhuriyeti de bu hakkı kadınlara tanıdı. yani seçme ve seçilme hakkına. Yani dünyanın birçok yerinde, pekçok ka19. yüzyılın sonlarına dek Finlandiya, İz dın seçme seçilme hakkı için mücadele etlanda, İsveç, Avustralya’daki bazı koloniler ve ti, kazandı... Böyle bir olgunun varlığını ortaABD’nin birtakım batı eyaletlerinde kadınlar ya koydu... sınırlı oy hakkı elde etti. Bu dönemden itibaren, kadın hareketleri çerçevesinde kadınların DEVRIMLERDEN BIRI oy hakkını elde etmesi ve kadınlara erkeklerle Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakeşit medeni haklar tanınması için verilen mü kı 5 Aralık 1934’te tanındı. Fransa’da 4 Ekim cadeleyi koordine etme amaçlı ulusal ve ulus 1944’te yapılan yasa değişikliğiyle kadınlalararası ölçekte örgütler kuruldu. 1904’te ku ra seçme ve seçilme hakkı verildi. 29 Nisan rulan Uluslararası Kadınlara Oy Hakkı İttifakı 1945’te ilk defa belediye seçimlerine katılan bunlardan en önemlilerinden biri. kadınlar 21 Ekim 1945’te de ilk defa parla