Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 3 Ekim 2020 Cumartesi Keçilerin peşinden gidip keçileri kaçırdım Her şey 1991’de İç Moğolistan ağıllarında keçilerin peşine düşmekle başladı. Hep farklı olaŞehriban Kıraç ile İş’te Mola nın, özgün olanın peşinden koştum diyor Silk&Cashmere’in yönetim kurulu başkanı Ayşen Zamanpur. Aristokrat ulaşılmaz ürün olarak bilinen kaşmiri demokratik hale getirdim demekten de kendini alamıyor. Değişen dünyada zamanı gençler gibi algılamam mümkün değil deyip şirkette dümeni çocukları Ferhat ve Yasemin’e devrediyor. “Keçilerin peşinden gidip keçileri kaçırdım” diyen Ayşen Zamanpur ile mağaza vitrinlerine astıkları İstanbul Sözleşmesi yaşatır yazısını, kadına şiddeti, tutkularını ve hayallerini konuştuk. Sohbetli uFazla enerjik ve çılgın bir kişisiniz, hayalinizdeki iş de bu muydu? Her zaman farklı, özgün, kimsenin denemasalara mediği bir alan arayışım vardı. İlkokul birinci sınıfın ilk gününde annem babam beni okula bırakmış, ev yakın olduğu için ikinci günü bayılırım kendin gelirsin demişler. İkinci gün döndüğümde anneme sıkıldım demişim ben hep bu yoldan mı okula gidip geleceğim diye. Klişe dışı işlere ilgim var benim. Hayalim kaşmir değildi ama, kimsenin olmadığı farklı bir alanda olma hayalim vardır. uHammadde için keçilerin peşinde İç Moğolistan’a kadar gittiniz... Keçilerin peşinden gidip keçileri kaçırdım. Keçinin inadı da bana geçti. Keçi benim hayatımın sembolü. Keçinin sadece inatçılığı yok, iki yolu olsa zor olanını seçiyor. İç Moğolistan’da gitmediğim ağıl kalmadı. En sevdiğim Ferzan Özpetek’in filmlerindeki gibi uzun dost sohbetlerinin olduğu masalar. O masalarda her görüşten yaratıcı hatta çılgın, farklı, özgün insanları seviyorum. Söyleyecek lafı olan, bir fikri olan... Edebiyat müzik konuşacağım, telefonumda kaybolmayacak insanları isterim. KOLTUK SEVDASI VAR uBu kadar genç olmanıza rağmen şirketi bu yılın başında çocuklarınıza devrettiniz, nasıl oldu bu? Dünyada bir koltuk sevdası var. Kendime uzaktan bakmayı öğrettim. Gördüm ki şirketleri ikinci nesle devretmede ciddi sancılar yaşanıyor. Her şeyi biliyor olma hissini yenemiyoruz. Deneyim çok da güzel ama benim 30 yaşındaki biriyle bugünü aynı frekansta okumam mümkün değil. O yüzden kendimi geri çekip iyi ki de gençlere fırsat vermişim diyorum. Silk and Cashmere’de CEO’luk görevine oğlum Ferhat Zamanpur, kreatif direktörlüğe de kızım Yasemin Zamanpur’u getirdik. uAma şu anda yönetim kurulu başkanısınız, tam noktayı ne zaman koyacaksınız? Şu anda gerçekten karışmıyorum işlere. Kendimi hiç de yaşlı hissetmem, hayatla ilgili davam bitmiş değil. Ama ben bu dünyayı gençlerin daha iyi idare edebileceğini, daha demokratik, daha çevreci, daha makul olacaklarını düşünüyorum. Bu dünya artık onların dünyası. Özge’ye, Pınar’a ağıt yakıp bitirmeyelim bu işi uMağaza vitrinlerinize “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” yazısı astınız sizden mi çıktı bu fikir? Yasemin Zamanpur’un fikriydi. İstanbul Sözleşmesi’ne ilk günden sahip çıktık ve vitrinlerimize taşıdık. Kadın meselesine sahip çıkmamak gibi bir şey düşünemiyorum. Türkiye’de yaşayan herkesin önceliği bu konudaki eğitim olmalı. Özge’ye, Pınar’a ağıt yakıp bitirmeyelim bu işi. İstanbul Sözleşmesi’nin sonuna kadar desteklenmesi gerekiyor. Caz Çok çok isterdim bir caz tutkusu şarkıcısı olmak. Ama kızım çok iyi piyano çalar. Oğlum Can Bonomo’nun davulcusuydu. Klasiğe yakınım Rus edebiyatıyla başladım. 30’lu yaşlarımda tekrar dönüp okudum. Yaşar Kemal benim yazarımdır. Pınar Kür, Selim İleri, Adalet Ağaoğlu, Nazlı Eray, İhsan Oktay Anar, Orhan Pamuk... Klasiğe yakın eserleri seviyorum. Yaşar Kemal yazar ol dedi u İlk kitabınızı okuması için Yaşar Kemal’e de yollamıştınız ne demişti size? Yaşar Kemal çok iyi dostumdu. Hayatımın en güzel en keyif aldığım sohbetlerini Vaniköy’de Yaşar Kemal ile yapmışımdır. Beni çok yüreklendirdi. Yaşar Kemal kitabı okuduktan sonra, “Ayşen sen işi gücü bırak, yazar ol” demişti. Ama ben edebiyatçı değilim. u Ne tür tutkularınız var? En büyük tutkum çocuklarım. Edebiyat, felsefe benim tutkum. Yazarlık atölyelerine giderim. Beyoğlu’nda her merdiven başında görürsünüz beni. Asos felsefe günlerini hiç kaçırmam. Avrupalı standart bir okuyucu kadar okurum. Resim çizerim. Ama sanatçı edasıyla değil. İşadamı ödülüm var uBazı derneklerinden gelen davetleri ve plaketleri geri çevirmişsiniz, neden? Son 78 yılımı buna adadım, elime mikrofonu aldığım an ne olur işadamı demeyin iş insanı deyin dedim. İşadamı dernekleri konuşmaya çağırınca gelmem, ödül verince almam diyordum çünkü sözcükler güçlüdür, dikkatli kullanmak lazım. Benim işadamı ödülüm var. 40’tan sonra spor uGüne nasıl başlarsınız, neler yapıyorsunuz? M.Ö mü M.S’mı?.. Eskiden sürekli bir koşuştururdum. İşi çocuklara devretmeyi onların bana verdiği bir hediye olarak görüyorum. 40 yaşından sonra hayatıma spor girdi. İkinci kitabımı yazıyorum. 2012’de Kaşmir Yolu’nu yazmıştım. Aşkı Memnu’da kaldım uNe izler, ne dinlersiniz? Sinemayı çok severim. Çok fazla diziye saramıyorum. Ben Aşkı Memnu’da kaldım. Psikoloji ve drama filmlerini çok severim. Spotify’da liste yapmak başıma gelen en güzel şey. Caz, blues çok severim. Ahmet Kaya, Adel, Amy Winehouse, Pink Floyd çok severim. Sezen’siz yapamam. Eşit işe eşit ücret hakkın Dünya, ne yazık ki bir eşitsizlikler pılan araştırma 2006 yılında yüzde 12 olan ücdünyası. Ülkeler araret farkının 2019’da yüzde sında ve her bir ülkede sosyal sınıf ve tabakaBU 20.7’ye yükseldiğini ortaya koyuyor. Hatta bu eşitsizlik lar, kadınlar ve erkekSENIN kendi hesabına çalışan erler ile bölgeler arasınHAKKIN keklerin gelirlerinde yüzde da uçurumlar var. Bu 77.3’e kadar çıkıyor. uçurumlar bazen öyTÜİK’in geçen yılki “Gele somut bir hale gelilir ve Yaşam Koşulları yor ki isyan etmemek İstatistikleri”ne gelir eşitsizelde değil. Toplumun OLCAY BÜYÜKTAŞ liği ciddi boyutlarda. 2006 görünmez kuralları, iş yılında erkeklerin yıllık oryaşamının görünmez engelleri de hep talama fert geliri 9 bin 297 TL iken kayine toplumun başta kadınlar olmak dınların 6 bin 453 lira. 2019’da erkeküzere dezavantajlı kesimleri önünde lerin ortalama yıllık fert geliri 37 bin yükseldikçe yükseliyor. 72 liraya kadar çıkarken kadınlarınki Sonuç olarak aynı işi yaptığı halde 28 bin 214 liraya yükselmiş. erkekler kadınlardan yüzde 31.4 daha Yine 2019 yılında yevmiyeli erkeklefazla gelir elde ediyor. Ücretlerde top rin ortalama geliri 16 bin 784 lira iken lumsal cinsiyet eşitsizliği artıyor. Ücretli kadınların ortalama gelirinin 9 bin 33 kadın ve erkekler arasındaki gelir eşit lirada kaldığı görülüyor. Böylece yevsizliği büyüyor. miye ile çalışan erkeklerin kadınlara İKTIDAR KÖRÜKLÜYOR göre yüzde 85.8 daha fazla gelir elde etmiş olduğu görülüyor. Üstelik bu bizim ülkemizde iktidar tarafından da sürekli körükleniyor ve eşitsizlik çok daha derin bir hal alıyor. Örneğin TÜİK verilerinden derlenerek yaKadın ve erkek arasındaki gelirlerin uçurumu yandaki grafikte ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz... Oysa insan hakları açısından eşitlik bir ilke... Bu ilke, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin (10 Aralık 1948) 1., 2. ve 23. maddelerinde yer alıyor. HAYAL DEĞIL HAK Ne diyor bu maddeler: Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğar... Sonra devamında ne diyor: Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir. Bir de bizim gibi çalışanları gözeterek ne diyor: Herkesin, herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır. Hatta duruma dikkat çekmek için BM Uluslararası Eşit Ücret Günü diye özel bir gün bile ilan etti. Uluslararası Çalışma Örgütü de (ILO) 18 Eylül’ün “Uluslararası eşit ücret” günü ilan edilmesini destekliyor. ILO’nun “Çalışma Yaşamında Temel İlkeler ve Haklar Bildirgesi”nde, “istihdamda ve meslekte ayrımcılığın ortadan kaldırılması” ilkesi yer alıyor. cumartesi@cumhuriyet.com.tr 3 EKİM 2020 SAYI: 3 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA n Yayın Danışmanı İPEK ÖZBEY n Görsel Yönetmen ELİF TOKBAY n Sayfa Tasarım ECE KURTULUŞ DURSUN n Reklam Genel Müdürü AYLA ATAMER TÖRÜN Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@ cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın HAK VERILMEZ, ALINIR Toplumsal cinsiyet eşitliği derdi olan kurumlar ve ülkeler, söz konusu eşitliği sağlamak için çeşitli yasalar çıkarıyor ve bunları çeşitli araçlarla mümkün kılmaya çalışıyor. Örneğin ILO’nun ilgili bildirgesinde “Her üye, ücret hadlerinin tespitiyle ilgili olarak yürürlükte bulunan usullere uygun yollardan, eşit değerde iş için erkek ve kadın işçiler arasında ücret eşitliği prensibini teşvik ve bu prensibin bütün işçilere uygulanmasını, sözü edilen usullerle telifi kabil olduğu nispette temin edecektir. Bu prensipte, Milli mevzuat, mevzuatla kurulmuş veya tanınmış herhangi bir ücret tespit düzeni, İşverenlerle işçiler arasında yapılan toplusözleşmeler veya bu çeşitli usullerin birleştirilmesi yoluyla uygulanabilir” ifadeleri yer alıyor. Yani neymiş, eşit işe eşit ücret tüm kadınların hakkı.