24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA 8 23 HAZİRAN 2018, CUMARTESİ 10 bin adımda“Bir resim gibi, ayna misali...” Çengelköy Burak Kuru  buribaker@gmail.com Büyük İstanbullu, Sermet Muhtar Alus 1939’un 12 Şubat’ında Akşam gazetesinde yazmış: “Çengelköy’ünde gemi çapaları yapılırmış. Köyün çengelliğini bu sebebe atfedenler olduğu gibi, İstanbul fethinde burada gayet aykırı bir gemi demiri görülmesine isnat edenler de var... Buranın toprağı, münbitliği, fevkalâde fide ve meyva çubukları yetiştirmesiyle ün almıştı. Bağ, bahçe meraklıları dillerinden düşürmezler, yolun çapraşıklığına bakmayarak boyuna taşınıp dururlardı... Geriler sıvamaca bostan ve yemişlikti.” Üzerinden çok zaman geçti, biz yazılan o İstanbul’u göremiyoruz. O dönem söylenen ama günümüze ulaşmayan, “Beylerbeyi’nin teşrifatı, Kuzguncuk’un haşeratı, Çengelköy’ün zerzevatı” sözündeki zerzevatın yetişmesi de eskilerde kaldı. O topraklarda siteler yükseliyor, sahil şeridi kısa süreli yeni dükkânlara, acaba tutar mı diye başlanıp aynı kötü sona uğrayan projelere ev sahipliği yapıyor. Her şeye rağmen bu kadar karamsar olmayalım. Güzel şeyler de oluyor. Bu mahallenin ruhunu bilen, onu korumaya çalışan insanlar da var. Bu hafta, Çengelköy’ü geziyoruz. Mihmandarımız da gazeteci, akademisyen, yazar olarak tanıdığınız ama hepsinin ötesinde mahallenin neferi olarak kendini tanımlayan Artun Ünsal. Artun Hoca, Çengelköy’ün eski ruhunu bulabileceğim sokakları gezdirdi, o ruhu anlatabilecek kişileri de takdim etti. Osmanlı’dan eski çınar Sahil şeridinde birkaç yer söyleyeyim, öyle başlayalım. İstanbul’un en kalabalık çay bahçelerinden Çengelköy Tarihi Çınaraltı Çay Bahçesi’nde Boğaz’a sıfır konumdaki masalarda yer bulmak zor. Kalabalığın da insanı yorduğu bir gerçek. Yine de siz bir gidin görün. Görmüşken tarihi çınar ağacını da bir inceleyin. Önünde kitabesi var, tevellüdü Osmanlı İmparatorluğu’ndan eski (Çınarlı Cami Sokak, No: 4). Ana caddede özellikle geç saatlerde popülerleşen ve burada trafik oluşturan atıştırmalık dükkânları mevcut. Midyeci Ahmet (Çengelköy Caddesi, No: 2), Çengelköy Kokoreççisi (Çengelköy Caddesi, No: 15/C) için vakit erken. Geç saat yolunuz düşerse deneyebilirsiniz. Seval Pastanesi, mahallenin eskilerinden. Buranın mönüsünde diğer İstanbul pastanelerinde fazla rastlayamayacağınız birkaç şey var. Gelmişken kaçırmayın. Artun Ünsal’ın önerisi, aslına uygun tarifle yapılmış keşkül ve acıbadem kurabiyesi. İçeride oturun, kendinize bir acıbadem söyleyin, yerken gelen geçeni izleyin. Seval Pastanesi’nden Kadir Pelit, dükkândaki ikinci nesil. 61 yaşında, doğduğu yer Çengelköy, buradan bir adım atmamış dışarıya. “Şu an tam bir keşmekeş. Bir kafe furyası var burada, herkes yazı bekliyor, bir hareket oluyor ama kış zorlu geçiyor. Kokoreççiler, midyeciler doldurdu burayı. Kabuk değiştirdi burası. Zamanında Rumların, Ermenilerin komşuluğunu, onların kültürünü de yaşardık. Şimdi çok insan geliyor, ticarete katkısı var ama kültüre olumlu etkisi olmuyor. Ticaret olarak bakmamak lazım, biraz da zevk almak gerekiyor. Diyeceğim o ki 7080’li yılları çok arıyoruz. 2000’den sonra artık iyice değişti mahalle. Buralarda bağlar bahçeler vardı, hepsi site oldu. Nüfus 510 binken, 100 bine çıktı. Nezaket yok oldu. Buranın eski nesli, 30 kuşağı diyeyim, birer birer gitti. Suphi Amca, Balıkçı Can Baba, Efe Amca, Necati Restoran’ın sahibi Necati Amca, İnci Restoran’ın sahibi Nuri Amca, Kahveci Haldun Amca, Kahveci Cevat Amca, Fırıncı İsmail Amca, arıyoruz bunları…” Kadir Pelit, herkesi amca diyerek anıyor çünkü işe 19 yaşında başlamış, 38 senedir burada çalışıyor. Korsan çeşme Hemen karşı kaldırımda Ekmek Teknesi Fırını (Çengelköy Caddesi, No: 26) var. Duvarında bir kabartma dikkatinizi çekecek. Fırının sahibinin genç yaşta vefat eden oğlu, hayattayken yaptırmış. B&O yazısı Baba ve Oğul. Bir göz atın derim. Çengelköy’ün eski esnafının kapısını çalmayı ihmal etmeyin. Sürprizlere açık sohbetlerle karşılaşabilirsiniz. Mesela Terzi İsmail Köse’ye uğrayın (Hamam Arkası Sokak, 24/A), vakti varsa ona Entelektüel Selahattin’i bir sorun. Duyduğunuz hikâyeye çok şaşıracaksınız. Entelektüel Selahattin’in iki sözünü Artun Ünsal aktarıyor: “Din nedir diye soruyorlar ona, ‘Din dildir’ diyor. Dil hem gönül demek hem söz demek. Bir de meşhur bir lafı vardır, ‘Ne nirvanası, ne nirvanası, ben zıvanadan çıktım’.” Sermet Muhtar Alus, Çengelköy’ü anlatırken şunları da not düşmüş: “Semtin kodamanları da şunlar: Kara Sultan Vahideddin, II. Abdülhamit’in kaynatası miralay Çerkez Elbus Bey... Kara’nın (Vahideddin'in) köşkü evvelce Köçeoğlu Agop Efendi’ninmiş. Abdülmecid (18391861) bir iki kere ku dum buyurunca (onurlandırınca) naçizane hediye edivermiş!” Vahdettin Köşkü, Cumhurbaşkanlığı’nın kullanımı için tartışmalı bir projeyle yenilendi (Çengelköy Mahallesi, Şehitler Yolu Sok.). Artun Ünsal, mahallenin eski ruhunu görebileceğimiz kısma götürüyor beni. Gezerken gördüğümüz görkemli ağaçlardan bahsediyor, “Bak işte bunlar çağdaş ağaçlar, bunların aşağıda sahilde de olması lazım ama yok işte. Ya kesmişler ya kurutmuşlar…” Kalantor Sokak’tan yürüyüp, Ulvi Sokak ve Çengelköy Çeşme Sokak’ın bulunduğu kısım Yenimahalle diye anılan Rum mahallesi. Artun Hoca, “Mahalle dedikleri yer burası işte” diyor. “Bir anda insanın ruhu değişiyor. Geldiğin kafeden sonra buraya bak, ne kadar başka. Ses yok.” Huzur kaplıyor içinizi. Kalantor sokak ile Ulvi Sokak’ın kesişiminde yeşillikler içinde bir bahçe göreceksiniz. Duvarının üzerinden bahçeye bir göz gezdirin. Şaşırtıcı bir manzara dikkatinizi çekecek. Bahçede bir çeşme var, eski tip, ama o kadar da eski değil. Kullanılan malzeme de mermer değil. Aslına uygun, replika bir çeşme yapılmış, ahşaptan. Artun Ünsal’ın deyimiyle “Korsan çeşme!” İlginç değil mi? İlerliyoruz, “Çengelköy'ün ruhu” diyerek Artun Ünsal beni Mustafa Gürsu ile tanıştırıyor. Yılmazlar Botanik Kalantor Sokak 28 numarada. Gürsu da 60 yaşında, doğma büyüme buralı. Baba işini sürdürüyorlar. İki yıldır bıkkınlık hissediyor Çengelköy’de: “2000’lerde Çengelköy merkeze inince birçok insanı tanırdık. Daha öncesinde herkes herkesi tanırdı, dışarıdan gelenler hemen fark edilirdi. Artık böyle değil. Kalabalıktan şikâyetçi değiliz. Dışarıdan gelen insanların kalabalığından rahatsızız. Çengelköylüsün mesela, bir yerde oturacaksın, oturacak ya da yürüyecek yer bulamıyorsunuz. İğne atsan yere düşmüyor. Çok garip.”   Kentin aynası Artun Hoca sahildeki kalabalığı ve gelinen noktayı şöyle özetliyor, “Bana göre durum şu: Boğaz lokantası olsa kişi başı 200 liradan aşağı çıkamazsın. Bu kokoreççiler, midyeciler Boğaz lokantası değil. Kişi başına 1520 liraya karın doyurabiliyorsun. Ulaşım da arabayla nispeten kolay. Herkes arabayla geliyor. Yeşil alanlar daralıyor, park yeri oluyor. Çocuk parkı yok artık burada.” Mustafa Gürsu devam ediyor: “Çengelköy’de ne var da insanlar dışarıdan bunu görmeye geliyor anlamış değilim. Bir şey vermeli insana gittiği yer. Hani bir tarihi bir dokusu vardır. Ne bileyim keşfedilmemiş bir şeyi vardır. Çengelköy’de işletmeci de yoktur. Ne peynirci kaldı, ne manavı kaldı, hiçbir şeyi kalmadı. Çengelköy börekçisi bile dışarıdan gelme. Öyle bir börekçi yok.” Ama buranın bir geçmişi var işte. Gugas V. İnciciyan, 1758’de İstanbul’da doğmuş, Ermeni Mıkhitharist tarikatına mensup tarihçi ve coğrafyacı. İlk olarak 1791’de yayımlanan Boğaziçi Sayfiyeleri kitabında (Alfa Yayınları, 2018) Çengelköy’ü ne güzel anlatmış. Bundan sonra gidip görmemek olmaz: “Bir zamanlar tutulmazdı burası Poyraz olmaz diye “Kule bahçesi” ile “Havuz Başı” Sağda ve solda sevdirdi burayı herkese. Boğaz içinde her iki yanı En güzel gören yalnız burası Seyreder her an o büyük kenti Bir resim gibi, ayna misali.” Mihmandarımız gazeteci, akademisyen, yazar olarak tanıdığımız ama hepsinin ötesinde kendini mahallenin neferi olarak tanımlayan Artun Ünsal. Artun Hoca bize Çengelköy’ün eski ruhunu taşıyan sokakları gezdiriyor. Fotoğraf: Altan Aykan Artun Ünsal #negüzelbina: Buraya kadar gelmişken… Çengelköy’e kadar gelmişken azıcık ileride muhteşem bir yalı görebilirsiniz. Vaniköy Caddesi, No: 76’da görebileceğiniz Mahmud Nedim Paşa yalısı, Viyana Sefiri Mahmud Nedim Paşa tarafından Prag ve Viyana’daki binalardan etkilenerek 1850’de yaptırılmış. Uzun süre bakımsız kalmış ve kaderine terkedilmişti. Şu anda hakkını veren bir ailenin elinde. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle