23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

23 HAZİRAN 2018, CUMARTESİ SAYFA 5 ‘Büyük şehirlerdeDaha adil bir dünya için çalışan genç sosyolog fanusta yaşıyoruz’ DİLEK ŞEN SosyalBen Vakfı’nın kurucusu Ece Çiftçi, 24 yaşında bir sosyolog. Tutkulu, çalışkan ve akıllı biri. Babası mühendis, annesi yönetici asistanı. İyi bir lisede burslu okumuş. Bilinçli ebeveynlerinin de desteğiyle yeteneklerini ve farklarını keşfetmiş. Henüz 14 yaşındayken Şanlıurfa’ya gidip kendi okulunda düzenlenen etkinliklerin benzerlerini oradaki çocuklara ulaştırmış. 10 yıl önce başlayan bu serüvenin yolu; Makedonya’dan, Ürdün’den, Hindistan’dan, Nepal’den, Kamboçya’dan geçmiş. Ece Çiftçi ve SosyalBen, bugün yerel ve uluslararası pek çok oluşumdan ödül alıyor. Son olarak geçen ay ABD Dışişleri Bakanlığı Eğitim ve Kültür Dairesi’nden “Gelecek Vaat Eden Genç Liderler” ödülüne değer görülen Ece, hayal etmenin sınırı olmadığına inanıyor ve bir gün “iyi niyet elçisi olmak” istiyor. Bu, Ece’nin kendisini keşfetmesinin ve inandıklarının peşinden tutkuyla gitmesinin hikâyesi. ? Hikâyeniz nasıl başladı? Enka Okulları’nda burslu eğitim görüyordum. Bursluysanız eldeki imkânları en iyi şekilde değerlendirmek istiyorsunuz. Akademik anlamda çok başarılı bir öğrenci değildim, ama keman çalıyordum. Bir gün bir arkadaşımla sahneye çıktık. O matematikten ödül aldı, ben de keman çaldım. Çok küçük bir performanstı ama şunu fark ettim. O da alkışlanıyor, ben de alkışlanıyorum. Demek ki mesele ne yapabildiğini bulabilmekte. Bunu anladıktan sonra daha da rahatsız oldum. Çünkü ben şanslıydım, burslu da olsam iyi bir okulda okuyordum. Ama devlet okullarında bu imkâna erişemeyen 15 milyona yakın öğrenci var. Bütün bu öğrencilerin de iyi bir liseye ve sonrasında iyi bir üniversiteye girmek gibi ortak kaygıları var. Bu kaygılar arasında yeteneğini keşfedebilen öğrenci çok az.  Okuldaki sosyal etkinlikleri, ekonomik olarak dezavantajlı çocuklara ulaştırmayı denedim en başta. 14 yaşındayken Şanlıurfa’da Suriye sınırına yakın ufak bir yere gidip sanat ve spor atölyeleri düzenledik. Bu sırada İbrahim Betil ile tanışma fırsatım oldu, “Ece ben seni desteklerim” dedi. Sahaya ilk olarak o dönemin yaz tatilinde çıktım. Çocuklarla bir arada olmak, bir şeyleri değiştirmek için onlara birebir dokunmak beni çok etkiledi. Sonra 9. sınıftan 12. sınıfın yazına kadar her yıl aynı çocuklar için çalıştık. Bu süre zarfında toplumu daha iyi anlayabilmek ve çözebilmek için sosyoloji okumaya karar verdim. Benim için önemli bir dönüm noktasıydı. ‘67 ilde çalışıyoruz’ ? Urfa’da sizi etkileyen neydi? Biz büyük şehirlerde bir fanusun içinde yaşıyoruz bence. O fanustaki normlara göre hareket ediyoruz. Fanusun dışına çıktığınızda ufak şeylerle mutlu olmayı öğreniyorsunuz, apayrı bir dünya sizi bekliyor. O dünya beni daha çok mutlu ediyor. Çocuklarla buluştuktan sonra değişimin gücüne inandım. Bizimle müzik atölyesinde gitarla tanışan bir çocuk, dört yıl boyunca gitar atölyesine istikrarla devam etti ve bugün hâlâ çalıyor. Bu sayede iyi hissediyorum ve iyi hissettiriyorum. ? SosyalBen nasıl kuruldu? Şimdi bir vakıfız, ama bütün adımları tek tek takip ettik. Önce okul kulübüydük, sonra “Biz okul kulübünden daha fazlasını yapıyoruz” diyerek dernek olduk, “Dünyada bizimle aynı alanda çalışan sivil toplum örgütleriyle aynı statüde olmamız lazım” dedik ve vakıf olduk. Kaptan olmadan önce bütün makine dairesi ni deneyimlersiniz ve sonra o gemiye hâkim olursunuz. Bizde de öyle oldu bu süreç. Hepsi ayrı bir öğrenimdi. ? Ne yapıyor bu vakıf? Bizim yaptığımız en temel şey, atölye çalışmaları. Köy okullarına gidiyoruz. Türkiye’de şu an 67 ilde çalışıyoruz. Taşımalı eğitim gören çocukların yeteneklerini keşfetmeleri için onlara eğitim programları düzenliyoruz. Çocuklarla buluşan 1825 yaş aralığındaki üniversite öğrencileri; resim, müzik, kısa film, fotoğraf, yaratıcı yazarlık gibi atölyeler kuruyor. Çocuklar, çok uzak gördükleri şeyin erişilebilir olduğunu fark ettiklerinde onu hayal etmeye başlıyorlar. Çocukların, yeteneklerini keşfedebilmeleri için bunu denemeleri gerekiyor. Dört mesleği konuşuyoruz köylerde hep: Doktor, öğretmen, avukat ve polis. Ülkenin diğer meslek gruplarına da ihtiyacı var. Bunlar, köye erişmeyince bir gruba ait olarak kalıyor. Biz “Yok canım, bunun da mesleği mi olur” dedirten alanlarda çalışan uzmanlarla çocukları buluşturuyoruz. Bu atölyelerde yetenekli gördüğümüz çocukları da yönlendiriyoruz. İzmir’de çalıştığımız çocuk grubundaki bir öğrenci nin dans yeteneği vardı, bunu fark ettiğimizde onu Tan Sağtürk Akademi’ye yönlendirdik, iki senedir dans ediyor.  ‘Fon için şemsiye sattık’ ? Saha çalışmaları için gerekli fonu nasıl sağlıyorsunuz? Destekçilerimiz sayesinde. Bir gün sahaya gidecekken sponsorla ilgili bir sıkıntı oldu. “Bunu nasıl çözeriz” diye düşündük; o kış çok yağmur yağıyordu ve aklımıza şemsiye yapıp satmak geldi. Bin küsur şemsiye sipariş ettik. Üç haftada 700 küsur şemsiye sattık, fonumuzu sağladık, üstüne bir sonraki proje için bir temel oluşturmuş olduk. Sonra şemsiyenin yanına defter eklendi, defterin yanına bez çanta… Eklene eklene şimdiki SosyalBen mağazalarımız oluştu. Şu an gönüllülerimizin tasarladığı 16 farklı kırtasiye ürünümüz var, bunları satıyoruz ve elde edilen gelir vakfa kalıyor. ? Bu işi sürdürmek istemenizde sizi motive eden şey neydi? İnandığım şeyi yapıyorum. Her günün tadını çıkarmaya çalışıyorum. Benim için her gün cumartesi. Pazartesi sendromu yaşamıyorum. Bu, beyaz yakalılar için çok büyük bir lüks. Şunu da kabullendim, başardıklarımız kadar başaramadıklarımız da var. “Başaramadım ama buradan ne çıkarabilirim” diye düşünmek bence çok daha iyi. ‘Başvurabileceğimiz bir bakanlık yok’ ? SosyalBen için neler yapılabilir? Üniversite öğrencileri gönüllü olabilir. İsteyen herkes de bağışçı olabilir. Sosyal medyada hesaplarımızı beğenebilir, paylaşımlarımızı paylaşabilir ve vakfın bilinirliğini artırabilir. ? Hedefleriniz neler? SosyalBen’in Türkiye’den dünyaya konuşabilmesini istiyorum. Türkiye’yi sivil alan örgütlenmesinde önemli bir noktaya getirmek istiyorum. Günün sonunda kapısını çalıp sivil alanlarla ilgili başvurabileceğimiz bir bakanlık yok. Uluslararası alanda ise sadece sivil toplumla ilgilenen bir sürü bakanlık var. Ben bunu yapmak istiyorum; öyle bir yapı kuralım ki, sivil toplumu güçlendirirken aynı zamanda da aktif vatandaşlığı sağlayalım.  Dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocukların sosyal becerilerini ve benliklerini keşfetmelerini amaçlayan SosyalBen Vakfı’nın kurucusu Ece Çiftçi, ABD Dışişleri’nin Gelecek Vaat Eden Genç Liderler ödülüne değer görüldü. Biz de onun hikâyesini, tutkularını ve hayallerini dinledik. 23 HAZİRAN 2018 SAYI: 8 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü BÜLENT ÖZDOĞAN Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Faruk Eren Yayın Yönetmeni ZEYNEP MİRAÇ TANER Görsel Yönetmen Ulaş ERYAVUz Yayın Koordinatörü ÖZGÜR ÖZKÜ Sayfa Uygulama EMİNE BİLGET Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın. Cumhuriyet Gazetesi’nin ücretsiz ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Demirören Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle