Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(1866 / 27 MART 1945)
Serveti Fünun ve ‘Sanat sanat içindir’
denince akla gelen romancı;
Halit Ziya Uşaklıgil!
edilirken ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle yasak bir aşka tutkuyla sürüklenişi, olayın psikolojik
yasaklandığı için yarım kalan, o dönemde kitap nedenleri üstünde de durularak gerçekçi bir biçimde
olarak yayımlanamayan Sefile’de aşkı nedeniyle anlatılıyordu.
alkol ve fuhuş bataklığına sürüklenen bir genç kızın
‘AŞK-I MEMNU’
dramını romanlaştırdı.
Her biri özel ve kişisel bir yaşamın sahibi olan roman,
Konaklarla ilgili ve ev içi betimlemelerin dikkat
karakterlerinin çokluğuyla da dikkat çeken romanda, duyarlı
çektiği Nemide romantik bir romandı. Bir Ölünün
genç kadın ve erkeklerin aşkta uğradıkları düş kırıklığı
Defteri’nde aynı kıza âşık iki delikanlıyı, Ferdi ve
başlıca tema idi. Romanda, yazarın aşk konusundaki
Şürekâsı’nda yoksul-zengin çelişkisini anlattı.
görüşünün romantiklikten gerçekliğe doğru bir değişim
1896’da Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katılarak
geçirdiği gözlemleniyordu, ilk romanlarında platonik ve
Serveti Fünun dergisinde, çeşitli dergilerde, İkdam
romantik olan aşk ilişkileri, “yasak aşk”la noktalanan cinsel
ve Sabah gazetelerinde kısa öyküleri, edebiyat
bir tutkuya dönüşmüştü.
tarihiyle ilgili makaleleri yayımlandı ve kendisine
Halit Ziya Uşaklıgil, bu iki romanında, Edebiyat-ı
geniş ün sağlayan romanları tefrika edildi.
Cedide’nin sanat anlayışıyla Osmanlıcada bile kullanılma-
‘MAVİ VE SİYAH’
yan Farsça ve Arapça sözcükleri, Türkçede olmayan kural-
Romancılığında acemilik döneminin geride
larla yaptığı tamlamalarıyla günlük konuşulan dilden çok
kaldığının habercisi olan Mai ve Siyah tefrika
farklı, süslemelerle dolu, yapay bir sanat dili oluşturmuştu.
edilince çok ilgi çekti (1895).
Karamsarlık, düş kırıklıkları, aşk acıları, mutluluğu bula-
Şairler, yazarlar, gazeteciler, yayınevi sahipleri
mama kaygısının başlıca temalar olduğu bu iki romanında
arasında geçen olayların ele alındığı romanda,
da konu alanı çok dardı, kurulu düzenden yanaydı, toplum-
öncekilerde asıl olan karşılıksız ve acıklı aşk
sallığa kapalıydı, kişilerini, onların sorunlarını işlerken sı-
serüvenleri artık ikinci plandaydı.
nırlı bir yaşam çerçevesinin dışına çıkmıyordu.
Mekânın İstanbul olduğu romanda, dönemin
SANSÜR NEDENİYLE YARIDA KALAN,
basın yayın (Babıâli) dünyasının acımasız, ikiyüzlü
ROMANCILIĞININ DORUĞU ULAŞTIĞI
gerçekleri karşısında yaşamda yenik düşen
SON ROMANI: ‘KIRIK HAYATLAR’
romanının asıl kişisi Serveti Fünun sanatçısının
Yalın bir dille yazdığı ve toplumsal konularla ilgili
simgesi olan Ahmet Cemil’in düşçü kişiliğinde
eleştirel yaklaşımının da görüldüğü, romancılığının
Edebiyatı Cedide’nin bakış açısı yansıtılıyordu.
doruğuna ulaştığı son romanı Kırık Hayatlar, 1901’de
Türk edebiyatının Batılı anlamda bu ilk romanının
Serveti Fünun’da tefrika edilirken sansür nedeniyle yarıda
ana ekseni düş ve gerçeğin çatışmasıydı. Mavi
kaldı (1923’te yeniden yayımlandı).
düşün, siyah gerçeğin simgesiydi ve mavi bir
Bu romanına yazdığı önsözde, önceki romanları gibi
gecede başlayan roman siyah bir gecede, gerçeğin
“hülya”ya (düş) ve “süs”e dayanmadığını, tam tersine yal-
kazanmasıyla bitiyordu. Gözlemci gerçekçiliğin
görüldüğü romanda, kahramanların yaşadıkları, nızca yaşamı ve yaşamın gerçeklerini yansıttığını belirtti.
ÖNER YAĞCI
Dil konusundaki görüşleri değişmiş, Edebiyat-ı
ruhsal çalkantılarıyla örtüştürülerek ağır bir dille, Osmanlıca
Cedide’nin yarattığı dili aşırı süslü, ağdalı ve yapay
sözcüklerle, süslü ve söz sanatlarıyla aktarılıyordu.
‘SEFİLE’, ‘BİR ÖLÜNÜN DEFTERİ’
bulmaya başlamıştı. Dil Devrimi’nden sonra romanlarının
1890’lı yılların sonunda Batı türü öykü anlayışının yayıl-
SERVETİ FÜNUN DENİNCE ŞİİRDE TEVFİK
yeni basımları yapılırken dilini bir ölçüde yalınlaştırmak,
masında önemli katkısı olan Bir Muhtıranın Son Yaprakları,
FİKRET, DÜZYAZIDA HALİT ZİYA UŞAKLIGİL!
sadeleştirmek, Türkçeleştirmek gereğini duydu.
Bir İzdivacın Tarihi Mu’aşakası, Heyhat!, Bu muydu? gibi
Artık Serveti Fünun denince şiirde Tevfik Fikret, düzyazıda
uzun öyküleriyle başladığı edebiyatçılığını karşılıksız sev-
Halit Ziya Uşaklıgil akla geliyordu. 1909’da Aşk-ı Memnu’nun ROMANI BİR SANAT YAPITI KABUL
gileri anlattığı kısa, duygusal romanlarla sürdürdükten sonra ETMENİN ÖNCÜSÜ!
Serveti Fünun’da tefrika edilmesiyle ünü iyice yaygınlaştı.
“sanat için sanat” anlayışının usta romancılığına ulaştı Ha- İlk büyük Türk romanı kabul edilen, sağlam bir yapısı ve “Sanat için sanat” anlayışını benimseyen Halit Ziya
lit Ziya Uşaklıgil (1866 / 27 Mart 1945). tekniği olan yapıtta zengin yaşam düşüyle yaşlı, zengin ve Uşaklıgil’in roman kahramanları genellikle aydın kişilerdi.
Ahmet Mithat Efendi’nin Henüz On Yedi Yaşında Romanı bir sanat yapıtı kabul ederek ciddiye almanın, bir
çocukları olan bir adamla evlenen genç ve güzel bir kadının
romanına karşılık olarak yazdığı ve gazetede tefrika kocasına sadık kalmak kararına karşın, elinde olmayarak sanatçı titizliğiyle romanın yapısına, kurgusuna, tekniğine
>>
6 27 Mart 2025