Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Söylen-roman diliyle anlatı…
Öyküde, geleneksel hikâyemizden ötürü sanki bir ataya sahibiz ama Ahmet Mithat üstadın onca çabasına karşın romanda
yine de üvey atayla yol alıyoruz. Yok uyarlama yok çeviri, hep çeviri, talim hep talim romanda. Onun için roman sanatına
dönük çabaların dikkatle izlenip bu doğrultuda alınan yol varsa eğer, üzerinde durulmadan geçiştirilmemesi gerekiyor.
ekin Sönmez’in kar-orman Bu yanıyla “katılımcı erk
kaplı doğal-kültürel döngü-
anlamında düzenli içsel güvenlik,
T leri de işe katıp Erzurum’dan örgün bir otorite, üretileni ocakta
Sarıkamış’a, Kars’a, Ardahan’a uza-
ölçülü tüketme yönetimi” aracılığıyla
narak verimlediği iki roman evrenin-
aileyi de bir tür “devlet” kılar.
de yol alırken, onunla yarım yüzyı-
Böylece, “Kıtlıkta kıranda, savaşta
lı aşkın süre önce başlayan Yansıma
barışta” gösterdiği dirençle tüm yöre
dönemi ilişkilerimizi de anımsadım
Rus işgaline karşı ayakta kalabildiği
ister istemez. Sözünü edeceğim ro-
gibi, “salgın vebadan, koleradan,
manlara geçmeden önce bu ilişkiye
daha beteri başıbozuk, yağmacı at
de kıyısından şöylece değineyim.
hırsızlarından” da korunabilir. (GG,
432, 433, 318)
YAZAR, YAYINCI OLARAK
Öte yandan “Erzurum çok çok şey
TEKİN SÖNMEZ…
bilir ve fakat söylemez…” (GG, 78)
Tekin’in bir kültür gezgini, araştır-
İkinci romanda (EE) Cumhuriyet ile
macı, yazı ya da görsel yoluyla bun-
birlikte köyden kasabaya, kente geçiş
ları paylaşan yazar, şair, belgeselci
anlamında çıraklığın yeterince işlene-
ği hüneri öne çıkaran öz çer-
olduğunu biliyorsunuz elbet.
mediği, kültürel devrimler sürecinde
çevesinde bir akış getiriyor.
Onun yaşamımda özel bir yeri var; 1965’te Sa-
bu olgudan Köy Enstitülerine benzer
Osmanlı ayırdında olmasa
mi Karaören’le başlayan yazarlığımın, edebiyat
biçimde yararlanılabilecekken başa-
da “Erzurum yanacaksa,
dünyasında yaygın anlamda yer buluşunun, so-
rılamadığı, o yaratkan insanların kö-
Anadolu Anguru’ya dek
mutlaşıp kabul görüşünün 1973-75 arasında Tekin
türüm bırakıldığı özü getiriliyor.
yanacaktı(r oysa,) Osmanlı
Sönmez’in Yansıma dergisiyle gerçekleştiğini ekle-
Soru şudur o halde: “Doğum oranı
Sancaklarıyla ve Saklı Paşa
yebilirim bir özel bilgi notu anlamında.
yüksek köylerden gelen çocuk göçü
da yanacaktı(r).” (57)
O birkaç yıl hemen her sayısında yazdığım dergi-
bu…” “Evde iki üç karısı olan birinin
GG’nin ana roman
nin yayın yönetmeni Tekin Sönmez’le bağımız kop-
çocuk sayısı ona göre bunlar kent yo-
kahramanı 1828’de
madı hiç, İsveç’e yerleşti görüşmelerimiz sürdü.
Erzurum valisi yapılan bu lundadır…” “Kentimize gelen bu ço-
Tekin şiirle başladı ya şimdilerde romanla sürdü-
cuk kim?” Peki çözüm, “[k]öylük dü-
Saklı Paşa’dır, sonraları
rüyor yazınsal etkinliğini.
biz onun don değişimiyle zeyinden kurtuluşu başaran bir aile
Andığım bu romanları önce kabaca tanıtayım,
Derviş Paşa halinde anlatıyı oluşu[m]u” mudur? (EE, 67, 52, 59, 49)
sonrasında kurduğu anlatı yapısı üzerinde yerimin
harlandırdığını da görürüz. Bu “özsel varoluş yapısı”, romanlara
elverdiğince durayım.
Paşanın, “Us defteri diye dönüşürken işlenen açılımlarıyla bun-
Nis Media yayını Tekin Sönmez romanları şunlar;
adlandırdığı cep boyutunda
ların söz konusu anlatısal koordinat-
Gelincik Günler Boğa Dağları ([GG], 2020, İkinci Ba-
destelere yaz(dığı)” ama lara yerleştiriminde Tekin Sönmez’in
sım 2024), Erzurum da Erzurum / Her Efsane Ardın-
yazdıklarının anlaşılmasını
nasıl bir yol izlediğine, anlatısını nasıl
da Bir Çocuk Vardır ([EE], 2025)
önleyen notlar da girecektir
yoğurduğuna bakalım şimdi de.
ANLATIDAN YANSIYAN ‘ÖZ’…
sayfalar arasına.
ANLATIYI BİÇEMSEL ARAYIŞLA
“Öz” derken bundan, konu, sorunsal, olay dizi-
Saklı Paşa’nın “saklı zihnin-
KAAN SAĞANAK
YOĞURMAK...
si, hikâye vb. değil, özetle yapıtın varoluşsal koor-
deki en saklı bellek” (62), tü-
Tekin Sönmez, EE’de yayımladığı,
dinatlarına dönük örtüşürlük, eşdeğerlik anlaşılmalı.
mel açıdan Anadolu’nun kapısı
“Bu romanın yazılış süreci”nde “Dil, yazınsal metin dili,
Edebiyatta her yapıt için geçerli bu kuşkusuz.
bağlamında kavramsal bir eşiğe dönüşüyor romanda.
felsefe dili ister roman sanatı” diyor. (224)
Peki Tekin Sönmez, bu iki romanında bizi nasıl bir Bir yanıyla Mustafa Kemal’dir bu. Kaldı ki onun
Dile dönük düşüncelerini, açılımlarını alabildiğine
özle karşı karşıya getiriyor?
Erzurum’dan başlayıp Anadolu’yu kat ederek
geniş bir açıyla ortaya koymaya girişiyor yapıtlarında.
Buluşturacağı o özün kavramsallığında bizi nasıl Ankara’ya varması, orada ayak diremesi böyle
Bu nedenle her sözcüğün, deyişin sere serpe
bir koordinat dizgesi içine çekiyor?
yorumlanmıştır adeta.
saçılıverdiği bir geniş dil pazarından geçercesine
Roman zamanı Cumhuriyet dönemi olarak ortaya İşte bu direnç türbini için Çatalhöyük’e dek geri gi-
örüntülenen metin düzeniyle giriliyor romana, bu
çıkarken yuvarlama iki yüzyıl öncesi Osmanlı evre-
den, topluma diyalektik dinamizm kazandırdığı öngörü-
nedenle okur, kıskıvrak yakalanıyor rengârenk
siyle başlıyoruz. len kült bağlamında “Büyük Ana töresi” öne çıkarılıyor.
yanıyla bu dil pazarına.
Belli başlı birkaç kent önde görünse de Kafkas- Saklı Paşa’nın saklılığındaki giz buradadır zaten.
Tozan kar tanesi ezgisinde sözcükler iniyor met-
ya, Balkanlar, Karadeniz çevresi, Anadolu coğrafya- Nedir bu, bakalım.
ne bakir bir Türkçeyle. Dilcilerin de özel ilgi alanı-
sı vb. topraklar da roman evrenine katılıyor. “İlk erkek çocuk” ailede en büyük sayılan ana-ni-
na girecek açılımlarıyla farklı bir dil-roman algısının
Gerek coğrafya gerekse buralarda yaşayanlar,
ne kılavuzluğu ile yola çıkar.
önünü açıyor böylelikle yazar.
onların dili, yaşama biçimi, kültürel üretimleri vb. o Büyük Ana, “eteklik altındaki kilerin şangırtılı
insanlar yoluyla devletin yapısına geçecek, siyasal Her iki romanda açık biçimli anlatı yeğleniyor
anahtarlarıyla üretileni, bilinçle tüketme” kültürünü
erkle etkileşime girecektir bir biçimde. pekiştirir, öte yandan aynı ailedeki iki kardeş “kimi ancak dramatik örgüyü akışla birlikte sarmal
düzende ana omurgaya yerleştirmekten geri
İlk roman (GG), Osmanlı yönetiminin Rus işgaline durumlarıyla benzeşen kimi durumlarıyla tersleşen”,
karşı sergilediği beceriksizliğe karşın yöre insanının “[i]ki ayrık eğilim” sergiler, bu farklılık yaratıcı bir durmuyor Tekin. Bu yolla düşsel kaydırmalara da
direnç, dayanıklık, sebat vb. anlamında yapıp etme- tartışma kadar, kültürün yaygınlığında toplumsal bir yer açıp anlatıyı canlı bir şiir akışıyla ilerletiyor.
leriyle kendi dirliklerini koruyup sürdürmede gösterdi- dinamizmin de önünü açar. Görkemli dil işçiliği yanında okur, yörenin
>>
20 Mart 2025
8