Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(1893 / 1918)
Cephede öldürülen şair
Wilfred Owen: ‘Kalemin silahtan
daha güçlü olduğunu anlayacaksınız!’
Z. DOĞAN KORELİ
SAVAŞIN VE ACININ ŞAİRİ!
1. Dünya Savaşı’nda neler yaşandığını öğrenmeden 1. Dünya
Savaşı şiirini gerçekten anlayabilmenin mümkün olmadığına
inanan Galler şairi Wilfred Owen (1893 / 1918) ölümünden sonra
derlenen Savaş Şiirleri’nde (Çeviren Tamer Gülbek / VakıfBank
Kültür Yayınları), savaşların neden olduğu fiziksel ve duygusal
acının ortak paydasına ağıtlar yakar.
25 yıllık kısacık ömründe yalnızca beş şiiri yayımlanabilen
şairin ilk yılları biçimsel yenilik arayışları içinde geçer. Ama
arayışlarında başka şairlere öykünmekten korkar hep.
O, farklı olmalıdır. Bu kaygısı onu pek çok yazın akımıyla
da buluştur. Ancak Owen bu akımları, kendini ifade etme
noktasında son derece sığ bulur.
Yüzyıllardır şiire hâkim olan güzellik, aşk, doğa gibi yalınkat
coşkun temalar onu yazmaya kışkırtacak kavramlar değildir. O,
bambaşka bir şeyin peşindendir.
EDEBİ İDOLÜ SIEGFRIED SASSOON!
Bu arada İngiliz ordusuna katılmıştır ve hemen ardından
Fransa’ya görevlendirilir. Fransa’da tanık olduğu dehşet dolu
savaş sahnelerinin yarattığı ruhsal çöküntü ve bitmek bilmeyen
şiddetli baş ağrılarından dolayı bir süre sonra İngiltere’ye döner
ve Edinburgh’daki savaş hastanesinde yatar.
1. Dünya Savaşı’nda neler yaşandığını dokunaklı dizelerle tarihe not düşmeyi; en önemlisi
Edebi idolü saydığı genç çağdaşı Siegfried Sassoon’la
öğrenmeden 1. Dünya Savaşı şiirini gerçekten
ise hâlâ çatışmalarla boğuşan bir dünyada barışa
tanışıklığı da bu hastanedeki tedavi sürecinde başlar.
anlayabilmenin mümkün olmadığına inanan
ve iyiliklere olan ihtiyacı ve anlamsız katliamların
İlk karşılaşmada Owen iki sözü bir araya getirip konuşamaz
Galler şairi Wilfred Owen, ölümünden sonra
onursuzluğunu “Bahsediyorum acısından savaşın,
zira Fransa’daki korkunç deneyimlerinin bıraktığı iz nedeniyle
derlenen Savaş Şiirleri’nde (Çeviren Tamer
damıtılmış acısından” sözleriyle tüm insanlığa
kekemeliğe tutulmuştur. Buluşmalarında Sassoon’un savaş
Gülbek / VakıfBank Kültür Yayınları),
hatırlatmayı amaç edinir.
karşıtı gür sözleri Owen’ı büyüler ve tam da yapmak istediği
savaşların neden olduğu fiziksel, zihinsel ve
Parçalanmış bedenler, kimyasal gaz
şeyi gösterir ona.
duygusal acının ortak paydasına ağıtlar yakar.
saldırısında öldürülen çocuklar ile yoğun kar ve
Sassoon, savaşların kapitalist beyinlerin ve doymak
dondurucu soğuktaki çatışmaları
25 yıllık kısa ömründe yalnızca
bilmez politikacıların kanlı kurguları olduğuna inanmaktadır.
anlattığı “Tatlı ve Şerefli”
beş şiiri yayımlanabilen Owen’ın
Politikacıların amaçlarının insan haklarını korumak yerine yeni
ve “Tükenmişlik” şiirleri, ilk
ilk yılları biçimsel yenilik
sömürgeler ele geçirmek olduğunu düşünür.
arayışları içinde geçer. O, farklı verimleridir:
Bu nedenle de toplum vicdanına seslenen çok öfkeli şiirler
olmalıdır. Bu kaygısı onu pek
yazarak büyük bir kamuoyu yaratmayı amaçlar.
“Kar, yanaklarına nazikçe
çok yazın akımıyla da buluşturur.
dokunurken titreyen askerler,
‘BAHSEDİYORUM ACISINDAN SAVAŞIN,
Ancak şair bu akımları sığ bulur.
yaz rüyası görürler/ Sıcak odalar
DAMITILMIŞ ACISINDAN’
Yüzyıllardır şiire hâkim olan
hayal ederler/ Ve sonra sessizce
Sıcak savaş meydanının orta yerinden gelip bir hastane koğuşunda
güzellik, aşk, doğa gibi coşkun
ölümlerine geri dönerler”
karşısına çıkan Owen, isyanı için yardımcı bir sestir artık.
temalar onu yazmaya kışkırtacak
Owen, sayıklama ve bunalım İlk işi, savaştan başka yazacak deneyimi olmayan bu gence,
kavramlar değildir. O, bambaşka
yaşadıklarını şiire dönüştürme konusunda cesaret vermektir.
halini “Tuhaf Karşılaşma”
bir şeyin peşindedir.
Owen da bu yönlendirmeleri reddetmez ve bir anlamda
şiirinde, iki düşman askerin
Bu arada İngiliz ordusuna
kariyeri boyunca kendisini adayacağı konulara ve şiirsel
ruhlarının öte dünyadaki
katılan ve Fransa’da
niyetine kavuşmuş olur:
hesaplaşmalarını dramatize
görevlendirilen Owen, tanık Bir yandan kasvetli savaş meydanlarında hayatta kalma
ederek doruk noktasına ulaştırır:
olduğu dehşet dolu savaş çabası gösteren askerlerin trajedilerini işlerken diğer yandan da
“Ben senin öldürdüğün
sivil vatandaşların görkemli direnişlerini duyumsayıp dokunaklı
sahnelerinin yarattığı ruhsal
düşmanınım dostum/ Dün beni
dizeler kaleme alarak tarihe not düşmek.
çöküntü ve bitmek bilmeyen
delerek öldürdün”
En önemlisi ise hâlâ çatışmalarla boğuşan bir dünyada
şiddetli baş ağrılarından dolayı
4 Kasım 1918’de -savaşın bitiminden tam
barışa ve iyiliklere olan ihtiyacı ve anlamsız katliamların
bir süre sonra edebi idolü saydığı genç çağdaşı
bir hafta önce- askerleriyle Sambre Nehri’ni onursuzluğunu “Bahsediyorum acısından savaşın, damıtılmış
Siegfried Sassoon’la tanışacağı Edinburgh’daki
geçmeye çalışırken öldürüldüğünde aktivist acısından” sözleriyle tüm insanlığa hatırlatmak.
savaş hastanesinde yatar. Fransa’daki korkunç
kimliği ve kahramanca ölümüyle Avrupa’nın
deneyimlerinin bıraktığı iz nedeniyle
SİPERLERİN SESİ VE PERİŞAN BİR KUŞAĞIN YAZGISI!
simgelerinden biri olmuştur.
kekemeliğe tutulmuştur.
Parçalanmış bedenler, kimyasal gaz saldırısında öldürülen çocuklar
Vurulduğunda, o karakteristik teatral
Bir yandan kasvetli savaş meydanlarında
ile yoğun kar ve dondurucu soğuktaki çatışmaları anlattığı “Tatlı
tarzıyla yumruğunu havaya kaldırıp
hayatta kalma çabası gösteren askerlerin ve Şerefli” ve “Tükenmişlik” şiirleri, ilk verimleridir.
“Kalemin silahtan daha güçlü olduğunu
trajedilerini işlerken diğer yandan da sivil Her iki şiirde de salt çatışmaları anlatmaz Owen, askerlerin
siperlerde geceler boyu yaşadıkları sefaleti de gösterir.
vatandaşların görkemli direnişlerini duyumsayıp anlayacaksınız!” diye haykırır son sözlerini.
>>
12 20 Mart 2025