22 Nisan 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Barut Komplosu”nun ve ertesi yıl patlak veren veba sal- ve bu çığlığın eşliğinde hırsın baştan çıkarıcı gücünü dönemi kadın yaşamına mercek tutması geliyor. Juliet’i, gınının ardından şair, bütün bu yaşananlardan esinlenip keşfetmeye davet eden bir yapıt. toplumsal beklentilere karşı çıkan, özgür iradesi peşinde zamansız ve evrensel insan mizacının canlı birer portresi- koşan, güçlü, genç bir kadın olarak kurguluyor Shakespe- OLMAK YA DA OLMAMAK! ni oluşturan Kral Lear, Macbeth ve Hamlet’i yazıyor. are ve dönemin cinsiyet rollerine meydan okutuyor. Ruhun karmaşıklığı ve psikolojik savrulmalar Hayal edin: Ülkeniz parçalanmak üzere. Zorbalar ve ya- yalnız Macbeth’te değil sanatçının en uzun piyesi olan ‘YANLIŞLIKLAR KOMEDYASI’ lancılar iktidarı işgal ediyor. Kurumlara olan güven sıfır- Hamlet’te de (Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu / Türkiye İş lanmış. Sadece bu değil. Kişisel hayatınız da karmakarışık. Shakespeare, kariyeri boyunca unutulmaz komedile- Bankası Kültür Yayınları) tekrarlanıyor. Kariyeriniz, ilişkileriniz dağılmış, aileniz çözülmüş, ki- riyle de ölümsüz: Bir Yaz Gecesi Rüyası, Venedik Taciri, Oyun, amcası Claudius’tan babasının intikamını almaya me güveneceğinizi bilemiyorsunuz. Yozlaşan dünyada ça- Windsor’un Şen Kadınları, Yanlışlıklar Komedyası akla ilk çalışan Prens Hamlet’in hikâyesi olsa da sahneler ilerledikçe resi olmayan sosyolojik çöküş, telafisi olanaksız bir nok- gelenler. Bu türü karakteristik olarak taşıyan yapıtı ise Yan- bu intikam trajedisinin daha derin katmanları ortaya çıkıyor. taya getirmiş toplumu. Tanıdık geliyor mu? lışlıklar Komedyası (Çeviren: Özdemir Nutku / Türkiye İş Hikâyeyi çarpıcı kılansa “Ne kadar istesem de dua ede- Bankası Kültür Yayınları). Oyunda macera, insan ruhunun ‘KRAL LEAR’ miyorum; günahım ağır basıyor dua isteğimden” sözlerine çılgınlığı, baştan sona yanlış anlamaya bağlı stres ve acaba Evet, bu oyun; kurgusundan zaman aşımına uğramaya- yüklenen çaresizlik. Burada genç bir adamın felç edici ke- nasıl çözülecek diye merak unsurunu kamçılayan düğüm- cak karakterlerine ve felsefi tiratlarına kadar Shakespeare’in derle yüzleşirken ölüm ve sonsuzluk sorunlarıyla mücadelesi ler, bu farsın popülaritesini diri tutuyor hep. hiçbir tragedyasında görülmeyen bir ölçüde yazılan Kral çarpıcı hele ki o ikonik “Olmak mı olmamak mı” sorgusu! Shakespeare gerek komedi gerekse trajedilerinde yaşadığı- Lear (Çeviren: Özdemir Nutku / Türkiye İş Bankası Kül- Her iki oyun, politik entrikaya yenilen karmaşık karakter- tür Yayınları). Körlük hakkında bir oyun Kral Lear. Baş- leri, zamansız diyalogları Sabahattin Eyüboğlu’nun incelikli mız değişen dünyayla ilgili evrensel temalar yanında dilden çevirisiyle bugün de okuyucuları büyülemeye devam ediyor. kasının iyiliklerine, kişinin kendi doğasına, en önemlisi öz- dile aktarılan şiirsel deyişler de hediye ediyor dört asırdır. verili sevginin önemine körlük. Sonunda gözler gerçekle- Tiyatrosunun güçlü yanlarından biri mutlak aksiyon- ‘ROMEO VE JULIET’ re açılsa da iş işten geçmiş, ölüm kapıyı çalmaktadır artık. sa diğeri bu aksiyonu belleklere kazıyan metaforik dildir. Shakespeare’in en romantik piyesi olan Romeo ve Juliet Dilinin İngiliz kültürüne etkisi, piyeslerinden halk ağzı- ‘MACBETH’ (Çeviren: Özdemir Nutku / Türkiye İş Bankası Kültür Ya- na geçmiş 1700 civarında sözcük ve ifadenin günlük ileti- Özellikle ortaçağ İskoçyası’ndan izlenimler sunan ölüm- yınları) ise üst metinde rakip ailelerden gelen genç bir çif- şimdeki dolaşımıyla anlaşılabilir. süz yapıtı Macbeth’te (Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu / Tür- tin acı dolu aşk hikâyesini destansı bir atmosferde sunuyor. Kariyerini ölümünden üç yıl önce 1613’te noktalayan kiye İş Bankası Kültür Yayınları) yazar bu kez, iktidar hırsı Ne var ki “yürek acısına kulaktan şifa verilebilir mi” hiç. Shakespeare’in dil ustalığı ve tartışılmaz evrenselliği mi- ve paranoyalarına yenilen bir adamın uçurumun kıyısında, Salt trajik son değil; kader, nefret ve kin ile Elizabeth rasını sonsuza dek yaşatmayı ve kitleleri “Utan ey çağ, yaşam ile ölüm arasındaki psikolojisine eğiliyor. dönemi İngiltere’sinin sosyal ve politik iklimine ilişkin soylu insan yetiştirmez oldun!” repliğine gelen alkış ses- Shakespeare’in yapıtları arasında Macbeth, en karanlık sorgulamalar da düşün pratiği yaptırıyor. ve psikolojik açıdan en yoğun olanı. Asi bir çığlık Oyunun en dikkat çekici yönlerinin başında Elizabeth lerinin yankısında birleştirmeyi sürdürüyor. n MURAT YALÇIN’DAN ‘DALGA BOYU’ ‘Kıyıcı zaman’ın öyküleri... Murat Yalçın’ın yedi yıl aradan sonra yayımlanan yedinci öykü kitabı Dalga Boyu, 35 yıllık öykü serüvenini açığa çıkarıyor. Gölgelerin düşlerine dalıp çıkan, sözcüklerin yankısına kulak veren bir kitap Dalga Boyu. Anlatıcılar, bir kaleydoskopun renklerinde rüyaya yatmış bir şehirde geziyor; yaşamın güzelliğine ve ölümün ağırlığına alışmanın yollarını arıyor. Bazen bir anıya bazen bir bakışa odaklanan öykülerde geçmiş zamanın dehlizlerinde, uykunun sınır boylarında dolaşan bilincin izi sürülüyor. yor. Kalanların üstüne çöken ağırlığı, güdenlerin nuşanların, çifte dünyalıların mahallesidir di- hüznünün tamamladığını gösteriyor anlatanlar ye düşünürken apartmanlar arasında bağrış ve yaşayanlar. Ara sıra sorular yokluyor onları: çağrışlı kahkaha sesleri yankılandı. Kar altın- “İnsanlar mı, insansızlık mı kötü? Ağzımda da mağara ağzı gibi görünen çıkmaz sokaklara kimsenin duymadığı, duysa da umursamaya- diktim gözlerimi. Oyun oynayan kadın sesleri cağı, kanatlı boğa heykeli biçiminde bir çığ- geliyordu. Çılgın, neşeli, kahkahalı, birbirini lıkla, çıkış olabilecek yeri arıyorum.” ebeleyen kadınların çocuksu sesleri.” DENİZ YILMAZ Sonra düşünceler geliyor, derin ve ucu bu- Bira bahçelerinde yükselen rezidansların cağı olmayan; adeta varlığını sorgulayanlar- etrafında sürüp giden, daha doğrusu düşe kal- “Bir şeye geç kalmışım da o gecikmeyi, neye la yüzleşiyoruz: “İnsanlardan kaçıp kalaba- ka devam eden yaşamı da işçilerin dertleri- geç kaldığımı anlamak için, gölgemin yanında lığa gizleniyorum. Bir kaleydoskop içine yer- ni de dağılan eşyaları ve uzaklardan seslenen heykelleşerek gidereceğimi sanıyorum.” Kitaptan... leşmiş başka zamanların aynasıyla bulanıyor fotoğrafları da gözlemliyor bu anlatıcılar. ehrin, daha doğrusu İstanbul’un yazarı Murat Yalçın. bakışım. Varlığım başka birilerinin başka za- Düş ve gerçek, rüya ve hakikat arasında İstanbul’da denk geldiği ve şehre dair kurguladığı an- manlarda başka yerlerdeki varlığına dönüşü- salınmaya benziyor bu durumlar. Bir de hayaller Ş ları öyküleştiriyor. Karşılaştığı kişileri metinlerine ka- yor. Özüm nesneleşiyor. Her şey olabilirim. var elbette: “Parmaklarımı lise yıllarında tıyor, öykü kahramanlarını yaşama gönderiyor. Bakıyor, gö- Bir şey olmak dışında her şey.” kaptırdım yazı makinesine. İstanbul’da üniversite rüyor, görmemizi istiyor. Yalçın, şehirde geziniyor; değişi- Şehir, insanların üzerine gelirken onlar da öğrencisi olarak ömrüm geçsin istiyordum o mi, dönüşümü ve genellikle iyiye gitmeyen farklılaşmaları şehrin dikine gidiyor; “hiçken her şey olanlar”, her şey gibi zamanlar. Hiç yetişkin olmayayım, hayata atılmayayım, hep kurmacanın içine yerleştiriyor. görünürken bir hiç olduğu anlaşılanlar kim kime dum duma genç, hep yazı tutkunu kalayım. Ne okuyacağımın önemi yoktu.” Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan kitabı Dalga yaşayıp gidiyor. Evler yıkılıyor, evler yapılıyor, insanlar Geçmiş zamanda, uykularda bugünün gerçeklerinde ve Boyu da böyle öykülerden oluşuyor: Anlatıcılar, onların kar- gidiyor, insanlar yapılıyor. gündüz düşlerinde gezinen; şehrin altını üstüne getirirken şılaştıkları, koptukları ve bir araya geldikleri şehrin sokakla- Şehirdeki insanlara, geçmişte kalan ve yaşayan yapılara, içine çekilen ve dışa dönen karakterlerle buluşturuyor Murat rında, caddelerinde ve mekânlarında çıkıyor karşımıza. Ya- hatıralara ve akıp giden zamana dair hikâyeler anlatıyor Yalçın. Hepsi düşünüyor, dalgalanıyor, duruluyor, kimi zar da onlar da bize hikâyeler anlatıyor. Yalçın. Daha doğrusu yaşamdan çekip çıkardıklarını zaman hayata karışıyor kimi zaman kıyıda duruyor. Bazen kurmacayla bütünlüyor. Bazen hurdaya dönmüş bir de köpürüyor kendine ve etrafına: ÇOK KONUŞANLAR VE ÇOK SUSANLAR nesnenin ve yapının önüne getiriyor bizi bazen de zamana “Dünya utancıyla kara iplere dolandın... Uğradığın cezala- Dalga Boyu’nda gerçekler, rüyalar, acılar, sevinçler, silin- direnmeye uğraşanların karşısına. Kimi anlarda çok rın ağırlığıyla yerin dibine geçtin… Soyluları arasına girmeyi meye yüz tutan ve hep canlı kalan hatıralar var. konuşanlarla kimisinde ise çok susanlarla yüzleşiyoruz. umduğun kuruntular ve saplantılarla dolu hayaletler ülkesi- Geçmiş ve şimdiki zamanın buluşması, yaşam ve ölüm nin biricik soytarısı oldun... Ağzın, balçıklı bir çukurdu, için- var. Geç kalanlar ve geciktiğinin farkında olmayanlar da ‘DÜNYA UTANCIYLA KARA İPLERE DOLANDIN…’ var. yıkımlar ve yeniden yapılanlar da… Dalga Boyu’nun anlatıcıları şehrin sokaklarında, cadde ve de dilin döndükçe foyan meydana çıktı... Öte dünya vinyetle- ri kurmaktan vazgeç de bu vartayı atlat artık!” “Kıyıcı zaman”dan bahsediyor Murat Yalçın, daha doğrusu mahallelerinde gezerken keskin birer gözlemci haline geli- hepimizin onun tam ortasında olduğumuzdan. İnsanların, bi- yor. Dünü ve bugünü karşılaştırıyor: Dalga Boyu’nda biraz kendimizle biraz da bize hiç benze- naların, şehrin ve yaşamların ona dayanamayışından söz edi- “Burası, geceleri istihareye yatıp gündüzleri istiareli ko- mezlerle yüzleşiyoruz. Yaşamdaki ve şehirdeki gibi... n 6 20 Mart 2025 MEHMET ERTE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle