Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kırılgan duyarlıkların öykücüsü:
Füruzan!
YAZMAK, ONUN İÇİN BİR İNSANLIK DURUMLARI
BAKIŞ EDİNME YOLU / Füruzan’ın, anlatı dünyasının ilk
YOLCULUĞUDUR!
dönemini içeren Parasız Yatılı / Ku-
Füruzan anlatıcılığı başlı başına bir şatma / Benim Sinemalarım öykü-
“edebiyat olgusu”dur. Bunu hem dö- ler birikimi hem tema çeşitliliği hem
neminin özellikleri hem de öyküleriy- de toplumsal çevre / ortam içindeki
le kurduğu dünyalarda getirdiği ba- insan / lık durumlarını göstermesi
kış, duygu, insani gerçeklik açısın- açısından bir zenginlik taşır.
dan değerlendirdiğimizde gözleriz. Öne çıkan öykülerinde (“Taşra-
Öyle ki o “olgu”, bir biçimde “olay”
lı”, Su Ustası Miraç”, “Edirne’nin
olarak karşılanmıştı ilk kitabı Para- Köprüleri”, “Haraç”, “Ah… Güzel
sız Yatılı yayımlandığında. (*) İstanbul”, “Gül Mevsimidir”, “Benim
Füruzan’ın öykü evrenine açılan
Sinemalarım”, “Seyyid”, “Bir Evin
birçok kapı vardır. Bunu adım adım
Dıştan Görüşünü”) hem duygu yo-
bize sunar. Her okuyuşta öncüllerinin ğunluğu hem de insani gerçekliğin
sesini / tanısını hissedersiniz. Ama
boyutlandığı durumları anlatması
o kendi sesinin rengiyle var olmak
açısından en başarılı öyküleridir.
için yazdığının bilincinde bir anlatı- Onun belleklerde iz bırakan,
cıdır. Bunu yetişme biçimine, ilgi ve
anlatıcı yanını öne çıkaran özel-
meraklarına bağlar biraz ad:
likleri bu öykülerinde bulabiliriz.
“Ben, sanatların tümüyle çok kü-
Başlıca izleklerine baktığımızda
çük yaşlarda ilgilendim. Onları gi- şunlar gözlenir:
derek sevdim. Bir çocuğun ilgilen-
“Savrulmalar. Göçmenlik. Haya-
mesi, sevgiyle olabilir ancak. Bel-
ta tutunma savaşımı. Geçmişi öz-
li bir bilinçten geçirilmiş olarak değil. Müzikle, oku- dünyasından, ötelerden yaşanmışlıkların / burukluk-
leyiş. Burukluk. Bırakılmışlık. Yetinerek yaşamak. Bir
mayla, resimle… Sinemayı zaten bütün çocuklar se-
ların izlerini taşır bize. Bu anlamda Parasız Yatılı, Fü- yere bağlanma. Aşk>tutku>sürükleniş. Çocukluk düş-
ver. Bu düşüncemi arasız dile getiririm. Benim ço-
ruzan öyküsünün ilk adasıdır. “İçeriye küçük kız gir- leri. Anne-kız ilişkisi”.
cukluğumu zenginleştiren dikkatler, eğilimlerdi bun-
di. Eğri bacakları vardı. Yüzünde kapıyı açtığında olan
İNSANIN ‘ÖTEKİ YÜZÜ’
lar. Daha sonraki yıllarda da onların tümünü kapsa-
gülüş duruyordu. Konuşunca hiç değişmiyordu gülü-
“Ah Güzel İstanbul”un Sarı Kâmil’i ile Cevahir’in öy-
yan en azından genel bilgilerimin olmasına çalıştım.
şü. Çok şaşırtıcıydı bu.” (“Taşralı”, s. 32)
küsündeki burukluk… O uzun yol şoförünün dünyası-
Bir konu için akıl yürütmem gerekiyorsa, onları öğ-
O “küçük kız”, neredeyse Füruzan öyküsünün le-
nı anlatma ustalığı benzersizdir. Öyle ki Füruzan’ı in-
renmek istedim hep.” (**)
itmotividir. Onun burukluğu / yalnızlığı / bırakılmışlı-
sanın “öteki yüzü”nü göstermedeki sezgiselliğini de
ğından süzülen bir dünyayı anlatır bize. Anlatıcılığın-
FÜRUZAN ÖYKÜSÜNÜN İLK ADASI:
Cevahir’in gerçekliğini yansıtışında gözleriz. Adeta
daki duygu tınısı, gerçeklik bakışı Kuşatma (1972) ve
PARASIZ YATILI! insanın ruhunun tersyüz edilişidir bu da:
Benim Sinemalarım’daki (1973) öykülerine de yansır.
Yazmak, onun için bir bakış edinme yolu / yol-
“Cevahir, Sarı Kâmil’in yola çıktığının onuncu gü-
Onun ayrıntı ustası olduğunu hatırlatarak kitaba adını
culuğudur. İnsana gitmek, insana bakmak, gözle- nü öğle üstü son yaz günlerinin gürleştiği sardunya
veren öykünün açılış cümlelerine göz atalım dilerseniz:
mek, onun öyküsünü yazmak… Sait Faik’in, Orhan saksılarından yabanıl otları ayıklıyordu bir yaban na-
“Alçak, tekdüze sıralanmış eski evlerin üstünde gü-
Kemal’in “küçük insan”ı onda başka bir boyutta an-
nesini parmakları ezip kokladı. Epeydir yüreğine yer
neş yükseliyordu. Aralıklarda iri taşlarla süren yokuş-
lam kazanır. “Sabah Eskimişliğin” (1967), “Özgür- etmeye başlayan bunaltının bu kokuyla daha belir-
ların iç içeliği hâlâ puslu, ışıksızdı. Yağmur oluklarının
lük Atları” (1967), “Münip Bey’in Günlüğü” (1968, gin, daha acımasız ortaya çıktığını duydu.” (s. 127)
“Taşralı” (1968) [Parasız Yatılı] açılış öyküleri olarak çatı uçlarındaki dönemeçlerine toplanan kuşların gün
Süren ve sürüklenen bir duygunun anlatımında
okunduğunda bu izleri gözleriz. aydınlandıkça ötüşleri çoğalıyor, sivri, kesintisiz yayı- insan ruhunun sanrılı yanlarını buluruz. Füruzan’ın
Anlatıcı, gözleyen / anlayan ya da yaşayandır. Kendi lıyordu mahalleye…” (Benim Sinemalarım) ustalıklı gözlemleri, sezgisel bakışı öyküyü >>
4 29 Şubat 2024
LÜTFİ ÖZGÜNAYDIN