05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sâdık Hidâyet’i bugün bize okutan Sâdık Hidâyet, odaklandığı, hikâyesini anlattığı kişide zamanının ruhunu ve herkesi karşıtlarıyla gösterir. Her şeyi tapınca dönüştüren bir halkın karakteristik özelliklerini onun anlatılarında buluruz: Yalan, ikiyüzlülük, ihanet, pragmatizm, makyevelist anlayış, uyuşukluk, düzen tutkusu, muktedire boyun eğme, yalakalık, budalalık, yaranmak, öfke, isyancı ruh… 1903-1951 yılları arasında yaşayan Sâdık Hidâyet, İran’ın dipdalgasını hissettirir tüm anlatılarında. İşte bu noktada Kör Baykuş’u (1936) ayrıcalıklı kılan, varoluş sanrısındaki bir insanın hayata tutunamama öyküsünü anlatmasıdır. Hırpalanan insan… Duyguda, düşüncede, yaşamda… Ve bunun getirdiği sonuçlar… Bunların her biri de sorgusundadır, Hidâyet’in. Ruh ürküntüleri… Doğu-Batı arasındaki ikilem ister istemez bu gerçekliği taşır onun anlatı dünyasına. “Kenaradam” tanımı ona yakıştırılan en doğru benzetmedir belki de! Kör Baykuş’ta anlatılan da işte böyle birisidir. GÜVENSİZ, TEDİRGİN İNSANI ANLATIR. suzluğun romanı / anlatısı dersek Kör ZAMANININ RUHUNU GÖSTERİR! Baykuş’a; bunu evetleyebiliriz sanki! Kör Baykuş’u (*) bir anlatı olarak nereye taşımalı? Doğu’da “modern” olma, Batı’da Do- Yani roman mı, romans mı? ğulu kalmak… Derin bir yabancılaş- Her şeyden önce Sâdık Hidâyet bir hikâye anlatıcı- ma, “öteki”leşmedir aslında. İşte asıl sıdır. Ve bir anlatıcı olarak her anlatısının odak nokta- orada başlayan kopuş ve ikilik… Ken- sına kendini yerleştirir. Yani anlatıcının bakışı / yorumu di olamama hali / durumu… Yer yer yaşamsal izleklerin derlenip anlatılması başat öğedir. Dostoyevski’nin “yeraltı” kahramanını Kendine güvensiz, tedirgin insanı anlatır. Onu kuşa- çağrıştıran bir gerçeklik… tan dünyanın dilini kurar. Her durumda yaşanan sıkıntı, Doğrusu bir “durum” öykücüsü / an- korku, ikiyüzlülük neredeyse anlatılarının leitmotividir. latıcısıdır Hidâyet. Yer yer açık gerçekçi, Ötedeki toplumsal hayatın izlerini de işte buradaki saydam anlatıcı ama kimi yerde de bula- yansımalardan izler, tanır, anlarız. nıktır zihni. Bu da anlatısının düş / düşün- Hidâyet, ele aldığı insani durumu anlatırken o arka ce / duygu dokusuna yansır ister istemez. planı asla ihmal etmez. Orada yansıtıcıdır yalnızca. Gö- Kendini olduramayan bir Doğu anlatı- ren, gözleyen ve içselleştirerek yansıtan… cısı.. İçine doğduğu ortam, yaşamda var Sâdık Hidâyet, odaklandığı, hikâyesini anlattığı kişi- olmaya çalıştığı zaman karmaşık bir çağ- de zamanının ruhunu ve herkesi gösterir. Her şeyi ta- dır. Üstelik ülkesi de kaotik bir dönem- pınca dönüştüren bir halkın karakteristik özelliklerini den geçmektedir. Ülkedeki geçiş dönemi (1921-1941), yani onun anlatılarında buluruz: Yalan, ikiyüzlülük, ihanet, pragmatizm, makyevelist Rıza Şah’ın iktidarı ve sonrasında da oğul Rıza Pehlevi’nin genç yaşta (22) iktidarı ele anlayış, uyuşukluk, düzen tutkusu, muktedire boyun eğ- me, yalakalık, budalalık, yaranmak, öfke, isyancı ruh… alması… İngiltere ve SSCB’nin İkinci Dünya Savaşı’nda İran’ı işgaliyle Rıza Şah’a yapı- Tüm bunları karşıtlarıyla anlatır bize. 1903-1951 yılları arasında yaşayan Sâdık Hidâyet, lan baskı sonucu sörgüne gitmesi, Muham- med Rıza’nın iktidara taşınması (1941)… İran’ın dipdalgasını hissettirir bize tüm anlatılarında. latılarında bir biçimde buluruz. 1950-51’de ağabeyi- İşte bu noktada Kör Baykuş’u (1936) ayrıcalıklı kılan, si başbakan yardımcısıdır. Başbakan ise kayınbirade- SUSKUN MUHALİF! varoluş sanrısındaki bir insanın hayata tutunamama ridir. Nüfuzlu, eğitimli bir aile. Ülke yönetiminde söz Bundan on yıl sonra başbakan olan Musaddık’la İran’da, öyküsünü anlatmasıdır. sahibi. Ama kendisi tüm bunlardan uzak durmuş biri. kısa da sürse, başlayan yeni dönem… “Suskun muhalif” de denebilir. DOĞU-BATI ARASINDA KALMIŞ Musaddık, Lozan Üniversitesi’nde hukuk okur, 1914’te AYDININ TRAJEDİSİNİ YANSITIR! İran’a döner. Rıza Han döneminde maliye ve dışişleri ANLATISININ ÇOK YÖNLÜ YAPISI İnsanın aydınlık / karanlık yanlarına bakan biridir. İki- bakanlığı yapar. 1944’te onun Meclis’te görürüz. Bas- VE ‘KÖR BAYKUŞ’! lem içindedir hep. Bu da Doğu-Batı arasında sıkışıp kal- kı dönemindeki muhalefetin oluşturduğu Ulusal Cephe Dış dünya gerçekliğiyle insan ruhunun içte olan mış “aydın”ın trajedisini yansıtır bir bakıma da. onu iktidara taşır. Bu inişli çıkışlı karmaşık süreç, Şah’ın sanrısını anlatması, hayata / ülkesine dair yaşattı- “Uyumsuz insan” diyebilir miyiz onun, dolayısıy- baskıcı rejimi aydınlar üzerinde bir kıskaç oluşturur. ğı ülkünün onu hayal kırıklığına uğratması, “ben” ile la romanının kahramanına? Huzursuzluğun, uyum- İşte tüm bu sürecin yansılarını Sâdık Hidâyet’in an- “öteki”ler arasında gördüğü / yaşadığı / his- settiği uçurum… Hidâyet’in anlatısının çok- yönlü yapısını böyle açıklayabiliriz. Buradan bakınca Kör Baykuş, hem bu özel- likleri içermesi hem de düşsel-gerçekçi ya- nıyla anlatısının tipik örneğidir. Buradaki söy- lemi ironiktir. Doğu mizahında başat öğe olarak öne çı- kan “hiciv” ise eleştirel tutumunu serimle- yen bir aynadır aslında. Bunun yansıması gö- zünüzü aldığında siz de oradakilere bakarak sorgulamalara yönelirsiniz. Bir tür sunduğu “açık bilinç”tir, Hidâyet’in. Şöyle de diyebiliriz: Gerçek>gerçekdışı / üstü öyküler kurar, anlatır Sâdık Hidâyet.>> 6 8 Haziran 2023
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle