Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cemal Süreya şiir yazmanın genç “Şair, bütün şiir ötesi deneyimlerin
yaşlarda başladığını ama şair olmanın yanı sıra şiirin deneyimini de sürekli
bilimlere, sanatlara, tarihe, siyasaya, olarak yaşamalı, dili bir süreden beri
Şiir dili...
felsefeye, geleneklere, göreneklere, şair olarak kavrama durumunda
hayata yönelik konuları iyi kavramaya bağlı olduğunu olmalıdır. Yoksa yazdıkları şiir değil, yalnızca şiir
söyler. Şiir heveslisi gençler, onun şu uyarısını okurlarsa biçimleri olacak; buluşları, imgeler halinde değil, terimler
şiir okyanusunda boşa kürek çekmezler: halinde kalacaktır.”
ŞİİR SANATTIR yansıtıcısı oldu. 19. yüzyılda ise Ziya Paşa, Na- hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine,/ bu hasret
Şiir resim, müzik gibi, temeli yaratıcılığa daya- mık Kemal gibi şairler toplumsal geçeklerin ışı- bizim...“ (Kurtuluş Savaşı Destanı)
nan güzel sanatların bir dalıdır. Şiirin kendine öz- ğında insanı uyarma yolunu seçti. Onların ardın- Cahit Sıtkı Tarancı aynaya bakıp kendi portresi-
gü sesi vardır, yerini bulan özgün betimlemele- dan Mehmet Akif Ersoy, ulusal marşla aydınlatıcı ni çiziyor: “Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?/ Be-
riyle de rengini dışa vurur. Cemal Süreya’nın “şiir görevini yerine getirdi. nim mi Allahım bu çizgili yüz?/ Ya gözler altında-
ötesi” diye kullandığı “buluşlar, imgeler” kavramı- Bu tür şiirler yayılırken Pir Sultan Abdal’lar, ki mor halkalar?/ Neden böyle düşman görünürsü-
nı bu anlamda yorumluyorum. Karacaoğlan’lar, yalın, duru dilleriyle daha çok da nüz,/ Yıllar yılı dost bildiğim aynalar.” (Otuz Beş Yaş)
Oğuzların destanı sayılan, ancak 15. yüzyılda kentlerin dışındaki kesimlere seslenmiştir. Âşık Şimdi de karşımızda sevda bakışlı Orhan Ve-
yazıya geçirilen Dede Korkut anlatılarının sonu- Veysel ise o hava içinde ülkeyi bir baştan bir ba- li Kanık: “Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;/ Enta-
ca bağlandığı bölümlerinde şiiri çağrıştıran yerler şa dolaşarak o bölge insanlarına onların kolayca risi sıyrılmış, hafiften;/ Kolunu kaldırmış, koltuğu
vardır. Şu örneklerde olduğu gibi: anlayacağı şiirler sundu. görünüyor;/ Bir eliyle de göğsünü tutmuş./ İçin-
“Nerde dediğim o bey erenler?/ Dünya benim 20. yüzyılda “Halk şiiri, Divan şiiri” tartışmaları- de kötülüğü yok,/ biliyorum; Yok, benim de yok
diyenler/ Onlar da bu dünyadan geldi geçti./ nı geride kaldı, onun yerini “Cumhuriyet şiiri” al- ama.../Olmaz ki!/ Böyle de yatılmaz ki!” (Bütün Şi-
Kervan gibi kondu göçtü./ Onları da ecel aldı, dı. Giderek “Garip”, “İkinci Yeni” diye adlandırı- irleri)
yer gizledi./ Gelip geçici dünya yerinde kaldı...” lan kümeleşmeler olmuşsa da şairler kendi yara- Cahit Külebi’nin, dilinde Anadolu rüzgârları
(Dede Korkut’tan Öyküler) tıcı dünyaları içinde değerlendirilmiştir. eser: “Orda, derenin içinde/İki üç akça kavak./
O nedenle bugün Garip kavramı çoktan unutul- Tekerler döner, başım döner,/ Kavaklar yeşeriyor,
ŞİİRSEL GELİŞİM du ama Orhan Veli Kanık, okullarda bile “Çocuk dön geri bak.” (Bütün Şiirleri)
14. yüzyılın sonlarıyla 15. yüzyılın başlarında gönlüm kaygılardan azade/ Yüzlerde nur, ekin- Behçet Necatigil, doğayla kurdu şiirinin ayarı-
yaşayan Yunus Emre felsefesini toplumun bey- lerde bereket/ At üstünde mor kâküllü şehzade/ nı, doğanın sesiyle uyudu, onunla uyandı: “Tam
nine şiirleriyle işledi: “Beni bende demen ben- alaylarla kaf dağına hareket” dizeleriyle hep ara- otların sarardığı zamanlar,/ Yere yüzükoyun uza-
de değilim/ Bir ben vardır bende benden içerü l mızdadır. nıyorum / Toprakta bir telaş, bir telaş/ Karıcalar
Süleyman kuş dilim bilür demişler/ Süleyman var ötedenberi dostum l Tabiatla haşir neşir/ Kırlar-
ŞAİRLERDEN DİZELER
Süleyman’dan içerü” da geçen ikindi vakti./ Sakin, dinlenmiş, rahat/Bir
Yalnız bizde değil öbür ülkelerde de şiir yazan-
Bu lirik havayı bir de 15. yüzyılda yaşayan Di- gün daha bitti.” (Sevgilerde)
ların değil, şiiri kendi işlek diliyle yaratan şairlerin
van şairi Fuzuli’nin gazellerinde görüyoruz: “Aşk Cemal Süreya sevdayla açtı gözünü, genç de-
bulunmasıdır önemli olan.
derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabip/ Kılma der- necek yaşlarda sevdayla kapadı: “Şimdi sen kal-
İlk sırayı, “Vasiyet” şiirinde “Yoldaşlar,/
man kim helakim derdi-i dermanındadır” (Aşk kıp gidiyorsun. Git./ Gözlerin durur mu onlar gidi-
ölürsem o günden önce yani,/ öylece de görünü-
dertse, o dertten hoşnutum, / Bana ilaç verme yorlar. Gitsinler./ Oysa ben senin gözlerinsiz ede-
yor/ Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni/
doktor, verirsen ölümüme yol açarsın.) meme bilirsin/ Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmış-
ve de uyarına gelirse/ tepemde bir çınar olursa/
17. yüzyılda Urfalı Nabi, gazellerinde insanı ger- tık/ Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onay-
taş maş da istemez hani” diyen Nâzım Hikmet’e
çekçi bir gözle eleştirir: “Çok da mağrur olma kim dı/ Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun öt-
vereyim:
meyhane-i ikbalde/ Biz hezaran mest-i mağrurun müştü./ Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti./
“Dört nala gelip Uzak Asya’dan/Akdeniz’e bir
humarın görmüşüz (Zafer sarhoşu olup büyüklen- Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz/
kısrak başı gibi uzanan/bu memleket, bizim. / Bi-
me, sabah olunca nicelerinin baş ağrısına tutul- Sanki hiç olmamıştı” (Sevda Sözleri)
lekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak/ ve
duğunu gördük...)” Dil okyanusunun sesini, rengini yansıtan şair, her
ipek bir halıya benziyen toprak,/ bu cehennem,
Daha sonra Nefi’yle, Nedim’le şiir, bir yandan çağda varlığını sürdürmüştür. Bugün de uzağımız-
bu cennet bizim. l Yaşamak bir ağaç gibi tek ve
lirik havalı coşkuların, bir bakıma da gerçeklerin da değil, her an aramızda, yanı başımızdadır...
n
‘MUZAFFER İLHAN ERDOST-AÇIKLAMALI BİBLİYOGRAFYASI’
ramızdan ayrılışının üçüncü yılında ülkemi- mından değerlendirildiği ve künyenin sonuna paran-
zin düşün ve yaşamına büyük katkıları anı- tez içinde yazının türü hakkında bilgilerin eklendiği
A sına saygıyla Muzaffer İlhan Erdost’un tüm
bibliyografyada, Erdost’un resim ve fotoğraf sergile-
yazılarının bibliyografyasını içeren ve Yerel Yönetim
rinin künyelerine de yer veriliyor.
Araştırma Yardım ve Eğitim Derneği (YAYED) ta-
Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’in öncülüğünde yü-
rafından yayımlanan Muzaffer İlhan Erdost-Açıkla-
rütülen ve Berivan Senva Yılmaz’ın hazırladığı çalış-
malı Bibliyografyası, Erdost’un yazılarının yer aldı-
maya Suları Erdost ve Nurten Çağlar Yakış da der-
ğı tüm süreli yayınların ve kitaplarının bir yıl boyun-
gilere ulaşma ve Erdost hakkındaki kaynaklara ulaş-
ca taraması yapılarak oluşturulmuş kaynak niteliğin-
ma konusunda destek verirken Vahap Erdoğdu bibli-
de bir çalışma. yografyayı inceleyecek olanlara, araştırmacılara yol
42 kitap ve 326 makalenin künyelerinin yer veril-
gösterecek söyleşisi ile katkıda bulunmuş.
n
diği çalışmada kitaplar künyeleriyle ilk basım tarih-
Kitabı edinmek için: Dağıtım Adresi: Ziya Gö-
lerine göre veriliyor ve her künyenin altına o künye- kalp Caddesi, 30/17, 06420 Çankaya/Ankara- Ad-
ye ait kitabın içeriği hakkında kısa bilgiler sunuluyor. res İsmi: Yerel Yönetim Araştırma Yardım ve Eğitim
Gazete ve dergi yazılarının her birinin içerik bakı- Derneği (YAYED) / yayedder@gmail.com.
11 Mayıs 2023
10