Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Haydi, basalım pedallara!
Yinelenip duran, renkleri bir yerlerde unutulmuş, farklı olandan arınık yaşamaların
yalnızlığı üzerine de düşünmeye çağıran yapıtıyla Hacer Kılcıoğlu, bir yandan da gündelik
yaşamımızda doğa-çevre-yaşam dostu bisikletle daha içten ve yakın bir ilişkinin altını çiziyor.
KOSOVA’YA GİDİYORUZ!
Y. BEKİR YURDAKUL
Oyunumuzun kahramanı, daha kitabın
adında merhaba diyor bize. Bu keyifli, neşeli,
aybolduğumuzu anladığımız-
kendimizi yer yer endişelenmekten alama-
da, hava kararmaya başlamıştı.”
dığımız yolculuğu da bize o, Luna anlatıyor.
‘‘K Çocuk yazınımızın güçlü ka-
Babadan zorla ve bin bir tembihle kopar-
lemi Hacer Kılcıoğlu’nun yeni yapıtı Bas
dığı izinle Luna, annesiyle birlikte Kosova’da
Pedala Luna (Günışığı Kitaplığı), bu tüm-
bir bisiklet turuna katılır. “Süslü Kadınlar Bi-
ceyle tutuyor elimizden; sonra da bir da-
siklet Turu”nun da katılımcısı olan annesi
ha bırakmıyor.
gibi, Luna da bir bisiklet tutkunudur. Arka-
Aslında salt okuru meraklandırıp öy-
daşları Yiğit, İpek ve Atakan’la “Uçan Kuş-
kın bir ilişkinin / dostluğun altını çiziyor.
künün içine yuvarlamak için yazılmış bir
lar” bisiklet grubunu da kuran odur.
Bu kadar mı? Değil elbette. Doğası, yaşama kül-
tümce değil bu. Evet, bir kayboluş öykü-
Kosova’da, Prizren’den başlayıp
türü, insanlarıyla farklı ülkeleri görme, tanıma heves
sü çıkıyor karşımıza. Hem de evden epey
Priştine’de tamamlanması tasarlanan
ve heyecanınızı bütün yoğunluk ve yorgunluklarınızın
uzakta, hem de bambaşka bir ülkede...
uzun tur sırasında anne kız, bir ara grup-
önüne, ilk sıraya alırken yeni yerlerin yanı sıra kendi-
Ne ki altı çizilen asıl “kayboluşlar”, siz öy-
tan ayrılırlar. Kaybolduklarını fark ettiklerindeyse ha-
nizi de keşfetmenin içtenlikle gülümseyen bir çağrısı
künün akışında kaybolduğunuzda metnin arayüzün-
va kararmaya yüz tutmuştur. Geceyi geçirecek bir
olarak da katılacaksınız Luna’nın yolculuğuna...
de fısır fısır fısıldaşıyorlar...
yer bakmak için annesinin bir ağaç altında bir başına
Yusuf Tansu Özel’in, az görünse de öyküye fark-
Gündelik yorgunluklara teslim olup yaşamı unut-
bıraktığı Luna’nın o süreçte yaşadığı iç yolculuk as-
lı bir tat katan desenleriyle bezeli yapıtı okuyup bi-
malarımız, önyargılar arasında sıkışıp kalmalarımız,
lında hepimizin o büyük hapishanelerinden anlar, iz-
tirdiğinizde bir şey daha yapacaksınız: Henüz yoksa
güven duygusunun yerini hoyratça alan
ler, korkular, kederler taşıyor.
bir bisiklet edinmeye, varsa günlük yaşamınızda ona
kuşku ve korkularımız, nerede bıraktığımızı anımsa-
Yinelenip duran / tekdüze, renkleri bir yerlerde
daha çok yer açmaya bakacaksınız.
n
madığımız ya da hiç olmadığını sandığımız cesareti- unutulmuş, başka / farklı olandan arınık yaşamala-
miz, farklıyı / başka olanı yargılama / dışarıda bırak-
rın yalnızlığı üzerine de düşünmeye çağıran yapıtıyla Bas Pedala Luna / Hacer Kılcıoğlu /
ma kolaylığımız, doğanın / kırsal yaşamın uzağına Hacer Kılcıoğlu, bir yandan da gündelik yaşamımızda
Resimleyen: Yusuf Tansu Özel / Günışığı Kitaplığı
düşen tutsaklığımız... doğa-çevre-yaşam dostu bisikletle daha içten ve ya- / 160 s. / 10+ / 2023.
En güzeli, kendi ışığımız!
Göknur Birincioğlu; Alpler’den Karadeniz’e uzanan yedi büyük dokunuş sunuyor okuruna. Mete Kaplan
Eker’in benzersiz desenleriyle çoğalan anlatıların her birini; ince ince örülmüş, ince elenip sık dokunmuş,
yılların süzgecinden geçmiş masallar olarak okudum.
bın armağan ettiği yedi öyküden her bi- reğinde çoğalttığı, paylaşmak istediği müz yolları baş-
Y. BEKİR YURDAKUL
rini okudukça çoğaldı; benim için bir iç varsıllık hep aynı kalıyor. tan anımsamak,
sevince, neşeli bir yolculuğa dönüştü. Çünkü renklerin, desenlerin, ışığın, olmadı yeniden
aşı ne denli büyüse de ha-
doğanın, yaşamın sunduğu armağan-
düşmek yolla-
len biraz çocuk.” Mete
HER ŞEY İÇİMİZDE SAKLI
ların farkına varmadığımız anlar, gün-
ra... Kendisini
‘‘Y Kaplan Eker’in benzersiz
Göknur Birincioğlu; İsviçre’den,
ler az değildir. Aklımızı uzak bir yerle-
tanıtırken söze,
deseni, fonda mavinin yumuşak, za-
Alpler’den Karadeniz’e uzanan ye-
re takıp yanı başımızdakileri ıskaladı-
rif tonları, yeryüzünden, gökyüzünden “Gelinciklere hayranım, kırılgan görünüş-
di büyük dokunuş sunuyor okuruna.
ğımız da çok olmuştur.
bir kucak gülümseme... Bu çekiciliğin lerinin ardındaki güçlü kökleri bana hep
Onların her birini, ince elenip sık do-
Yol; önümüzde sessizce serilip
içinde bir büyücü: Kaleydoskop.
umut verir” diye başlayan Göknur Birin-
kunmuş, yılların süzgecinden geçmiş
adımlarımızı beklerken yol aramaları-
Genellikle kitapların kapağında da
cioğlu, böylece kaleydoskobunda ne-
masallar olarak okudum.
mız; bir bungunluğun içinde kıvranıp
oyalanırım. Nereden sesleniyor bana,
ler göreceğimizin ipuçlarını da veriyor.
7 masalda, onun verdiği isimle
kalmalarımız da öyle... Sahip oldukla-
ne vaat ediyor, nasıl tasarlanmış? Ki-
Kaleydoskobumdaki Öyküler’in her
“öykü”de; 7 farklı dünya, 7 farklı yol-
rımızı bir yerlerde unutmak ya da hiç
mi zaman uzar bu oyalanma. Kaley-
birinde kaleydoskobunu sanki yeni-
culuk anlatıyor olsa da bana sorarsa-
fark etmemek...
doskobumdaki Öyküler’i (Final Kül-
den donatıyor, renklendiriyor, bam-
nız her biri yaşamı anlama ve anlam-
Siz bu sıraladıklarıma kolayca başka-
tür Sanat Yayınları) okumaya durdu-
başka bir boyuta taşıyor. Ve uzatıyor
landırma isteğinin bir yansıması ola-
larını ekleyebilirsiniz. İşte, bütün bun-
ğumda da böyle oldu. Çok sevdiğim
hepimize.
n
rak çıkıyor karşımıza. Tıpkı bir kaley-
mavinin sıcak seslenişiyle birlikte çi- lar üzerine yeniden düşünmek, baktı-
doskobun konuşması, seslenişi gibi. Kaleydoskobumdaki Öyküler /
çek dürbünü olarak da bildiğim kaley- ğımız yerlere bambaşka bir gözle ye-
Kaleydoskobunu her çevirişinde niden bakmak, hedeften önce yolcu- Göknur Birincioğlu / Resimleyen:
doskobun vaat ettiği o büyük varsıllık
karşıladı beni. renkler, desenler, ışık oyunları farklı- luğun ve yolun kıymetini keşfetmek... Mete Kaplan Eker / Final Kültür Sa-
Kapağın sesindeki bu sıcaklık, kita- laşsa da isteği, derdi, beklentisi, yü- Dahası belki de bütün o yürüdüğü- nat Yayınları / 80 s. / 9+ / 2022.
12
16 Mart 2023