Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
gezinir. Dili daha yumuşak, dertleşmeye meyilli bir hal rak gerçekleştirmeye çalışır. Karşı devrim hareketlerinin en Enzensberger, hem çocuklar hem de büyükler için ma-
almıştır. İçinde birikenleri paylaşır hale gelmiştir öfkesini yankı uyandıranı, Castro yönetimine karşı, Nisan 1961’de tematikten korkmamak gerektiğini anlatmaya çalışıyor
dizginlemeyi başararak. CIA’nın organize ettiği Domuzlar Körfezi çıkarmasıdır.
Sayı Şeytanı’yla (Çeviren: İlknur Özdemir / Can Yayınla-
“Gündelik hayattaki şiirsel olanakların peşine düşmesi, “Bu hikâye Brinan’ın hiçbir şey bilmediğini, ama her şeyi
rı / 1999). Korkmak bir yana sayıları, matematiği sevdir-
kişisel deneylerle toplumsal eylemleri bir arada işleyebil- anladığını anlatır, buna karşı Poincaré her şeyi bilir ama
meye de çalışıyor. Çocuk kahramanı Robert, matematik-
mesi şiirsel anlamı daha da yoğunlaştırmıştır.” hiçbir şey anlamaz. Sizin bir yığın bilginiz olabilir, ama siz
ten korkar. 12 gece sonunda Sayı Şeytanı sayesinde ma-
Ayrıca Enzensberger’in “siyasal düşünceleri” de kita- hiçbir şeyden hiçbir şey anlamıyorsunuz.”
tematik korkusunu yener Robert, öyle ki çok da sever.
bın gövdesinde yer alır. Şiirin dünyayı değiştiremeyeceği Anarşinin Kısa Yazı (Çeviren: Mehmet Aşçı / Ayrın-
Kâbus tatlı bir rüyaya dönüşür sonunda.
gerçeği de ortaya konur. Diklenen söylemin yerine “kuş- tı Yayınları) romanın konusu şöyle: “Anarşistler İspan-
Bir tek Avrupa’nın var olup olmadığını Ah Avrupa’da
kucu” tavır öne çıkar. Doğa ise insana örnek olur. “İdil” ya İç Savaşı sırasında ütopyalarını gerçekleştirmeyi de-
(1987), İngiltere, Fransa ve Almanya dışındaki Avrupa’yla
özellikle göze çarpar. Körler Alfabesi, çok çarpıcı ve ay- neme fırsatı” bulurlar. “Otoritesiz, devletsiz, mülkiyetsiz
bu ülkelerin temsil ettiği öteki Avrupa’yı ele alıp sorgular
rıntılı kültürel verilerle oluşmuş bir yapıttır. Şair, bilgedir komünler kurup” parayı kaldırırlar.
Enzensberger. Avrupa’nın bir bütün olmadığı ortaya ko-
burada, her şeyi bilen bir bilge! “Belediyelerin, mahkemelerin, tapu dairelerinin evrak-
nurken, İtalya, Macaristan, Portekiz, Polonya, Norveç, İs-
Enzensberger, Amerika, Meksika, Norveç, İtalya, sonra larını yakarlar. Ama gerek anarşist hareketin henüz yete-
veç, İspanya ve Almanya’da okuru bir yolculuğa çıkarır.
yine Amerika, Sovyetler Birliği ve Güney Amerika, Uzak- rince olgunlaşmaması, gerekse uluslararası faşist ve re-
“İsveç Sonbaharı”, “İtalya Taşkınlıkları”, “Macar
doğu ve Küba gezilerini gerçekleştirir. Türkiye’de bir süre el sosyalist hareketin iktidar kavramından bu denli uzak
Karmaşası”, “Portekiz Kuruntuları”, “Norveç’in Çağdı-
kalır. Almanya’nın önemli yayınevlerinden Suhrkamp’ta duran, özgürlükçü bir harekete tahammül edememesi yü-
şılığı”, “Polonya Rastlantıları”, “Kırık İspanyol Parça-
redaktör olur. Kursbuch dergisini yayımlamaya başlar. zünden başarısız” olurlar.
ları”, “Deniz Kıyısındaki Bohemya” bölümleriyle sürer
Enzensberger, Küba (1968-69) dönüşünden sonra orta- Enzensberger Anarşinin Kısa Yazı’nda, “anarşistlerin
bu politik, kültürel gezintiler.
ya koyduğu “Havana Savunması” oyunuyla bütün dün- efsanevi önderi Durruti’nin hayatı”ndan yola çıkar. “...bu
20. yüzyıldan 99 yazar / şair portresi Hayatta Kalma Sa-
mücadele içinde olanların tanıklıklarına, onların acılarına,
yada büyük yankı uyandırır. Ülkemizde de, 1971’de
natçıları (Çeviren: Tanıl Bora / İletişim Yayınları / 2018),
Dostlar Tiyatrosu tarafından pek çok kez sahnelenir. sevinçlerine, özlemlerine” başvurur. Bu haliyle “belgesel
kimi kahramanca, kimi farklı yollarla ayakta kalmış yazar
romanın doruğu” diye anılan bu roman, “benzerine dünya
Tiyatroya da uyarlanabilen belgesel çalışmanın konusu
ve şairlerin iç dünyalarını yansıtma. Aralarında Hamsun,
şöyle: “Domuzlar Körfezi çıkartmasına katılan karşı dev- tarihinde çok az rastlanan bir ‘karşı-tarih’ çalışması”nın
Gorki, Colette, Ezra Pound, İvo Andriç, Céline, Breton,
rimcilerin sınıfsal kökenleri, CIA tarafından nasıl satın tipik ve önemli bir örneğidir; “ölüme adanmış bir ağıttır”.
Brecht, Neruda, Baldwin, İsmail Kadare ve Orhan Veli’nin
alındıkları, karşı devrimin nasıl hazırlandığı, Küba hal- İç Savaş Manzaraları’na (Çeviren: Ersel Kayaoğlu / İle-
de yer aldığı portreler galerisi: Değeri yeterince bilinme-
kının bu komploya karşı devrimi nasıl yiğitçe savunduğu, tişim Yayınları / 1993) gelince; Enzensberger dünyada “çe-
yenler, şişirilmişler, komünistler, faşistler, renksizler, in-
karşı devrimcilerin halk mahkemesinde kendilerini kur- şitli biçimlerde kendini gösteren iç savaş hallerini” enine
zivaya çekilenler, tutarlılar, tutarsızlar...
tarma çabaları, duruşma tutanaklarına sadık kalınarak boyuna irdeliyor bu yapıtında. Bir “çözüm” de sunmayı
“Kavrarım, tutarım, anlarım, / fırsatı, fırsata, fırsatın, /
bir ibret tablosu halinde ortaya” konulur. deniyor. “Gerilla savaşları, etnik kırım, barbarlık, canilik,
sözcüklere döker, göze alırım, / şiire döker, değerlendirir,
Bağımsızlığına canları pahasına kavuşan ülkelerde, em- çatışma ve iç savaş halini” betimledikten sonra “karşıya
peryalizm devrimci yönetime karşı boş durmaz. Sürekli umutlu insanların direncini, dayanışmasını, sebatkârlığını üzerinde dururum, / hazır olduğum inancındayım, her şe-
komplolar kurar, uygular. Bunu da yerli uşakları kullana- ve hayata bağlılığı koyuyor.” ye hazır.” (Özet)
n
ERICH FRIED (6 MAYIS 1921 / 22 KASIM 1988)
‘Yaşamdan şiire gittim’
İşte yine savaş: vahşet, ölüm, kin, Oldunuz şimdi onlar gibi // Daha
füze, yanıp yıkılan evler, patlayan fazla yaşadınız/ size vahşeti
bombalar, bombalanan hastaneler, yaşatanlardan/ İçinizde mi
ölen çocuklar, kadınlar; hiç bitmeyen yaşar şimdi/ vahşeti onların? //
ölüm korkusu... Erich Fried, yıllar “Çocuklarımızı çıkarın” / diye
önce yine İsrail’in Gazze’yi yok etme emrettiniz dövülenlere/ Çarıkları
harekâtına karşı duran bir Yahudi kumdan olanları/ günah keçisi gibi
ve bir şair olarak “Dinle İsrail” // çöllere, ölümün/ büyük camisine
demişti işaret parmağını sallayarak,
sürdünüz/ Ancak üstlenmediler/
protestolara katılarak, sesini yüklemek istediğiniz günahları
yükselterek: // Bombalarınız/ ve tanklarınızın
izinden/ daha kalıcıdır/ kumdaki
“Peşinize düştüklerinde o zamanlar/
çıplak ayak izleri” .
sizden biriydim/ Siz başkalarının
peşine düştüğünüzde/ nasıl sizden O gün de kimseyi dinlemedi İsrail,
olayım ben? // Özleminizdi,/ sizi bugün de dinlemiyor kendince kimi
katleden/ öteki halklar gibi olmak/ haklı nedenleri olsa da.
şam/ hiddettir/ ülkelerimizdeki haksızlığa // Suyun sıcaklığı/ lıştı çoğu/ Tanıklık edebilirim/ yaşadım // Ancak/ olanla-
GÜLTEKİN EMRE
yetmiyor/ Şaplatmalıyım da // Yeterli değil/ bağrında olması rı aktarmak değil/ düzeltmek isteyen/ değişik tarafların/ dü-
ağzımın/ Öpmeliyim de // Haksızlığa karşı hiddet/ yeterli de- zeltilmiş suretler/ sunmaları/ anlaşılır kolayca // Anladılar
SÜRÜM SÜRÜM SÜRGÜN
ğil/ Anlamalı özünü // ve de bir şey/ yapmalı buna karşı/ ki çünkü/ Gerçek/ gerçekten de kötüydü/ yitirecektim umudu-
Ömrü İngiltere’de, Londra’da sürgünde geçen Erich Fried
yaşam/ yaşam olsun ondan sonra” (Yaşam Nedir?) muzu/ yoksa” (Tarihin Melekleri)
(6 Mayıs 1921 / 22 Kasım 1988), Avrupa solunun çok iyi ta-
Erich Fried, İngiltere’de göçmenler için yardım grupla-
nıdığı bir şair olarak ünlenir şiirleri yayımlandıkça, toplantı-
BABASI, ANNEANNESİ TOPLAMA
rı oluşturur. Kendine şöyle bir söz verir onca acıyı görüp
larda, gösterilerde yürekli konuşmalarıyla, faşizme ve baskı-
KAMPINDA ÖLDÜRÜLÜR
yaşadıktan sonra, onca ölümün ardından:
cı yönetimlere karşı duruşuyla.
Avusturya’da da 1930’un başından başlayarak Nazilerin
“Almanların Viyana’ya girişi ve babamın öldürülme-
Yaşamı boyunca yazdıklarının tümünde barış, baskılara
Almanya’da hızla iktidara yürümesine paralel olarak Yahu-
sinden sonra eğer hayatta kalırsam babamın son yılların-
direnme, halkların hakkını koruma, özgürlük, adalet, insan
dilere karşı ırkçı saldırılar başlar. Kıyımlar, katliamlar, bas-
da isteyip de başaramadığını başarmaya karar verdim;
sevgisini hemen belli olur; hep bu konuları işler. “Anlaşıl-
kılar, tutuklanmalar... 1 Mart 1938’de de Avusturya, resmen
faşizme, ırkçılığa, baskı ve masum insanların sürgün edil-
maya/ çabaladım/ Anlattıklarım/ gerekçeleri/ ve amaçları/
Hitler tarafından işgal edilir. İşgalin hemen ardından Erich
mesine karşı bir yazar olmak.”
işitilsin diye belirgin olarak/ dinleyenlerce” (Buzda)
Fried, birkaç okul arkadaşıyla birlikte, bir direniş grubu
Sorularla açılıp gelişen düşünceler zinciri, çözüm üretme-
oluşturur. Sonra da Belçika üzerinden İngiltere’ye sığınır. DEVRİMCİ ŞAİR
ler şiirinin ana gövdesini oluşturur: “Yaşam/ küvetimdeki
Babası, çok sevdiği anneannesi toplama kampında öldürü- Olur da. Yazdığı onca şiir, makale, deneme, anı yazılarıy-
suyun/ sıcaklığıdır // Yaşam/ açık bağrındaki/ ağzım // Ya-
lür. “Doğru değil / tarihin/ yanlış yazıldığı/ Gerçekten/ yan- la bu yeminine sahip çıkar. Ve dünyaca tanınan etkili bir şair,
>>
10 23 Kasım 2023