Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MERHABA
Eskimeyen eski...
Bilim, sanat, düşünce, spor gibi alanlarda, ne dersiniz “eskimişlik” mi “aşılmışlık” mı söz konusudur?
Bu anlamda “aşılmış” buluş, yapıt, kuram, rekor vb. dendiğinde, olgu yerini, “eskimiş” olan teknik,
yöntem benzeri uygulayımlara bırakıp konu da kendiliğinden saydamlaşacaktır kuşkusuz.
eni yıl” sözcüğü- merkezli dolanımını sürdü-
nün havada uçuş-
ren genç yazarlardan biri de
‘‘Y tuğu, küçümsenen o. Son beş yıl içinde yayım-
essizliğin peşinde bir yazar!” baş-
“eski”ye burun kıvrılıp tepe- ladığı yapıtlar, onun, verim- lıklı yetkin bir incelemeyle İrlan-
den bakıldığı günlerden geçi- lemeye dönük kararlılığını ‘‘S dalı ölümsüz yazar Samuel Bec-
kett (13 Nisan 1906 / 22 Aralık 1989) ka-
yoruz. Geri sayış bir başladı, gösteriyor.
pağımızda. Beckett, ünlü yapıtı Godot’yu
aman Allah, hem de nasıl. İki
Öykülerden yayılan içli
Beklerken için “Godot’yu yazmaya rahat-
gün içinde yitip gidecek “eski alaysama, yırtık hüzün, bü-
lamak, o sırada yazdığım korkunç düzyazı-
yıl”, gün gün daha da eskiye- tün bunların faş edilmeden,
dan kendimi kurtarmak için başladım” der.
cek, bir süre sonra “yeni”nin
üzerini ancak okurun açabi-
Beckett burada uyguladığı yoksullaştır-
de yeniliğinden eser kalmaya- leceği örtüklük, öykülerdeki
ma yöntemini Oyun Sonu (1957) ve Mut-
cak, unutuluşa terk edilecek, çekimi alabildiğine yükselti-
lu Günler (1960) gibi oyunlarında daha
böyle böyle bugünden eski- yor. Murat, bu kez insanın ta
da ileri taşımış, diyalogları iyice minima-
meye koyulan sözümona bir derinlerindeki cinsellik dür-
list kılarak mutlak bir sessizliğe doğru yol
yeni yıla girmiş olacağız yine
tüsüne açtığı örtük yeri farklı
almıştır. Öyle ki son metni Sarsılmalar’ı
hep birlikte. bir biçemsellik kalıbıyla kar-
(1988) da “Ah, her şeyi bitirmek” cümle-
Doğar doğmaz ölüme doğ- şımıza çıkarıyor diyebiliriz.
siyle noktalayacaktır. Belki bu son sözleri
ru giden bir yolculuğu nasıl
Yazar, yarattığı dil harma-
yazarın yaşamı boyunca arzuladığı sessiz-
sürdürüyorsak, aynı şekilde nıyla buna çevrinti eklerken
liğe uzun çabalar sonucunda, bir anlam-
karşımıza mikrobu? Diyeceğim, salgın
eskiyle kucak kucağa bir yaşam dön- eskimeyecek yeniye dönük ipuçları döşer da kavuşmayı başardığı şeklinde algıla-
falan bahane, gelişigüzel okumayla bile
güsü içinde yuvarlanıyoruz kaçınılmaz gibi oluyor adeta. Anlatısında sözceleri, yabiliriz. Ferda Fidan’ın yazısı…
aslında yazarın bir gün dökümü öyküle-
Üçüncü sayfamızda, “Eskimeyen bir
biçimde. Peki eskimeyen bir yeni, yeni- sözdizimleriyle farklı açılımlar getirip yer
mesi getirdiği görülebiliyor. Ancak bu,
yeni, yenilik yok mudur hiç? Bilim, sa-
lik yok mudur hiç? Doğada bunun ola-
yer yeni sözcükler, yeni söylemler yerleş-
bir yandan zaman zaman Necati’nin
nat, düşünce, spor gibi alanlarda, ne
naksızlığı gösterilir. tirerek hep yeniliklerle bağlar kuran Mu-
özyaşamöyküsünü konuk alıp, çocuk-
dersiniz ‘eskimişlik’ mi ‘aşılmışlık’ mı söz
Biz sanata dönelim. Edebiyat, yapın- rat, böylece hem dil hem anlatım farklı-
luktan erişkinliğe geniş yelpazede içe
konusudur?” vargısını irdelediği “Eski-
tı alanıdır, elbette olasıdır bu, eskimeye-
lığı sağlayıp bunu, söyleşimlerle örüntü-
dönük öyküleme olarak karşımıza çı- meyen eski…” başlıklı yazısıyla M. Sa-
cek bir yeni pekâlâ gösterilebilir, özellik- lediği öykülerine de yansıtıyor. Öyküye
dık Aslankara yer alıyor.
karken zaman zaman da aynı düzlem-
le sanat felsefesine özgü bir gündemle, dönük liyakatini eksiltmeden.
Alev Coşkun, bilge, insancıl, kavra-
de anlatıcının içinden dışına taşırıp ol-
“güzel”in estetik kavranışı düzleminde “Aynı anlama gelen ama başka başka
yıcı, Türkiye’nin sorunlarını dert edin-
gusal yaşam içinde etli canlı çocukluk-
matematiksel yaklaşıma dayalı ele alışla. sözcüklerle yazılan” (26) eskimeyen es-
miş, yol gösterici bir Altan Öymen’i or-
tan erişkinliğe taşıdığı bir anlatıya dö-
Sözgelimi “dünyanın yedi harikası” di- kiyi böyle var ediyor Murat.
taya koyduğunu imlediği, genç gaze-
nüşebiliyor.
yerek nitelediğimiz yapıtlar anımsanabi-
teci Atahan İnal ile duayen gazeteci Al-
ÇEKİLECEK GÜZELLİKTE HİÇ
Enikonu felsefe getiriyor Necati, öte yan-
lir bu doğrultuda. Bunun altı kurcalandı-
tan Öymen’in Kuşaklar Arası - Hayat, Si-
ESKİMEYECEK YENİ YILI
dan son dönem bütün verimlerine yay-
ğında, yapıntı olarak sanatta dokunula-
yaset ve Türkiye’nin Halleri Üzerine Bir
KARŞILAMAK!
dığı, bu çerçevede belirgin düzey sergi-
maz bir mükemmellik imlenebilir sonu-
Sohbet’ini merceğe alıyor.
Bırakalım eskisini yenisini, zamanı kar-
leyen düşünsel gevişle sürdürüyor bun-
cuna da çıkılabilir bu yolla, işte o zaman Kaan Egemen, Gökhan Akçura’nın si-
şılamak diyoruz örneğin, herhangi daya-
ları. Ekleyelim, bunlara her zamanki gibi
eskimeyen bir yenilik yakalanabilir göre- nemadan müziğe, danslardan şenlikle-
nak yakalayamazken bunun için, “güzel”i
farklı bir alaysama da giydiriyor ayrıca.
re yepyeni bir kimliğin inşasının eğlen-
ce de olsa, tabii fiziki eskime hiç söz ko-
nasıl bulacağız, buna nasıl ulaşacağız bi-
Necati Tosuner’in özellikle kendisi-
ce tarihine yansımasını ele aldığı Yıldız-
nusu edilmeksizin.
zi kuşatan bu olgusal gerçeklik içinde?
ne dönük alaysamasında, bu alaysayı- ların Altında: Cumhuriyet Döneminde
Yoksa evrenin gerçekliği içinde, söyle-
Necati Tosuner’in bir öyküsündeki şu
Türkiye’de Eğlence Yaşamı’nı inceliyor.
cı bakışın tam da içinden bütün dünya-
yin hele, “zaman” ne anlama gelir, bir hoş
sözlerin altını çizdim: “Güzel olsun da
Günnur Aksakal Başkan, Şük-
ya dönük yaklaşımı, beri yandan bir öz-
avuntudan başka? Ya “eski”yle “yeni”?
gerçek olmadan güzel olsun, onun kalı-
ran Yiğit’in eşini kaybeden bir ada-
nel savunuyla yeniden yapıntı dünyası-
NECATİ TOSUNER: cılığı gelip geçici olmayan o anıtsal gü-
mın fotoğraf karelerinin izinde çıktığı
na çekilişi, bütün avuntunun sanat ev-
‘SALGINDA ÖYKÜLER’ zelliği… Başka nedir güzel olan?..” Ama
bir yolculuğu anlattığı romanı Bir Kış
reninde liyakatle yakalanabileceği ger-
Necati Tosuner 1965’te, yirmisin- şunu da söylüyor bu arada Necati: “gü- Yolculuğu’nu değerlendiriyor.
çeği, bir ilaç gibi yatıştırıyor onu. O es-
Saba Kırer ve Altay Ömer Erdoğan, Ha-
de bir delikanlıyken yayımladığı Özgür- zel bilinen bir şeyin ille de güzel olması
kimeyecek yeni de böylece yakalanırlık
san Özkılıç ile Tebriz’den İsfahan’a, kala-
lük Masalı’ndan yuvarlamayla altmış yıl hiç de gerekiyor değil.” (38)
olasılığı kazanıyor bir çalım.
balık çarşılardan ıssız dağ köylerine sab-
sonra bizi bir kez daha, o her zaman- Güzeli kavrama yeterliği, güzeli güzel
rın bıçak gibi bilendiği bir sevdayı anlattı-
MURAT ÇELİK:
ki öyküsel kararlılığıyla buluşturdu: Sal- görme yetisidir, diyelim hadi, bu da gü-
ğı romanı Şima’yı konuşuyor.
‘KIŞIN HERKES DÜRÜSTTÜR’
gında Öyküler (İş Kültür / 2022). zellin süreğenliği, güzelliğin peşi sıra ser-
Y. Bekir Yurdakul, Varol Yaşaroğlu,
Murat Çelik de Necati Tosuner’den yıllar
Salgının o dar vakitte yol verdiği ya gilenen liyakattir olsa olsa. Öykü de aşk
Haluk Can Dizdaroğlu, Özgür Öcalan’ın
da kazandırdığı öyküler toplamı olarak yıllar sonra onun gibi öykünün erden bir da yıllar da güzellik de hep liyakat ge-
Kral Şakir-Dikkat Kaygan Zemin’i ve
ardılı, bir liyakatli kalemi. Ondan okudu-
alınabilir bir açıdan yapıt ancak bunun rektiriyor. Şimdiden liyakatle karşılaya-
Süleyman Bulut’un 101 Kısa Halk
ğum tümü Everest yayını Epey (2021) ve
salt “mikrop karşısındaki yenilginlik”ten cağınız bir yeni yıl dileğiyle efendim…
n
Hikâyesi’ni merceğe alıyor.
(10) beslenmediği de ortada. Kaldı ki Eve Dönmeyen Hayvan’dan (2019) son-
Mustafa Başaran’ın hazırladığı Bulma-
“salgın öyküleri” değil başlık, “salgında ra üçüncü kitabı Kışın Herkes Dürüsttür www.sadikaslankara.com, her per-
ca ile de düşün trafiği sürüyor.
öyküler”, o kadar. Böyle olmasa Neca- (2022) oldu. Öykü çevreninde gezinme- şembe öykü-roman, tiyatro, belgesel
Adaletli, sağlıklı ve yetkin kitaplar-
ti, “korana” (11) olarak da çıkarır mıydı ye koyulduğu dönemden bu yana öykü alanlarında güncellenerek sürüyor.
la dopdolu bir yeni yıl dileğiyle…
İyi okumalar…
l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Arif Kızılyalın
l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Editör: Mehmet S. Aman l Sorumlu Müdür:
Özgür Soyer l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin
Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l
Reklam Genel Müdürü: Esra Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.
com.tr l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim
KITAP
Cad. No: 11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.