Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çağını sorgulayan
aydın bakışı: Adonis!
Adonis, dünyayı anlama, evrenin varoluşsal gerçekliğini kavrama derdinde
olan bir şair, entelektüel bir kimlik… Soran, sorgulayan, aydınlatan bakışı
yalnızca şiirine yansımaz; düşünce yazıları, edebi denemeleri de onun
yazınsal uğraşının ayrılmaz parçasıdır.
Onun “mesele” edindiği şeylerin başlama noktası doğup büyüdüğü
toprakların gerçekliğidir bir bakıma. Üç dinin çıktığı coğrafya, göksel ve
yersel “tek”in her yönüyle egemen olduğu Ortadoğu gerçeğine; dini
hakikatin penceresinden bakar.
Daha da ötesi; şiir ve şiirsel hakikatle, din ve dini hakikatin aralarındaki
çelişme, çatışmadan da söz eder yazınsal denemelerinin yer aldığı Kitap,
Hitap, Hakikat (*) adlı kitabında.
“Şiir; dilin içinde ve dille birlikte meçhule doğru “Göksel tek” ile “yersel tek”in anlamı. “Varlığı olmayan değişim ve dönüşüm zamanıdır. Dinin zamanı ise ebe-
yani ötekine doğru sürekli bir göçtür.” bir varlık”a bakış. Üç vahdaniyet dinine bakış, yorum. diyetin ve değişmezliğin zamanıdır. Din cevaptır şiirse
Hangi kutsal, hangi din, hangi vatan? İnsanın kendi- soru. O halde din, şiir için bir referans olamaz.”
Adonis
lik bilinci. Üç din arasındaki gerçek diyalog. Militarize Kuşkusuz Adonis’in bakışında İslam yorumunun
edilen şiddet. İslam nasıl demokratik olacaktır? Kültü- ötesinde, Arap tarihi içinden Müslümanların dine ba-
“ŞİİRSEL YARATICILIK SÜREKLİ
rel olarak ben kimim? İnsanı çoraklaştıran vahdaniyet kışını, algı ve yorumunu eleştirmesi dikkate değerdir.
BİR KOPUŞTUR!”
dinlerinin dili/bakış açısı. “Dini, kültürel, sosyal ve siyasi bir rejim olmaktan çı-
Kitap, Hitap, Hakikat (*) adlı kitabında özellikle şu-
karmadıkça yenilik gerçekleşmez” derken de dinle si-
nun altını çizer Adonis: “Şiir ve şiirsel hakikat, bu dü-
ARAP İSLAMININ ŞİİRE BAKIŞI! yasetin ilişkisinde öncelenenin “ümmet”çi anlayışın
zeyde din ve dini hakikatle çelişir. Şiirde hakikat sabit,
Dini / dinsel hakikatle şiirsel hakikatin ne anlama egemenliği, dinin iktidarın siyasi / ideolojik enstrüma-
nihai ve anlaşılır değildir. Bu anlamda şiir, dini hakikat
geldiğinin altını çizerken şunu söyler: nına dönüşmesiyle ortaya çıkan yaşamsal çelişkiler…
sınırının dışında kalır. Bunun yanı sıra şiir zorunlu ola-
“İslam, şiir kavramını ortadan kaldır- Giderek şiddete, teröre uzanan bir çizgi…
rak ne kişiseldir ne ortak bir üründür.
maz fakat şiir kavramını ve şiirin rolünü Adonis, Arap-İslam tarihine bakarken neden çoğul-
Şiirsel hakikatte hiçbir şey önceki ha-
değiştirerek onu kendi düzenine tabi tu- cu düşüncenin, demokrasinin olmadığını da sorgu-
liyle kalmaz. Şiirsel yaratıcılık, sürekli bir
tar. Artık şiir ne ‘hak’ tır ne de ‘hakikat’i lar… Akıl çağının, Aydınlanma düşüncesinin berraklığı
kopuştur. Diğer bir ifadeyle şiir, sürek-
söylemektir. Şiirin rolü öyle ya da böyle içinden bakar inanca, İslam’a…
li bir kopuşla kesintisiz temastır. Çünkü
dine hizmet etmekle sınırlandırılır. Böy- Dinin, dinsel hakikatin ne anlama geldiğini açıklarken
şiirin zamanı, dinin zamanından farklıdır.
lece şiir, bilişsel ve estetik bir ilke ol- aklı tutsak olan yaban bakışı da eleştirir. “Hakikati ve bil-
Şiirin zamanı, değişim ve dönüşüm za-
manıdır. Dinin zamanı ise ebediyetin ve maktan çıkar.” giyi silme” anlayışının yeniliği ve yaratıcılığı neden kabul
Adonis’in Arap İslamına bakışında kav- etmediğinin sorgusunu sorularla getirip önümüze koyar.
değişmezliğin zamanıdır.”
ramsallaştırdığı düşünceler önemlidir. Di-
Adonis burada, Arap medeniye-
ni hakikatle şiirsel hakikate dönük bakı- “DİN BİR ŞEYDİR AMA HER ŞEY DEĞİLDİR!”
tinde “kültürel yaratıcılık”, “yeni-
şı, “yenilik” düşüncesine getirdiği yorumla Din, bir şeydir ama her şey değildir. Her şey kıldı-
lik devrimi”nden söz ederken; Eme-
vi Devleti’nin ortaya çıkışı, 1258’de içerlek bir anlam taşır. O da şudur: ğınız da; müdahaleci, reddiyeci, ümmetçi yaklaşım-
“Şiirde yenilik, şairin yeni bir şey yani la Selefi bakışın tutsağı kılarsınız insanı. Bu anlamda
Bağdat’ın düşüşüyle sona eren bir süre-
cin altını çizer. Bunu da 600 yıl süren bir kendisinden önce geçmişte bilinmeyen Adonis’in Mevlana’ya yaklaşımı da doğrusallığı içerir.
bir şeyi getirmesi demektir. Poetik ola- Yani ondaki, onun tasavvuf düşüncesindeki çoğulcu
“devrim” olarak nitelendirir. Arap-İslam
rak bunun anlamı kelimelerle nesneler, bakışının Tanrı anlayışının şiirle nasıl ifade edildiğine
toplumundaki siyasal kültürel aidiyetin
parçalanmasıdır... kelimeyle kelime ve insanla dünya arasında yeni ilişki- değinmesi de önemlidir.
ler sunmaktır.” İlkten şu belirlemeyi yapar: “Mevlâna’da Allah anla-
“Müslümanlar kayboluş ve şaşkınlık dönemlerinde
dini aidiyete sığındılar” diye yorumlayan Adonis, şunu Dini hakikatte yeniliği ise “yorumda yenilik” ola- yışı, kurumsal doğrulamaya değil canlı deneyime da-
rak tanımlar. Yani, “hayatı ve dünyayı ‘dinselleştir- yanır. Yani akla değil kalbe, nakle değil hazza. Çünkü
da söyler: “Bunu, dini sığınmayı kültürel çöküş, sosyal
çözülme ve dış egemenlik destekledi.” mek’…” Bu da yaratılan ümmetin hakikatidir. “Bu ilahi vahdaniyet, dünyanın ya da maddenin dışında bir
Buna yeni bir hegemonyanın başlangıcı da diyebi- yüzden kopuş ve şiddet olmadan yeniliğin gerçekleş- şey değildir. Aksine ilahi vahdaniyet, her şeye yayılır.”
mesi mümkün değildir.” Tanrı kavramının Mevlâna’da neden / nasıl içkinleş-
liriz. Öyle ki; o sözü edilen dış egemenlik Osmanlı’yla
başlar, bugüne değin sürer. tiğini dile getirir. Onda, varoluşsal bir hakikattir bu. Ya-
“DİN CEVAPTIR, ŞİİRSE SORU. O HALDE ni; “Her şeyde tecelli eder ve tecellisinin sınırı yoktur.”
“NAS VE HAKİKAT”İN YORUMU! DİN, ŞİİR İÇİN BİR REFERANS OLAMAZ”
Adonis’in bu kitabında yer alan denemelerinde dile Adonis bu karşılaştırmada, kendi poetikasına dö- HEM DOĞU’YA HEM BATI’YA BAKIŞININ
getirdiği düşünceler birkaç açıdan önemlidir. İlki “Nas nük tanımlar / açıklamalar da getirir üstelik: YANSIMALARI...
ve Hakikat”in yorumu. “Şiirsel hakikatte hiçbir şey önceki haliyle kalmaz. Şiirden, şiirin zamanından söz eder Adonis. Bir yan-
Şiirsel yaratıcılık sürekli bir kopuştur. Diğer bir ifadey- da kendi poetik yolu / yolculuğu, ötede Arap ve Batı
Metinsel hakikat nedir? Tekfir ve Tefkir’in Arap-İs-
lam kültüründeki anlamı. Dini ve dini olmayan metnin le şiir, sürekli bir kopuşla kesintisiz temastır. Çünkü şi- şiirine bakışı vardır. Artık şiirin kitlesi değil okuru var-
hakikati. Cemaat metni, ümmet metni, düzen metni. irin zamanı, dinin zamanından farklıdır. Şiirin zamanı, dır derken de şunun altını çizer: “Şiir, yatay
>>
8 22 Aralık 2022
Jonathan Nackstrand