Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Öykü-romanda olgu
soyutlayımı
Sanat, gösteren değil gördürendir, baş sallatan değil doğrultandır, yol
veren değil açtırandır, özetle akıl bileyendir, böyle olunca kişinin gönlünü,
ruhunu da biler tabii. Bu yüzden ilk Şamandan bu yana hiçbir sanatçı, olanı
biteni sözle, sözceyle anlatmaya girişmedi ama yine de bunları, alımlayıcıda
kurdurmayı başardı, böylelikle bireysel-toplumsal işlevini de yerine getirdi.
nlatılmaya çalışılan her neyse, bir hastanenin anestezi uzmanı Sev- bunu bir düzenek haline getirdiğim ak-
hiç kuşkusuz çok önemli, za-
da, işyerinde beyin kanaması geçi- la gelmez mi?”
ÖYKÜDENLİK…
A ten olayları, olgu düzlemine ta- rir, ilk müdahale sonrasındaki ameliyat “Yazmak büyük bir özgürlük olana-
şıyıp aktarabilmek için çabalar sanatçı. onu bambaşka biri yapar, “konuşama- ğı sağl(amıştır)” Sevda için. (53) Nihal’e
Amacı budur, ne var ki “sanatçı” olarak
yan biri olarak ameliyattan çıkmıştı(r)” “ülkemizin bilmediği bir tarihe açıl(an)”
Aslı Akarsakarya
andığımız kişi, “düzayak” anlatmaz. Kı-
çünkü, “bazı şeyleri tanıma zorlukla- (37), “kaldığı yerden devam e(den)” (45)
saca “sanat”, herhangi bir “şey”i hedef
rı içinde”dir. “Bir kitabı okuyor, benzer rüyalarını yazar. Sürekli gördüğü sav-
‘Buraya Kısıldık
kitlede “yeniden yaratma” eylemidir.
bir kitabı okuyamıyordu(r)”, bu arada cıyla polislerse Sevda’nın rüyalarını
Özet çıkarma da değildir, sanat-
yazdıklarını “okuyamasa” da “kusursuz durdurma, geri çevirme olanağına sa-
Sanırım’
çı bundan uzak durur, kavramsallaş- yazıyordu(r)” ama. (15, 17, 16) İlginç rü- hiptir.
tırmayı iş edinir kendisine. “Kıssadan yalar görmeye başlar. Sevda’nın bu tefrika rüyaları elbet-
slı Akarsakarya’nın, yaşa-
hisse”yi, hedef kitledeki birey yapabi- “Psikiyatristlerin yazılı şeylere değer te yaşadığımız gerçekliklerin birer eğre-
möyküsünde bir öykü kita-
lir, bu başka. Sanat, düzanlamla, düz verdiğinden hareketle rüyaları(n)ı yaz- tilemesi, rüyada Sevda olan karakterin
A bıyla romanı olduğu yazı-
değişimle değil soyutlayımla, dönüş-
maya karar ver(ir)”, arkadaşı Nihal’e söylediği gibi, “[g]erçekler henüz görül-
lı. Üçüncü kitabı, bir öykü topla-
türümle yapılır. Sözlü kültür ürünü halk
bunları yazar. Sevda’nın rüyaları, iç ko- memiş rüyalar”sa gördüğü rüyalar da
mı: Buraya Kısıldık Sanırım (YKY,
hikâyelerinin cin, peri vb. gerçeküstüyle
nuşmalar eşliğinde özöyküsel anlatım- yaşanacak gerçeklerdir o halde. (60)
2022). Aslı’nın öykülerini ilk kez ki-
örülü olması, atasözlerinin birer hikâye
la sürer. Nitekim rüyalarında birbiri yeri-
tap bütünlüğüyle okudum diyeyim.
kalıbıyla önümüze gelmesi boşuna mı? Sevda rüyalarının “belli bir akış için- ne geçen zamanlar, olaylar, kişiler bi-
Tekdüzelikle debelendiği kısır dön-
Örneklem olması açısından gelin bir göz de” ilerlediğini, ama bunun “takıntı rü- rer anahtar olarak olgulara dönük geç-
güde, süregiden çıkışsızlıkla kendi-
anlatalım öykü-roman yapıtlara. yası” olmadığını yazar Nihal’e, önce uy- mişten geleceğe kılavuzluk yapar. Sev-
sine yol bulamayan ama kavanoz-
durduğunu düşünür, “uydurmadım” der, da bunları yazarken denemecilere özgü
dan kurtulma çabasında böceksi
GÜRSEL KORAT: “‘kurgulamıyorum’ dediği halde bilim dışı- sorgulayıcı akılla öne çıkar.
ataklar yapan bireyin sonuçta ken-
‘UYKU ÜLKESİ’ lığı seçen ve sayısız palavra sallayan ruh Buna bir felsefecinin bakışını yük-
dini örseleyip sakatladığı evrenler
Gürsel Korat son romanı Uyku
hastalarını unutuyor değilim” diye ekler: leyip derinlikli adımlarla zaman, dün-
getiriyor yazar bu örneklerde.
Ülkesi’nde (Everest, 2022) nesnel daya- “Neden birbirini izleyen rüyalar görü- ya, insanlık, varlık, bilgi vb. sorunsalları
Bu amaçla öykülemede görsel-
naklar üzerine oturan, gelecek projek- yorum?” (35) “Acaba diyorum bu rüya- okura boca eder. Grotesk bir kara an-
imgesel kaydırma yönteminden ya-
siyonu da içeren, ütopik-distopik uçla- ları hazırlayan bir düşünce ezberi içinde latı akar romanda. Anlatmadıklarını bi- rarlanıyor alabildiğine. Birbiri için-
den geçirdiği kimi durumlar, olgu-
ra açık bir bilimkurguyla geliyor. miyim? Aslında onları görmediğim hal- ze doldurtup tamamlatır böylece Gür-
lar, ilişkiler, geçmiş, gelecek tasarı-
Kabaca tanıyalım romanı: İstanbul’da de yazarken görüyormuş gibi olduğum, sel Korat.
mı optik kaydırma diyebileceğimiz,
ayrıştırıp buluşturma / buluşturup
ayrıştırma biçimindeki etmenlerle
amanta Schweblin, alabildiğine yayıp burala-
DÜNYA DAMLASI
metne dinamizm yüklerken dikkat
dünya öykücülüğünün
rı yayılmış bir boşluğa dö-
çekici bir başarı yakalıyor.
S kükreyip fışkıran coğ-
nüştürümlerinin öyküleri.
Yeni bir yaklaşım değil elbette, ne
rafyası Latin Amerika’dan Ar-
Samanta Schweblin Evet, bir kara anlatı,
ki Aslı, bunu doğrudan ana omurgaya
jantinli genç bir öykücü. Em-
saçmayla buluşan, kişile-
oturtup buna dayalı çatılamayla öy-
rah İmre çevirisiyle yayımla-
rin öykü evreninde nihilist
‘Yedi Boş Ev’
küde hem düz değiştirimden uzak-
nan öykü kitabı: Yedi Boş Ev
edayla gezindiği, çatışma-
laşıyor hem de anlatısını sarmal bir
(Can, 2022).
ların suskun, gerilimlerin
gerçektenlik duygusuyla yükseltiyor,
Yapıttaki yedi öyküde kültürel kast dizge-
içe dönük yaşandığı bu ortamda, birbirlerin-
yanı sıra anlamsal derinliği çoğaltıp
siyle buz tutup adeta birbirine yapışmış ye-
den kopuk öykü kişileri ister istemez birer
öyküye tartım kazandırıyor, bununla
di “boş” eve yöneliyor yazar. Boş değil evler,
serseri mayın halinde gezinir.
da kalmıyor, okurun öyküde bu çeki-
ancak içleri boşaltılmış, dolu görünse de tü-
Yazar, bu kavramsallığı aktarabilmek, bu me kapılımını sağlıyor ayrıca.
münün “öteki” olduğu, birbirine göre ötekile-
Bunlar, onun kısa öyküde başarı-
can alıcı gerçekliği paylaşabilmek için dur-
şerek “boş”laşıp aralarına derin uçurumların
lı kalemlerden biri olmasına yetiyor.
madan anlatıyor, öykü anlatıcıları bu yüzden
girdiği, üretmesiz dikelekalan mekânlar.
Aslı da verimlerinde optik kaydır-
tam bir ağız kalabalığı halinde savrulup bu-
O halde evler “dolu” ama “boşluk”la do-
malar sonucu göz kamaşmalarıyla
nu maç spikeri benzeri soluksuz paylaşıyor
lu her biri. Nasıl bir boşluk? Özgül ağırlıkla-
çakılıyor belleğe.
hesaplılık da gözeterek. Amaç elbette kendi
rı içinde, birbirine değemeden, birbiriyle bu-
boşluğunu doldurmak, ancak bu, boşluğun
luşup çakışamadan, örtüşemeden, bütünle- www.sadikaslankara.com,
biraz daha genişlemesine yol açıyor salt, o
şemeden orada kendi sığlıklarıyla yüzen, tu- her perşembe öykü-roman, ti-
tunamayan kişilerin yarattığı bir boşluk. Bu kadar. Samanta, anlattıklarıyla değil anlat- yatro, belgesel alanlarında gün-
cellenerek sürüyor.
boşlukla yaşayan kişilerin, bunu çoğaltarak madıklarıyla çatışıyor okur belleğinde.
4 22 Aralık 2022