Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sen de bilirsin Ece Ayhan, Anadolu’dan gelenler için Yaralı Kalmak 21 yıl sonra yeniden yayımlanırken girişe
‘ORTAK NOKTA 12 EYLÜL
Sirkeci’yi başkent ilan etmişti. Ancak bu statü 1970’lerden küçük bir not ekleyip romanın asıl adının General’i Bağışla-
TRAVMALARINI HATIRLATMAK!’
itibaren değişti, Sirkeci yerini Aksaray’a bıraktı. Bugün ise yın Lütfen olduğunu duyurdum. Çünkü 2001’de ve daha son-
n Yaralı Kalmak için betimlemeleri bol, metaforik ve
Aksaray Türkiye’nin değil dünyanın başkentidir. Bu süreç raki baskıda bu ad çeşitli nedenlerden dolayı kullanılamamıştı.
psikolojik düzlemde gelişen bir kurguda iç monolog-
12 Eylül’ün hemen sonrasında Laleli merkezli “bavul tica- Son baskıda ise ikinci bir ad olarak değerlendirildi: Gene-
ların ve teatral çehrede kafa kafaya kimi yerde kontra
reti” ile hız kazanmıştır. Bugün ise Aksaray Türkiye’nin de- ral adı İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi askeri olan Hubert’e
gelişen yalın diyalogların yoğunluğunu artırdığınız bir
ğil dünyanın başkentidir. Bu süreç 12 Eylül’ün hemen son- bir yılbaşı gecesi Karakuş Birahanesi’nde konmuş ve senin
yapıtınız demek yanlış olmaz sanırım. Ne der yazarı?
rasında Laleli merkezli “bavul ticareti” ile hız kazanmıştır. belirttiğin gibi Müşfik, General ile özdeşleşmişti…
Ben daima yeni bir şeyler yapmak üzere yola çıktım, ba-
70’lerden önce Aksaray; sinemalarıyla, pastaneleriyle, lo- “Çünkü” diye yarım bıraktığın cümleyi ise anlamları bir-
şarıp başarmadığıma zaman karar verecek fakat yazdıkla-
kantalarıyla sakin, efendi bir semtti. Anayoldan içerilere yü- birine çok yakın iki sözcüğü hatırlatarak yanıtlayacağım: Dö-
rımın, ürettiklerimin beni tatmin ettiğini söyleyebilirim…
ründüğünde otomobil yedek parçacılarına, muhasebe bürola- nüşüm ya da halden hale geçmenin karşılığı olan tahavvül!
Yaralı Kalmak, üçlemenin diğer iki romanı gibi özgün
rına, tek tük banka şubesine rastlanırdı. Yabancı bira marka- n Yapıtlarınızda sıklıkla tercih ettiğiniz eklemleme tek-
bir çalışma… Söylediğin gibi metaforik yaklaşımlar, psi-
larının Türkiye’de üretilmeye başlamasıyla Aksaray’da bira- niği Yaralı Kalmak’ta da karşımıza çıkıyor.
kolojik göndermeler dikkat çekiyor, sevimli tuzaklar ve
hane sayıları çoğaldı; birahaneler giderek ara sokaklara sızdı. Müşfik, “Not: Benim pikabımda saatlerdir Parsifal ça-
kontra hamleler de söz konusu… Tüm yazarlar gibi be-
Başkent Aksaray’da meşveret mekânları birahanelerdi… lıyor: Bitiyor yeniden başa alıyorum… Biliyor musun ya-
nim de benimsediğim bazı sav sözlerim var: Örneğin “Ye-
Gözlemlemiştim: Her birahanenin hem müdavimleri hem de zının ruhu için katlanıyorum Wagner’e… Not: Okuyucu,
ni Roman”ın teorisyenlerinden Jean Ricadou’nun şu sapta-
ihvanları vardı. İhvandan olanlar dayanışma içindeydiler: Örne- galiba en iyisi biraz ara vermek! Lütfen Parsifal’i ihmal
masına önem veririm: “Roman artık bir serüvenin yazılma-
ğin Müşfik, Tatyos, General ve romanda adı geçen birkaç kişi etme!...” diye sesleniyor okuyucuya.
sı değil, bir yazının serüvenidir.”
Karakuş Birahanesi’nin ihvanıydı. Müdavimler banka şubesi Romanınızın kurgusuna Richard Wagner’in Parsifal adlı
n Yeni projelerinizi sorarak bitirelim söyleşimizi.
memurları, oto yedek parçacılar, Beyazıt’tan, Çarşıkapı’dan, operasını ekleme düşüncesi nereden geldi? Niçin Parsifal?
Bir süredir daha kısa romanlar yazmaya ağırlık ver-
Laleli’den, Kapalıçarşı’dan gelen esnaftı. Onlar benim gibi Diyalojiyi ve brikolajı Eylül’den Sonra’nın üç romanın-
dim. Bunlar birkaç tane olacak; biri bitti, ikincisi ise ta-
olan bitenin tanıkları, gözlemcileriydi. Karakuş’un ihvanı ise da da uygulamaya çalıştım. Brikolaj, eski şeylerden, bulun-
mamlanmak üzere… Bu arada Varlık dergisinde Düzya-
yeraltından çıkıp gelirdi, acıyı onlar çeker, pişmanlığı onlar tulardan ya da Yaralı Kalmak’ta olduğu gibi biri tarafından
zı Günlüğü’ne ve Çok Özel Eserler sözlüğü, aralıklarla
yaşar, tepkiyi onlar gösterir, başları belaya girenler de onlardı. getirilen paketten çıkan defterlerden yeni bir anlam oluş-
devam ediyor. Kitap-lık dergisinden yazı talebi geldiğin-
n Roman daha çok Müşfik’in üzerinden ilerlese de za- turma çalışması. Bu bağlamda “Biliyor musun, yazının ru-
man zaman General diye andığı “meczup” Alman Hubert hu için katlanıyorum Wagner’e” cümlesi; hem yazara hem de olumlu yanıt veriyor; denemelerimi derleyip toplama-
ya, kıyıda köşede kalmış öykülerime, yazılarıma ulaşma-
de baskın bir karakter. Savaşta, toplama kamplarında as- de okura, romanın bütünsel amacını kavraması için bir ko-
ker olan Hubert’le Müşfik özdeşleşiyor adeta. Çünkü..? laj parçası olarak yardımcı olacaktır. ya çalışıyorum…
n
JOHN LOCKE’TAN ‘HOŞGÖRÜ ÜZERİNE BİR MEKTUP’
ohn Locke’un, 1667’de kaleme aldığı ancak ve ibadet özgürlüğü hakkına sahip olduğu savı-
politik nedenlerle 1689’a kadar yayımlaya-
nı dile getiriyor.
J madığı Hoşgörü Üzerine Bir Mektup (Çe-
Locke’un, İngiltere’de ve Avrupa’da modern
viren: Olgun Kaçmaz), Say Yayınları tarafından
demokratik devletin temellerinin atılmasına
okuyucuyla buluşturuldu. Locke, politik özgür-
yardımcı olan Hoşgörü Üzerine Bir Mektup
lük savlarına benzer gerekçelerle, tüm insanla-
kitabı, kuşaklar boyu toplumsal ve politik
rın doğası gereği sahip olduğunu öne sürdüğü
felsefenin temeli sayılıyor ve felsefe, tarih ve
dini hoşgörüyü savunduğu kitabında, özgürlü-
siyaset bilimi öğrencileri için de temel kitap
ğün garanti altına alınmasına yardımcı olmak için
niteliğini taşıyor.
n
de kilise ile devletin ayrılması çağrısında bulunu-
yor. Diğer bir ifadeyle Locke, tüm insanların “öz-
Hoşgörü Üzerine Bir Mektup / John Locke /
gür, eşit ve bağımsız” olduğunu söylüyor ve in-
sanların düşünce özgürlüğü, konuşma özgürlüğü Çev. Olgun Kaçmaz / Say Yay. / 96 s.
DEMİR ÖZLÜ’DEN ‘TATLI BİR EYLÜL’
“Bütün bunları yazmamak için yıllarca di- yaşadığı sokaklarda ve mezarlığında ya-
rendim. Uzun yıllar, bütün bu sadece beni il-
şamla yazın iç içe geçiyor, her şey bir meta-
gilendiren şeyler, başkalarını hiç de ilgilen-
fora dönüşüyor.
dirmeyecek diye düşündüm. Ama şimdi, ya-
Romanın yazar kahramanı Avrupa kent-
şamımın dönüşsüz bir karanlığa doğru gittiği
lerinde gezinirken bir zamanlar ait olduğu
yaşlarda, bunları yazmaya gereksinmem var.
ama hızla değişerek artık sadece hüzün ve-
Yanlış anlaşılmamalı! Kimsenin gereksin- ren İstanbul’u anımsıyor.
mesi yok bu fısıltıları dinlemeye. Sadece be- Öte yanda ise derin bir yalnızlık duygusuy-
nim onları yazmaya gereksinmem var. Her
la sarılıp sarmalanan kasabalarda geçmiş ço-
şey, bu yönsüz dünyada boşluğa savrulacak
cukluk yılları, cinsel uyanışlar; Beyoğlu’nda
da olsa, fısıltıyla da olsa anlatmalıyım senin
yaşanmış aşklar ve yabancılıklar...
öykünü.”
Yer ve zaman katmanlarını parçalayan,
Romandan...
bir melankoliyi sürükleyen bu aşk romanı-
Ölümsüz usta Demir Özlü, Tatlı Bir Eylül nı çok sevdiğini ifade eden Demir Özlü’nün
(Yapı Kredi Yayınları) adlı romanında yiti- usta kaleminde dil, adeta kendi serüvenini
rilmiş zamanların izini sürüyor. Kafka’nın yaşıyor.
n
BAHRİYE ÇERİ’DEN ‘BÖYLE BİR HAYAT: GÜZİN DİNO’
öyle Bir Hayat, Bahriye Çeri’nin Gü- met Hamdi Tanpınar’dan Orhan Pamuk’a, ışığına çıkıyor.
zin Dino’yu 2003-2011 yılları arasın- Erich Auerbach’tan Picasso’ya kültür, sanat Edebiyat araştırmalarının yanı sıra
B da evinde ziyaret ederek konuşma- ve edebiyatta yer etmiş pek çok yazı ve re- Fransa’da yıllar boyu Türk dilini ve edebiya-
larını kaydetmesiyle ortaya çıkan bir hayat sim sanatçısı, özel tanıklıklarla geçit resmi tını temsil eden Güzin Dino, Böyle Bir Hayat
hikâyesi kitabı. yapıyor. adlı bu söyleşi kitabında uzun ömrüne sığan
Güzin Dino’nun ailesi, çocukluğu, eğitim Önce Cumhuriyetin ilk dönemlerinde birbirinden ilginç olayları ve insanları içten-
hayatı, dostlukları ve Abidin Dino ile yarım Türkiye’de, 1954 sonrasında ise Paris’te ge- likle anlatıyor. n
asırlık beraberliği Bahriye Çeri’nin soruları çen yıllar boyunca eğitim, kültür, sanat ve si-
ve yönlendirmeleriyle canlanıyor. yaset alanındaki gelişmeler ve olaylar Gü- Böyle Bir Hayat: Güzin Dino / Bahriye
Nâzım Hikmet’ten Yaşar Kemal’e, Ah- zin Dino’nun yaşayıp gördüğü yanlarıyla gün Çeri / Yapı Kredi Yayınları / 200 s. / 2022.
9 15 Aralık 2022