22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

LÜTFİYE AYDIN’DAN ‘TSUNAMİ’ ‘Tsunami kurtuluş kitabımdır!’ Öykü kitapları Cemre (1990), Sengin Semai isimlerinden Lütfiye Aydın ile ikinci baskısı (1992), Ölüm Erken Bir Akşamdır (1994), Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan, 1998’de Kültür Bakanlığı’nın düzenlediği tanık olduğu Sivas kıyımı sonrası kaleme Cumhuriyetin 75. yıldönümü olan 1998 yılında aldığı öykülerinden oluşan, yaşamanın ve Kültür Bakanlığı Öykü Büyük Ödülü’ne savaşıma devam etmenin, bir aydının en büyük değer bulunan, öykü kitapları arasında sorumluluğu olduğunu duyumsatan, “Benim şiirselliğe en çok yer verdiği, 2005 Rıfat Ilgaz kurtuluş kitabımdır. Hayata dönüş öyküleridir. Ödülü’nü kazanan Gri Gül... Bende ustalaştığım duygusunu uyandıran Anlatı kitabı Kül Tablet (1997), kent kitabı Anka öykülerdir. O aradığım sesi bana bulduğumu Kentim Antep’im (2008)... Romanları Aşkın Ne hissettirir. Her yazar aslında bir sesin peşindedir” Derin (2008) ve Deha’nın Sesi (2016)... dediği öykü kitabı Tsunami başta olmak üzere Usta yapıtlarıyla Türk öykücülüğünün en önemli yazınını ve dilini konuştuk. ramanın konuşmadan iç sesi ile anlattıkları… Duygula- ‘GAZİANTEP DİL CENNETİDİR’ GÜLSEREN ENGİN rının sevinçten düş kırıklığına evrilmesi… Karşısındakini n Zaten Anadolu’da bir “hikâye anlatıcılığı geleneği” gözlemleyerek onun da hikâyesini anlatması… vardır. Bunu genellikle kadınlar sürdürür. Anlatıcı, ak- “Çok şükür yaşıyoruz diyemiyorum ne yazık ki. Yine de Suskunlukların ne çok şey anlattığına bir örnek aslın- şamları komşu kadınları, çocukları etrafına toplar ve çok ‘iyi ki yaşıyoruz’ yaşamanın bir suç olduğu zamanda di- da. Suskunlukla anlatılan bir başka öykü de “Kanama” öy- güzel hikâyeler anlatır. yorum. Çok ağır bir yükü de taşıdığımı düşünemiyorum; küsü… Derinliği olan bir öykü. Diğer öyküler de yine size Öykülerinizde de kadın sorunlarına eğilirken bu kadın- yalnızca duyumsuyorum bunu. Yaşıyorsak bir anlamı ol- özel kadın öyküleri… ların çoklukla sizin yaşadığınız bölgelerin kadınları ol- malı yaşamanın, bir işlevi. Tsunami sürüyor…” Tsunami kitabındaki öyküler bende ustalaştığım duygu- duğu görülüyor. Siz de diğer kadın öykücülerimiz ve ro- “‘TSUNAMİ’ ÖYKÜM BEHÇET AYSAN’A sunu uyandıran öykülerdir. O aradığım sesi bana bulduğu- mancılarımız da bu kadim geleneği sürdürmektesiniz. YAZILMIŞ BİR GÜZELLEMEDİR” mu hissettirir. Her yazar aslında bir sesin peşindedir. Benim söylemek istediğim de buydu. Çocuk- n Tsunami adlı öykü kitabınızın ikinci baskısı Cum- n Önce edebiyat öğretmeniydiniz, sonra luğumun geçtiği kent Gaziantep bir dil huriyet Kitapları tarafından yayımlandı. Öykü kitap- TRT’de belgeseller, radyofonik oyun- cennetidir. Hikâyenin, romanın, bü- larınız arasında şiirselliğe en çok yer verdiğiniz bu ki- lar, “Arkası Yarın”lar yazdınız. Pro- tün edebiyatın temeli dildir. Bu dil tabın en önemli bir özelliği de ilk ve uzun öykü olan fesyonel olarak yazar olmaya na- zenginliği ile sadece hikâyeler “Tsunami”nin Sivas katliamını anlatması… sıl karar verdiniz? değil, masallar ve türkülü Orada bulunup da sağ kalan az kişiden birisiniz. Ağır Bu konuda çok hoş bir öy- halk hikâyeleri -Haketler- yanıklarla yoğun bakımda, yanık ünitesinde uzun süre küm var: Evde ağabeylerimin anlatılırdı. yatarak, hafızanızı o kıyım otelinde bırakarak taburcu ol- ders kitaplarındaki öyküle- Üstelik bunlar “Arka- duğunuzda hâlâ ne olup bittiğini bilmiyordunuz. ri okurdum. Ayrıca kom- sı Yarın” mantığıyla İyileştiniz diye eve gönderildiniz; ama ruhsal ve beden- şu kızlarla roman alış- en heyecanlı yerinde sel yaralarla doluydunuz henüz. Sizi onur konuğu olarak verişi yapardık. Kerime kesilir ve ertesi güne etkinliklere çağırıyor, konuşmaya zorluyorlardı. Nadir’ler, Mebrure Sa- bırakılırdı. Tandır- “Tsunami” öyküsünde bunu da anlatmışsınız. Bu öyküde mi Alevok’lar gibi… Bir başı muhabbetleri aslında saklı bir kahraman da var. Öykü boyunca bekledi- gün baktım canım don- de çok güzeldi. ğiniz, “Neden gelmedi? diye sorup sorup yanıtını alamadı- durma ister gibi roman n Ne mutlu size.. ğınız biri var. Bilmeyenler için söyler misiniz? yazmak istiyor. Çocukluğunuzun bu Paramı biriktirdim, zenginliği sizin öykü- Evet bu öykü değerli şair ve sevgili dostum Behçet Aysan’a yazılmış bir güzellemedir. Bu kitap benim kurtuluş kitabım- en pahalısından bir cülüğünüzü ve hatta defter ve dolmakalem romancılığınızı bes- dır. Okuma yazmayı unuttuktan ve yeniden öğrenmeye baş- aldım. Yazmaya otur- lemiştir. ladıktan sonra yazdığım hayata dönüş öyküleridir. dum. Birkaç satırı güç- Kuşkusuz bunlar Belki eski öykülerden de biri karışmış olabilir ama hep- lükle yazdım, ama geri- yazmamda itici güç ol- sinde bana ait müziğin olduğunu düşünüyorum. Aynı şiirde si gelmiyor. Düşündüm, muş olabilir. Hatta bun- olduğu gibi öyküde müzikaliteyi de çok önemserim. düşündüm yok… Sonun- ların kaybolup gitmesini Yazar gerektiğinde sıradan bir gazete haberinden müzik- da roman yazmaktan vaz- istemediğimden kayda al- li bir yapıt üretmek zorundadır. Bir gazete haberini büyülü geçtim. Önce iyi bir okur ol- mayı düşündüm. Bu konuda bir öyküye dönüştürmelidir. maya çalıştım. O yıllarda taşra kitaplar var ama kayda geçme- Marquez’in Marquez olmasının nedenini onun gazeteci olma- kentlerinde bile belirgin bir kültür yen pek çok şey var. Ömrüm ye- sına bağlıyorum. Zaten Marquez’in kendisi de söylüyor bunu. ortamı solunurdu. Ben de iyi okur terse bunları da toplamak istiyorum. n Öykü hayatınıza nasıl girdi? Okuma tutkunuzun yaz- olarak iyi yazar olma yoluna girdim. mada katkısı oldu mu? Öykülerinizi kitaplaştırmadan ön- ‘DİLLE OYNAMAYI AMA Bu konuda beni yönlendiren değerli eleştir- ce hangi aşamalardan geçtiniz? BOZMADAN OYNAMAYI SEVİYORUM!’ men Mehmet Yaşar Bilen oldu. “Yahu bu kadar çok İlk öykümü ortaokul ikinci sınıfta yazdım.1970 yılında ise n Umarım bir an önce toplarsınız. Sizin en önemli okuyorsun neden bir şey yazmayı düşünmüyorsun?” dedi. ilk kez bir dergide öyküm yayımlandı. Evimizde ders kitapla- özelliklerinizden biri kuşkusuz dilinizin çok yalın, temiz “Hocam ben Yunus’un torunuyum; Yunus, ‘Hamdım, piş- rı dışında hiç kitap yoktu ama ben nerde kitap bulursam bü- ve güzel olması yanı sıra zenginliği… tim, yandım’ demiş ben de şimdi hamım, pişer ve yanarsam yük bir aşkla okuyordum. Öte yandan öykülerde dediğiniz gibi çocukluğunuzun o zaman yazarım” dedim. Aslında ben yanmayı mecazi an- Yazarlığımla okurluğum hep atbaşı gitti. Kuşkusuz bu oku- geçtiği Gaziantep’in dili de etkili… Gaziantep yöresinin lamda söylüyordum ama gerçek oldu. malar beni yazmaya hazırladı. Her Türk gibi önce şiirle baş- dilini seviyorsunuz ama gelenek, göreneklerini ve törele- n Yaşanılan o büyük acıları bile ironi ile karşılamak ko- ladım ama çabuk bıraktım. Onca şair varken… İçimdeki şi- rini de -elbette kötü olmayan töreleri- seviyorsunuz. lay değil. Siz bunu başarıyorsunuz. Profesyonel anlamda iri öykülerime yedirdiğimi söylerler… Ayrıca bölgeye has özellikleri de koruyor ve okura akta- ilk hangi yıl bir edebiyat dergisinde öykünüz yayımlandı? ‘HER YAZAR BİR SESİN PEŞİNDEDİR’ Profesyonel anlamda ilk öyküm, 1979’da İzmir’de Hüse- rıyorsunuz. Öykülerinizde çok değişik bir Antep tadı var. n Kitabınızdaki diğer öykülerde şiirselliği de duyum- Bu bağlamda dile yaklaşımınızı açar mısınız? yin Yurttaş’ın çıkardığı “Dönemeç” dergisinde yayımlan- suyoruz. Özellikle “Güz Güneşi” öyküsünde betimleme- dı. İki öykümü göndermiştim. Kendimdeki öykü kumaşını Aldığım eğitim dil üzerine…Türkçe bölümünü bitirdim. ler çok güzel. O öyküde beğendiğim bir başka şey de kah- o zaman fark ettim. Anlatmayı seviyordum. Yani Türkçenin inceliklerini ister istemez öğreniyorsun. >> 10 15 Aralık 2022
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle