Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GIDILMEMIŞ YOL ŞIIRLERI...
‘En gencimiz Tuğrul Tanyol’
Türk şiiri ortamı epey zamandır kuşak tartışmaları, kuşaklar arası ilişki veya
bağlantısızlık, kopuşlar vs. çerçevesine sığacak meseleleri tartışıyor.
Odakta 80 Kuşağı ve 2000 Kuşağı var ve bu iki dönem arasındaki karşılaştırmalar
gündemde… Genelde sosyal medyada şekilleniyor tartışmalar. Bunlar da varsın-yoksun, iyisin-
kötüsün şeklinde ilerliyor.
Tartışmak elbette iyidir, şairin dediği gibi “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” olmak şairliğin
şanındandır. Bu mihveri kaybettiğinizde yaptığınız tartışma düşünsel enerji yaratmaz.
Bu düşüncelerin bende uyanmasını sağlayan, Tanyol’un yeni şiirlerini içeren
Gidilmemiş Bir Yol (Sia Kitap) oldu.
onun içinde değilsinizdir, ona dışarıdan
BÂKİ ASİLTÜRK
bakar konumdasınızdır.
Pasif konumda olduğunuz şey hak-
HEM ŞAİR HEM DE BİR ŞİİR
kında sorumluluk almanız, sözünüzü
DÜŞÜNÜRÜ
dinletmeniz mümkün değildir.
1980 eşiğinde, şiirimizde ciddi tar-
Akıp giden görselliğin cazibesi karşı-
tışmalardan biri gelenek diğeri ise
sında büyülenmiş insan tamamen pasif-
1970’lerden kopuştu. Bu iki alanda da
leşmiş olup adeta canlı canlı tabuta gir-
Tuğrul Tanyol hem şair hem de bir şiir
miş gibidir. Bir çeşit bitkisel hayat…
düşünürü olarak söz alan isimlerin ba-
şında geliyordu.
BÜYÜK YALNIZLIK, SALGIN!
Şiirleriyle 70’ler sürecinde etkin olan
Burada Baudelaire’in anılmasını da
vülgarize şiire, Yazko Edebiyat’ta ya-
manidar buluyorum çünkü (haşhaş,
yımlanan o meşhur yazısıyla da gelenek
afyon, absent bir yana…) Baudelaire,
tartışmalarına kapı açmıştı.
hem modern estetiği aşama aşama yara-
80’lerden günümüze Elinden Tutun
tan hem de kaba yeniliklerin insan
Günü, İhanet Perisinin Soğuk Sarayı,
üzerindeki yıkımına işaret eden ilk
Her Şey Bir Mevsim, Gelecek Günle-
modernlerdendir.
rin Şarabı vd. şiir kitaplarının yanı sıra
“Şimdi ve burada”ya vurgu yapan
çok sayıda poetik yazıyla da ufuk açıcı
şiirler içinde “Gibi”yi mutlaka anmak
bir şair oldu.
gerekiyor. Bu şiirde Tanyol, epey
Geçen yılki bir söyleşimde, “en gen-
zamandır çilesini çektiğimiz salgını
cimiz Tuğrul Tanyol” demiş, onun
derin imgelerle işliyor.
büyük bir heyecan ve coşkuyla şiir
“Kendi evinde kapalı kaldı nisan”
yazmayı sürdürdüğünü vurgulamak
(s. 86) dizesi sadece “nisan” değil
istemiştim. Hem verimli hem de heye-
“insan”a da işaret ederek karantina
can ve estetikten taviz vermeden ilerle-
kapanmışlığını vurguluyor. Bu kapan-
yen bir şairden söz ediyoruz.
mışlık, şiirde “gibi” benzetmesiyle ama
Tanyol’un şiire bağlılığını, şiir ve
klasik benzetme dışın da çıkarak sahte-
“Şimdiki zamanın büyüsü bu/ tüm za-
yenilik heyecanını yakın dostları bilirler. BİTKİSEL ŞİMDİKİ ZAMAN:
liğin altını çiziyor.
manları anlamsız kılar çünkü/ hiçbir şey
Ben de Gidilmemiş Bir Yol’daki (Sia Ki- GÖR, BAK, SEYRET!
Duygular “duygu gibi”, anılar “anı
tap) şiirlerin bir kısmını yazılma aşama- gerçek değildir kendinden başka” (s. 65) Geçmiş, hatırlama, unutulmama
gibi”! İnsanın büyük yalnızlıktan payı-
Şair bu geçici gerçekliğin dışına çıkıp
larında şairin kendisinden telefonla veya dedim ama “şimdi ve burada” olanın
nı böyle zamanlarda daha çok aldığını
Moda’daki evinde haftalık buluşmaları- geride bıraktıkları, unutamadıkları üzerin-
da altını kalın çizgilerle çiziyor şair.
hissettiriyor bu şiir.
den bir dünya kuruyor. Geçmişe gidiyor,
mızda dinleme bahtiyarlığına erişmiştim. Hemen her gün sağdan soldan duydu-
Cenk Gündoğdu’yla birlikte şiirleri din- uzak geçmişte yaşananları hatırlıyor ya-
ğumuz yakınmaları şiir tadıyla okumak
hut hatırlamalarla bir geçmiş inşa ediyor. ÜTOPYA DUYGUSU
ler, sonra üzerinde tartışırdık. Özellikle isteyenler şu dizelere kulak kesilebilir:
Bir zamanlar, şiir kitaplarını roman
“Şimdiki Zamanın Büyüsü, Anımsıyorum, “Anımsa, ‘sahte cennetler’ demiş-
okur gibi ara vermeden okumak
Gidilmemiş Bir Yol , Gezgine Veda” vd. ANNE-OĞUL BAĞLANTILARI ti Baudelaire/ oysa ne haşhaş ne afyon/
gerektiğini söylemiştim. Bundaki
Hatırlamalarda “anne” ve “oğul”
şiirleri “sahibinin sesi”nden dinlerken uyuşturabilir insanı/ modern zamanla-
amacım, şairin ruh iklimine nüfuz
duyduğum heyecan hâlâ çok tazedir. bağlantılarının sağladığı izdüşümler rın uyuşturduğu kadar/ bu ilgisizlik,
önemli. “Usulca solduğu zamana gö- etmenin ancak bu yolla mümkün olabi-
bu cehennem/ gözler ekranlara kilitli,
leceğine inanmamdı.
‘HATIRLAMA’ KAVRAMI müldü” diye anlatılan “anne” geçmişi, hepimiz/ kendi tabutumuza bakar
Evet şiir kitabı sıradan bir “yayın”
Bunlar üzerinden bu yeni kitaba (şairin kendisi bugünü) “oğul” ise gele- gibiyiz” (s. 69)
anahtar sözcükler, mazmunlar arayanlar ceği temsil ediyor: değil estetik bir nesnedir, adeta bir
Az önce andığım bir başka şiirde,
tablo, heykel, biblo gibi kendi başına
büyük olasılıkla “hatırlama” kavramı “kalbimin ışığı! geleceğe yaptığım “şimdiki zaman gerçekliği”ni yorum-
çağrı/ son sevgilim, ömrümün baharı/ da bir değeri olan varlıktır. Elbette iyi,
üzerinde ittifak edeceklerdir. larken kendinden başka hiçbir şeyin
sıkı kitaplardan söz ediyorum.
“Anladım!/ ben bu zamanda/ yalnız- ben gittikten sonra bile/ sımsıkı sarıl, gerçekliğine inanmayan zaman vurgusu
anımsa bu aşkı” (s. 13) Gidilmemiş Bir Yol’daki şiirleri iki
ca misafirim” (s. 52) dizeleri kitabın yapmıştı Tanyol.
ruhunu canlı tutan dizeler. Burada oğul adı üzerinden gerçekleş- Bu dizelerde ise şimdiki zaman kez okudum. İlk okuyuşta keşfedeme-
diğim “ütopya” duygusunu ikinci oku-
Hangi şair memnundur ki zamanın- tirilen tevriyeli kullanım (çağrı / Çağrı) gerçekliğinin ne derecede katı oldu-
dan? Hangimiz kendimizi misafir eğ- şairin klasik sanatları moderne taşıma ğunu, insanı neredeyse duygularından yuşta hemen kavradım diyebilirim.
retiliğinde duymayız ki? Ve hangi şair arzusunun bir örneği olarak okunabilir. hatta diğer duyularından uzaklaştırıp İmgeler, hatırlamalar, kabul ve itiraz-
şimdiki zamanın büyüsüne kapılıp Fakat asıl önemli olan, zamanın “görme”ye, “bakma”ya, “seyretme”ye lar bütünlük içinde, bir tablo gibi düşü-
kendisini zamanın hem içinde hem devamlılığını hayatla doldurma, unutul- kilitlediğini söylüyor. nüldüğünde son tahlilde kitaptan bize
dışında hissetmemiştir? mama arzusudur. Doğrudur, bir şeyi seyrediyorsanız kalan, ütopik bir duygu oluyor. n
29 Temmuz 2021 9