Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘GEZGİN FİLOZOF ULUĞ NUTKU’ Felsefeyi Anadolu’ya taşıdı! Editörlüğünü Mustafa Günay’ın yaptığı, Gezgin Filozof Uluğ Nutku (Çizgi Kitabevi) kitabı Cumhuriyet Döneminde Felsefe Dizisi’nin ilk kitabı. Girişinde Uluğ Nutku’nun yaşamı hakkında genel tanımlayıcı bilgiler verilen kitap, Kişi / Kişilik Olarak Uluğ Nutku’ya Bakışlar, Uluğ Nutku’nun Felsefesine Bakışlar ve Uluğ Nutku’nun Ardından Yazılanlar / Söylenenler olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Kitap, Uluğ Nutku’yu, tüm yönleriyle tanımak ve onun felsefesini öğrenmek, felsefe disiplinine katkısını araştırmak ve felsefi düşüncenin gelişimindeki etkisini yakından takip etmek isteyenlerin başvuracağı önemli bir bilimsel çalışma. AZİZ ŞEKER “Felsefe verilmiş kültür içinde eleştirel bir karşıt kültürdür.” Uluğ Nutku T ürkiye’nin felsefe geleneğinde Uluğ Nutku’ya yönelik sessiz bir ilgi her daim olmuştur. Nutku’nun birçok felsefeciden farkı, İstanbul gibi merkezde varlık gösteren felsefeyi Anadolu’ya taşıma başarısı gösterebilmiş olmasından kaynaklıdır. Kuşkusuz söz konusu taşra olunca bilim insanı gibi davranmak ve bilgi üretmek bir bedel gerektirir. Bedelin en belirgin yanı ise “yalnız” kalmaktır. Bu anlamda Nutku’nun yalnızlığı çoğul ve özgürleştirici bir yalnızlıktır. Gezgin Filozof Uluğ Nutku, 17 Kasım 2014’te aramızdan ayrıldığında çok önemli incelemeler geride bırakmış olmakla birlikte, yakın tanıklarını da bırakmıştır. İşte bu kitapta, o tanıkların, akademisyenlerin ve dostlarının kaleme aldığı konuları yakından görüyoruz. 1957’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne giriş yapan Uluğ Nutku, Türkiye’de felsefenin duayenlerinden Takiyettin Mengüşoğlu’nun uzun yıllar yanında yer alırken asistanlığını da yapmıştır. ULUĞ NUTKU’NUN TOPLUMSAL İŞLEVİ... Editör Mustafa Günay, kitaba başlarken okurun dikkatini Uluğ Nutku’nun toplumsal işlevine de göndermede bulunarak bir tanımlama yapar:“Nutku, akademik felsefenin sınırlarıyla kendini sınırlı görmeyip yaşadığı ülkenin ve dünyanın sorunlarını da yakından takip eden ve aynı zamanda yazılarında ve felsefi çalışmalarında güncel problemleri de irdeleyen, felsefenin genelliği ile güncelliğini buluşturan bir filozoftur.” (s.13) Kitabın Kişi / Kişilik Olarak Uluğ Nutku’ya Bakışlar isimli ilk bölümünde, 12 yazı yer alıyor. Uluğ İçin başlıklı duygusal bir veda yazısı kaleme alan Afşar Timuçin, düşüncelerini şöyle dile getiriyor: “Bir daha dönmemek üzere gitmiş bir dostun arkasından ne yazılabilir ki… felsefeden başka bir şey çıkmazdı ağzından… ölüm hesapta yoktu. Ölüm hesapta olmaz zaten. Gerçekten güzel zamanlardı. Keşke seninle yollarımız daha çok kesişseydi. Belki yarın üç beş kişi seni de beni de anar.” (s.1921) Doğan Özlem, dostu ve hocası gördüğü Filozofun Beyefendisi Uluğ Nutku başlıklı yazısında, “…Felsefeyi Anadolu’ya taşımak yolunda ısrarlı bir çaba gösterdi. Anadolu’daki bazı üniversitelerde kendisi felsefe bölümü kurduğu gibi başka bazı üniversitelerde kurulmasına da destek verdi. Ve her zaman halis bir filozof olarak kaldı” değerlendirmesinde bulunur. (s.26) ANILAR İlk bölümdeki yazılardan Uluğ Nutku’yu yakından tanıyanların aktardıkları, bir anı demeti şeklinde okurun aklında yer edinirken yer yer Nutku’nun felsefi birikimine de dikkat çekilir. Adnan Gümüş, Nutku’nun yaşam ve eğitim anlayışına paradoks, karşı kültür ve dostluk etmek üzerinden hareketle bütünsel olarak eğilir. Bora Erdağı, “Hatıralar ölümsüzdür” diyerek başladığı yazısını, Uluğ Nutku ile aralarındaki paylaşımları onun çalışmalarına göndermelerde bulunarak tamamlar. Hülya Can Nutku, Ataraksia ve Epokhe’de Nutku’nun kavramsal dünyasına değinir. Haluk Erdem, felsefe tarihine ilişkin saptamalarda bulunarak felsefeye bakışındaki genişliğin “Onu felsefe tarihinin bütün temel sorunlarını anlamaya ve kendi dilini kurmaya götürmüştür” düşüncesini iletir. (s. 94) GÖRME VE GÖSTERME YOLU! Kitabın ikinci bölümü Uluğ Nutku’nun Felsefesine Bakışlar, 15 çalışmaya ayrılmış. Engin Delice, Özebakışçı Tutum ile Diyalektik Bakış ya da Öz ile Biçimalışlar Sarmalı’nda, Uluğ Nutku’nun yapıtlarından yola çıkarak derinlemesine bir analizde bulunur. Sinan Özbek, Ad Nutku… metninde Nutku’nun “özcü düşüncede” kalmasının olanaklarını ve sınırlılıklarını kritik eder. Celal Gürbüz, Uluğ Nutku’da Özbelirlenim Olarak “İnsan Oluş”un Tarihselliği’nde, pek çok yazısından “izmcilik”ten kaçınmaya özen gösteren Nutku’nun felsefede izlediği düşünme yolunu, “Felsefenin binlerce yıldır açık ya da örtük izlediği, olanda veya olmakta olanda gerçekten neyin olup olmadığını veya ne olması gerektiğini görme ve gösterme yoludur” olarak tanımlar. (s.189) ULUĞ NUTKU’NUN ‘FELSEFEYLEMEK’ DEYİMİ Özlem Duva, Olanaklar Varlığından Özgürlükler Varlığına: Uluğ Nutku Felsefesinde Kantçı Antropolojinin İzleri yazısında, dilimize “felsefeylemek” terimini kazandıran Nutku’nun bir filozof olarak ürettiği kavramları ele alırken Kant felsefesiyle ilişkisini masaya yatırır. Bu bölümde ağırlıklı olarak Nutku’nun felsefi paradigmasının akademik düzeyde tartışıldığını belirtmek gerekir. Kitabın son bölümü Uluğ Nutku’nun Ardından Yazılanlar / Söylenenler’de, “gezgin filozof”un büyük vedasından sonra bazı dostlarının kaleme aldığı metinleri okuyoruz. ÖZGÜNLÜĞÜ, ŞİİR ANLAYIŞI VE DOSTLUĞU! Engin Delice, Yücel Kayıran, Mustafa Günay, Adnan Gümüş, Hıncal Uluç ve Afet Ilgaz, Nutku ile ilgili anılarını anlatırken onun felsefe konusundaki özgünlüğünü, şiir anlayışını, çalışma hayatını, felsefeye bakışını, dostluğunu açık yüreklilikle kaleme dökmüşlerdir. Felsefe disiplini açısından kuşaklar arası bir köprü görevini üstlenen kitabın bütününde Takiyettin Mengüşoğlu isminin sıkça geçtiğini görürüz. Mengüşoğlu’nun Türkiye’de felsefenin kimlik kazanmasında öncü bir isim olmasının yanı sıra Nutku’nun hocası olmasının da bunda payı bulunuyor. Kitapta Mengüşoğlu’nun felsefedeki önemi ve değeri birçok yönüyle ayrıca işleniyor. Sonuç olarak Gezgin filozof Uluğ Nutku’yu tüm yönleriyle tanımak ve onun felsefesini öğrenmek, felsefe disiplinine katkısını araştırmak ve felsefi düşüncenin gelişimindeki etkisini yakından takip etmek isteyenlerin başvuracağı bu oylumlu kitabın, önemli bir bilimsel çalışma olduğunu söylemek olanaklıdır. n Gezgin Filozof Uluğ Nutku / Editör: Mustafa Günay / Çizgi Kitabevi / 447 s. / 2020. 12 13 Mayıs 2021