05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ENİS BATUR’DAN ‘KARANLIK ODA ŞARKILARI’ ‘Şiirde deltaya vardım!’ “Tümünün şemsiye ismi olarak ‘Exitus’u seçtim, hastaneden ya da morgdan ölü çıkış kâğıdına göndermeyle! Sözün özü, bilanço diyemesem de arkada kalan yıllarla önümde duran son kapı arasındaki bir iskemlede yazılmış şiirler bunlar”. Böyle söylüyor Enis Batur, Karanlık Oda Şarkıları üçlemesinin bu ilk cildindeki; Doğu Batı Divanı’ndan uzanan bir hatta, hasret duygusuyla ironiyi aynı yatağa akıttığını ifade ettiği şiirleri için. EROL TOYGUN n Pervasız Pertavsız yazılarınızı durdururken, birkaç kitap üzerinde çalışma gerekçenizi yadırgamıştım. Yıllardır kitaplarınız ile düzenli yazılarınız el ele ilerliyordu çünkü. Karanlık Oda Şarkıları benim gibi sizi yakından takip eden okurlarınız için bile beklenmedik bir çıkış. Bu şiir kitabını mı kastetmiştiniz? Aralarında Karanlık Oda Şarkıları’nın da bulunduğu bazı kitapları kastetmiştim. Kesintisiz çalışmamı gerektiren işler. Bir dostum, üç yıl önce yaşadığım sağlık sorununu ima ederek ‘kapıdan dönünce’ büyük hamlelere yöneldiğim yorumunu yaptı ama doğru değil o yorum. Öncesinde başladım geniş soluk isteyen tasarılarıma. Bir süredir içimde hazırlıkları sürüyordu hepsinin. Medyan dönemim bitmişti, yavaş yavaş, hatta hızlı hızlı belki son düzlüğe geçiliyor benim yaşıma gelindiğinde. n Karanlık Oda Şarkıları’ndaki şiirlerin çoğunda bir yaşam bilançosu çıkarma eğilimi mi var? Kitabın iki adı arasında bocaladım uzun süre. 8 ayrı versiyonu var, koruyacağım onları, ilk 5’inde “Sırça Hayat, dip şiirleri” başlığı altındaydı toplam. Kaldı ki bir üçüzlünün ilk cildi bu, tümünün şemsiye ismi olarak “Exitus”u seçtim, hastaneden ya da morgdan ölü çıkış kâğıdına göndermeyle! Sözün özü, bilanço diyemesem de arkada kalan yıllarla önümde duran son kapı arasındaki bir iskemlede yazılmış şiirler bunlar. ‘COVID DÖNEMİ ŞİİRLERİ SONRAKİ CİLTTE’ n Covid salgını yaşantısının bir yansıması olduğu söylenebilir mi kitapta? Hayır, o dönemin şiirleri sonraki ciltte yer alacak. Ayrıca, salgına ne hacet, ülke yanıyor, küre yanıyor, uğursuz bir çağın içindeyiz. Öte yandan, şiir kitabı ayna özelliği taşımaz pek, olup bitenler arkasına döşenmiş bir dekor yaratmaz ille de. Geniş zamanların içinden geçiyor şarkılar, geniş coğrafyaya yayılıyorlar. Yaşadıklarım, okuduklarım, düşündüklerim ve düşlediklerim kalın bir magma tabakası oluşturmuş zaman içinde, oradan sökün ediyor şiirler. HASRET İLE İRONİYİ AYNI YATAĞA AKITMAK! n Kurmaca öğeleri de kullanıyorsunuz. Doğu Batı Divanı’ndan uzanan bir hat. Hasret duygusuyla ironiyi aynı yatağa akıtmayı seviyorum. Bir de gerçek nedir ki yönünde bir sarsalama isteği yüzeye vuruyor bu son dönemde. Bir bulamaç gibi Hakikat. İçinde yanılsama, yanlış teşhis, bile göre çarpıtma, hülyalı tespitler, daha bir dolu unsur birikiyor. n Felsefi kaygı önalmış gibi geldi bana. Sanki ilk döneminize, İblise Göre İncil yıllarına, Kandil’in mesellerine bir ölçüde kementler atmışsınız. Şarkılar’ın şahdamarı Metafizik. Bulutsuz yağmur olmaz.. Metafizik diyorsam, şiirler Hayat ile Ölüm’ün arasına açılmış uzun bir tereddüt tünelinden geldikleri için. Orada sis ve berrak ortam peş peşe üstünüze çökebiliyor, ayırt etmeye çalışıyorsunuz imge kutunuzda. ‘ÇÖKÜŞ ZAMANLARINDA GEREKLİ Mİ ŞAİRLER?’ n Öyleyse, demin değindiğiniz kapıdan dönme olayından çok da soyutlayamayacağız Karanlık Oda Şarkıları’nın kaynağını? Kitaba daha önce başlamış olmanız yaşadığınız travmanın etkisini yok etmez herhalde? Şarkılar bir bakıma “logbook” (seyir defteri) kayıtları sayılabilir: Hayatınızın tek bekleyenler açısından mı eziyetli sanıyorsunuz, benim düpedüz içimi tüketiyor, belli ki daha da tüketecek. Ne zaman bitecek, bitecek mi kaygısını hiç duymadığımı sanmayın. Şairin denetleyemediği bir iç sıralaması var, kendine söz geçiremiyor, “gelen” neyse onu düşüyor kâğıda. ‘KISA ŞİİR ASIL ZORLAYICI OLAN!’ n Uzun şiir herhalde daha zorlu geçen bir yazma süreci sonrası ortaya çıkıyor. Ben öyle düşünmüyorum, bu konuda Wallace Stevens’a hak veriyorum, kısa şiir asıl zorlayıcı olan, her defasında sıfırdan başlıyor şair. Ve en ufak pürüz, sıçrak göze battığı için eli çok oyalıyor. n İkinci kitabı bitirdiğinizi söylediniz, herhalde üçüncü üstündesiniz. Karanlık Oda Şarkıları’nın devamı olarak mı değerlendiriyorsunuz VEDAT ARIK diğer iki kitabı, yoksa başka çizgiler çoğu geçmiş azı kalmıştır. Kim bilir, belki de azın azı. Şiirleriniz kaygan zeminden akıp geliyor bu şartlarda, bereket zanaatınızın sorunları yakıcı önemde, sonuçta teknik bir dizi işlem gerçekleştiriyorsunuz kâğıt üstünde, dolayısıyla onlar oyalıyor insanı masada ve garip bir haz da sağlıyor. Yoksa, çoktan Hölderlin’in “Çöküş zamanlarında gerekli mi şairler?” sorusunun duvarına çarptık. mi çekiyorlar? Her dönemin ve her kitabın kendine özgü sorunları oluyor. Birinci kitaptan ikinciye ve üçüncüye yürüyen bir anadamar görüyorum ben ama çok sayıda yeni kılcal damar, farklı plexus’lar da görüyorum. Deleuze’ün başlığına göndermeyle: Fark ve Tekrar. n Bu kitaplarla genişlediğinizi düşünüyor musunuz? Çetin ceviz bir soru bu. Her şeyden önce genişlemek bir gelişme belirtisi mi, yokŞİİRİN ÖZÜNDEKİ BANYO ETME SÜRECİ! n “Karanlık Oda” çift anlamlı mı? Tabii çift anlamlı. Şiirin özünde bir sa bir yayılma mı, ona bakılmalı. Olumlu tarafından alırsam sorunuzu, şiir yolculuğumun deltaya varışı diye tanımlayarak değerlendirebilirim genişlemeyi. banyo etme süreci bekliyor. Orada ışık ayarları, vakit ölçümleri titizlik ister. Farklı versiyonların yoklanma nedeni bu. Sonunda, size göre en olgunu okura doğru yola çıkıyor. ‘ÇAĞIN EN BÜYÜK ÇÖKÜNTÜSÜNÜ YAŞIYORUZ’ n Karanlık Oda Şarkıları son derece talihsiz bir kitap olmayacak mı? Her bakımdan çok kötü bir dönemde Bir de odamızdaki ışığın ve karançıktığı için söylüyorum bunu. lığın bileşkenleri konusu var. DışarıŞiir kitabı yayımlamak ticari bir faada hep gece hüküm sürüyorsa ya da liyet değil. İçinden geçtiğimiz çoğul fırNerval’in ve bütün melankoliklerin tınalı takvimde okumak ilaçların en de“siyah güneş”i giriyorsa pencereden, ğerlileri arasında sayılabilir. sonuç bunlara bağlı olarak şekilleniyor. Çağın en büyük çöküntülerinden birin Exitus I belirtkesinden tedirgin ol ni yaşıyoruz, ülke ağır bir bunalım ortadum. Opera’nın ikinci kitabını 25 yıl mına sürükleniyor gitgide, şiir yazmadır bekliyoruz! Burada aynı durum ol nın ve okumanın bir varoluş biçimi nimayacak mı? Exitus II kaba hatlarıyla bitmiş duteliğini taşıdığı kişilerin arasında mekik dokuyacaktır kitaplarımız. n rumda. İnce ayarları üzerinde gereğince durabilmek için bir yıllık süreye hak Karanlık Oda Şarkıları / Enis Batur / kım olduğuna inanıyorum! Opera bir Simurg Art Yayınları / 528 s. / 2020. 6 21 Ocak 2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle