Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GRİGOROVİÇ’TEN ‘BALIKÇILAR’ Her güzel hikâye bir yolculukla başlar HAZİRAN 2020 “Çok paranın olduğu yerde, çok günah olur. Bizde olan, bize yetiyor. Para, kaygı getirir ve onunla mutlu olamayız. Sana şu sözü hatırlatayım: Mutlu adam odur ki pazar günü böreğini afiyetle yesin.” Dmitri Vasilyeviç Grigoroviç Z. DOĞAN KORELİ D ostoyevski ile tanıştıktan sonra edebiyata yönelen, 19. yüzyıl Rus edebiyatının altın çağının en parlak isimlerinden Dmitri Vasilyeviç Grigoroviç, Rus kırsal hayatını gerçekçi ve eleştirel bir bakışla anlatan yazarlardandır. Sanatçı kutsal aile bağlarını ve zorluklar karşısında dayanışmanın ve sevginin önemini, Balıkçılar romanında sıcacık bir dille sunar. Çok yoksul, işsiz bir yaşlı adam ve yanında bir çocuğun, Sosnovka köyünden Tula şehrine gelmesiyle başlar roman. Yazar bu yolculuk boyunca olaya hemen girmez. Yolculuğun yanında Rusya’nın eşsiz panoramik ve pastoral görünümlerini de yansıtır okura. Oka Nehri kıyısında bir balıkçının evine gelen yolculardan yaşlı olanı Akim Amca, hiçbir işte dikiş tutturamayan bir adamdır. Yoksulluk belini bükmüştür, sığınacak kimsesi de yoktur. Yanındaki çocuk Akim’in evlatlığı sekiz yaşındaki Grişka’dır. Köyde, evlerine geldikleri kişi de Akim’in akrabası, ihtiyar, huysuz balıkçı Gleb’dir. Gleb Saviniç, nehir kıyısındaki kulübesinde eşi Anna, oğulları Pyotr, Vasili ve Vanya ile yaşamaktadır. FİZİKİ VE RUHSAL PORTRELER Yazar, Gleb Amca ve onun balıkçı ailesinin sevgi ve dayanışmayla örülü kimi dramatik kimi trajik yazgısını anlatır. Kıt kanaat geçinen Gleb, Akim’in hiçbir işte sebat edemediğini bildiği için onu evine almak istemez. Ancak eşi Anna’nın ısrarına dayanamaz ve kabul eder. Akim’e günlük işler verir. Akim, ilerleyen sayfalarda ölür ve Grişka ve ailesine emanet olarak kalır. Gleb de onu oğullarından ayırmaz. Romanda anlatılan insanlar zor geçinen, çok emek harcayan, doğayı, doğanın diliyle konuşup yenebilen insanlardır. Grigoroviç değerlerine bağlı, emeğinin ve alın terinin gururunu yaşayan Rus köylüsüne daima sempatiyle yaklaşır. Yazar, doğanın çetin koşullarını, karakterlerin fiziki ve ruhsal portrelerinde yedirir. Rusya’nın zorlu uzun kış günleri, Gleb’in dirayetinde vücut bulur. Roman boyunca şu asla unutulmaz: Çetin doğaya karşı, bir balıkçı ailesinin sevgi ve dayanışma dışında verebileceği hiçbir şey yoktur. Romanın asıl dikkat çeken eleştirel akışı, Sanayi Devrimi ve fabrikalaşma sonrasında Rusya köylerindeki insan nüfusu kaybı, kırdan kente göç, aileye ve geleneksel ahlaki değerlere, aile köklerine başkaldırı şeklindedir. 19. yüzyıl Rus köyleriyle ilgili folklorik özel likler, batıl inançlar, düğün, cenaze gibi törenlere damga vuran ritüeller gerçekçi ve okuru sarsacak derecede anlatılır. Bu özelliği bile kitabı, sosyolojik bir bakışla okumaya yeter. n Balıkçılar / Dmitri Vasilyeviç Grigoroviç / Çeviren: Levent Özübek / Vakıfbank Kültür Yayınları / 388 s. / 2019. 11 11 Haziran 2020 Türkçe Edebiyat, 124 sayfa İsmail Saymaz’dan memlekete sevdalı kelimelerle yazılmış öyküler Bir sabah annem sarı telefonu kömür sobasına a ı. İçimde, sivilceli ve çilli bir çocuğun “Alo!” sesini duydum. Açsaydın, “Seni seviyorum,” diyecektim İsmail Saymaz, bazen bir Erzurum türküsünün soluğunu ya da Karadeniz’in yerinde duramayan rüzgârını İstanbul’un baş köşesine getiriyor; bazen de İstanbul’un hovardalıklarını, neşesini ve rengini tutup memleketin dört bir yanına salıveriyor. Balkon Sefası, bin çeşit insan hikâyesiyle örülmüş, eğlenceyi ve hüznü bir arada barındıran bir kitap. www.iletisim.com.tr [email protected] vimeo.com/iletisim facebook.com/iletisimyayin twi er.com/iletisimyayin instagram.com/iletisimyayin