15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DEĞIŞEN KÜLTÜRE KARŞI HAYAT BOYU KLASIKLER Hayatın her alanında, klasiklerin yolunda... Nuccio Ordine, Hayat Boyu Klasikler’de alışılmış çalışmalardan farklı olarak klasikler üzerine yalın bir yazınsal değerlendirmeden öteye geçiyor ve değişen kültürel normları, okur alışkanlıklarını anlamak için meselenin derinliklerine iniyor. GÜRER MUT [email protected] E debiyat, dünyanın farklı kültürlerinin birleştiği ve birbirinden beslendiği, yaşamın renkleriyle zengin, duyguların coşkusuyla heyecanlı bir birikim aynı zamanda. Bu zengin yazın mirası, 21. yüzyılın tüketim alışkanlıklarıyla eski ahengini giderek kaybederken, kültürel birikimin ve zenginliğin aktarımında büyük sorunlar ortaya çıkıyor. Değişen alışkanlıklar çerçevesinde ve teknolojinin de etkisiyle, okuma eyleminin yerini görselişitsel araçlar alıyor. Sosyal ve kültürel alanda yaşanan bu dönüşümler toplumsal ve tarihsel belleğin yitimine yol açarken, dünya edebiyatı müktesebatı gereği, bir açıdan insanlığın bellek mirasının korunduğu sığınak işlevi görüyor. İtalyan yazar, eğitmen ve felsefeci Nuccio Ordine 2016 yılında kaleme aldığı, Türkiye’de ise ilk basımı Mart 2019’da Alfa yayınları tarafından yapılan Hayat Boyu Klasikler’de alışılmış çalışmalardan farklı olarak klasikler üzerine yalın bir yazınsal değerlendirmeden öteye geçiyor ve değişen kültürel normları, okur alışkanlıklarını anlamak için meselenin derinliklerine iniyor. Bunu yaparken de akademisyenliğin kendisine tanıdığı avantaj ve örneklerden hareketle gençliğin sorunlarına inerek eğitimin niteliğini, edebiyatın eğitim içindeki yerini, günün sıkıntılarını, endişelerini sıralıyor. Dahası, öğrencileri üzerinden deneyimlediği bu birikimden yola çıkarak yaptığı değerlendirmelerin ışığında sorun olarak tespit ettiği başlıkları açarak, günümüzde evrensel bilginin aranıp aranmadığını, bunun ise eğitmenler tarafından ne derece ciddiye alındığını tartışmaya açıyor. Giriş bölümünde bahsedilen sorunların aktarımına ve bu sorunlara üretilen cevaplara baktığımızda; kolaylıkla Ordine’nin bu kültürel yozlaşmaya karşı derdi olan bir aydın olduğunu gözlemliyoruz. ‘OKUDUKLARIMLA GURUR DUYUYORUM’ “Başkaları yazdıkları sayfalarla övünebilirler; ben okuduklarımla gurur duyuyorum.” Sonsuzluğun Tarihi, Düşsel Varlıklar Kitabı ve Alef gibi bir çok çalışması Türkçeye çevrilen Jorge Louis Borges’in bu çarpıcı sözüyle başlıyor kitap. Bunun hemen akabinde Ordine’nin uyarı mahiyetindeki, “klasikleri ve okulu kurtarmazsak, klasikler ve okul bizi kurtaramayacak” başlığı, kitabın temel problemini ortaya koyuyor. İtalyan yazar, okulun temel işlevi, eğitimcinin niteliği ve sınav olgusu üzerinde dururken, eğitim kurumunun eleştirel ve özerk olarak akıl yürütebilecek özgür, kültürlü yurttaşların yetişmesindeki işlevine işaret ediyor. Bunu yaparken de edebiyatın, sanatın ve felsefenin yol göstericiliğine sığınıyor. Ayrıca kitap önemli ölçüde günümüzün değişen okur profiline, yaşanan kültürel dönüşümlerin ve bozulan eğitim sisteminin yarattığı çarpıklığa odaklanıyor. Hayatın içinde karşılaştığımız sorunları gözümüzün önüne getirdiğimizde, anlatı gücünün, betimlemelerin ve duyguların giderek yok olduğu bir toplumsal düzlemle karşı karşıya olduğumuzu düşündüğümüzde, klasiklerin hayatla kurdukları canlı bağı yeniden hatırlamak ve hatırlatmakta fayda var. Bunu, “Klasiklerin yaşamımıza yardımcı olmalarının sebebi, yaşam sanatı ve faydacılık ile kârın diktatörlüğüne karşı koyma konusunda anlatılacak çok şeyleri olmasıdır” diye somutluyor Ordine… Edebiyatın bir zamanlar Avrupa toplum dokusu tarafından ciddi şekilde sahiplenilirken bugün gelinen noktada, klasiklerin eski şeref köşesine artık sahip olmadıkları bir başka önemli vurgu. Bunun nedeni, kopuş dinamiği sadece belli kültürlere indirgenmeden, yaşanan sorunun evrensel bir boyut almış olduğunun saptanmış olması. Bu açıdan kitap, Avrupa uygarlığının kültürel dokusu giderek yıpranırken, bunu engelleyecek kurum olan okulun da sermayenin insafına bırakılarak krizin daha da büyüdüğü saptamasını yapıyor. Gelinen noktada öğretme eyleminin niteliğinde de ciddi problemler olduğu, eğitim cinin oynadığı rolün ciddiye alınması gerektiğinin altı çiziliyor. OKULUN KÜLTÜREL İŞLEVİ Siyasal dönüşümlerin ışığında eğitim politikalarımızda en çok tartıştığımız, eğitimde dinselleşme ve dijitalleşme başlıkları Ordine’nin de dikkatini çekiyor. Albert Camus’nun hayatını değiştiren öğretmeni Louis Germain, Nobel Edebiyat ödülü alan öğrencisine yazdığı mektupta, İtalyan okullarına din eğitiminin girmesiyle başlayan darbenin çocukların bilincine yapılmış korkunç bir saldırı olduğunu söylüyor ve laik eğitimden vazgeçilmesi durumunda yaşanacaklardan endişe duyuyor. Ordine de benzer bir şekilde, aslolanın çocukların kendi hakikatlerini arama haklarına saygı duymak olduğunu, genç bir öğrencinin hayatını birçok şekilde değiştirebileceği; öğrencilere meşruluk, hoşgörü, adalet, kamu yararı sevgisi, dayanışma ruhu, doğa ve sanat mirasına saygının öğretilmesi durumunda yozlaşan kültürel dokunun yeniden iyileştirileceğine işaret ediyor. Bunun haricinde, İtalyan yazar dijitalleşen eğitime de değinerek, bunu sınıfsal temele oturtuyor. Başarı kıstasına sıkıştırılmış eğitimin dijitalleştirilme nedeninin bilgiye olan hızlı ulaşım olduğu tezinin hatalı bir yaklaşım olduğunu çünkü bunun avantaj değil, dezavantaj yarattığını açıklıyor. Bunu yaparken de Nietzsche’nin yolunu takip ederek, hıza endekslenmiş bir algının değil de; öğrenmenin yavaşlık, düşünme, sessizlik ve odaklanma gerektirdiğinin anlaşılması gerekiyor. Son olarak, öğrenci Nuccio Ordine lerin yaşadıkları çağı ve coğrafyayı kavramaları için yaptığı siyasal değerlendirmede Ordine, Avrupa’daki dayanışma kültürünün giderek yok olduğunu ve bunun yerini sağpopülist söylemlerin almasını ilerleme çağı için ciddi bir tehlike olarak görüyor. Yeni bir yurttaş kuşağının yetişmesinde evrensel değerlerin yeniden keşfedilmesi gerektiği vurgusu ise oldukça önem taşıyor. Bu uyarı ve tespit dizininin ardından klasik eserlerden yapılan alıntılar değerlendirmeye alınıyor. William Shakespeare, Thomas Mann, Hipokrates, Platon, Stefan Zweig, Nâzım Hikmet, Goethe, Cervantes, Montaigne ve daha birçok yazardan alıntılar Hayat Boyu Klasikler’de yer alıyor. NASIL BIR EĞITIM ISTIYORUZ? Elbette kitabın ardından yapılan önemli uyarılar zihninizde dolaşırken ideal olan eğitim alanındaki dönüşümün nasıl olması gerektiğini, edebiyatın, felsefenin, sanatın, müziğin ve temel bilimsel araştırmaların eğitim sistemiyle uyumu üzerine ve bunun olması durumunda yaşanacak büyük mucizeleri hayal ediyorsunuz. Bugün eğitim sisteminin niteliği ve kapsamında yaşanan sorunlarla cebelleşiyor da olsak, Nâzım’ın sözünü hatırlatıp, “umut insanda” demeye devam edeceğiz. Hayat Boyu Klasikler ise bu açıdan bir tür çığırtkanlık görevi üstleniyor. n Hayat Boyu Klasikler / Nuccio Ordine / Çev: Leyla T. Basmacı / Alfa Yayınları / 260 s. / Mart 2019 8 4 Nisan 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle