Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MAHMUT ALINAK’TAN “KEŞKE” OKURLARA Bir ömürlük aşk Mahmut Alınak “Keşke”de, bir baba oğul hikâyesinin yanı sıra Anadolu’nun taşını toprağını gama kedere çeviren bir aşk öyküsü anlatıyor. ADALET ÇAVDAR B aba kavramı, pek çok insanın hayatta hem derde, sevince, kendini kaybetmesine hem de kendisini bulmasına denk gelir. İnsan yaş aldıkça anlamaya, anlamlandırmaya, sorgulamaya, kabul etmeye, affetmeye en çok sığındığı ve en çok yara aldığı insandan başlar. Baba kavramı, sorgusuz sualsiz pek çok yaranın ve aynı zamanda pek çok merhemin nedenidir. Baba bir çelişkidir, insanı kendisiyle bitmeyen bir çatışmaya sokar. Babanın ölümü, her insan için bir devri kapatıp başka bir dönemi açar. Altından kalkılması, önüne geçilmesi, yanında durulması her hâliyle zordur. Yazar, avukat ve siyasetçi Mahmut Alınak’ın yeni romanı Keşke, insanı geçmişle ören bir Anadolu kasabası misali. Kars Digor’da 1952’de doğan Alınak’ı aslında ben yaşlarda şehirde büyümüş bir genç kadından ziyade onun çağından ve bir kasabada büyüyen, yaşlanan insanlar çok daha derinden çok daha iyi anlar. BAŞKA BİR DÜNYADA Keşke, rüya ile gerçeklik arasında bir kesintiyle başlıyor. Evli ve iki çocuk babası, köyünden uzakta yaşayan, annesini kaybetmiş bir adam, bir gece rüyasında babasını kaybettiğini görüyor. Babası sağken gördüğü bu rüyanın peşinden eşini ve çocuklarını alıp babasının yanına taşınmayı tercih ediyor. Eşi ve çocukları bu planı güle oynaya kabul ediyor. Aslına bakarsanız romanda kendi hikâyesini anlatan adam, eşinden ve çocuklarından yana oldukça şanslı. Üç kardeşin ortancası anlatıcımız. Ablası Zehra ve Ankara’da okuyan kardeşi Mahir arasında büyümüş. Eşinin adı İsyan; adı gibi güzel bir kadın. Mahir’in şehirde aldığı hem akademik hem de kültürel, siyasal eğitim, onu elbette kasabanın ayrıksılarından biri hâline getiriyor. Romanın geçtiği tarihler belli olmasa da Türkiye’nin pek çok kasabasında, köyünde görülen çeşitli kutuplaşmalar Digor’da da görülüyor. Lakin Mahir ve babası, sözlerinin arkasında durarak insanlara onların hakkında konuşma fırsatı vermemesi, söylediklerinin ve yaptıklarının uyuşmasıyla halkın dikkatini çekmeyi başarıyor. Yetmiş iki yaşında bir baba Hesen, üniversiteli oğlunun arkasında durmak için köy meydanında sesini yükseltip hakkını savunuyor. Mahmut Alınak, bir baba oğul hikâyesinin yanı sıra Anadolu’nun taşını toprağını gama kedere çeviren bir aşk öyküsü anlatıyor. Hesen ve Elife’nin aşkı, hem anlatıcının ve Elife’nin hem de Hesen’in dilinden dökülüyor. Anlatıcı Hesen’in ortanca erkek çocuğu Şirali, hatırlayıp dinledikleri ve tanıklıklarıyla babasına tekrar tekrar hayran oluyor. Lakin ölümün çaresi bulunmadığı, sadece sabrı olduğu gibi Hesen Baba kansere yakalanıyor. Yaşı ve kanserin bir hayli ilerlemesi nedeniyle duruma pek müdahale edilemiyor. Gençlik değil, çocukluk aşkı olan ve başka insanlarla evli olsalar bile birbirine bir ömür âşık ve hasret kalan iki insanın kavuşması başka bir dünyaya kalıyor. ETRAFIMIZDAKİLERİN HİKÂYESİ Roman aslında bir kasabanın ve köyün pek çok karakterine sırayla yer veriyor. Anlatım, kimi yerde aşırı bir romantizme doğru yönelse de okuru ellerinde büyüdüğü nene ve dedesinin hikâyelerine taşıyor. Herkesin tanış ve bir şekilde ahbap olduğu o küçük yerlerde yaşanan hayatın kavga dövüşe rağmen ne kadar kısa sü Alınak’ın “Keşke”si, içinde pek çok keşkeyi barındıran bir roman. Bir oğulun babasına karşı duyduğu sevgi, saygı ve suçluluk hislerinin toplamı, eksik olanların yası. rede toparlanabildiğini ve eski hâline dönebildiğini hatırlatıyor. Artık bir köyü ve kasabası olmayan, aynı apartmanda yaşadığı kapı komşularını tanımak bir yana simalarını bilemeyen şehirli kuşak için bunların pek bir şey ifade etmediği söylenebilir. Alınak’ın Keşke’si, içinde pek çok keşkeyi barındıran bir roman. Bir oğulun babasına karşı duyduğu sevgi, saygı ve suçluluk hislerinin toplamı, eksik olanların yası. Aynı zamanda aşkın bir ömür boyunca ayrı çatılar altında, ayrı yataklarda da sürdürülebildiğinin, bunun koca bir hayat hikâyesi anlamına geldiğini de hatırlatıyor. Elbette kaybettiğimiz, artık görmezden geldiğimiz etrafımızdakileri tek tek gösterirken onların hikâyelerini anlatıyor. Bir köyün içinden, kim bilir otobiyografik ve kendine ait bir hikâyeden iyi insanlar olmayı unutmamız gerektiğini söylüyor Alınak. n Keşke / Mahmut Alınak / Cha Yayınları / 182 s. ‘Denize Yazıldı’ A yşe Sarısayın, yeni kitabı “Denize Yazıldı” ile Heybeliada’nın doğurup büyüttüğü bir dostluğun ve bir dostun hikâyesini anlatıyor. O dostun adı Elif Daldeniz Baysan. Genç yaşta öldükten sonra, ardında bir koca sevgi yumağı ve güzel dostlar bırakır genç kadın. O dostlardan biri olan Ayşe Sarısayın da Elif’in ölümünün üzerinden biraz zaman geçtikten sonra bu genç kadının ve dostluklarının hikâyesini anlatmaya koyulur. Bu hikâyenin içinde Elif de, çevresi de, kurmaya çalıştıkları bir başka yaşamın öyküsü de var. Ama Elif Daldeniz’le birlikte en çok Heybeliada var. Sarısayın’la Eray Ak konuştu. İnsan hakları ihlallerini yerinde gözlemleyip suiistimale maruz kalanlarla bizzat görüşen Wolfgang Bauer, Boko Haram’dan kaçmayı başaran ve kurtarılan kadınların öyküsünü “Çalınan Hayatlar”da anlatıyor. Ali Bulunmaz bakıyor kitaba. 2017’de kırkıncı yılını kutlayan Yıldız Savaşları efsanesini kırk ayrı yazarın hayal gücüyle taçlandıran 538 sayfalık özel kitap, Türkçede. Yayından elde edilen tüm gelir, ihtiyaç sahibi çocuklara hizmet eden kurumlara, eğitmenlere, eğitim malzemelerine ve yeni kitaplara destek sağlayan, kâr amacı gütmeyen ‘First Book’/’İlk Kitap’ (firstbook.org) organizasyonuna bağışlanmış. Evrim Altuğ tanıtıyor kitabı. Bol kitaplı günler... KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Mehmet Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Editörler: Ali Bulunmaz, Eray Ak l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Faruk Eren l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Direktörü: Deniz Tufan l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Baskı Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 323 Ağustos 2018 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap