02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CAN ÖZOĞUZ’UN KİTABI ‘Kuvayı Milliye Öyküleri’ “Kuvayı Milliye Öyküleri”, adı gölgede kalmış çeşitli kahramanların gerçek hikâyelerinden oluşan bir kitap. Tarihî öyküler diyebiliriz çünkü belgelerle desteklenen sürükleyici metinler bunlar. mehmet zaman saçlıoğlu C umhuriyetin kuruluş yılları acı ve öğretici öykülerle dolu. Tarihten öğrenmesini bilenler, bu bilgileri dünyanın, ülkemizin bugünü ve geleceği için kullanmayı da öğrenebilir. Tarih hem zalimleri, hem mazlumları, hem kazananları, hem yitirenleri yazar. Küçük küçük olaylar, kimi zaman anılara dönüşebilir; kimi zaman ise anlatacak biri olmadığından, yiter gider. Tarihi yapanların ilk ağızdan neler olup bittiğini anlatması önemli bu yüzden. Atatürk’ün Söylev’i, bir kurtuluş savaşının nasıl kazanıldığını belgelerle anlatan, çarpıtılması, yalanlanması mümkün olmayan bir belgedir ama okura bir roman hazzı da verir. Şu Çılgın Türkler, bir roman dendiği hâlde tarihi doğru yazdığı için aynı zamanda bir belgesel sayılır. Nâzım’ın Kurtuluş Savaşı Destanı (Kuvayı Milliye) bir büyük şiir, bir büyük destan olduğu kadar savaşın ve kurtuluşun sahnelerini bize gerçek yüzleriyle anlattığı, bizi derinden etkilediği için hem roman hem de belgesel etkisi yapar üzerimizde. Onun dizelerindeki insanları yaşamış roman karakterleri gibi görürüz neredeyse. Can Özoğuz’un yeni kitabı Kuvayı Milliye Öyküleri’ni okurken bunları anımsadım. Bazen Nâzım geldi aklıma, bazen eski Türk destanları, bazen Ceyhun Atuf Kansu’nun sesi. Kitap, kapakta yazdığı gibi “Çocuk Kitaplığı” dizisinden olmamalıydı çünkü bunlar çocuk öyküleri değil. On iki yaş üstü gençler ve erişkinler için öyküler. Bu küçük yanlışa dikkat çekmeyi zorunlu görüyorum. Kuvayı Milliye Öyküleri, dizelerindeki kimi sözcük öbeklerini destanlardan, türkülerden, marşlardan anımsadığımız bir giriş şiiriyle başlıyor. Ardından Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarından Kara Fatma’nın öyküsüyle sürüyor. Bu bölümde de eski destanların sesi var. Kimi zaman düz yazı kimi zaman nazım biçimiyle süren sayfalarda genç bir gazetecinin, bir köşede unutulmuş bu kahramanı buluşunu ve onun sorduğu sorularla Kara Fatma’nın yaşadıklarını dinliyoruz. Kurtuluş ordusuna İstanbul’dan silah sevk eden milislerin arasındaki bu kahraman kadının öyküsü kim bilir adını bilmediğimiz ve bu topraklar için canlarını düşünmeden veren kaç kahramanın öyküsüne benzer. Mustafa Kemal ile anılarını da anlatan Kara Fatma bir bölüm sonra öyküsünü dinleyeceğimiz Arhavili Ali’den söz ederek öğütler veriyor ve aramızdan ayrılıyor. HATIRLAMAK İÇİN... İkinci bölüm 1921’de Ankara’yı anla tarak başlıyor. İki küçük çocuk, Mehmet ile Nebil’in el ele Taş Mektep’e gidişini, babaları Esat Bey’in, düşmanın Ankara’ya yaklaşması üzerine aileyi toplamasını ve göçmen kafilesine katılmasını, yolda tanıştıkları Arhavili Ali Çavuş ile Hopalı Turgut Onbaşı’yı da anlatan kısa bir yol öyküsü olarak devam ediyor. Öykünün devamında Küçük Mehmet’in büyüyüp hâkim olduğunu ve Cumhuriyet Halk Partisi ile İş Bankası arasındaki dava dosyası ile geçmişe yine nasıl döndüğünü görüyoruz. Burada Hâkim Bey’in Atatürk’ün vasiyetinin orijinali ile karşılaşmasını okuyoruz heyecanla. Hâkim Mehmet’in, kitabın yazarı Can Özoğuz’un babası ve kitapta önemli bir yer tutan Cumhuriyet’in ilk milletvekillerinden Esat Özoğuz’un oğlu olduğunu da netleşiyor. İnzivaya çekildiği yaylada, ziyarete gelen bir gence anılarını anlatan ve kimsenin görmediği bir fotoğrafı emanet eden Arhavili Ali Çavuş’un hikâyesi, gencin anlattığı Nusret Mayın Gemisi’nin hikâyesiyle zenginleşerek bir savaş öyküsü biçiminde sürüyor, bir başka Kurtuluş Savaşı kahramanı Topal Osman’ın hikâyesiyle büyüyor. Sonraki bölümde ‘Adana’nın Kurtuluş Destanı’ başlığıyla Esat Bey’in başından geçenleri okuyor, İstiklal Madalyası sahibi bu önemli insanı tanıyoruz. Türk Eğitim Derneği kurucularından Esat Bey’in “Adana’nın Kurtuluş Mücadelesi Hatıraları” adlı kitabının kaynaklık ettiği anılar, yazar Can Özoğuz tarafından bir dedetorun konuşması üslubuyla bize aktarıyor. Kitap, son bölümünde bir başka önemli kişinin hikâyesini ele alıyor. Oğlu gazetemizin emektar yazarı Işık Kansu olan büyük ozanımız Ceyhun Atuf Kansu’nun babası, Nafi Atuf Kansu ile tamamlanıyor. Bu bölümde Can Özoğuz’un ve Işık Kansu’nun dedelerinin çeşitli anıları bulunuyor. Kuvayı Milliye Öyküleri, adı biraz gölgede kalmış çeşitli kahramanların gerçek hikâyelerinden oluşan bir kitap. Tarihî öyküler diyebiliriz çünkü belgelerle desteklenen sürükleyici metinler bunlar. Özellikle gençlerin öğrenmek için okumasında; biz yaştakilerin ise Cumhuriyetimizin o kurucu kuşağını, dedelerimizi tekrar anımsayarak, en sisli günlerde bile umut olduğunu hatırlamak için okumamızda yarar var. n Kuvayı Milliye Öyküleri / Can Özoğuz / Bilgi Yayınevi /156 s. KItap 1720 Aralık 2018
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle