24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

sonucunda ortaya çıktı. Peki hayallerimizin hepsi gerçekleşti mi? Elbette hayır! Bu daha başlangıç, mücadeleye devam! Dünyalı’nın ilk sayılarında “Kitaplık” sayfası yer alıyordu, çocuk kitapları tanıtılmıştı. Sonraki sayılarda, kitap tanıtımlarına yer verilmedi. Bunun nedenini merak ediyoruz… Dünyalı’nın ilk üç sayısında yer alan “Kitaplık” sayfası okurlarımız tarafından beğenilmedi. Daha doğrusu biz bu içeriği okurlarımızı yakalayacak, memnun edecek biçimde vermeyi başaramadık. Yeni bir yaklaşım ve dil kurgulayıp okurlarımıza ulaşacak biçimi elde edinceye kadar bu içeriği erteledik. İlk sayıdan bu yana okurlar için ayrılmış bir sayfa var dergide, bu sayfaya ilgi nasıl? Size çok sayıda ürün geliyor mu? Okurlarımıza ayırdığımız sayfa için gönderilen ürünler her geçen gün artıyor. Öyle ki, okurlarımız bizi bu bölümü genişletmeye ve geliştirmeye zorluyor. Önümüzdeki sayılarda okurlarımız kendilerini ifade edebilecekleri daha geniş bir alana sahip olacaklar. Son birkaç sayıda Dünyalı’nın El Kitabı, okurlara armağan olarak verildi. Bu el kitaplarının çocuk okurların çok hoşuna gittiğini düşünüyorum, devam etmeyi düşünüyor musunuz? Başka sürpriz armağanlar yolda mı? “Dünyalı’nın El Kitabı” dizisi tahminimizin üzerinde ilgi görüyor. Dünyalılar için el kitapları hazırlamaya devam edeceğiz. Yeni yıllık yayın planımızda da el kitapları yer alıyor zaten. Derginin armağanları üzerinde titizlikle durduğumuz konulardan biri. Daha derginin adı bile konmamışken verdiğimiz kararlar arasında, birkaç dergi fazla satmak için Çin malı, uyduruk, nasıl bir malzemeden üretildiği belli olmayan ıvır zıvır vermemek oldu. Armağanlarımızı geliştirmeye ve niteliği yükseltmeye yönelik planlarımızı da yaptık. Elbette bu armağanları görmek için gelecek sayıları beklemeniz gerekiyor. “Dünyalı’nın olmazsa olmazı” dediğiniz ilkeler var mı? Dünyalı’nın adından, ilk satırlarından önce ilkeleri vardı. Her şeyden önce biz içeriği olan, “okunacak” bir dergi yapmaya karar verdik. Kulağa tuhaf geliyor olabilir ama piyasadaki dergilere bir göz atarsanız neden böyle bir ilke belirlediğimizi anlarsınız. Biz çocukları, genel olarak okurları birer “tüketici”, birer “müşteri” olarak görmüyoruz. Dünyada olup biten her şey hepimizi ilgilendiriyor. Öyleyse Dünyalı, uygun dili bulmak şartıyla istisnasız her konuyu ele alabilir. Bu işi yaparken de iletişimi doğrudan, göz seviyesinde ve herkese eşit mesafede durarak kurar. Aslında yanıtımı uzatabilirim ama bu kadarı bile Dünyalı’nın neden ve ne kadar farklı bir dergi olduğunu göstermeye yetiyor. Dünyalı’nın gelecekteki Türkiye çocuk dergiciliğindeki yerini nasıl görüyorsunuz? Bence bu soruya biz yanıt veremeyiz. Dünyalı’nın Türkiye çocuk dergiciliğindeki yerini hayat gösterecek. Eğer gelecekte birileri, “Ben Dünyalı okuyarak büyüdüm,” derse yerimizi bulmuş oluruz. n www.maviselyener.com Dünyalı (Aylık Süreli Yayın)/ İmtiyaz Sahibi: İlke Aykanat Çam/ Yayın Yönetmeni: Yıldıray Karakiya/ Yazı İşleri Md: M. Banu Aksoy/ Editör: Ayşegül Utku Günaydın/ 48 s. / 6+ KİTAPÇI M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ Kelebek / Ümit Kireççi / Resimleyenler: Necmi, Tayfun, Sibel, Emrah, Emre, Erinç, Fırat / Çizgi Düşler / 72 s. / 2014 / 9+ Minicik bir kelebek kozası insanlara sevgiyi hatırlatır mı? Eğer Ümit Kireççi’nin yazdığı bir çizgi romanı okuyorsanız, yeryüzündeki bütün güzel duyguları hatırlamaya ve sanat yolculuğuna hazırlıklı olun! Kelebek, çocuk okurları çizgi romanın fantastik evrenine davet ederken Ormanın Gizemli Enerjisi, Masal mı Gerçek mi, Su, Arı Vız Vız, Kemancı, Müzik Ruhun Gıdasıdır, IşıkBiraz Daha Işık başlıkları altında çocuk Kelebek’in öyküsünü anlatıyor. Her bölümün çizeri başka olmasına karşın, kitapta görsel bütünlük başarıyla sağlanmış. Çizgi roman türünün sağladığı anlatım olanakları başarıyla kullanılmış. Yazılarıyla, renkli resimleriyle, efektleriyle, her karede sonsuz anlam peşinde koşulmuş. Çizgi roman senaryosu konusunda yetkin isimlerden olan Ümit Kireççi’nin emekle yoğrulmuş bu yapıtı keyifle okunuyor. Deyim Kartları3 / Resimleyen: Şebnem Aydın Gündüz / Redhouse Kidz / 2014 / 50 adet / 8+ Sadece çocuklar değil, yetişkinler bile bazı deyimleri akılda tutmakta zorlanırlar. Oysa, deyimler, dilimizin zenginliği. Eğlenceli resimlerle desteklenen bu kartlar, deyimleri hatırlamayı ve nerede kullanılacağını öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Kartın önünde resimle görselleştirilen deyimin hangisi olduğunu bulamadıysanız, kartın arkasına bakın. Anlamı açıklandığı gibi nasıl kullanılacağı da cümle içinde örnekleniyor. Çocuklar, bu kartların ön yüzündeki resimleri gösterip arkadaşlarından deyimi bulmalarını isteyerek eğlenceli bir oyun kurabilirler. Moa’nın Karanlığı / Yazan ve Resimleyen: Johanna Rehn / Çeviren: Gürkan Özturan / Fom Kitap / 2014 / 40 s. / 5+ Moa karanlıktan korkuyor. Gece çişi geldiğinde bile, korkusundan yatağından kıpırdayamıyor, babasına sesleniyor. Ama Moa bu sorununa bir çözüm bulmaya kararlı. Acaba babasının smokinini giyip karanlığı korkutmaya çalışsa? Eline bisiklet lambasını alıp tavanarasına çıkan Moa, karanlığın artık onu göremeyeceğini düşünür, çünkü o da tıpkı karanlık gibi siyahlara bürünmüştür. Belki gece de smokinle yatarsa, Moa karanlığı korkutabilir de… Çocukların karanlık korkusunu yenmelerine katkıda bulunmayı hedefleyen şirin bir öykü. Menekşe İstasyonu / Ömer Açık / Günışığı Kitaplığı / 2015 / 167 s. / 10+ “Bahar başlangıcında ünlüdür Küçükçekmece Gölü. Onu ancak yeterince yaklaşırsanız duyabilirsiniz. Çevrede birileri, sizi göstererek kıs kıs gülüyor sanırsınız ilkin. Oysa karnını tuta tuta kıkırdayan göldür.” (s.8). Böyle gülen bir göle rastladınız mı? Eğer henüz böyle bir şeye tanık olmadıysanız Menekşe Sokağını da bilmiyorsunuz demektir, Menekşe İstasyonu’nu da… Menekşeliler, burayı yıllar önce keşfetmiş. Çok yağmurlu bir günde, kendilerine yaşam alanı ararken gölün güzelliğine kapılıp kalmışlar. Önce sekiz ev dikmişler el birliğiyle sonra bir sekiz daha… Çok geçmeden, okuldu, muhtarlıktı derken büyümüş de büyümüş sokak. Adını da birlikte koymuşlar: “Menekşe Sokağı.” Yıllar içinde, başka mahallelerden de gelen yakınlarıyla, akrabalarıyla, kocaman bir sokak oluvermiş. Menekşelilerin buraya yerleşme hikâyesini Büfeci Rıza amcanın babası Gül Baba’dan öğreniyoruz. Gül Baba, yerleştikleri andan itibaren sokakta yaşanan olayları gün gün yazmış bir deftere. İyi ki de yazmış. Menekşe Sokağı, postacısından tutun da kedisine dek herkesin birbirini tanıdığı, sevdiği bir yer. Mahalle sakinleri, el birliğinin, dayanışmanın gücünü ve yarattığı güveni bilen, sade, huzurlu insanlar. Ama bir gün bu huzuru bozacak bir haberle altüst oluyor yaşamları. Menekşe İstasyonu’nun yıkılacağı haberi mahalleliyi çok üzüyor. Ne ki üzülmenin çare olmadığını bilenler ön ayak oluyor ve istasyonu kurtarmak için hemen toplanıp plan yapıyorlar. Tahmin edeceğiniz üzere ne bu planı yapmak kolay ne de uygulamak. Ama pes etmiyorlar, bir kapı kapanınca yeni bir kapı açılıyor. Ellerinden geleni yapıp istasyonu, dolasıyla da mahallerini kurtarmak için canlarını bile ortaya koyuyorlar. Sonrası? Sonrası biraz karışık, iş istasyonla bitmiyor çünkü. “Kentleşme” adı altında kaybettiğimiz öyle çok değer var ki… Mesele bunların farkına varıp kıymetini bilmek belki de… Menekşe İstasyonu’nun yazarı Ömer Açık, bir öğretmen. Çocukları, onların duyarlılıklarını, günümüz çocuğunu kavraya cak dili ve anlatımı iyi bilen ve aktaran bir öğretmen... Roman, gereksiz duygu sömürüsünden arınmış, imkânsız çözümlerden uzak, tam yanı başımızda yaşanan / yaşanacak olayları içten bir dille anlatıyor. Menekşe İstasyonu, bizi biz yapan değerlere sahip çıkmanın, ne denli önemli olduğunu anlatan bu arada çevre bilinci, toplumsal bilinç, örgütlenme, kültürel zenginlik gibi kavramları da işleyen bir roman. Charlie Small / Ayaz Geçidi’nin Hunhar Haydutları / Çeviren: Cenk Pamay / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2014 / 167 s. / 11+ Charlie Small bir gezgin ve maceraperest. Biraz değişik bir tip; tam dört yüz yaşında ama aslında gerçek yaşı sekiz. Biraz karışık değil mi? Charlie, hiç büyümemiş ama evine gitmeye çalışırken boyundan büyük işlerle uğraşmış ve bir şekilde hepsinden de sıyrılmayı başarmış. Tünellere kısılıp kalmış, magma tabakasına düşmekten son anda kurtulmuş. Bu kez bir bataklığın tam orta yerinde buluyor kendini. Aslında tek amacı elindeki haritaya baka baka evine kavuşabilmek. Çok da uzak sayılmaz eve ama karşısındaki bataklığın sonu yok gibi. Charlie, bataklıktan nasıl kurtulacağını bulamadan bir de bataklık canavarıyla uğraşmak zorunda kalmasın mı? Üstelik bu iğrenç canavarın dişlerinin arasından nasıl kurtulduğunu bir bilseniz… Maceraperest bir gezgin olan Charlie Small’ın Maceraları, İngiliz yazar Nick Ward tarafından kaleme alınmakta. Bir günlük şeklinde yazılan kitaplarda “yazar olarak” adını kullanmıyor, çocukların gerçekten dört yüz yaşındaki bir kahramanın günlüğünü okuduklarını duyumsamalarını istediğinden belki de. Öyle veya böyle, biraz korku, biraz gerilim ve bolca macera seven çocuklar için eğlenceli bir kitap. İyi okumalar! Çocuk Gözüyle Atatürk/ Hacı Angı/ Angı Yayıncılık/ 139 s./ 2014/ 9+ Eğitimci Hacı Angı’nın kaleme aldığı yapıt üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde Atatürk Haftası’ndaki bir anma gününe gidiyoruz. Özellikle eğitimcilerin yararlanacağı bu bölümde ‘Atatürk’ adlı müzikli okul oyununun metni de bulunuyor. Marşlarda ve türkülerde Atatürk sayfaları da ilgi çekici. Kitabın ikinci bölümü çocukların Atatürk’e seslenişlerini içeriyor. Derleme niteliğindeki son bölüme Atatürk’ü ve devrimleri anlama kılavuzu olarak bakabiliriz. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini anlamak ve anlatmak adına değerli bir çalışma. İyi okumalar. n Mavisel Yener n Ata Cad. Defne Sok. No:1 D:1 Balçovaİzmir n www.maviselyener.com n [email protected] C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1302 2 9 O C A K 2 0 1 5 n S A Y F A 2 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle