Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Güzel görünümlü bir dergi, edebiyat tarihine iz bırakacak özgün yazılarla çıkıyorsa, Anadolu'nun bir yerinde etkili bir çevre oluşturmuşsa, geniş ilgi uyandırması doğal sayılmalıdır. eski taşra anlayışı artık değişti. Yalnızca ulaşımın uzaklan yakınlaştırması, iletişimin ilişkileri kolaylaştırması değil; üniversitelerin gelişmesi düşünce ortamını genişlettiği için Anadolu'ya taşra gözüyle bakılamaz. Bu nedenle Anadolu'da çıkan dergiler de giderek kişilik kazanmaya başladı. Güzel görünümlü bir dergi, edebiyat tarihine iz bırakacak özgün yazılarla çıkıyorsa, Anadolu'nun bir yerinde etkili bir çevre oluşturmuşsa, geniş ilgi uyandırması doğal sayılmalıdır. Istanbul'daki belli bir çevrenin tekelinde kalmayan edebiyat daha iyi gelişme gösterebilir. Anadolu'nun bir yerinde etkili bir çevre oluşturmak derken o yöreden yetişen edebiyatçıların kendini kanıtlamış olmasına önem verilmelidir. Yoksa, her yere yazan bir edebiyatçının, oradaki dergilerde de görünmesi, değiştiği umulan taşraya kişilik kazandırmaz. "Akatalpa" Bursa'da çıkan bir edebiyat dergisi. Adının bir anlamı yok. Belki de dergilere verilen gösterişli adlara tepki olarak konmuş. Ama Bursa'da bir edebiyat dergiciliği geleneği var. Bir zamanlar "Biçem", "Yeni Biçem", "Düşlem" gibi edebiyat dergileri Bursa'nın aranan dergileri arasındaydı. Bursa'daki edebiyat çevresi, "Bursa Burcunda Edebiyat" diyecek kadar yaptıklan işc güvcn duyuyorlar Kimi edebiyatçılar doğma biiyüme Bursalı, kimileri oraya yerleşmiş, orayı doğduğu ycr gibi benimsemiş. Ranıis Dara, Nahil Kayabaşı, Ihsan Üren, Metin Güven, Alper Akçam çalışmalarını oldukça yakından izlediğim arkadaşlar Ama Uludağ Universitesi olmasaydı, oradan Mustafa Durak, Ahmet Necdet, Ali Özçelebi gibi edebiyatın nabzını tutan öğretim üydcri geçmeseydi, "Bursa Burcu" diye l>ir çevre oluşabilecek miydir1 Bu çevrc dokuz yıldır gelenek oluşturan "Bursa Edebiyat Günleri"nde, yurdumıızun söyleyecck sözü olan edebiyatçılarını toplayabilecek miydir1 Dergi adı önemli değil, içerik öncmli. Nitekim Melih Elal, 19971999 yıllarında 11 sayı çıkan "Ludingirra" dcrgisini incelcrken Ludingirra'nın günümüzden 4000 yıl öncc yaşamış, dünyanın en eski ozanı olduğunu anımsatması önemli (Akatalpa, Nisan 2004). Tablctlcre çiviyazısıyla şiirlerı işlenen, ozanların atası, bu Sümerli ozanın adı bir şiir dergisine yakışıyor. Nicc dergi adını yadırgamak tartışma konusu olmuyor da "La Poete Travaille" neden yadırgandi;' Hürriyet GÖSTERÎ tartışmaya katılanları bir dosya bütünlüğü içinde okurların ilgisine sunarken her okıırun kendine göre bir yargıya varabileceğini utnuyor (Hürriyet GÖSTERİ, 'La Poete Travaille Tartışması', NısanMayıs 2004). Dergiye kapak yıldızı olanlar arasında llhan Berk, Enis Batur, Giilseli tnal gibi ozanlar da var. Erzincan'da çıkan bir dergidc, y;ilnizc.ı o yörenin ozanlanna ycr vermek gerekmez Ancak o yörenin kimliği söz konusu değilse, ozanın Erzincan'da çalışınış olması nasıl bir anlam kazanacak:' Doğan Hızlan ortalığı alevlendirip kollarını kavuşturarak dışardan bakmanın ustası. Bir derginin adını kullanarak dilın gizlerine doğrıı bir yolculuğa çıkılıyor. SAYFA 20 Mustafa şerif onaran Dergilerde • JL ad ım • 1 i• İHJJLft ' mi? 'Bu toprakların kızı' Giilseli tnal'ın şu sözleri insanı düşündürüyor: "'La Poete Travaille' dergisinde yazan biri ve bu toprakların kızı olarak çok çeşitli dillerdcn istcdiğim gibi yararlanabilirim. Hatta Sümerce, tbranıce, Hititçe, Mu dilini bile şiirlerimde kullanabilirim, buna hiç kimse karışamaz. Dilin sınırlarını onlar değil yaşam belirler. Dil her türlü ırkçılığın ve baskının dışında yol alır ve dil aslmda onların sandığı gibi ele avuca gelen bir yapı taşımaz.. Dil; dev bir simgeler topluluğundan başka bir şey değildir. Dilleri istediğimiz gibi kullanmak da biz şairlere düşcr." Türkçenin gücüne inanan bir ozan, bir üstdil yaratma özeni içinde dile egemen olmak ister. Yabancı sözcüklerin albenisine kapılıp, şiirini yamalı bohçaya çevirmek istemez. Kuşkusuz Gülseli Inal'ın sözleri bir başka dille yazmak anlamına gelmiyor. Tuğrul Tanyol'un belirttiği gibi Mevlana'nın Farsça yazması, Türk edebiyatmı ilgilendirmiyor. Mevlana, Türk kökenli, Anadolu'da yaşayan, kendi dönemini etkileyen bir bilgeozan olabilir. Ama Iran edebiyatının malıdır. Bir ozan kendi dilinin yurdunda yaşadığının bilincinde olmalı, o dilin gücüyle şiir diline ivme kazandırmasını bUmelidir. Dilin gücüne inanmak dil ırkçılığı anlamına gelmez. Belli bir coğrafyada yaşamak önemli değil, orayı yurt edinmek önemlidir. Türkçenin yurdunda yaşamadan şiir dilinin gizlerine varamazsınız. Gülseli Inal'ın iyi bilmesi gerekir: Bir başka dil, kendi dilimizin dokusunu tanıtır bize. "Mu" dili bile, Türkçenin gücünü anlamaya yarayacaksa önem kazanır. Ama önce Türkçe. M USUN StMGEtERi Ortak bir dilde uzlaşmaya varmak ulus olmanın özelliklerinden biridir. Ama bir ulusun kişiliğini göstercn bayrak, para, ulusal marş gibi simgelerdir. Cumhuriyet döneminde basılan kâğıt paralarla ilgili bir inceleme yönetimlerin düşünce dizgesini göstermesi bakımından da ilgi çekicidir. Ali Pekşen'in incelemesi, bir ulusun paraya yansıyan kimliğini anlamaya yarayan önemli bir çalışmadır (Hürriyet GÖSTERÎ, 'Türk Lirası Banknotlarının Görselliği üzerine Notlar', Mart2004). Kâğıt paraların önyüzünde devletin kurucusu Atatürk'ün bulunması doğal karşılanmış, bir zamanlar tnönü'nün resmi var diye eleştiri konusu olmuijtur. Kâğıt paraların arka yüzünde; saban arkasında çitt süren köylüsü, Ilk Millet Meclisi, çağdaş kızları, izcileri, askeri, doğasıyla; Istanbul'u fetheden padişahı, Istiklal Marşı'nın şiirini yazan ozanıyla; bir ulusun geçmişi yansımıştır. Ali Pekşen, 2005 yılında "Yeni Türk Lirası"nın kullanıma sunulacağını anımsatarak kimi kaygılarını da dile getiriyor: "Siyasal Islamı temsil eden bir iktidarın banknotları şekillendirecek olmasından geçmiş deneyimler nedeniyle açıkça tedirginlik duymaktayız. Bu dönemecin hemen öncesinde, Türk lirası banknotlarının görselliği üzerine yürütülecek bir tartışma daha da gerekli hale geliyor." Ne Türkçenin benliğini bulması Osmanlıcanın yok edilmesi anlamına gelir, ne paraların arka yüzütne tarihsel değerlerin yansıması genç cumhuriyetin küçümsenmesi diye yorumlanabilir. Hangi yönetim gelirse gelsin, tarihimizle yüzleşirken cumhuriyeti kııran Atatürk'ün önemmi daha iyi anlayacaktır. Ama bız önce Türkçenin öneminı an lamalıvız. . Bu sayfayla iletişim kurabilmeniz için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderirseniz memnun oluruz. Mustafa $erif ONARAN Nice dergi adını yadırgamak tartışma konusu olmuyor da "La Poete Travaille" neden yadırgandı? Dergiye kapak yıldızı olanlar arasında llhan Berk. Enis Batur gibi ozanlar da var. Hekimköy Sitesi 20. Sokak No: 8 06800 ÜmitköyAnkara Tel.:(0312)235 91112362346 C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 7 45