Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 KURL A R A Levcnl Mete son yıllarda adtndan en sık söz eltiren yazarlanmızdan biri. Neden mi söz cdıliyor kendisinden ? Elbette kitapları burıurt nedcnı. Mete, 1958 ytlında izmir'de doğtm/ş. Sunra Hacettepe Tıp Fakültcsi'ni bitırıuiş. Alanı Psikıyatri. Bu konuda doktorasını da yapnns, Psikiyatri Doçcnli simdılerde. Sizo/renıdc düşiince, dil ve dıkkal bozukluklarını konu alan çalısnıalarıyla üç kez Tiirk Psikiyatri Derneği Araştırma Ödülii 'rıii kazanmış. Böylesine yetencklı bir arastırmacının kendi uzmanlık alanı ile ilgili küaplarınınolması da vayet doğal. Mete'nin bizi ilgtlendiren yanı da burada ortaya çıhıyor. İlk kitabı Şizofreni: En Vzak Ülke'yi 1988 yılında yayımlayan Mete, ikinci kitabı Depresyon: Hüzünden Me~ lankoliye'yi 1999'da yayımladt. Bu iki arastır manın arkastndan da romanları geldi: 'Aşk Rumanları Yazan Adam'2000'de, 'Terapi' 2002'de yayımlandu Ayrıı yıl bir denemeler toplann olan 'Sokaktan Geçen Diinya' da yayımlandı. Sanat ve kültürle iç içe bir yasam sürdüren Mete, \zmir Devlel Tiyatrosu'nda sahnelenen 'Albay Kus' adlı oyuna da danısmanlık yaplı. lîdlen îzmir Atatürk Eğitım llastarıesi Psikiyatri Kliniği'nde klinik şefi olarak çalısarı Mete'nin son ro manı ise 'Büyücüler' adını lasıyor. 12 Eylül'e iki ayrı dönemdem bakan bir roman bu. Leven Mete sizı çok memnun edecek. Bol kitaplı gür'ler.., Hergele Asıklar S oğıık kış günlerinde, sıcak bir plajda bütün giin iş yapamadan uzanıp kitap okııma hayali kurıılur. Plajda olmasa da, haftanm cn az 2 gününü insanların tatilde yapnıak istcdiklerini yaparak geçiriyorum, durıımdan hiç şikâyetçi dcğilim ama bazen iki günün hatta bir haftanın yetmedi ği kitaplar çikıyor karşıma, bu haftaki de öyle bir taneydi: Niyazi Zorlu'nıın "1 lergele Âşıklar" romanı. "Hergele Âşıklar" okııyanı daha ük sayfalardan içine çeken bir roman. Nivazi Zor~ lıı, inanılmaz uil yetcneğine sahip oir yazar. Bu romanda argoyu, jjiirsol vegerçcküstü ıle karıştırıp önümüzc anyor. "Onümüzc atıyor" diyorum, çünkü roman boyunca anla yıp anlamamamızı hiç ıımıırsamadaıı yazıp dıırmuş. Belki dc bu yüzdcn uzun zaman dır okuduğum en şaşırtıcı romaıılardan biri. Üstclik şaşırtıcı olmasının nedeni anlattığı eşcinsel aşkta gizli değil; sürckli konu için de sıçramalar, deforme edilmis bir yapı içinde okuyanı sanki bir yandan cıiğerine savu ruyor. Konunun can alıcı bir noktasına ulaştığımızda ve taııı da konııyu çözdüĞümüz hissine kapıldıgımızda, asıl anlaşılacaK şeyin bizden uzaklaştığını görüyoruz, hem de öy lesine uzaklaşıyor kı absürd bir noktada bırakıyor bizi. "Hergele Âşıklar"ın konusu basit saydır, romanda az sayıda kahraman yer alıyor. Ro manın asıl kahramanları A'dan Z'ye harfler ama 29 harfin dışında, Zekeriya ve Hazan var. Zekeriya, alfabenin tersine Z ile başlayıp A ile bitiyor, aynı adı gibi tersten vaşı yor hayatı. Sınıf arkadası Hazar'la aşkları ise daha ükokul yıllarıncla başhyor. İki çocugun aşkını Niyazi Zorlu, hiç yüceltmeden anlatmış, aksine özenle sıradanlaştırmış, bayağılastırmış ve çocukça bırakmış; duygıı vükJü bir aşk yerine, bcdensel arzu ile dolu bir aşk anlatmış. I layata "erken azan" çocuklar tamnılamasını ktıllanıyor Zekeriya ile Hazan için. Aşklarının ilk dışavurumu da hiç duygusal bir yoğunlukta değil, aksine sınırta birbirlerine sürtünmeleriyle başlıyor! "... Zekeriya, usulca sürterken Zeker'ini çıkarıp okşamaya başlıyor. Oğretmen, Zeke riya'yı adının yarısı elinde öylece sallanırkcn ensesinden kavrayıp yakalıyor ve sıttir çekm vurmaya kallayor..." Komanlar sözcüklerle bir gerçeklik kurarlar, "Hergele ÂsıkJar" yarattıgı gerçekJiğin hep sözeüklercie kalmasını sağlıyor. Roman boyunca Zekeriya'nın harflerden olıışan bir sözçiik olduğunu sık sık hatırlatıyor bize yazar. Üstte alıntı yaptığımız "Zeker'ini çıkarıp okşamaya başlıyor..." bunun ilk işaretini verdiği yer ama zaten romanın başlan gıç bölümü de bizi buna hazırlıyor. Anlatılan öykünün sadece harflerden oluştuğunu biliyoruz. "Tanrı bize A verınişti, B verrnişti. Ama biz öğrenmiştik. Almıştık harfleri bi zinı öfiretmene tııtmuştuk. Pis bir kelle sırıtışıyla kovalamıştı masumiyetimızi. Onun neiretini harfler bile dindirememişli." Masumiyeti harfleri öğrenerek yitıriyoruz Zorlu'ya göre. Çünkü harflerle kurgulamava başlıyoruz. Insanı yalancı yapan, hayal kurmaya iten hep sözcükler, ve onlar fıiç masum degiller. Romanın diğer kahranıanları Mediha Hanım ile Kemeııt, iktidar güçlerini temsil edi yorlar. Kement "(ö)zgiir ve dogal olan ne vartı bu örneğin bir geyik, rüzgâr, mermer S A YI 7 16 sun!" (s.51) Roman, küçük başlıklar verilmiş bölüınlerden oluşuyor. "Başlangıçları" bölumüyle başlayıp en başta önsöz niteliğinde bir de "Dili ve Irmaklan" bölümü var "Sonları" bölümüyle biliyor. "Yorganları, l'aıaçaları" gibi Dölümlerde yaşadıkları Çııkıır adlı yer ve oranın yaşayanları anlatıhyor. Taraçaları, ipe asılmış çanıaşırlar anlatıyorlar, yor ganları ise Yorgancı Rıza anlatıyor. Tüm dsimlerin can bulduğu bir anlatım içinde ve hergele âşıklara her açıdan bakarak üğreniyoruz hikâyelerini. Romanı aııcak biıirdikten sonıa bunun avnı zamanda politik bir başkaldırı olduğunu kavrıyor insan. Özellikle "Arzuhalleri" bölümü bunu açıkça dile getirivor ama bıından önce de insanın kendi varlığını koruması, tutueu güçlere karşı direnmesi romanın özü nü oluşturuypr. "Hergele Âşıklaı" bütün olarak çok ru tarlı. Küfürlü argo diline rağmen çok sevinıli bir roman. F.ksikliklerine gelince, en baş ta italik ile yazılmıs bölümlerin metnin diğer bölümlcrinde ayrılmaması zorluk yaratıyor. Onceleri bir iç ses gibi algılanan italik bölümler sonradan pek de bu görevi yapmıyor lar, aynı tonda ve aynı dille yazddıklarından hikâyeycbirşeykatmıyorlar. ttaliklc yazılmıs bölümleri okumadan roman okunabilir mi diye bir deneme yaptını ve gerçekten de hiçbir şey fark etmcdi, konu vine anlaşılabilirdi onlar olmadan, hatta belki daha kolay anlaşılırdı. Bir başka belirtilecek uokta ise bazı yerlerde roman kendi yarattığı etkiyi azal tan bir laf kalabalığına girmiş. Duygu olarak çok yerinde yakaladığı ve okııru etkileyen imgeleri başka bir imge kullanarak yeniden aniatmaya kalkmış, bununla etkiyi arttıracağı veya katlayacağı düşünülmüş oysa etkinin azalmasına neden olmıış. Orneğin 21. sayfada bir beddualar listesine başlanmıs, art arda o kadar çok bcddııa sıralanmış ki ilk birkaç tanesinin etkisi tüm sayfa boyunca sürenlerin içinde tamamen anlam yitirmeye başlıyor. Bu türden laf kalabalığı günümüz romanlarında benim en sık eleştirdiğim unsurlardan biri fakat çağımızın yazarlarının da en sevdiği anlatmı tarzının başında geliyor, sadece Türk yazarlarda da değil, Salman Rushdie'den Zadie Smith'e çok sayıda yazar bu formu kullanıyor romanlarında. • Hergele Aşıklar / Niyazt Zorlu / Mrt/t Yaymlan /200İ/2İ7 sayfa www.yazinsanati.com Sevfmll bir roman Hayaü tarsten yaşamak ya da deniz olabilir kovboylar gibi boyıınlarına kementini fırlatacaktı. O, Şark'ın en hızlı kov'boyu olacaktı. Tek işi tek giicü kov'lamak" diye tanıtılıyor. Mediha Hanım ise iri elleri, keskin dişleri ve biiyük kulaklanyla tam bir kurt, hem dc ikiyüzlii bir kurt. Perdeleri çekîiğinde yaslı ve sakat annesine eziyet eden ama komşuların gördüğü kadarıyla annesine ihtimam ile bakan bir kadın. Paşa soyımdan gelen ailesi ve konağı ile çevresinin de iistün gördüğü biri, bunlar onun iktidar gücünü arttıran riğcler oysa ki. Bir başka karakter de Diddo çikolatalı gofreti, bu ise paranın alma gücünü, tüketimin tatlı hayalini simgeliyor romanda. "Bir Diddo için kendini mi sattın.'" romanda sık sorulan sorıı. Mediha Hanım ile Kement Diddoyu çocuklar üzerınde etki yaprnak için kullanıyorlar. "Mediha Hanım tepsinin ör tüsünü hic nazlanmadan hızla çekiyor. Mis gibi bir Diddo kokusu çoeukJarın çıkık adem elmalarını dalgalandırıyor." (s.32) "Kement çocukları Diddo la(ı ile gaza getiriyor. Ağızfaruıuı sııyunu akıtıyor. Karanlığı çil altınlar gibi başlarından aşagıya döküyor. Kendilerine giysiler biçmeleri için metrelerce, arşın arşın karanlık uzatıyor." (s.47) Zekeriya ise çocukları bu tuzaklardan korumaya çalışıyor "Adam olun lan! Diye çıkışıp çocukları durduruyor. Kendinize laf söyletmeyin! Bir Diddo y do'ya y kl çocukluğunuzu satmayın! Çakala kurda yem olmayın. Yularınızı kimseye teslim etmeyin. Kendi yularınızı kendiniz çekin, ki... Sizin de söyleyecek bir çift yeni umudunuz ol TURHAN GÜNAY Imtiyaz Sahlbl: çağ Pazarlama Gazete Dergi Kitap Basım ve Yayın AS'yi temsllen Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk Cenel Yayın Yönetmeni. Ibrahim Yıldız Yayın Danışmani: Turhan Günay Sorumlu Mudür: Mehmet Sucu Görsel Yönetmen: oilek Akıskalı Baski: Basın Yatınm Sanayli ve Tlcaret A.ş. Esenboğa YoluANKARA vldare Merkezh Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu. 54 334 Istanbul. Tel:(212)512 05 05 Merkez Reklam. Niyazi Zorlu, inanılmaz dil yeteneğine sahlp bir yazar Bu romanda argoyu, silrsel ve gerceküstü ile karı$tınp önümuze atıyor SAYFA 3 CUMHURİYET KİTAP