22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Küpak konusunun devamı. •" Camillo Tores'c, Amilcar Cabral'a... uzanarak zenginleşmektedir. Ama bu tabloda, değişik ülke gençlerinin bağ dokusunu ören ve dayanışmayı ivmeleyen Bob pylan'ın, Joan Baez'in protest müziğini; Rolling Stones'un parlayıcı, Beatles'ın "kuşlar kadar özgürlükçü müziklcrini, Woodstock'u; Jack Kerouac'ı ve Beatnik'leri, bir reddediş ve geri çekiliş ile alternatif kültürü üreten marjinalleri; Allen Ginsberg, Ferlinghetti, ya da Marcuse, Adorno ve Sartre gibilerini de unutmamalıyız. îşte bu çok ressamlı ve çok renkli tablonun genç, dinamit gibi kıpırtıh figürleri bir doktrine ve benzer programlara dayanmayan ama slogan, talep ve eylem biçimleri benzeşen eşzamantı, özgün ve yaygın bir gençlik başkaldınsını, Vietnam Savaşı'nın sımgetetikliğinde gerçekleştirmişlerdir. Vietnam Savası tteden ortak bir tetık oldu? Kısaca, üç neden ile... Tüm vahşeti üe, Vietnam halkını toptan hedefleyen ve hiçbir mazereti bulunmayan savaşın, savaş karşıtlığını kışkırtan ve besleyen ana damar haline gelmesi; Vietnam halkının o uzun soluklu, inanılmaz direnişinden yansıyan özgüven artışı; dünyanın en büyük otoritesi sayılan ABD'nin aldığı darbelerin, bu gücün güçsüzlüklerini sergilemesi.. Işte, metropol ülkelerin gençleri, üniversitede yarattıklan erk alanlarını, polisin gösterdiği şiddetin de yardımıyla, dünya kentlerinin gösterişli alanlarına ve bulvarlarına, barikatlarıyla birlikte taşıdılar. Peki, Türkiye'yegelirsek... Batı 68'inin, Türkiye'deki üniversite gençliğini etkile diğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle ilk evrede slogan, talep ve eylem paralelliği belirgin Dünyayı dünyalaştırmak için yazan bir şair İsmail Mert Başat düzene entegre etmiştir. Bu dir. Savaş ve emperyalist sömübaşkaldından sarkan Kızıl Turü karşıtı; köhne eğitim düzeGEYK VtYOLCU gaylar, RAF, Action Directe, nini reddeden, sorgulayıcı, anBaderMeinhoff gibi harekettiotoriter, hatta özgürlükçü ler de izole edilmiştir. Sonuççizgiler ortaktır. Ama bu benta Batı 68'i, 197071'e gelindjzeruklerini isaretleyerek yetinğinde, sönümlenmiştir. Türkimek, farklıhkların üzerini örteye'de ise '68, kuşatma ve imha bilir. Bugün geriye baktığımızyolu izlenmesine karşın, deda, Türkiye açısından Batı vam etmiştir. Sübjektif neden 68'inin en önemli özelliklerini, ise, Türkiye 68'inin, geçmişTürkiye devrimci hareketinin çok geniş bir gençlik tabanı Geyik ve Yolcu / ten gelip geleceğe uzanan devedinmesinde önemli bir esin Umail Mert Basat rimci damar üzerinde yapılankaynağı oluşturması; Batı'da ol/ Gtbt Yayınlart mıs bulunmasıdır. Salt "gençlik hareketi" olarak bakıldıgınduğu gibi bizde de gençliğin /62s. da bile eylem benzerliği göstetoplumsal plana siyasıbir aktör ren hareketlerin BaO 68'inden olarak danil olması; küresel önce başladığını, 1960 öncesine kadar planda dayanısmacı bir bilinci ivmeleuzandığını görürüz. Batı 68'i marksist mesi, biçiminde sınırlandırabilirfz. motifler taşımasına, "new left" arayışını çoğaltıpyoğunlaştırmasına karşın, ide Peki, Batı 68'ini, özelve güçlü bir pro olojik öncüsüz ve omurgasız bir gençlik test dalga olarak mı alacağız? başkaldınsıdır; tarihsel, devrimci geç Hayır. Batı 68'i de bir protest haremişiyle, barikatlar hariç, ideolojik bir ket ya da sivil itaatsizlik olarak tanımlakanbağı kuramadığı gibi, kendisinin dınamaz; o da bir başkaldın hareketidir. ındaki güçlerle, işçilerle, geniş kitleler Ama yine de, farkltltklann daha bee de sıkı bağlar ve bir bölük aydın dılirgin olauğunu düsünüyorsun. şında ittifaklar kuramamıs, başkaldın• îki temel neden ile, evet.. Objektif nesını kalıa devrimci mücaaele yollanna den, Batı 68'inin zemini ile, Türkiye dönüştürememiştir. Türkiye 68'i ikinci 68'inin zemini arasındaki uzlaşmazlık. evresine geçtiğinde gençlik hareketi sıYani, dünya halklarının üzerinden yonırlannı nem nitelik, nem de nicelik olağun artıdeğer transferini gerçekleştiren rak aşmıştır. Sana, tek bir ömeği, altmış emperyalist ülkelerin zemini ile, doğrubeş bin öğretmenin yürüdüğü TÖS midan emperyalist sömürüye maruz tingini anımsatayım. Türkiye 68'i fabribulunan Türkiye'nin zemini kalardan tarlalara, alanlardan varoslara arasındaki fark. Bu nekadar yayılabilmiş, kitlelerle sıcak bağdenledir ki, Batı' nın lar kurabilmis, ittifaklar geliştirebilmişdüzeni gençlik tir. Bu nedenle, ideolojik öncülük esası başkaldınsını üzerinde, kitleselleşme "eşiğini" geçeemebilmiş bilmişrir; toplumda yükselen konjonkve hareketi türle diyalektik alışveriş içinde toplumyeniden sal muhalefet üzerinde geliştirici bir hegemonya kurabilmis ve yönetebilmiştir. Bir başka açıdan bunun anlamı, kendi meşruiyetini kendisinin yaratmıs bulunmasıdır. Özetlersek, Türkıye'deki hareket Batı 68'inin özgürlükcülüğünü, bağımsızlıkçdık; savaş karşıtlığını antiemperyalistlık; antiotoriterizmini antifa Î şistlik ve demokratik taleplerini de politik talepler ana başlıklarına taşımıştır. Tüm bunlar, Türkıye'de olanbitenin Dünya 68'inin birparçası, ya da uzantısı olmadığını açıkfıyor sanırım. Üstelik bizdeki "68 Kuşağı", "68 Hareketi" yaftalannı pek doğru ve sağlıklı da bulmuyorum. Bu söylediklerin sorduruyor: Bir '68 Kusağı yok mu bizde? Bu durumda '68 hareketinin anlamı ne? Söylemek istediğim tam bu değil. Türkiye'de '68 diye önemli bir olgu elbette var; en azından hem tanığı, hem de bir figürü olarak kendi yaşadığım bir '68 var. Batı '68'i ile bir süre yol arkadaşhğı yapıldıiı ve ondan belirli anlamda yararlanıldığı doğru, ama bizde olanbiteni Batı 68 inin bir parçası olarak görmek yanlıs. Türkiye'deki 68'in, geçmişten gelen devrimci hareketi îttihat Terakkici geleneklerden anndırarak Sovyet revizyonizminin ideolojik ve politik gölgesinden çıkartarak özcürleştirdiğini, vaydığını ve kendi iç mekanizmalan anlamında demokratildeştirdiğini; bir süre musallat olan Çin revizyonizminin gölgesini de izole edebildiğini; küresel plandaki devrimci hareketlerle bütünleşen, ama kendi politik iradesini kendi zemininde başkaca politik iradelerden bağımsız olarak egemen kılan, hiçbir vesayet tanımayan bir devrimci hareket yaratmak özelliği taşıdığını söylemek doğru, ama onu dıinden yanna uzanan devrimci damardan bir "kuşak hareketi" olarak soyutlayıpkopartmak yanbş. Bu anlayış bizi "68 Hareketi", "71 Direnişi", "78 Kuşağı" gibi, salatalık dilimlemeye götürür. Kuşkusuz, yoğun ateş altındaki tüm bu yol alışlarda (nâlâ yeterince irdelenmediğini düşündüğüm) hatalar yapılmıştır. Arna konuyu "kuşak hareketi" haline indirgemek, bugün varolan kimi yanlışları da besleyip durmaktadır. Nastl yanlıslar? • Bir tanesi, yaygın söyleyiş ile, "68'e takılıp kalmak": Sağlıklı analiz yapabilmenin ve sorun çözücü düşünce üretmenin önünün tıkanması, zamanının önünde olmarun ivmesi yerine geçmiş zamanda donmak.. tkincisi, efsaneleştirme; yani "başlamış ve bitmis " bir söylence. Bu da, iki yanlışa dölyataklığı ediyor. Bir yandan bugünün kimi gençleri, bugünkü dünyanın somutundan kopuk bir düşünce tembelliği içinde bu "efsane"ye öykünebiliyor ve biçimcilik, şematizm anlamında Kopyalama eğilimine yönelebiliyor. Bir yandan da devrimci damar bu efsane nedeniyle boğumlandığı için o sürecin doğrulan ve yanlışlan devrimci süzgeçten geçirilip biçimi anlamında değil, özü anlamında olumluluklannın kazanılması engellenmiş oluyor. Kuşkusuz, tüm bunlara karşın "68 in bir dırenme kültürü oluşturduğunu ve toplumsal bellekte, direnmenin önemli çağn kodlanndan birisi olduğunu da söylemeliviz; ama özeleştiri anlamında asıl sorun, bununla yetinilmiş bulunması. Sonuç, günümüz dünyasının somutundaki düşünce üretiminin ve en çözümleyici değerlendirmelerin devrimci sol tarafından temsil edilememesi. En büyük beceri, ÖDP'yi ortaya koyabilmek oldu. Peki, ÖDP bugün bu toplumda ve dünya halklarının direnmecidayanışmacı platformunda kendi kimliğini ve bir siyasi iradeyi örgüleyebiliyor mu? ÖDP'ye bir muhalefet olarak değil, kapatılması gereken büyük açıklığı işaretlemek adına söylüyorum. '68'den bu yana otuz ytlı asktn bir süre geçmiş. Bu süreçte bakısın, durusun değışim gösterdt mi? Kuşatılmıs, verili bir hayata, sömürüye, zulme, kulluğa, icazetli ya da sannsal özgürlüğe ve savaşa karşı ne bakış perspeKtifim, ne de duruşum değişmedi. Ama umarım, benim ve dünyanın bu CUMHURİYET KİTAP SAYI 54i "Kuşatdmış, verili bir hayata, sömürüye, zulme, kulluğa, icazetli ya da sannsal özgürlüğe ve savaşa karşı ne bakış perspektifim, ne de duruşum değişmedi. Ama umarım, benim ve dünyanın bu otuz yıldaki devinimimiz içinde düşünce ve değerlendirme yetim zenginleşmiş ve gelışmiştir diyor îsmail Mert Başat. SAYFA 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle