Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
her sefer birbirimizi doru^a yaklaştırdığımızda, işte bu bizim en değcrli ganimetimiz. Minotor Cîccc üstümüze indiğindc, hiç kimse araya girip durduramaz bizi: her şey yavaşça, sessizce kayar iistümüzden, eller, giysiler, sözcükler, hovardaca kenetleniriz birbirimize; hiç bilemeyiz o an kumsal kim, dalga kim, riizgâr kim, ev kim dal Kİm, kar kim tam bıınların hepsi olduğumuz zaman. Yıldönümü Bahçede bir şenliğin artıkları, gıın ışı&mda, bir batıktan kalan: şişeler, lcadehler, kül tablaları, sanki hensi bizi suçluyorlar o garip duraganlıklannda. Birden, belli belirsiz bir uğultuyla, birkaç buru^uk peçeteyi uçuruyor acımasız nir rüzgâr gecenin son peçcsini vc belki kalplerimizin peçesini de yırtarcasina hazdan esrik o hızlı gemi nasıl çıkarsa dönüşsüz yolculuğuna. Doris Lessing 1 Ier zaman sınırsız yanılgılar içindeyiz, diyor bize, ciddi yüzlü yazar, şıınıı şıınıı yapmadık, bunları konuşmadık; hiç bilemedik ne ögreneccğinıizi; öğrendiklerimizi de öğretebilecekken öğretemedik. Her şey, buranın ayafiımıza takılan arîak çakıl taşlarıyla dolu ir suçluluk ülkesi olduğunu gösteriyorbize... Yalnızca bir iç hesaplaşma değildir hayat, daha çok çavlanlar gibi kendini yükseklerden fırlatıp atmaktır kim bilir nerelere, zaman zaman kıvrılıp durulur bir yerlerdc, şaşırır kaiırız, kendini yansıtan bir aynaya ve belleğe dönüşmüş görmekten: belki ancak öyle anlarız ki o kırık dokük bilgeliktir tek ulaşabileceğimiz şey, bılınçten, unııtııştan, güçten ve vazgeçişten, sınırdan ve kapılardan içimizde çogaldıkça çoğalan... "Yalmzca bir iç hesaplaşma değildir hayat, daha çok çavlanlar gibi kendini yükseklerden lırlatın atmaktır" 1957'de Barcelona'da doğdu. Ozan, çevirmen vc yayımcı olarak ctkinlikleri son yıllarda Katalan yazınını ve ekinini doğrudan etkilemiş, nu yazının gelişimine katkıda bulunmuştur. Taragona Üniversitesi'nde öğrctmenlik yapmıştır. Columna Yayınevi'nin yöneticisi olan ozan, birçok şiir kitabıyla ödüllcr kazanmıştır. Bunlar: Memoria delcos (Miquel de Palol Ödülü, 1979), Els dics antıcs (1982), El darrer sol (1985), Palau d'hivern (Ulusal Şiir Ödülü, 1988), Les anelles dels anys (Carles Riba Ödülü, 1991). Düzyazı yapıtı Vcnedik'te tuttuğu güncedir: Quadern venecia (Josep Pla Ödülü, 1989). Katalancaya çevirileri arasınua Paul Valery'nin Monsicur Teste yapıtı (Serra d'Or Eleştiri Ödülü, 1981) ile T. S. Eliot'ın Four Quartets\ sayılabilir. Ayrıca eleştiri Yazıları da vardır. On yılı aşkın bir süredir Uluslararası Barselona Şiir Festivali'ni düzenlemektc vc yönetmektedir. 1621 Kasım 1998 günlerinde Yapı Kredi Sanat, Kültür Yayıncılık'ın desteklediği Divan Şiiri Çeviri Semineri'ne Katalan şair Jaume Pont'la katılan Alex Susanna'nın bu şiirlerini Memet Baydur, Cevat Çapan, Aslı Erdoğan, Lale Müldür ve Ayşe Nihal Akbulut'tan oluşan bir grup çevirmiştir. I 11er Alex Susanna / Şiirler / Kolektif çeviri C Zaman zaman birbirimize sunduğumuz o okşayışlar tam ııykuya dalacakken, dışarda yalnız ruzgâr yakındığında ve içerde her şey el etek çekmişken kendinden, belki de, daha çok şey söylüyor aşkımızla ilgili isteğin rüzgârıyla bizi kanatlandıran bütiin o kucaklasmalardan daha düz ovaJarua da esebilir böyle bir rüzgâr; ama bu elJer, şimdi dikkatli ve sertleşmiş ancak burada gezinebilir aşkın olduğıı yerde. Arsızlık Yıllar geçtikçe daha arsızlaşır aşk: ancak o zaman kurmaya başlar gövdeletimi/ kendilerını ve dııraksamadan yapıp soyler içimizi kenıiren heı şeyi, çüııkü ancak o zaman hazzın doruğuna ıılaşırlar koıkuyla korelmiş cılız saldırılara sığınmadan. Ama a^k yıllar geçtikçe yalnız aı sızlaşınakla k.ılmaz, , anlayamayız aşkı kendi dışında. Yıllar geçtikçe, aşkı anlatıııak da olınaz: • J yalnız senınle ben bilirız nasıl yakınlaştıgınıızı SAYFA 18 tkiye Katlanan Yaşam Hayat neler yapmış sana şu birkaç yılda! yurtdışındaki bir iştcn bizi geri getiren uçakta vesikalık bir fotoğrafını göstcriyorsun banayirıni yaşındaki gözlerinin o denizınde bakıyorum hayat hâlâ ıızak bir kıyı korkularından arınmış, uçurumu olmayan, koylarına ne gelirse kucaklamaya rıazır... Oysa şimdi ikiye katlanan yaşınla, oturmıış yanımda, geçmişincfen söz ediyoısun, zaman acımasızca gösteriyor pençe izlerini ve görüyorıım gıizc! yüzünıı, yorgun, onu kuşalan heı şeyle sertlesmıs ayrılıklar, çocuklar, uykıısuzlukfar, ve çevreni saran kanı bozuklar belki de ellerin zamanın sabanının en çok iz bıraktığı o tarla olsa bile, bıı uçlan bir uca çatlakları, yarıklarıyla CUMHURİYET KİTAP SAYI 460